resim
Felipe Melo de Carvalho
Takım:Fluminense
Mevki:Stoper
Yaş:41
Boy:1.83
Uyruk:Brezilya
  • 4511
    20 şubat 2013 galatasaray schalke 04 maçı'nda yediğimiz golün tek başına, şahsına fatura edilmesi "haksızlık" olan futbolcudur. keza sütten çıkmış ak kaşık muamelesi görmemelidir.

    yediğimiz golü uzunca analiz etmek gerekir. futbol; "halamın bilmem neleri olsa amcam olurdu" önermesinin geçerli olduğu nadir olgulardandır. ondandır ahkam kesme sanatını uzun uzun icra edebilmemiz. ve fakat bunu yaparken temel mantık kurallarını terk etmemek gerekir. lisede mantık dersi almamış, günümüz ergen kuşağı için bu imkansız, bu yüzden imkanlılarla devam edelim.

    http://www.dailymotion.com/..._algo=2#.USYJiaVGKQ0

    02.30'dan itibaren başlayan kompleks bir süreç sonucu golü yedik. ilk hata hamit'ten. maçı izleyenler bilir, hamit'in top kaybıyla biten atak ciddi bir galatasaray atağıydı. artık herkesin bildiği birşey var; takım atak pozisyonundayken kaybedilen top, en tehlikeli toptur. korner direğinin orada bile kaybetsen tehlikelidir! hatta şampiyonler ligi gibi futbolun en kabiliyetli en zorlayıcı arenasında çok daha tehlikelidir.

    hamit orada sıkışmışken ve ilk yarının son dakikasında iken, neden topu auta atmayı düşünmez ya da taca! oyunun akışkanlığını kesmek her zaman önde olan takımın lehinedir. hamit'in oraya sıkışması da kompleks bir süreç zira topu 18 köşesi civarlarında alıp oraya kadar gömüldü. bu tip sıkışmalardan sık sık kıvrak bilek hareketleriyle sıyrılabilen bir futbolcu değil artık kendisi. neden yardımına gelen yok! neden tüm takım acaba hamit ne yapacak diye seyrediyor!

    topu kaybettikten sonra schalke'liler topu şişiriyor orta sahaya doğru. geliyoruz sevgili dany kardeşimize! o nasıl bir aymazlıktır yahu! schalke üçgeninin içindesin, bunu en net gören sensin, melo'nun arkası dönük ve o da üçgenin içinde. öyle salakça bir pas ile neyin peşindesin kardeşim. diyelim ki rastgele topa vurmak istemiyorsun; sağında sabri bomboş ve üçgenin dışında, solunda riera kısmen boş ve üçgenin dışında, olmadı dön daha da geriye nando'ya! iki adım önündeki arkası dönük adama pas atmaya çalışmakta neyin nesi.

    sıra melo'da. arkan dönükken gelen topu tutamamanın sorumluluğu sen de değil tamam. kaldı ki hem arkan dönük hem de seni konturpiyede bırakacak bir açıya atılıyor pas. ve fakat hataların affedilecek gibi değil! top kaybedildikten sonra yürüyerek pozisyonu seyretmek de nedir? adamlar üç kişiyle hücuma kalkıyor, ikisi senin sağından solundan geçiyor; sen hafif tempolu koşu yapıyorsun. jones'un senden hızlı olmadığını cihan alem biliyor. elbette gider o son pası keserdin. lakin bu sezonun başından beri süren vurdumduymazlığın izin vermedi. hepimiz alternatifsizliğini biliyoruz, senin de bunu biliyor olman ve ona göre oynuyor olman ne kadar acınası.

    bitti sanıyorsanız bitmedi!

    gelelim albert riera'ya. bazı şeyleri bilmek için sol bek filan olmaya gerek yok. forvet değildin, sol kanat oyuncusuydun ve savunma oyununun bir parçasıydı. zaten tüm mevkiler için bu böyle. farfan seni geçmiş, arkadan koşup yetişemeyeceğin de aşikar. semih kardeşimiz bunu biliyor ve kademene giriyor. senin dışında kim olursa olsun, ortaya doğru çapraz koşu yapıp muhtemel pası kesmeye çalışır. farfan'ın arkasında koşup durmanın amacı nedir.

    hasılı hamit, dany, melo, riera ortaklaşa yedirdiler bize golü. peki ne demek bu!

    konsantasyon zaafiyeti...

    sezonun başından beri bir türlü sağlanamayan konsantrasyon. elbette başarılıyız ama konsantrasyonumuz geçen seneki düzeyde olabilseydi; tur dün büyük ölçüde geçilmiş, ligde on beş puan fark yapılmış olacaktı.

    bu tur daha kaybedilmedi ve anahtar cümle konsantrasyon...
App Store'dan indirin Google Play'den alın