530
sonra dedim ki ; iyi ki galatasaray'lıyım be, 6 yaşındaydım, futbolu, galatasaray'ı benliğime öyle bir maçta kazıdım ki hayal meyal hatırlıyorum o yılları, malum galatasaray'ın avrupa'da tarih yazdığı efsane yıl, ev halkı toplanmış, babam heyecandan,stresten maçı son ses izliyor, bende olup biteni anlamaya çalışırken onun heyecanını izliyorum ve izlerken uyuyakalıyorum. o tarihi maç 15 mart 1989 senesi oynanan o zaman ki adıyla şampiyon kulüpler kupası, çeyrek finalinde ki monaco maçı, maçta golü prekazi'nin ayağından atarken uyuyakalan ben o golün sevinciyle çığlık çığlığa bağrışan ev halkının gürültüsüyle yattığım yerden bir korkuyla fırlarım, babamda o zaman beni havalara fırlatır,sevinir,bağırır,büyük bir coşku yaşar cim-bom diye. işte o günden bugüne, çok zaferler, çok başarılar, çok kupalar gördüm saymakla bitmez, ama o ilk benliğe kazınan monaco maçı beni galatasaray'a bağlayan en büyük olaydır. yine öyle bir gündü schalke ile oynadığımız şampiyonlar ligi son 16 maçı o gün bir fark vardı bu sefer ben babamdan daha heyecanlıydım, galatasaray'lılığımı pekiştiren babama ve herzaman gurur duymamızı sağlayan galatasaray'a minnetarım. hayal meyal hatırladığım o yıllardan bu yıllara sayısız başarılara imza atan ve attıran, bu duyguyu tekrar yaşatan herkese bir kez daha teşekkürler, yine çok uzun bir zamandan sonra bu gurur ile gözlerimi mutluluktan yaşartanlara teşekkürler.
ne mutlu galatasaray'lıyım diyene...!
ne mutlu galatasaray'lıyım diyene...!