1
utandığım ve çok sinirlendiğim gerçektir. galatasaray futbol takımının önündeki en büyük engeldir bana göre. sürekli fiyasko transferler yapıyoruz. arada iyi transferler yapsak bile en verimli transfer dönemlerimizde dahi çöpe o kadar çok para akıtıyoruz ki... başarı var, şampiyon oluyoruz, şampiyonlar ligine gidiyoruz, taraftardan büyük gelir sağlıyoruz ama çoğu çöpe gidiyor. bu da ekonomimizin berbat halde olmasına neden oluyor.
futbol kulübümüz için en büyük harcamalar her zaman oyuncu bonservisleri ve yıllık maaşları. ekonomik olarak en önemli konuda bırak iyi bir sistem kuramamayı, şampiyonlar ligindeki zirve takımlar gibi scout sistemi oturtmamayı, yani bunları iyi yapabilmeyi geçtim hiç yapmıyoruz bile. ulan denemiyoruz dahi...
dünyanın en iyi scoutunun yıllık ücreti takımdaki çer çöp futbolcularınki kadar bile ya var ya yok. ona rağmen inatla ama inatla yıllarca acayip zarar yapmamıza rağmen denemiyoruz bile. yani uğraşırsın araştırıp getirebildiğin en iyi gözlemcileri getirirsin, şampiyonlar ligindeki rakiplerin gibi uzun vadeli düzgünce uğraşırsın. ha başaramazsın ona da eyvallah. ama denemiyoruz ki bile...
aklım almıyor. bu o kadar bariz bir gerçek ki görmemem mümkün değil. bilançoyu hesapladığında en büyük paranın bu boş transferlere gittiğini 3 yaşındaki çocuk bilir. buna rağmen hiçbir şey yapılmaması bana göre net olarak çıkarlar ve kötü niyet. başka açıklaması olamaz. bu belli menajerlerden bazı yöneticilerin bazı kişilerin ciddi kar sağladığını düşünüyorum. siz iyi niyetli bakabilirsiniz olaya ama şampiyonlar ligindeki üst düzey takımların hepsi böyle yaparken, ekonomimiz bu kadar iyiyken, maliyet olarak çok rahat yapabileceğimiz deneyebileceğimiz olmazsa da en kötü yiğit gökoğlan transferinden ettiğimiz zararın yarısı kadar zarar edecğeimiz bir konuda yıllarca hiçbir şey yapmamakla iyi niyeti hiçbir şekilde bağdaştıramıyorum kusura bakmayın.
bu yüzden sürekli borcumuz var. başarı gelse de kapanmıyor. sürekli çöpe onlarca milyon eurolar gidiyor. türk futbolunun rezalet olmasının sebeplerinden biri de bu aynı zamanda. aslında çok iyi imkanlar var ama transfer başarın %20 bile değil. sadece başarı değil ekonomik boyutu da var yani...
dikkatli takip edin hemen hep aynı menajerlerin oyuncularıyla ilgileniyoruz. pavel paska mesela... bir tane de rumen vardı hatırlayamadım şimdi. ahmet bulut falan... bunlar hep örnek. gidip menajere iyi futbolcun var mı? diyerek falan transfer yapıyoruz mk. ulan adam tabii kendi oyuncusunun en iyi ve en dikkatli hazırlanmış kasetlerini izletip allayıp pullayacak mk. gelip sana yok abi alma o sana yaramaz mı diyecek. hele bu kirli menajer piyasasında.
bak sinan engin'in kendi lafı bu direkt kendi ağzından. gordon schildenfeld transferi hakkında diyor ki biz aslında onu değil yanında oynayan stoperi izlemeye gitmiştik. oraya gidince öğrendik ki bir maçta şortunu indirmiş. e gittiğimiz maçta yanındaki gordon iyi oynuyordu onu aldık. ulan bu transfere milyon eurolar harcadı beşiktaş. transfer şekline bakabiliyor musunuz? vallahi yoldan adam getir takımına kıyamaz böyle transfer yapmaz. tek maçla milyon eurolar... araştırın hatta videosunu bulursunuz bu olay gerçek! bu bi de beşiktaş'ın transfer sorumlusu. bir de anadolu kulüplerini düşünün...
bu yüzden kardeşim iyi oyunculara iyi teklif gelse bile gitmelerini istemiyorum. istemiyoruz. çünkü biliyoruz ki o para büyük ihtimalle çöpe gidecek, bir de elimizdeki iyi oyuncudan da olacağız. size sınırsız örnek sayarım...
şimdi melo konusu mesela. bence performansı hala müthiş. sezonun önemli bir kısmını sakat sakat oynadı. bir de önemli maçlar hariç lig maçlarını izlemeyen taraftar çok. adamlar izlemiyor özeti izliyor, sonra iki üç sağda solda yorum okuyor. hoop medya manipülasyonu. melo'yu performansı aşırı düşmüş falan zannediyorlar. hatta şimdi görüyorum bir sürü "takıma zarar veriyor" tarzı konuşan insan var. bu sezon maçların önemli bir kısmını izlemedikleri o kadar belli ki... melo hala taşıyıcı oyuncularımızdan biri. ha gürcan bilgiç'leri rıdvan dilmen'leri sinan engin'ler dinleyip gaza gelip maçları da izlemediğinden algıdan direkt gitsin isteyenlere zaten ben ne diyeyim kardeşim?
bu yüzden de hala takımımız için performansı gayet iyi olan melo'yu yerine daha iyisini alabilmek için göndermek kadar saçma bir şey yok. göndermek isteyenlere al sayıyorum nedenlerini de:
1- ulan melo'nun mevkisine gelene kadar 5'ten fazla mevki sayarım sana yetersiz durumda olan, yedeği bile olmayan, yedeği geçtim ası bile olmayan. sen hala en iyi 3-4 oyuncundan birinin yerine daha iyisini bulmaya çalışıyorsun.
2- bu kararı versen bile daha iyisini bulma ihtimalin şu plansızlıkta, geçmiş yıllardaki genel vizyonda %10 bile değil.
3- bulsan bile bize geleceği kesin değil.
4- bize gelse bile uyum sağlayacağı kesin değil. örneği çok, iyi oyuncu olup da uyum sağlayamayan. tüm dünyada çok.
5- sen bu adamı alsan bile tecrübeyle sabit çok büyük ihtimalle 500 bin euro falan ucuza transfer etmek için aylarca tatilde bir taraflarını büyütmesine izin vereceksin. kampı kaçıracak. transferin son ayında hatta son günlerinde getireceksin.
böyle böyle liste uzar gider...
neyse başa dönüyorum bu konu melo özelinde değil. genel konu...
futbol kulübümüz için en büyük harcamalar her zaman oyuncu bonservisleri ve yıllık maaşları. ekonomik olarak en önemli konuda bırak iyi bir sistem kuramamayı, şampiyonlar ligindeki zirve takımlar gibi scout sistemi oturtmamayı, yani bunları iyi yapabilmeyi geçtim hiç yapmıyoruz bile. ulan denemiyoruz dahi...
dünyanın en iyi scoutunun yıllık ücreti takımdaki çer çöp futbolcularınki kadar bile ya var ya yok. ona rağmen inatla ama inatla yıllarca acayip zarar yapmamıza rağmen denemiyoruz bile. yani uğraşırsın araştırıp getirebildiğin en iyi gözlemcileri getirirsin, şampiyonlar ligindeki rakiplerin gibi uzun vadeli düzgünce uğraşırsın. ha başaramazsın ona da eyvallah. ama denemiyoruz ki bile...
aklım almıyor. bu o kadar bariz bir gerçek ki görmemem mümkün değil. bilançoyu hesapladığında en büyük paranın bu boş transferlere gittiğini 3 yaşındaki çocuk bilir. buna rağmen hiçbir şey yapılmaması bana göre net olarak çıkarlar ve kötü niyet. başka açıklaması olamaz. bu belli menajerlerden bazı yöneticilerin bazı kişilerin ciddi kar sağladığını düşünüyorum. siz iyi niyetli bakabilirsiniz olaya ama şampiyonlar ligindeki üst düzey takımların hepsi böyle yaparken, ekonomimiz bu kadar iyiyken, maliyet olarak çok rahat yapabileceğimiz deneyebileceğimiz olmazsa da en kötü yiğit gökoğlan transferinden ettiğimiz zararın yarısı kadar zarar edecğeimiz bir konuda yıllarca hiçbir şey yapmamakla iyi niyeti hiçbir şekilde bağdaştıramıyorum kusura bakmayın.
bu yüzden sürekli borcumuz var. başarı gelse de kapanmıyor. sürekli çöpe onlarca milyon eurolar gidiyor. türk futbolunun rezalet olmasının sebeplerinden biri de bu aynı zamanda. aslında çok iyi imkanlar var ama transfer başarın %20 bile değil. sadece başarı değil ekonomik boyutu da var yani...
dikkatli takip edin hemen hep aynı menajerlerin oyuncularıyla ilgileniyoruz. pavel paska mesela... bir tane de rumen vardı hatırlayamadım şimdi. ahmet bulut falan... bunlar hep örnek. gidip menajere iyi futbolcun var mı? diyerek falan transfer yapıyoruz mk. ulan adam tabii kendi oyuncusunun en iyi ve en dikkatli hazırlanmış kasetlerini izletip allayıp pullayacak mk. gelip sana yok abi alma o sana yaramaz mı diyecek. hele bu kirli menajer piyasasında.
bak sinan engin'in kendi lafı bu direkt kendi ağzından. gordon schildenfeld transferi hakkında diyor ki biz aslında onu değil yanında oynayan stoperi izlemeye gitmiştik. oraya gidince öğrendik ki bir maçta şortunu indirmiş. e gittiğimiz maçta yanındaki gordon iyi oynuyordu onu aldık. ulan bu transfere milyon eurolar harcadı beşiktaş. transfer şekline bakabiliyor musunuz? vallahi yoldan adam getir takımına kıyamaz böyle transfer yapmaz. tek maçla milyon eurolar... araştırın hatta videosunu bulursunuz bu olay gerçek! bu bi de beşiktaş'ın transfer sorumlusu. bir de anadolu kulüplerini düşünün...
bu yüzden kardeşim iyi oyunculara iyi teklif gelse bile gitmelerini istemiyorum. istemiyoruz. çünkü biliyoruz ki o para büyük ihtimalle çöpe gidecek, bir de elimizdeki iyi oyuncudan da olacağız. size sınırsız örnek sayarım...
şimdi melo konusu mesela. bence performansı hala müthiş. sezonun önemli bir kısmını sakat sakat oynadı. bir de önemli maçlar hariç lig maçlarını izlemeyen taraftar çok. adamlar izlemiyor özeti izliyor, sonra iki üç sağda solda yorum okuyor. hoop medya manipülasyonu. melo'yu performansı aşırı düşmüş falan zannediyorlar. hatta şimdi görüyorum bir sürü "takıma zarar veriyor" tarzı konuşan insan var. bu sezon maçların önemli bir kısmını izlemedikleri o kadar belli ki... melo hala taşıyıcı oyuncularımızdan biri. ha gürcan bilgiç'leri rıdvan dilmen'leri sinan engin'ler dinleyip gaza gelip maçları da izlemediğinden algıdan direkt gitsin isteyenlere zaten ben ne diyeyim kardeşim?
bu yüzden de hala takımımız için performansı gayet iyi olan melo'yu yerine daha iyisini alabilmek için göndermek kadar saçma bir şey yok. göndermek isteyenlere al sayıyorum nedenlerini de:
1- ulan melo'nun mevkisine gelene kadar 5'ten fazla mevki sayarım sana yetersiz durumda olan, yedeği bile olmayan, yedeği geçtim ası bile olmayan. sen hala en iyi 3-4 oyuncundan birinin yerine daha iyisini bulmaya çalışıyorsun.
2- bu kararı versen bile daha iyisini bulma ihtimalin şu plansızlıkta, geçmiş yıllardaki genel vizyonda %10 bile değil.
3- bulsan bile bize geleceği kesin değil.
4- bize gelse bile uyum sağlayacağı kesin değil. örneği çok, iyi oyuncu olup da uyum sağlayamayan. tüm dünyada çok.
5- sen bu adamı alsan bile tecrübeyle sabit çok büyük ihtimalle 500 bin euro falan ucuza transfer etmek için aylarca tatilde bir taraflarını büyütmesine izin vereceksin. kampı kaçıracak. transferin son ayında hatta son günlerinde getireceksin.
böyle böyle liste uzar gider...
neyse başa dönüyorum bu konu melo özelinde değil. genel konu...