• 620
    kabul etmek gerekir ki şanslıydık ve rakip beceriksizdi son vuruşlarda. takım çok yorgun bir görüntü verdi. bu sezon kötü görüntü verdiğimiz son maç olur umarım. transferler sonrası nefes alırız biraz umarım. ve son stresli maçımız olur umarım.

    muslera, torreira, barış ve abdülkerim cezalı duruma düştü. ads maçında tolere edilebilirler sanırım. hem dinlenmiş olacak oyuncular. yeni transferler kendini göstersin.

    edit: sorescu'nun maçı atılmadan tamamlaması ise bir rezaletti. kasap gibi biçti oyuncularımızı. pozisyon icabı olmayan, oyun durmuşken bile!

    edit2: öyle ya da böyle sahasında sadece 1 kere yenilmiş ve uzun süredir de sahasında yenilmemiş bir takımı yendik.
  • 625
    böyle yorgun argın çıktığımız maçta üç puanla dönmek her şeyden önemli.

    her seferinde söylüyorum. bitiricilik konusunda çok gevşeğiz. çok rahat üç farklı kazanabilirdik.

    mertens biraz dinlenip döndüğünde tekrardan oyun gücümüzü oluştururuz. yunus ve barış’ın olmadığı ilk 11 için normal bir oyundu.

    sarı kartlar temizlendi. en azından bunu düşünebildik. yolumuza devam ediyoruz. çıkışımız sürecek.
  • 626
    oyuncular çok yorgun ve yine yoruldular.

    biraz topu indirmeyi, pas yapabilmeyi becerebilmemiz lazım.

    bu demek değil ki her yerde pas yapalım. riskli ise yapmayalım. eyvallah. ama o kadar müsait alanlarda pas yerine uzun vurduk ki...

    ve vurduğumuz her topta geldiler üzerimize.

    osimhen var elimizde, tamam da, bu kadar da değil lütfen.

    maçı rolantiye alıp dinlenmek gerekiyordu biraz. koştur koştur oldu yine. hayır, bu takım kalas bir takım da değil ki...

    ufaktan kısa pas. al ver. sonra istiyorsan yine vur. harbi.

    önemli olan üç puandı. aldık.
  • 627
    çok kritik bir deplasmandan daha ite kaka çıktık.
    biz de goller kaçırdık ama sanki pis bir golle puan bırakacakmışız gibi hissettim hep maç boyu. çok şükür olmadı. kornerde arda kızıldağ ayak içiyle vurduğunda dedim eyvah girdi. okereke sağolsun tam bir kazmaydı bugün. sıradan ligimizin sıradan takımlarını bile tek golle anca geçebiliyoruz, avrupa'da başarı bu sezon hayal. o yüzden tüm gücümüzü lige vermeli ve bu sezonu da koparıp tüm rakiplerin fişini artık çekmeliyiz.
  • 628
    bu tür kötü galibiyet sonrası da tüm takım eleştirilmelidir ama bu maç o maçlardan değil. nedeni ise avrupa dönüşü büyük hayal kırıklığı, inanılmaz yorgunluk, barış, yunus ve jakobs sakatlığı üstüne de dün rakibimizin hakem faciasiyla gelen galibiyeti sonrası bu maça çıkmak kolay değildi. üzerine de antep evinde surekli kazanan bir takımken. bazı maçlar maalesef böyle kazanılıyor. bizim esas kizmamız gereken maclar daha rahat hatta evimizde oynadığımız koparamadığımız maçlar olmalı.
  • 629
    öncelikle taraftarımıza teşekkür ettiğim maç oldu. 90 dakika boyunca sürekli destek oldular, rakibi bile ıslıkladılar. keşke içerideki maçlarımıza da antep'tekiler gelse.

    kaan, jelert ve sallai çok iyi oynadı. golü erken bulmak işimizi kolaylaştırdı. 80'e kadar çok rahat giden maçta 2. golü bulamayınca son 10 dakika çok baskı yedik. net pozisyon vermemiş olabiliriz ama bu bizim defansın meziyetinden ziyade antep'in hücum kalitesizliği ile açıklanırsa kendimizi kandırmamış oluruz.

    ilk yarı güzel oynadık ama hücumda etkisiz kaldık. tabii barış ve tekniği sallai'den iyi olan yunus akgün olmayınca bunlar biraz normal.

    çok şükür kazasız geçtik. yeni transferler ve oyun setinin değişmesi ile daha iyi oynayacağımız günler yakındır.
  • 630
    transfer sezonlarına taraftarlar bayılır da teknik adamların hiç hoşlanmadığı dönemlerdir, hele ki maçlar devam ederken gelen ve gidenler olunca, kadro kurmak da bir o kadar sıkıntılı olur... oyuncuların kafa yapısı "karışık" olur, konsantrasyonu sağlamak zorlaşır...
    nelsson "forza roma" derken, batshuayi "gidecek rota "ararken, yunus sakat, barış da ağrılar içinde kulübede "hamle" oyuncusuna dönüşmüşken, okan hoca zor bir antep deplasmanında eksik oyuncularla sahaya çıkıyordu...

    iyi haber taze transfer moratta kulübedeydi, 25 dakika kadar forma giyecekti...

    yenilerden, "çocukluk aşkına" kavuşan ahmed'in de jeneriklik golüyle galatasaray, daha taraftarların bir kısmı stada girmeden antep deplasmanına önde başlıyordu. bu yıl eyüpspor formasıyla "uzaktan" attığı gollerle transferin gözdesi olan ahmed kutucu, dries abisiyle idmanda çalıştığı golle hayallerini gerçekleştiriyordu.
    kaan-sanchez ve abdülkerim üçlüsüyle savunmaya başlayan galatasaray, hücumda çok adamla rakip sahada baskı yapıp, top kapıyor, selçuk inan'ın takımını oynatmıyordu. ikinci gol gelse rahatlayacak ama osimhen'in kafa pasında ahmed ıska geçiyor, devamında mertens'in plasesinde genç kaleci burak ortaya çıkıyordu. ev sahibinin kalecisi devre biterken kaan'ın bomboş kafasını öyle bir çıkardı ki, takımını da oyunda tutan oyuncu oluverdi birden...

    "oyunda tutmak" demişken, maç öncesi "galatasaray'ın avrupa maç dönüşlerinde galatasaray maçı yönetiyor" diye yalan üzerine algı oluşturulan kadir sağlam, sarı kartı olan lungoyi'ye torreira'nın yüzüne vurduğu için sarı kart vermiyor ama torreira'ya kart gösteriyordu. ne de olsa "torreira'ya kart göstreme" modası başlamıştı... bununla yetinmeyen maçın hakemi "f.ck off" diyen sorescu'ya da kayıtsız kalıyordu... derler ya "futbolcu milleti cin gibidir" diye, sorrescu hakemin kart göstermeyeceğini anlayınca sallai'ye öyle bir bastı ki 62. dakikada, yine hakem ve var "üç maymunu" oynadı...

    ev sahibinin penaltı beklediği pozisyonda ise muslera'dan seken top sanchez'in eline çarpıyor lakin kural penaltıyı işaret etmiyordu...
    selçuk hocanın takımı ilk devre pek muslera'nın kalesine gelemese de ikinci devre orta sahalar kolay geçilince yeterli derecede pozisyon buldu ama karşılarında "hata yapsın da linçleyip etkileşim alayım" diye beklenen fernando muslera vardı. özellikle sorescu'nun sallai'yi geçip çaprazdan çektiği şutu uruguaylı kaleci başarıyla kornere çeliyordu.

    galatasaray taraftarına alıştırdığı oyunu pek izletemese de, yine de maçı koparacak pozisyonları buldu rakip kalede, özellikle sallai'nin harika bacak arası pasında osimhen ahmed'e gol servisi yaptı, genç topçu güçlü vuramadı, üç dakika sonra yine aynı kanatta sallai sara'ya verdi, brezilya bu kez cılız vurdu... 5 dakika sonra ise kornerden ahmed bir kez daha attığı golün aynısı denedi, seken topta sanchez iki adımda kaleciyi geçemedi...

    maç kopmayınca, son dakikalarda ev sahibi beraberlik için daha da ümitlendi, selçuk hoca elinde gol atabilecek kaç eleman varsa saha sürdü ama maçın kahramanı olma şansı savunmacı arda'nın önüne düştü de onun şutu auta gidiyordu...

    galatasaray, zor olması beklenilen bir deplasmandan üç puan alırken, iç sahada oynayacağı adana demirspor maçı öncesi de sarı kart cezası sınırında olan torreira, barış alper, muslera ve abdülkerim de kart görerek cezalı duruma düştü, bir bakıma "kartları temzilediler"...

    galatasaray'ın konyaspor maçı sonrası antep'te de gol yemediği konuşulmayacak ama muslera'nın ilk devre kalesini terkedip, topu kaptırdığı pozisyon-ki hakem hocaları faul olduğunu beyan etti- bolca konuşulacaktır. bu da maalesef bizim acı gerçeğimiz olarak devam edecek...

    oysa ki, iki hafta önce konya'da, sonra göztepe karşısında,bir gün önce de kadıköy'de fenerbahçe "yuh artık, bu kadar da olmaz" dedirten kararlarla üçer üçer puanları alırken, hala muslera'nin hatası, mertens'in yaşı, sallai'nin parası, yunus'un çalımları, osimhen'in golcülüğü, okan buruk'un hocalığı konuşmak nasıl bir taraftar kafası anlamış değilim...

    ,
    galatasaray bu deplasmanda aldığı üç puanla fenerbahçe ile arasındaki 6 puanlık farkı korurken, muslera en fazla galatasaray forması giyen oyuncu rekorunu bir daha arttırıyor, ahmed kutucu ilk golünü atıyor, barış alper yılmaz sarı-kırmızı forma ile 100 maçına çıkıyor ve moratta da taraftara ilk selamını veriyordu...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...k0-1galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın