huysuz şirinler için maç yazısı
çaykur rizespor – galatasaray : 4-3 maça bak sen
galatasaray maça iyi başladı, erkenden golü de buldu. kadro? pek ilgi alanımda değil doğrusu. kadro şöyle olmalıydı, böyle olmalıydı detay işi. ben detay sevmem, genele bakarım.
golden sonra da birkaç kez gol olabilecek pozisyon yarattı takım. sneijder’e golden sonra iki kez şut pozisyonu hazırlandı. kusura bakmayın ama sneijder’in 18 dışından vurduğu her şut gol pozisyonu sayılır, dünyanın her yerinde. arjantinli arkadaşım var, numarasını vereyim sorun.
maçın kırılma anı selçuk inan’ın çıkma anıydı. sakatlık diyen var, kuzeninin vefatı sebebiyle (allah rahmet eylesin) morali bozuk olduğu için diyen var. nedeni ne olursa olsun, inan’ın çıkmasının takıma negatif etkisi olduğu kaçınılmaz. selçuk inan konusuna değinmişken, ön libero konusuna da değineyim. inan bir ön libero değil. sneijder de değil. xabi alonsa da değil. sneijder de değil. ama geride melo ön libero. geride değil daha önde oynadığı zaman mascherano da ön libero. pirlo da ön libero değil. orta sahanın ortasında oynamasına rağmen ön libero değil dediğim adamların tamamı play-maker. savunmaya yardıma gelmeleri ya da savunmadan top çıkarmaları onları ön libero yapmaz. öğrenin de gelin.
selçuk sakatlanınca orta saha çöktü. ne forvet bölgesinde pas yapabildik ne de sahanın başka yerinde. rize takımı orta sahayı o kadar kolay geçmeye başladı ki. nitekim selçuk’un yerine oyuna giren jose’nin kaptırdığı top gol oldu. o golde balta da sakatlanınca işler sarpa sardı. bu sezonun en iyisi kim diye 100 galatasaraylı’ya sorsak muhtemelen balta %75’le birinci olurdu. zaten kısa süre sonra frikikten yediğimiz golde gördük ki chedjou’nun liderliğinde savunma olmaz. hem ofsaytı bozdu hem de topu kalenin içinden çevirecek zamanı bulmadı. yediğimiz üçüncü golde tayming hatası için epey beklemek zorunda kaldık.
inan çıkınca jose’nin girmesinde sorun yok. bilal’e küfür edip bilal girmeliydi diyenleri kaale almıyorum zaten. balta sakatlanınca semih’in girmesi yanlıştı. girmesi gereken adam denayer’di. evet, denayer’i benfica karşısında ben de beğenmedim, kötü oyunuyla şaşırttı beni ama hem rakip benfica ayarında değil hem de sağ bek değil daha iyi bildiği yere stopere geçecekti. hamza hocaya eksi verdim bu değişiklikle.
yine de ikinci devre galatasaray tek kale oynamaya başladı. tilki hoca hikmet karaman’ın kontralarına da teslim olmadı. beraberlik, ardından galibiyeti de attı. sonra umut atıldı. umut atılınca sevinen galatasaraylılar gördüm, üzüldüm.
maç uzatma dakikalarında önce beraberliğe, sonra rize’nin galibiyetine döndü. büyük yıkım bu. herkes için büyük yıkım. 3-3’ken
rize ceza sahasında sneijder topu podolski’ye atabilse belki şimdi galip galatasaray’dı. belki dememin sebebi, pozisyon gol olur muydu kimse bilemez, çok şükür bilinmeyene küfretmiyorum. pozisyon orta sahaya döndü, sabri bir şekilde topa sahip olabilse ya da en kötü dan diye vurabilse şimdi beraberliğe üzülüyorduk, bir puan iyidir diye rakımızdan yudum alıyorduk. ama hiç biri olmadı, rakı hariç.
---- konuyla az ilgili -----
birileri diyor ki hamza hoca ırkçı, bir kesim diyor ki hamza hoca futbolu bilmiyor, hoca falan değil. gerçi bu arkadaşların hiçbiri hoca demiyor, askerlik arkadaşları gibi hamza diyorlar. bir karar verseniz. çünkü bir fikir diğerini yok ediyor. ha hem ırkçı hem de futbolu bilmediğini söyleyen ne dediğini bilmezler var, onlara bir şey diyemiyorum. derim de, galatasaraylılara kötü söz söylemek istemiyorum. içimden söylüyorum ama.
----- konuyla az ilgili ------------
taraftar her zaman haklıdır usta. valla makara diye yazmıyorum, kesinlikle taraftar her zaman haklıdır da küfür etmesini gerektirmez. insanız la hepimiz.
sağlıklı yaşam için bir öneri: galatasaray bu hayattaki her şeyinizse hayatınızda sorun var. mutluluğunuzu galatasaray’a bağlamak risklidir. tarih boyu galibiyet-yenilgi ya da şampiyonluk olarak bakarsanız % olarak artıda olabilirsiniz de, geride yüzdeyi mutluluk için almaya gerek yok. valla. kendimden biliyorum lan. en azından 45 sene ben de mutluluğumu galatasaray’a bağladım. bir de baktım ki; hayatın daha önemli ve güzel şeylerini kaçırmışım. valla değmez.
polyanna taraftar diyorlar, ben de bazen öyle diyorum da ayrıntıyı kaçırmamak lazım. bana sallayan, küfür eden adamı bile anlamaya çalışıyorum. karşılık konuşuyoruz, mevzu özür dilemesi gerektiğene kadar geliyor. sonra engelliyor ayrı. elimden geleni yapayım da, insanlar kendi bilir.
olur öyle, top bu.
*