• 251
    elimizi kalbimize koyarız, çünkü bilsinler isteriz!

    biz savaşçılarımıza enerjimizi ellerimizi kalbimize götürerek göndeririz. çünkü başarılarına yürekten inanır, onlara tüm kalbimizle destek verdiğimizi bilsinler, hissetsinler isteriz.

    bilsinler isteriz ki, onlar kalplerini sahaya koyduklarında, o kalplerin üzerinde 25 milyon el daha olacak. bilsinler isteriz ki yürekleriyle savaştıklarında 25 milyon kalp yerinden çıkıp yanıbaşlarında atacak.

    tek tek saymaya gerek yok. fakat yeri gelmişken söylemeden de edemeyeceğiz. barnebau’nun çimleri üzerine dizilip, futbolcularımız ellerini kalplerini koyduklarında bizi tam orada hissedeceklerine adımız gibi eminiz.

    selçuk bilsin isteriz ki, attığı ince bir pasta hepimizin kalbi yerinden oynayacak. muslera bilsin isteriz ki, parmaklarının ucuyla son anda yaptığı kurtarışta o ellerimizin altındaki yüreklerimize su serpilecek. burak bilsin isteriz ki, attığı her deparda 25 milyon taraftarın kalbi güm güm atacak. semih bilsin isteriz ki, biz onu sakatlandı zannedip de onun tam bir savaşçı gibi hemen ayağa kalktığını görünce kalplerimiz ferahlayacak. hepimiz, hamit’in bir topu daha direkten dönmesin diye kalpten dileklerde bulunacağız. sneijder’le drogba bilsinler isteriz ki onlar real madrid kalesini yokladıklarında bizim kalplerimiz yerinden fırlayacak gibi olacak. tüm oyuncularımız bilsin isteriz ki, hepsiyle tek yüreğiz.

    son olarak, imparator bilsin isteriz ki, sonuç ne olursa olsun ellerimizin altındaki şu kalplerimizi o çoktan fethetti bile.

    şu aşağıdaki satırları da kafamızdan uydurmadık. biliyoruz da konuşuyoruz.

    yine söylüyoruz, kazanacaksınız! kazanmak için uğraşacaksınız. ama netice ne olursa olsun sizler bizim gönlümüzde hep kazandınız, hep şampiyonsunuz. allah yardımcınız olsun!
  • 254
    sabah kalktım. elimi yüzümü yıkadım. giydim üstüme metin oktay formamı, üstüne de kırmızı parçalıyı. doladım atkımı boynuma, taktım beremi kafama. o hayran olduğum nike'in kırmızı, boğazı bilekleri sarılı sweatini giydim. çıktım yola düştüm işe.

    metroya bindim. bi beşiktaşlı adam. göz göze geldik. metro, istasyona yaklaştı... durdu. adam kalktı tam çıkarken bana bakıp elini kalbine götürdü. belli belirsiz bir tebessümle aynı şekilde karşılık verdim.

    işe geldim. öğle arasına kadar bitirdim tüm günün işlerini. yemeğe çıktık ekiple. herkes normal giyinmişti. bense yüreğimde metin oktay ile yürüyordum.

    yedik yemeği çıktık. ajansa doğru yürürken sigara yaktım. sigarayla alakası olmayan sanat yönetmenim geldi sigara istedi benden. yaktı içtik. "alacağız" dedi. gülümsedi. devam ettik yürümeye.

    caddeden geçmek için bekliyorduk şişli taraflarında kaldırımda. uzaklardan beyaz formalı benden bi 20 yaş büyük bi adam bize doğru yürüyordu. tam arkamızdan geçerken kafamı çevirdim. baktım. birden başıyla selam verdi ve anlık şekilde gözlerini kapadı...

    geldim ajansa. kapadım kendimi. kulağımda galatasaray marşları, yüreğimde metin oktay, damarlarımda galatasaray var.

    bugün garip, bugün değişik, bugün biz inandık.

    metin oktay için,

    sami yen için,

    terim için,

    kendin için,

    arma için...

    yüreğinizi koyun ortaya!
  • 255
    ne olursa olsun bu maçın hatta turun kazananının biz olacağımız karşılaşma. semih'in selcuk'un dany'nin yaşadığı tecrübeyi düşünsenize ? her futbolcu yaşamak ister bu duyguyu bu düşünceyi. tüm dünya seni izlicek karşında da dünyanın en iyi oyuncularından kurulu bir takım olacak inanın uzun vadede bu turun kazananının biz olduğumuzu göreceksiniz.

    mesela o kadar hoşuma gitti ki sneijder maçtan önce '' saldıracağız korkmuyoruz '' diyebiliyor hayal satmıyor hocasının ona geldiğinden beri aşıladığı düşünceleri basınada söylüyor. en büyük avantajımız hocanında dediği gibi kaybetmekten korkmamamız. kaybedecek birşeyimiz yok ama madrid'in kaybedecek çok şeyi var prestijinden tutun kupasına kadar.

    tabi elbette ki bu durum madrid'in daha istekli daha baskılı olmasını sağlayacaktır. ama bu kaybetme baskısı özellikle ilk 45 dakikayı gol yemeden bitirirsek* madrid'li oyunculara inanılmaz etkisi olacaktır. istediğiniz kadar dünyanın en iyi oyuncusu olun sizde insansınız ve bu baskıyı kaldırıp sağlıklı bir oyun oynamanız kolay değil.

    2-1 yenilgi bile tur için umutlandırır bizi. ki söyleyim 2-1 biterse maç bizim golümüzü drogba atar. içimden bi ses dünden beri 2-1 bitecek, 2-1 bitecek diyor ya hadi hayırlısı amk inşallah tersi olur.
  • 259
    takımımızın büyük bir kısmı onlarca kez bu tarz maçları yapmış futbolcular. muslera, eboue, riera, melo, sneijder, drogba, hamit. burak ile selçuk'un da özgüvenini eklersek takımda eli ayağına dolaşacak iki kişi varsa onlar da dany ve semih'tir. iyi bir skor istiyorsak dany-semih ikilisinin kapasitelerini ikiye katlamaları gerek. ayrıca alonso madrid'in beyni. manchester united'da welbeck ve van persie'nin yaptığı gibi alonso'ya gölge markajı şart. çok zor ama imkansız değil. şansta yanımızda olursa herşeyin mümkün olabilecek karşılaşma.
  • 260
    bu mac icin kafamda cok analiz yaptim 2 haftadir. hala her an her dakika kafamdan geciyor bisiler. cok umutluyum, umutluyuz. bunu bizlere yasatan futbolcular, teknik ekip ve yonetime tesekkurler. bize real madrid karsisinda turu gecme sansimiz olduguna inandirdilar, bunu bize gosterdiler. hedefsiz gitmiyoruz. insallah basaracagiz da.

    tek bir korkum var. fatih hoca'yi biliyorum, hepimiz biliyoruz. bildiklerinden taviz vermez. bu o'nu o yapan en onemli ozelligi. bazen yarar, bazen zarar getirse de sonuna kadar yanindayim.

    tek kez gordum futbol felsefesinden odun verdigini, o mac sonunda da kadikoy'de kupa kaldirmistik. sartlar belki ayni degil, ancak oynaycagimiz takim fenerbahce'yi 5'e katlar 3'e boler. lime lime eder.

    mourinho da ayni fatih hocamiz gibi. o da dogru bildiginden kolay kolay odun vermez. barcelona'ya karsi ciktigi ilk macta atak futbolu tercih etmisti ve barca 5'lemisti real'i. daha sonrasinda neler oldugunu hepimiz biliyoruz.

    demem o ki uzun lafin kisasi yine bir suru laf salatasi oldu, hucumcu bir takim cikarmaliyiz. madrid'den defans yaparak cikilmaz zaten. ancak her oyuncumuz en iyisini vermek zorunda. yine geride kabul etmeliyiz bence biraz oyunu. olabildigince uyutmaliyiz rakibi. madrid ateslenince durmayan bir takim.

    cok akici bir mac olursa, tempolu bir oyun olursa cok fazla gol izleriz. 2 tane atariz diyorum ben bu aksam, kac tane yiyecegimize de nando karar verecek.

    durup durup pis vurmamiz lazim.
  • 267
    öncelikle şunu belirtmek gerekiyor. real madrid bizi hafife almıyor diyoruz ama taraftar forumlarında belirtilen fikirler hiç de öyle değil. tabii maziyi hatırlayan madridistalar "beyler adamlar galatasaray amk" diyor ama genel kanı en az 3 atacakları yönünde. hatta 4-5 tane atıp gol yemeyelim diyorlar. kimileri 9-10 tane atarız demiş. bu bana kalırsa çok iyi.

    real madrid patronun kim olduğunu göstermek için ilk dakikalarda tempoyu artırıp saldıracaktır. ilk 20-30 dakikada gol yemeyip baskıyı kırarsak bir anda oyuna hükmedebiliriz. çünkü real madrid tarafı için tam bir kapalı kutuyuz şu an. atıyorum ramos "ulan 5 de atabiliriz aksine yenilebiliriz de" diyordur şu an. bir manchester united gibi neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlardır yani. aynısı mourinho için de geçerli bence. atıyorum 100 çeşit durumu kafasında oynadıysa 101. durum olmadığından emin değildir.

    şampiyonlar ligi çeyrek finaline çıkıyoruz ve asıl hedefi gerçekleştirdiğimize göre şu an sadece keyfini çıkarmalıyız bu maçın. keyfin yanında tecrübe de önemli tabi. semih, dany, belki nando, hatta selçuk ve burak bile bir senede old trafford ve santiago barnebau gibi iki zor deplasmanda top oynamış olacaklar. bu bile benim için önemli.

    skora gelirsek, küçük bir ihtimal olan farklı mağlubiyet dışında hiçbir skor beni üzmez. hani 3-4 tane yesek bile "ne bekliyorsun zaten" derim kendime. sonuç olarak kaşınızdaki takım real madrid. adamlar real ve madrid diye iki takım olarak mücadele etseler ikisi de çeyrek final oynar zaten. yedek kulübesinde kaka, casillas, benzema, bazen di maria olan bir takımdan bahsediyoruz.

    fakat şöyle de bir durum var, dün fatih terim basın toplantısında çok rahat gözüktü. keza sneijder da öyle. twitter'da da belirttim, sneijder'ın tavırları "ömrümüz bu ligde geçti amk" der gibiydi. aynı durum drogba'da da vardır. bu şüphesiz ki çok önemli zira şu an en büyük rakiplerimiz real madrid ve çeyrek final isimleri. bu baskıyı hissetmek ve taşıyabilmek zor olan. ama hoca ve sneijder beni bu konuda rahatlattı. umarım öyle olur.

    son olarak ne denir bilmiyorum ama, benim için bu entrynin final cümlesi "ama netice ne olursa olsun" olacak. hep kazandınız, hem şampiyonsunuz ve öyle kalacaksınız.

    allah yardımcımız olsun !
  • 271
    öncelikle riera, dany, semih ve eboue'ye allah'tan güç ve sabır diliyorum. muslera için ise dini bilgilerim yetersiz kalıyor. bu beşli bizi ya maça ortak eder ya da havlu atmamızı sağlar. zira karşımızdaki takımın hücum hattı, sıradan bir hücum hattı değil, futbolda var olan her türlü pozisyonla gol atabilecek olan bir takım. bizim de en zayıf noktamız savunmamız. dany ve semih şampiyonlar ligi tecrübesi açısından çok ama çok zayıf durumda olan oyuncular. riera'yı zaten söylemeye gerek bile yok, adam bu akşam bir şey olsa da maça çıkmasam diyor olabilir, di maria gibi adamlarla mücadele etmek hiç kolay değil. savunmada en güvendiğim isim ise eboue. ama onun da karşısında ronaldo oynuyor. yani savunma anlamında direnmeye falan kalkarsak daha 15. dakikada maç kopar, gider. onun dışında gol atacağımızı düşünüyorum. ama kaç tane yiyeceğimiz muslera'ya kalmış, umarım gününde olur da, bize istanbul'a şanslı dönme imkanı sağlar. zira iki takımın arasında 2 gollük bir fark var bence. muslera bu farkı ne kadar düşük tutarsa, rövanşta o kadar şansımız olur. onun dışında ezilerek oynayacağımızı sanmıyorum, ancak maçın 60. dakikasına kadar yoğun bir efor sarf edersek, ciddi anlamda düşüş yaşayacağımızı düşünüyorum. bir de sneijder oyunda iken mutlaka yapacağımızı yapmalıyız. zira ikinci yarı amrabat efendi oyuna gireceğinden skor anlamında bir şey çıkartamayız o dakikadan sonra. umarım şanslı günümüzde oluruz ve yenemesek de bol gollü bir beraberlikle döneriz oradan...
  • 274
    ya, bir an önce bitse de, rövan$ a baksak. umarim avantajli bir skor ile döneriz. gol atmamiz $art.

    madrid cephesinin maçi kesinlikle önemsemesi, galatasaray i küçümsememesi, saygi duymasi beni biraz tirsitiyor açikçasi. dün e kadar fark atariz diye atip tutan i$ arkada$im bu sabah, full konsantrasyon olmaliyiz demeye ba$ladi.

    adam selçuk ve burak i tanidi, bundan iyisi mi olur. artik isimlerini ezbere biliyor.

    bu sabahki sözleri:
    drogba tabii ki çok iyi, sneijder de tehlikeli ama orta saha da selçuk u iyi marke etmemiz gerekiyor. burak in pas almamasi lazim.

    tırsma ibresi biraz onlara dogru mu döndü sanki, ne?!? *
  • 275
    sonucu ne olursa olsun hiçbir şekilde kendimi üzmeyeceğim, sıkıntıya sokmayacağım maç. ta ki maç başlayana kadar tabikide. bu sene şampiyonlar ligi maçlarında o çocukluğumdaki heyecanı, o stresi ilk defa bu sabah sözlüğe girmemle yaşamaya başladım ve git gide artarak devam ediyor. şuan madrid'de olmak için neler vermezdim diye soruyorum kendimi fakat cevabını bulamıyorum. orada bulunan insanlar ne kadar şanslı diye geçirdim tüm gün içimden.

    maça gelecek olursak elbette ki en zor kurayı çektik falan ama biz galatasarayız. bunu en iyi bilen, bizi en yakından tanıyan rakip ise real madrid. sanki geçmişin bir hesaplaşması olacak gibi geliyor bana. o zaman iki takım da ne ise şuan da aynı durumdalar, iki takımda bence o zamanlar ile eşit seviyede top oynuyor ve kalitede. yine, yeniden bir destan neden yazmayalım? neden olmasın? olmaması için hiçbir neden yok. son hafta ilk yarıda oynadığımız oyunu tüm maça yayabilirsek şampiyonlar liginde yenemeyeceğimz takım yok inancındayım.

    ancak şöyle de bir gerçek var ki real madrid dünya'nın en iyi ayaklara sahip kadrosu durumunda. kim ne derse desin oradan mağlup olacaksak bile en kötü gol atarak mağlup olmamız gerekiyor ki ikinci maç için umutlarımızı canlı tutalım. defansımızın tecrübesiz oluşu bizim için bir dezavantaj olarak öne çıkmış durumda. bu maçta benim için performansı iyi olmasını beklediğim bir isimdir oda melo. melo eğer maça iyi başlayıp, etkili oyununu oynar ve erken bir kart problemine girmez ise defans açısından ve takımın direnci konusunda eksiklerimizi telafi edebiliriz. diğer yandan bir öne çıkacak isim ise bence drogba. drogba ligde ve şampiyonlar liginde şuanda golcü kimliğinden uzaklaşarak daha çok asist yapma ve top dağıtma rolünü üstlenmiş durumda. ancak bence bu maç için bunların yanına o eski, tanıdık olan golcülüğünü de sahaya yansıtmalı.

    son olarak tek yapmamamız gereken şey ise schalke macının ikinci yarısında yaptığımız şey yani defansa geri yaslanarak rakibin top yapmasına ve üzerimize gelmesine imkan vermek. maç için tek korktuğum şey taktiksel açıdan bu olay. olası bir öne geçme durumumuzda cidden başımıza ciddi riskler doğurabilecek bir huy takım adına. bunların yanında bir de şans faktörünü yanımıza alabilir, direkleri geçebilir ve kendi kalemize falan gol atmaz isek real deplasmanından puan ya da puanlar almamamız için hiçbir neden göremiyorum. umarım şans melekleri takımımızla beraber olur. hiçbir sakatlık olmadan, sıkıntısız bir şekilde ülkemize dönerler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın