yarın itibarı ile üzerinden miladi takvime göre 3 ay geçmiş olacak olan çifte deprem. türkiye tarihinin hem etkili olduğu coğrafyanın boyutu, hem etkilediği insan sayısı bakımından en büyük deprem felaketi.
3 ay önce bu dakikalarda
5 şubat 2023 galatasaray trabzonspor maçı oynanıyordu. tek korkumuz 11 maçlık galibiyet serimizin 12'ye çıkıp çıkmayacağıydı. bu maçtan sonra ise gündem galibiyet goygoyuna ek olarak
6 şubat 2023 fenerbahçe konyaspor maçı için konyaspor kafilesinin istanbul'a gelemeyeceği ve fenerbahçe'nin maç eksiğiyle puan olarak daha da geride kalacak olmasıydı.
twitter'daki space odalarında konyaspor uçağına dökülecek alkolün siparişi ile ilgili çabaları dinleyerek uyuyakalmıştım o gece. hepimiz de muhtemelen buna benzer bir şekilde huzurlu ve mutlu olarak gözlerimizi yummuştuk.
birkaç gündür devam eden ve yeni yeni toparlamaya çalışan bağırsak rahatsızlığım vardı o günlerde. geceleri de dahil olmak üzere belli aralıklarla devamlı tuvalete çıkıyordum. o gece de epey geç uyumama rağmen saat 3
* gibi uyanıp tuvalete çıkmıştım.
ilk darbe beni klozetten neredeyse yere düşürdüğünde uyku sersemi daldığımı düşünmüştüm. ağır ağır ama gücünü hissettiren hareket devam ettikçe deprem olduğunu anladım. zaman içinde kapı ileri geri gidip gelmeye başladı, sonra da o hep bahsedilen duvarların içinden muhtemelen esneme ve bükülme sesleri duyuldu.
başlarda şiddet yavaş olduğu için beklemeyi seçsem de o gıcırtıları duyunca çığlık atıp bizimkileri uyandırdım. bir yandan da apar topar kalktım, ilk aklıma gelen bahçeye açılan en yakın kapıyı açmak oldu. hani dışarı çıkmamız gerekir ama sıkışırsa diye. bizimkiler yattığı yerde uyanıp kendine gelip de kapıya gelene kadar geçen aşağı yukarı 1 dakikada sarsıntı bitmişti.
oysa bütün bunlar merkez üssüne kuş uçuşu 400 km ötede ve arada deniz olan bir coğrafyada yaşananlardı.
sonrası deprem bölgesinde olmayan herkes için sanırım üç aşağı beş yukarı benzer hikayelerdi. tekrar tekrar yazmaya gerek yok...
günlerce ruhumuz enkazlarda, çadırlarda dolaştı durdu. bir yandan üzüldük, bir yandan yardım etmeye çalıştık, bir süre sonra aklımıza mukayet olmaya çalıştık. yavaş yavaş hayatlarımıza geri döndük ve unuttuk. belki şampiyonluk gidiyor mu diye kıvranırken, belki bir futbol trollünün lafıyla çıldırırken, belki iş yerinde osuruktan bir konu yüzünden birileriyle birbirine girerken, belki terk edildik diye üzülürken, belki aşk acısıyla kendine ve herkese hayatı zindan ederken...
ama bir yandan da unutamadık işte. adalet arayan bir anne babanın yazdığı satırlarla, yıllardır tanıdığın ama yılların sebep olabileceği yaşlanmayı haftalara sığdırdığı için garipsediğin acılı insanlarda, belki ortaya çıkan bir detayda, belki sadece popülizm olsun diye yapılan bir paylaşımda, belki sadece kendi kendine kalıp da düşünürken...
3. göbekten bir akrabamız, arada kan bağı olan tek kaybımız oldu bu depremde. başta
childofbodom kardeşimiz olmak üzere gıyaben tanıdığım bir sürü insanı kaybettim. bir sürü tanıdığım çok sayıda kayıplar yaşadı. sözlükten bölgede yaşayan pek çok arkadaşımız da kayıplar yaşadı. işin daha kötüsü belki de bir zamanlar tanıdığım, beraber zaman geçirdiğim, mesai verdiğim ya da derse girdiğim ve hayatta olup olmadığını bildiğimiz pek çok kaybımız oldu...
bir yanımız çoktan unuttu ama işte bir yanımız da aslında hep hatırlıyor. yaşananlar ağır, kayıplar çok. çeşitli sebeplerle deprem bölgesi dışındaki bizler belki de hala tam olarak ne idrak edebiliyoruz, ne de yaşayabiliyoruz bu depremlerin sebep olduğu durumu. milyonlarca insanın ne halde olabildiğini düşünebildiğimiz anlarda ürperebiliyoruz sadece...
umarım belki bundan sonrası için doğru adımlar atılır. acılar hafifletilir. insanlar temel ihtiyaç ve haklarına kavuşturulur...