gercekten soylenecek soz bulamiyorum. yuzyilin felaketi deseler dogru. 17 agustos’ta ailemle beraber yazliktaydim ve sansa depremden etkilenmedik ama binlerce vatandasimizi kaybettik. onu da unutmadim.
6 subat depreminde ise amerika’da klasik pazartesi is gunune hazirlaniyordum. ilk depremin saat gece 4 sularinda olmasi nedeniyle burada askam 9-10 gibi haberim oldu. istanbul ve ankara’da yasayan akraba ve arkadaslarima durumu haberdar ettim. orada saat gece 4 olmasi sebebiyle istanbul-ankara civarinda yasayan bir cok tanidigim muhtemelen uyuyordu.
depremden sonra is ve arkadas cevremden bana ulasan nasil destek olunabilir diye soran insanlar oldu. benim ailemden ve arkadaslarim iyi ancak annemin bir arkadasinin oglu ve 4 yasindaki cocuguyla beraber gelini halen enkaz altindaymis. bir de bir arkadasimin hukuk fakultesinden bir arkadasi ne yazik ki vefat etti. sozlukte de yazar arkadaslarimizdan
childofbodomu kaybettik.
suan hali hazirda buradaki amerikalilara durumun vehametini anlatmaya calisiyorum. onlara surekli nerelere bagis yapilabilir, nasil yardimci olunabilir anlatmaya calisiyorum. soz konusu avrupa ulkesi olunca facebook’ta bayragini degistirip sarkilar soyleyenler, “we stand with xyz” diyenler ne yazik ki 25 binden fazla insanin vefat ettigi, yuzbinlerce insanin enkaz altinda kaldigi bu depremler serisinde cok ilgili olmadi. ben de elimden geldigince cevreme ve etrafima bir dakikalik dahi olsa anonslar yapip durumun vehametini anlatmaya calisiyorum. benim gibi bazi lejyoner arkadaslarim da gofundme sayfalari actilar onlara bile yonlendiriyorum. cok elimden birsey gelemiyor ama geldigi kadarini da burada depremzedelere yollamaya calisiyorum.
turkiye’de oldugu gibi burada da bana hayat durdu. o guneydogu’nun subat sogugunda insanlar evsiz assiz nasil dayanabiliyor inanin icin gidiyor. daha da yazardim ama toparlayamiyorum.