2015-16 UEFA Şampiyonlar Ligi C Grubu 2.Hafta Maçı
19:00
2 - 2
  • 53
    kazanmak için yüksek konsantrasyonla oynamamız gereken maçtır. astana'nın ilk kez cl'ye katılması futbolcularımızın motive olmasını zorlaştıracaktır.

    bu tür maçlarda, yani zayıf görünen takımlara karşı oynanan maçlarda, avantaj ve dezavantajlar şunlardır.

    avantajlar;
    -rakibin çok koşacağı ve yüksek efor sarf edeceği açık olduğundan, maçın son yirmi dakikasında oyundan düşmeleri kaçınılmazdır. dolayısıyla son yirmi dakikaya kadar gol yememeye dikkat edip, sonradan fişi çekmek daha mantıklıdır.

    -rakip tecrübesiz olduğundan gol atmakta zorlanacaktır. uzun toplarla ve hava toplarıyla gol bulmaya çalışacaklarından yüksek toplara dikkat edilirse gol atmaları daha da zorlaşacaktır.

    -çok koşmak zorunda olduklarından, kısa ve çabuk pas yaparak rakibi boş koşulara zorlamak her zaman sonuç verir.

    dezavantajlar ise motivasyon zorluğu yaşamak, rakibi iyi etüt etmemek ve hakem hatalarına ya da hakem tuzağına yakalanmaktır.

    bu dezavantajları yok edersek galibiyetle döneceğimize inanıyorum. başarı ve üç puan dileklerimle...
  • 63
    gol atmanın zor olacağı maç. skoru bile geçtim, tek temennim bizim açımızdan sakatlık yaşanmadan bitmesi.

    öncelikle suni çim (her ne kadar uefa kabul ediyor ise de) oynama zemini olarak hakiki çimden farklı. topun sekişinden, kramponun sahaya tutuşuna, zeminin alışık olunandan daha sert oluşuna kadar sayabileceğimiz 10-15 farklı değişken var ki, bence bunlardan en önemlisi kramponun zemin üzerinde kalıyor olması (standart krampon çimde gömülüyor haliyle). bu farklılıklar top sürmekten, topun altına girmeye (orta), topun sekişinden vurulan topun ıslak çimden sekerek hızlanma vb. potansiyeli gibi çoğu motor hareketin normal sahada vereceği sonuç ile aynı sonucu vermemesi sonucunu doğuruyor.

    özellikle profesyonel seviyede ıslanan formanın ağırlığının bile takım performansını etkileyebileceği dikkate alınırsa bence krampon sıkıntısı başımızı ağrıtabilir. nitekim, her ne kadar "astana maçı için özel krampon" yazılsa da resimlerden gördüğüm kadarıyla kramponlar standart ag krampon. şimdi söyleyeceklerim, dünya geneli için %100 doğru bir önerme olmasa da türkiye için geçerli olan şeylerdir. bilen bilir, fg (firm ground) kramponlar hem tutuş, hem kavrayış hem de ağırlık olarak ag (artificial ground) kramponlardan farklı. aslında fg krampon dediğimiz halk arasında "tam prof", ag kramponlar da halk arasında "yarı prof" olarak biliniyor. bu tabir tartışılabilir ancak genel kaynak böyle. kramponlar, ayakkabı tabanı ve kullanılan mazlemenin kalitesi farklı. en azından bizde böyle. zira nike dünya genelinde (misal almanya) ag tabanlı fg malzemesi ile ayakkabı üretiyor ancak bu ayakkabılar türkiye'de satılmıyor. özel sipariş ile gelebiliyor ve açıkçası ben bizim takımın özel sipariş verdiğini düşünmüyorum (wes dışında).

    kaldı ki zemin yeşil gözükse de en kaliteli suni çim, hakiki çim değildir. kayınca bir tarafın normalden daha fazla acır yani. isviçre'de kabul görmüş olan uefa stadlarında top oynamış (taşağına) bir adam olarak söylüyorum ki evet, daha az acıtıyor ancak beylerbeyi stadında kayınca ne kadar canın acıyorsa (misal 10 diyelim) bu zeminlerde de ona yakın bir can acıması (misal 8.5) yaşıyorsun. çimde bu oran, zeminin kuruluğuna bağlı olarak 1-6 arasıdır, 6 karda kışta donmuş toprak veya 20 gün sulanmamış çimdir (anlatmak için söylüyorum).

    şimdi takımdaki adamları severiz, sevmeyebiliriz, beğeniriz veya beğenmeyebiliriz ancak bu adamlar bilmem kaç yıldır aynı tip zeminde oynamış adamlar ve maç içinde yaptıkları motor hareketleri bu zemine göre oturmuş. şimdi "umut'un her hareketi motor olsa ne olur?" diyebilirsiniz ama konu tam olarak değil, herkes etkileniyor. rakip hariç.

    bu dezavantajlar dışında ilk 11'in nasıl şekilleneceği de önemli. ben hamza hoca yerinde olsam 2 maçtır oynayan kadroda poldi-umut değişikliği yapar kanada sinanı koyar maça başlarım. ancak kendisinin aldığı toplarda artık ayhan akman gibi sağa sola koşan ve ileri gitmeyen selçuk'u, veya aralarındaki ilişki her ne ise antep maçının skorunun 5-1 olmasını engelleyen tek adam umut'u oynatma ihtimali %103 diye düşünüyorum.

    umarım atletico maçındaki gibi fanteziler denemez, en azından sahaya çıkan iyi kötü 11 adam da nerede durup nereye koşacağını bilir. yine söylüyorum, zaten galatasaray tarihinin gördüğü en kötü transfer politikası ile dar rotasyona mahkum edilen takımın, dişlilerinden birinin gitmesi halinde sonu iyi olmayacağından, skor kadar sakatlık yaşanmadan dönmemiz de önemli.
  • 64
    eğer astana da kazanmak için oynarsa biz kaliteli ayaklarımızla(sneijder, podolski, yasin, selçuk) daha fazla gol bulur kazanırız ama astana kapanırsa kilidi açmak için duran top silahını kullanmamız lazım. bu sebeple de ne olursa olsun hakan balta, chedjou, denayer üçlüsü ilk onbirde olmalı. evet chedjou'nun maç eksiği var, semih de iki haftadır sırıtmıyor ama chedjou bu takımın en iyi stoperi.
  • 65
    biz aslında kendimizi dev aynasında gördüğümüz için kaybediyoruz sürekli.

    bursaspor her sezon başı ön eleme maçlarında adı sanı duyulmamış takımlara elenir, trabzonspor keza öyle, bilmem kaç yüz milyonluk transferler yapan fenerbahçe ülkemizin %95'inin maç günü tanıdığı bir takım tarafından tokat manyağı yapılır.

    ama biz hala bundan ders almayıp şampiyonlar ligi gruplarına kalana kadar 3 ön eleme turu geçen astana'yı çantada keklik görürüz. yanlış anlaşılmasın, sözlük yazarları bilinçli, ancak rakip takımı kolay lokma şeklinde bilinç altımıza yerleştirmeye çalışan bir kısım basın ve yayın organları var. inşallah futbolcularımız da sözlük yazarları gibi temkinli yaklaşırlar ve maçı ciddiye alırlar.

    maça gelecek olursak kazanmaktan başka çaremiz yok üst tur şansımızı devam ettirmemiz için. suni çime fazla takılmamak lazım eksileri olduğu gibi artıları da var sonuçta. mesela podolski tam topa vuracakkken çime takılıp düşme olayı olmaz. zemin yağ gibi, pas oyununa yatkın bir takım olarak bu bizim için bir avantaj.

    hakkımızda hayırlısı olsun.

    edit: düzeltme
  • 67
    türk futbol tarihini bilen herkesin diken üstünde durması gereken maç. türk futboluna direkt ilk dakikadan ters gelen 3 ekol vardır.

    kuzey avrupa, alman ve ingiliz. ingilizler tempo ile bitirir, kuzeyliler disiplin ile, almanlar disiplin ve yetenekleriyle maçları bitiriyorlar.

    kazakistan da her ne kadar kuzey avrupa olmasa da o ekolde oynayacağını düşünmek tuhaf olmaz. bu konuya dönmeden 2 noktaya değineceğim.

    bize karşı uygulayabilecek 2 net taktik ve türevleri var.

    1 kaleye kadar verimli baskı. geriden topu çıkartırken sıkıntı yaşayan bir takımız. orta saha da geldiğinde peşinde adamla geldiğinden ve önden yardım bulamadığından sıkıntı büyüyor.

    2 fizikle düşür boş alandan en az 3 kişi hücuma çık. özellikle kanatların dönüşü zayıf. sneijder falan zaten çok sinirlenirse maçta 2 kere 3 kere dönüyor o kadar.

    kaldığımız yerden devam edelim.

    rakibin ne yaparsa yapsın çok disiplinli yapacağı aşikar.

    ilk dakika golü bana göre çok önemli. ilk dakika golü bütün bu yazdıklarımı ofsayta düşürür ben de keyifli keyifli stres yapmadan maçı izlerim oh mis.

    klasik bir şey denir bu tarz maçlar için. enine açmak. ama bana göre ne hura saldırmak ne de enine açmak yetmiyor. hatırlarsınız son litvanya türkiye maçında iyice kapattık rakip kaleyi ve zar zor gol attık. ama 4-0 da bite bilirdi ilk yarı. volkan ve gökhan burak'ın yanına gömülene kadar çalım atabilen adamlar olduklarından bence gayet makuldu. (ilk yarı için.) ancak unutmayalım bizim kanatlarımızın bu özelliği ile ortaya çıkmıyor.

    aynı şekilde enine açmakta bence yetmez. biz 3'lü gruplar yapıp topu çıkartan ve ya koşan adamın önüne atıp mesafe alan bir takımız. rakibi istiyeceği şeyi yapmaya itmeye gerek yok. sıkışmasınlar orası bir ferahlasın.

    umut bulut. bana göre kilit adamlardan biri. antep maçında podolski attığı golde nasıl stoperi çektise göbeği ne yapıp edip açmalı. bu olursa bizim işimiz çok kolaylar.

    atletik bekler. carole ve denayer'e bakınca rahatlıyorum. bu adamların atletik özellikleri ve hakan ın aklı (semih'te formda allahı var) beni olası indir vur gol olsun korkusundan uzak tutuyor.

    bilal kısa maçta kendine yer bulacaktır. hoca selçuk ile başlarsa bir şey demem ki bence öyle olacak. deneyim atacaktır ortaya. ama bilal'in önemli bir özelliği var. emre dahil hiç bir orta sahamızda olmayan. seri dönüp seri adımlarla önündeki adamın arkasına geçmesi. lazım olacaktır.

    sabri nin aportta beklemesi gerekiyor. onun maça katabileceği bir ateş olabilir.

    son iki notundan biri pas kaybı. zaten şl de tehlike hunisi civarında ve ya açık alanı rakip görecek şekilde pas kaybı yapmak intihar. top ne kadar bizde o kadar az kontra. top ne kadar tehlikesiz bölgede kaybolur kontra atak sıfır olur.

    konsatrasyonu yüksek tutup sakinliğimizi ve disiplini bırakmazsak alımızın akıyla çıkabiliriz. ama daha yeni fener malmö maçı yaşandı.

    dip not: grup açıklanması tabiki bu maça hepimiz 3 puan yazdık ama 1 puan da iyidir. 1 puan da bizi çıkartır. bizim gruptan çıkma maçımız benfica ile. o yüzden önce kaybetmemek diyorum. so sözüm...

    (bkz: konsantrasyon)

    edit: şunu da yazmak isterim. rakip hayrına burada değil. hjk maribour ve apoel'i eledi. apoel'i son senelerde avrupa ligi'nde biliyoruz. zira maribour da şl'ye 4. torbadan girse kimse şaşırmaz.
  • 69
    paralı yayınları kaçak olsalar dahi izlememe kararım dolayısı ile izleyemeyeceğim maç.

    normal şartlarda kadro yapısı, kadro değeri, cl geçmişi, takım tarihi vs karşılaştırınca ezip geçmemiz gereken maç ama başımızdakilerden dolayı sanki geçmişimiz silinmiş gibi davrandığımız için eşit şartlarda mücadele olacak, maçı alırsak kişisel bir yakım hareketlerle alırız.
  • 70
    sezonun en onemli maclarindan biri bizim adimiza. kazanirsak galibiyet serimizi uc maca cikarmis olacagiz ve bu kotu futbola ragmen takimimiz kazanma aliskanligi kazanmis olacak. puan kaybi yasarsak eger sampiyonlar ligi'nde zaten cok az olan ust tura cikma sansimiz tamamen ortadan kaybolacaktir ve takimin yakalamis oldugu hava basinin da etkisiyle ortadan kalkacaktir. oynadigimiz futbolu dusununce rakibimizi kucumsemek en buyuk hatamiz olur.

    bu taraftar tromso ilve karpaty lviv maclarini hala unutmadi. aman diyelim ve 1-0 bile olsa galibiyet ile donelim.

    sahaya asagidaki 11 ile cikacagimizi dusunuyorum.

    ---------------------muslera----------------------------
    -denayer-----chedjou-----hakan ballta-----carole--
    -----------------selcuk---------jose--------------------
    -podolski-------------sneijder------------------yasin-
    ---------------------umut bulut-----------------------

    gonul isterki sinan gumus ile baslayalim. ama hamza hamzaoglu kendisini kesinlikle ilk 11'de kullanmayacaktir. ikinci yarida sinan gumus, bilal kisa ve emre colak gibi takviyeler macin gidisatina gore dusunelebilir.

    bu arada evinde tivibu olmayan arkadaslara kalamis civarinda ka'hve cafe'yi, levent civarinda tahtasaray'i, ortakoy civarinda ortakoy kahvesi'ni ve bakirkoy civarinda atrium teras cafe'yi oneririm.
  • 73
    uefa avrupa ligi ön elemesinde karşılaşsak rahat çıkıp belki 4-5 atacağımız bir takım astana. ama şampiyonlar ligi gruplarında karşılaşacağımız için maçın atmosferi baya bir farklı. yine de kazakistan takımlarının bizimle boy ölçüşebilecek seviyeye geldiğini düşünmüyorum. ki sanıldığı gibi kazak takımları isveç, norveç, izlanda, ukrayna, rusya gibi kuzey takımı sertliğinden de uzak oluyor. bu yüzden rahat ama rakibi küçümsemeden ve öz güvenli bir şekilde çıkarsak temiz bir galibiyet almamızı bekliyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın