• 101
    başaralı olacağımız sistemdir.

    http://galatasaray11.com/kadro/basliksiz-8325

    çolak ile jose değişimli oynar ve gerektiğinde ise podolski öne çıkar ve maç sırasında 4-3-3 e rahat bir şekilde dönebileceğimiz sistem. podolski ve yasin özgür bir şekilde oynayarak sneijder ile beraber hücumu düşünmeliler.

    böylece podolski'yi özgür bırakıp biraz daha önde oynatarak daha fazla verim almış oluruz.

    ayrıca yasin - çolak/ jose değişimleri ile çift forvete dönerek 4-3-1-2 de oynayabiliriz.
  • 105
    şampiyonlar liginde önlü arkalı 4 stoperle oynarsak makul. öbür türlü iki orta saha ile oynarsak, savunmamız ile önündeki ikili arasındaki bölgedeki madenin değeri milyon euro'larla ölçülür. hatta abd, tt arena'ya demokrasi getirmeye bile kalkabilir.

    muhtemelen hamza hocanın kullanacağı diziliş. sahada değil ama tahtada. sahadaki dizilişimizin hiç bir formasyona benzemediği aşikar. umut ve sabri mevki kavramını çözemediği, poldi-şıno ikilisi iyi performans gösteremedikleri mevkilerde oyuna başlayıp spontane bir şekilde kendilerini rahat hissetikleri bölgelere kaydıkları için belli dizilişle oynadığımız söylenemez.
  • 114
    uyguladığımız sürece burnumuzun boktan kurtulmayacağı diziliş.

    forveti buna uygun alsan kanada para kalmaz. kanatları yenilesen orta saha cılız kalır. hepsini düzelt ya tandem ya da bekler patlak kalır. imkanı yok bir yerden açık verirsin illa ki.

    misal kanatlarında engin baytar ve emre çolak'ın oynadığı 4-4-2'yi 4-2-3-1'e çevirsek iki oyuncu da kanatta maymun olur, her hafta elmander mi baros mu yedek kalsın diye düşünür dururduk. ayrıca hakan balta'nın kanadı da otoban olurdu.
  • 117
    bu taktiğin başarılı olması için öncelikle savunmayı önde kurman gerekli. yani stoperlerin zihinsel olarak iyi durumda olacak. artı olarak ujfalusi gibi iyi pozisyon alan ama yavaş değil de bi tık çabuk stoperler gerekli. beklerin ileri geri çalışması gerek zira oyunu açmak için beklerin hücumdaki katkıları çok önemli. orta saha ikilisindeki oyuncular pas konusunda vasat üstü olsalar da yorulmadan ileri geri çalışmak zorundalar. yani selçuk ve de jong ikilisiyle bu taktiği denersen apışıp kalırsın, orta sahada halay çeker rakipler. bunlar olduktan sonra kanatları yasin-sinan forveti eren yapsan da iş yaparsın. arkalarında sneijder oldukları sürece bi şekilde gol bulursun.

    tabi günümüzde artık dizilişin pek bi önemi yok. oyun anlayışı daha önemli. bununla ilgili en çok dillendirilen örneklerden bizim 4-4-2 konusunda, o takım savunmasıyla orta sahasıyla, bekleriyle kaliteli ve karakterli oyunculardan kuruluydu. rakibi boğarak her maç üstün futbol oynuyorduk. hücum anlamında hatırlarsanız öyle aman aman yetenekli adamlar olmasa da bi şekilde golü bulup maçı kazanıyorduk.

    bi diğeri ise chelsea'nin 3-4-3'ü. ligin başlarındaki kötü futboldan sonra conte bu taktiğe döndü ve takım bi anda uçuşa geçti gibi gözüküyor. premier lig temposunda 2'li orta saha ve stoperlerin yanındaki beklerle yaratıcı ve efektif futbol oynamak oldukça zor. taktiksel olarak üstün bi zekaya sahip conte. bekleri orta sahanın hemen kenarlarına atıp buralarda kanat orjinli iki ismi victor moses ve marcos alonso'yu kullandı. zaten orta sahadaki kante inanılmaz bir futbolcu. her mevkiye +1 yazıyorsun bu adam sayesinde, dolayısıyla sanki 4-5-4 oynuyor gibi takım. bu hamlelerden sonra açılan takım daha rahat futbol oynadı ve onlar da bizim gibi rakibi boğarak harika bi şampiyonluk yakaladılar.

    demem o ki taktiğe, dizilişe fazla takılmamak lazım. bizim için önemli olan doğru oyuncularla doğru kadro planlamasını yapabilmek. oyuncuların formunu arttıracak serbestliği vermek. fm oynar gibi taktiği indirip takıma yükleyince arka arkaya seri galibiyetler beklemek abes kaçıyor. benim için üst düzey bir takım maç içinde 3-4 dizilişi usta şekilde oynayıp maç kazanabilen takımdır.
  • 118
    skibbe zamanında lincoln, kewell, arda, baros ile iyi futbol kötü lig sırası 5.
    rijkaard ile arda, keita, kewell, baros bazen de elano ile iyi futbol kötü lig sırası 3.
    hamza hamzaoglu ile sneijder, yasin, umut, burak kötü futbol, şampiyonluk.

    bana kalırsa şampiyonluğu getiren orta sahadaki melo'dur. yani demek istenilen melo gibi hem ayağı düzgün hem de fiziksel mücadeleden kaçınmayan bir orta saha. ilk iki saydıgım sezonlardaki orta sahalar malumdu.

    gerisini biliyorsunuz işte.

    bu beladan bir an önce kurtulmamız lazım. hele ki orta sahamızda azman futbolcu yokken.
  • 119
    belki de avrupa'da en fazla kullanılan sistemdir ve en kolay sistemdir. 2016-2017 yılında bu sistemden yeterince faydalanamamızın sebebi, beklerimizin kötü olması ve kanat oyuncuları ile santrafor oyuncularımızın yanlış seçilmesidir. bruma ve yasin sürekli içeri kat eden oyuncular olduğu için yanlarına daha pır-pır, hareketli, topla arası iyi ve hücumda sürekli topla buluşan bir santrafor tercih edilebilirdi ya da kanat oyuncularından birinin çizgiye basan, geçip orta yapan, lens ve quearesma tarzında bir oyuncu olması gerekirdi. zaten kanat oyuncularımız bruma, yasin ve sinan , istatistiksel olarak fena iş yapmadılar ama bunu takım oyunundan feragat ederek yaptık. beklerimiz de topa bomba muamelesi yapınca eren'in attığı gol sayısı potansiyelinin ve büyük takım forvetinin çok çok altında kaldı.

    bruma gittiğine göre bu sistemden vaz geçip 3-4-2-1 sistemine dönmeliyiz diye düşünüyorum. medyada çıkan belhanda, jole campell gibi isimlerinde bu forvet arkası oynayacak 2'liden biri olarak düşünüldüğüne inanıyorum.
  • 120
    yıllarca küfür edip illet olduğumuz diziliş. fakat 2016/2017 sezonunda şenol güneş bunu takımına çok iyi uygulattı. oyuncu tercihlerine baktığımızda yırtıcı santrforu destekleyen iki klasik kanat forvet ve tam bir hole player ile hücumu 4 leyen bir oyun stili görüyoruz. bu 4lünün arkasında 6-8 modeli bir ortasaha var ki bu modelin 6 kısmındaki atiba tam yerinin adamıyken 8 numara kısmındaki oguzhan'ın biraz sönük kaldığını gözlemleyebiliriz. yine de 4-2-3-1'in 2 ile 3 arasındaki boşluk problemini dribblingi olan bir 8 numara ile çözmeye çalıştığını da anlayabiliyorum. savunma 4'lüsüne geldiğimizde her ne kadar ara sıra süpriz çıkışlar yapan bir adriano olsa bile genel olarak 4 bekin de hücumda çok fazla etkili olamadığını söyleyebilirim. tabi etkisizliğin en büyük sebepleri önlerinde oynayan kanat forvetlerin bekleri çok fazla oyuna sokabilen tipte oyuncu olmamaları ve çizgiyi çok aktif kullanarak beklere boş alan bırakmamaları gibi gözüküyor. stoperde ise güçlü stoper/teknik stoper ikilisi ile 4'lü hattı klasik şekilde tamamlamışlar. her ne kadar sosa'lı olcay'lı 4-3-3 vari oyununun tadı olmasa bile bu 4-2-3-1 ile hem negatif hem pozitif anlamda heyecanlı bol gollü maçlar izlettiler. fakat kendi bireysel görüşüm bu şablonun çok da uzun ömürlü olamayacağı yönünde. şampiyonlar liginde real madrid gibi çok üst düzey takımların bile bu şablona benzer taktiklerle çok zorlandığını belirtmek isterim. eğer şenol güneş bu şablonda diretirse hem ligde hem de şampiyonlar liginde negatif anlamda enteresan sonuçlar alabilir.
  • 121
    2018 rusya dünya kupası, 4-2-3-1 dizilişinin zaferini bir kez daha tesçil etti. final oynayan fransa da, hırvatistan da tam anlamıyla bu sistemin uygulayıcısı takımlardı. hırvatistan’ın fransa’ya göre en zayıf yanı, stoperleriydi. vida her ne kadar turnuva boyunca harika oynadıysa da, yanında oynayan lovren pek güven vermiyordu. varane ve umtiti ise belki de dünya’nın en iyi ikilisiydi ki biri real madrid’de, diğeri barcelona’da oynuyor.

    beklerde iki takım eşit sayılırdı. ancak iki ön libero açısından yine fransa bir tık yukardaydı. pogba ve kante en ideal ikiliydi. biri kesici ve bozucu, diğeri top taşıyıcı, dikine delici pas atıcı ve uzaktan şut kullanıcıydı. brozovic ve rakitic de bu açıdan mükemmeller ama brozovic bir tık aşağıda kaldı.

    ilerdeki üçlü açısından, on numaradaki modric, griezmann ile denkti. mbappe ve matuidi’ye karşı rebic ve perisic eşleşmesinde, mbappe psikolojik üstünlüğü fransa lehine çeviriyordu.

    mandzukic ile giroud karşılaştırıldığında mandzukic üstündü lakin giroud da kötü değildi.

    sonuç olarak, 4-2-3-1 sisteminin üçlü defansa karşı mutlak üstünlüğü bir kez daha kanıtlanmıştır. üstelik futbolcu yapısına en uygun sistem olduğu da ortadadır. çünkü bu sistemde her futbolcu mutlaka birbirlerinden farklı ama birbirlerini tamamlayıcı olmak zorundalar. örneğin iki altı numara ile oynanamayacağı gibi çift santrafor ile de oynanamaz.

    üçlü defansa göre orta sahada ve kenarlarda daha fazla adam bulundurma fırsatı sağlarken, klasik on numaraların oyuna kalite katmasına da zemin hazırlıyor. kanat oyuncularının hız, çabukluk, dripling ve çalımlar ile futbola renk katması da unutulmamalı. saha parselasyonu açısından da müthiş bir avantaj sağlıyor.

    yani kısaca dünya şampiyonu 4-2-3-1 sistemi olmuştur. kendisini kutluyorum.:)
  • 122
    2018 dünya kupasında finale çıkan iki takımın da oynamadığı sistem.
    şampiyon fransa daha çok 4-3-3 e benzeyen, ortada matuidi'nin grizman tarafına daha çok bindirme yaparak defansif anlamda yardımcı olduğu, grizman ve mbappe'nin biraz daha serbest oldukları bir sistem. hatta matuidi 2017-2018 sezonu başında tudor'un tolga'yı oynattığı şekilde oynamıştır. yani bu sisteme 4-2-3-1 demek yanlış olur.

    finalist hırvatistan ise 4-5-1 gibi oynamıştır. rakitic, brozovic ve modric 3 lü orta saha, rebic ve perisic kanatlarda oynamıştır.

    3'lü savunma ile oynayan belçika vardı onlar da turnuvada 3. oldular.

    turnuvanın şampiyonu 4'lü savunma diyebiliriz belki ama 4-2-3-1 oldu diyemeyiz. çünkü iki takımda 4-2-3-1 oynamadı.
  • 123
    bu sistemi gerçek anlamda kullanan çok fazla takım yok esasında. ancak nedendir bilinmez takım kadrosu verildiğinde direkt bu sisteme uydurup yazıyorlar. biz mesela 2017-2018 sezonunda bu sistemi oynamadık. fernando, donk ve belhanda gibi oyuncularla da oynayabilmemiz mümkün değildi. ancak her maç kadromuz bu şekilde verildi ki belhanda'nın en çok eleştirilmesinin sebeplerinden birisi de budur. adam bildiğin 8 oynadı ligin 2. yarısında. ancak kadro hep 4-2-3-1 yazıldığından skor beklendi duruldu.

    2018 dünya kupasında da bir çok takım bu sistemi tercih etmedi. 10 numara yerine 3. bi 8 yada 8.5 numara daha kullanmayı tercih etti hemen hemen her takım. sanırım dünya futbolunda ya 10 numaranın tanımı değişiyor ya da 8.5 numara diye yeni bir mevki git gide yükselmeye başlıyor. ancak bir gerçek var ki sahaya bu dizilişle çıkıyormuş gibi gösterilen bir çok takım aslında bu dizilişi değil yakın versiyonlarını oynuyor.
  • 124
    4-2-3-1 denince benim aklıma direkt 2006'daki fransa geliyor.

    ------------------henry---------------

    malouda--------zidane---------ribery

    ------------makelele--vieira----------

    abidal----gallas----thuram----sagnol

    ----------------barthez----------------

    bak bu takım safkan bir 4-2-3-1 takımı. ama bu turnuvadaki* hırvatistan ve fransa kesinlikle 4-2-3-1 oynamadılar. hırvatistan, 4-1-4-1 oynadı.

    --------------mandzukiç----------------

    perisiç-----rakitiç-----modriç-----rebiç

    ---------------brozoviç------------------

    defansı yazmaya gerek yok. brozoviç'in regista oynamasının bir sebebi de spalletti oldu sanırım. merkez orta saha veya ofansif orta saha rolündeyken sırıtan brozoviç'i, geçen sezonun ikinci yarısından itibaren defansif orta saha rolüne kaydırdı ve adam resmen uçuşa geçti. daliç, akıllıca davranarak bunu hırvatistan'a da uyarlamış. böylelikle modriç ve rakitiç'e daha özgür takılma fırsatı tanımış oldu. (gerçi rakitiç bence turnuva boyunca kötüydü.)

    fransa'ya gelince onlar turnuva boyunca hibrit bir diziliş-sistemle oynadılar. tabii burada kadrolarındaki oyuncuların acayip yetenekli olmasının da payı büyük. kağıt üzerinde

    ---------------------giroud-------------------

    matuidi----------griezmann---------mbappe

    ---------------kante----pogba---------------

    şeklindeki diziliş hücuma geçtiklerinde

    griezmann----------giroud----------mbappe

    --------------matuidi----pogba--------------

    --------------------kante---------------------

    halini alırken savunma esnasında

    ----------------girioud--------------mbappe

    -----------------griezmann------------------

    matuidi---------------kante----------pogba

    benzeri bir şeye dönüşüyordu.

    benim turnuvada taktiksel açıdan en beğendiğim hoca-takım ise martinez-belçika idi. onlar da üçlü savunma gibi gözüken ama savunma anında dörtlüye dönen kırma bir diziliş uyguladılar. evvelki sene dani alves'e sahipken allegri de yapardı böyle. bir de witsel-fellaini ikilisinden birinin yerine kadroda nainggolan bulunda nasıl olurdu acep?

    (o değil de bir entry gireyim dedim, tire tuşu yalama oldu.)

    not: italya'nın tarihinde ilk kez dünya kupasına katılamamasının sebebi üçlü savunma filan değildir. ventura'nın meşhur 4-2-4'üdür.

    (bkz: #2281053)
  • 125
    (bkz: #2463036) entrymde, 2018 rusya dünya kupasında final oynayan iki takımın da 4-2-3-1 sistemi ile oynadığını, dolayısıyla bu sistemin aslında dünya şampiyonu olduğunu yazmıştım. bazı arkadaşlar fransa’nın daha çok 4-3-3’e benzeyen bir sistemde oynadığını ileri sürmüşler. bu doğru değil. çünkü bir sistemin 4-3-3 olarak kabul edilmesi için, orta üçlü ile forvet üçlüsünün aynı ya da benzeri karekterde futbolculardan kurulu olması gerekir. yani örneğin ileri üçlünün üçü de forvet özelliklerine sahip olmalı. eğer içlerinden birisi klasik santrafor, yani 9 numara karekterinde ise 4-3-3’ten bahsedilemez.

    fransa’da giroud, klasik dokuz numaradır. kendisinden kanat forvet yaratmak isteyenler olabilir ama başarılı olamaz. giroud’un sık sık orta sahaya deplase olup, mbappe ve grizman’a koridor açması, 4-2-3-1 sistemini etkilemez. aynı şeyi mandzukic de yapıyor gomis de yapıyor. bu sadece sistemin iç varyasyonundan ibaret bir taktiktir.

    üçlü defansı oynayan belçika ve ingiltere, çok güçlü olmalarına rağmen kaybettiler. neden kaybettiler? çünkü defansta çakılı kalan üçüncü stoper yüzünden orta sahada hep bir eksik kaldılar. sağ ve sol bek arkaları boş kaldığından kontrolde zorlandılar. aynı hatayı italya da yaptı ve tarihinde ilk kez dünya kupasına katılamadı. şampiyonlar liginde juventus yaptı finalde farklı mağlup oldu. (dünyanın hemen en iyi üç stoperine sahip olmalarına rağmen) denenmişi denemenin aptallıkla eş anlamlı olduğunu unutmamalıyız.

    ekleme: futbolun, takım, ekip, teknik heyet, futbolcu yapısı, yönetim ve taraftar bazında yirmiden fazla bileşeni vardır. başarı tüm bu bileşenlerin senkronize edilmesinden kaynaklanır. oyun sistemi ya da diziliş bu bileşenlerden biridir. entrynin sadece sistemler arası kıyaslama yapma amaçlı olduğu unutulmamalı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın