resim
Umut Bulut
Görev:Yardımcı Antrenör
Takım:Hatayspor
Yaş:41
Uyruk:Türkiye
  • 3276
    dün gece rüyama giren futbolcumuz. gerçekten kabus gibiydi...

    ben artık takımda oyuncu mu, yoksa kulüpte çalışan mı olmuşum bilemiyorum ama florya'da diğer tüm futbolcularımızın arasındayım ve zaten oldukça gergin geçen bir idman yeni bitmiş. kötü futbol ve alınan mağlubiyetlerden ötürü olumsuz bir hava var ve herkes çok sinirli. hatta sakatlıklar falan olmuş böyle bacağı falan çizilmiş oyuncularımız var. neyse işte, kıyafet değişimi ve duş için ağır ağır soyunma odasına doğru gidiliyor... tam o esnada soyunma odası kapısının anahtarını bir yerden ele geçirmiş olan umut bulut lakayt bir şekilde böyle sırıtarak, hatta tugay kerimoğlu'nun hertha berlin'e attığı gol sonrası yaptığı sevinçteki gibi koşarak herkesten önce odaya varıyor ve anahtarı soyunma odasının üstten aralık olan bir penceresinden içeri fırlatıyor ve dilini dişleri arasından çıkararak sırıtmaya devam ediyor. meğer başka da anahtar yokmuş; artık çilingir mi çağrılacak, yoksa cam çerçeve mi indirilecek bilemiyoruz ama umut dışındaki herkes buz kesmiş durumda ve inik olan kafalar birden böyle ağır ağır yukarı kalkıyor. birkaç saniye süren o boşluk fırtına öncesi sessizlik resmen, yemin ediyorum rüyamda bile gerildiğimi hissettim ama ortalıkta hamza hoca falan yok, sadece futbolcular ve ben. artık niyeyse ilk olarak hamit altıntop ani bir hareketle kalabalığın içinden çıkarak umut'a kafa atıyor, sonra herkes birden umut'un üzerine çullanıyor. ama nasıl vuruyorlar böyle anlatamam yani umut yere düşmüş, eğilip yumruk atanlar, üstten tekme atanlar, kafasına basanlar, adeta bir linç. umut'un ağzından yüzünden kanlar geliyor ve tam bu esnada üzerinde forma birden kirli bir cekede dönüşüyor, sani böyle beş parasız bir evsiz gibi, ama umut bulut olduğuna eminim. suratı o kadar kötü ki. birden didier drogba da olaya dahil oluyor ve umut'u kaldırıp çok sert bir şekilde yere fırlatıyor. bu arada çim saha da toprak bir zemine dönüşmüş durumda ve drogba'nın bu hareketi sonrası umut yüz üstü yatar bir şekilde yarıya kadar toprağa gömülüyor. şimdi böyle anlatınca sanki çizgi film gibi ama görebildiğim kadarıyla böyle olcan adın, kevin grosskreutz, koray günter, sinan gümüş vs. ciddi ciddi dövüyorlar umut'u ve ben dehşet içindeyim. olay bittikten sonra ortalık toz duman olmuş tabi, umut'un ağzı yüzü yamulmuş, her yerinden kanlar akıyor ve bitkin halde yerden doğrulmaya çalışıyor. tam bu esnada ben devreye giriyorum ve "ne olursa olsun oyuncumuzdur, hem sözleşmeyi imzalayan yönetim, oynatan da hamza hoca, oynamak için silah dayamıyor ya milletin başına" gibisinden düşünerek insafa geliyorum ve kendisine yardım etmek için elimde bir tas suyla yanaşıyorum. bu esnada umut'u linç eden oyuncularımız soyunma odasına girmiş ve kendi işleriyle meşgul haldeler. umut birden bire canlanıyor ve sanki tüm bunların sorumlusu benimişim gibi adeta bir zombi edasıyla üstüme atılıyor. ilk başta zor kurtuluyorum elinden. yemin ediyorum şu maçlarda koftiden pres yapar gibi bir koşuşu var ya, aynen o şekilde bir 500-600 metre kovalıyor beni, hem de kan ter içinde yani onca dayağa rağmen, böyle her yeri yara bere ve toz toprak olmuş. ben korkuyorum tabi yalan yok, bir yandan kaçıp bir yandan laf anlatıyorum "abi valla ben yapmadım hamit abi başlattı ötekiler de onu gördükten sonra daldı görmedin mi?" vs. diye ama nafile. kanlar içindeki umut bulut hiç yorulmadan üstüme üstüme pres yapıyor. sonra ben bir yolunu bulup florya'dan kaçıyorum galiba çünkü tam buralarda uyandım.

    yemin ederim umut'un ilk baştaki uyuz tavırlarına duyduğum, zaten mevcut şartlardan ötürü de biraz meyilli olduğum gıcıklık ve nefret, sonra takımda çıkan iç savaş ve linç neticesinde duyduğum şok ve dehşet, en son da kanlı umut bulut'un zombi gibi kovalamasının bende uyandırdığı korku ve yusuf yusuf hissi duygusal olarak beni allak bullak etti. ambale olmuş durumdayım.

    not: umut'un kafasındaki saçkıranı bile gördüm. her şey o kadar detaylı ve gerçekçiydi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın