bülent yıldırım çok kötü bir maç yönetti. hem
galasaray hem de
beşiktaş lehine/aleyhine çok saçma kararlar verdi.
öncelikle penaltı çok ucuz ve yanlış bir karardı. bir müdahele olsa dahi ceza alanı içerisinde değildi. maçın sonlarına doğru
aydın'a faul çalınan pozisyon ise oldukça komik. devam kararı gelse önemli bir pozisyon olabilirdi. gereksiz yere neredeyse tüm fiziksel sürtüşmelere faul çaldı. bir türlü atlatamadık şu düdük hastalığımızı. çalma amk o düdüğü çalma, hakemi unutalım az.
yediğimiz 3 gol de bireysel hata sonucu geldi. ilk golde doğrudan
muslera'nın ellerine gelen topa
melo gereksiz bir kafa vuruşu yaparak kendi kalesine gol attı. ikinci golde ise
semih kaya'nın büyük bir hatası var. ayrıca
ujfalusi çok yavaş kaldı
holosko'nun önünü kapatmak için. üçüncü gol ise tam amatör işi. öyle boktan gol mü olur amk ?
hakan balta bir anlığına eski günlerine dönerek, rahatlıkla uzaklaştırması gereken topu
olcay'ın ayağına bıraktı. holosko'ya topa dokunmak kaldı.
melo - amrabat değişikliğine anlam veremedim.
hamit ayakta duramıyorken ne diye melo oyundan alınıyor,
fatih hoca'nın tercihidir diyelim. bu takımın santrafor ikilisi umut - elmander olmaz, bu iki ismin birisi
burak yılmaz ile yer değiştirmeli. amrabat ise artık anadolu takımında oynamadığını anlamalı, sisteme ve takıma uyumu umarım fazla sürmez.
maçın genelinde topa hakim olup, pozisyonlar buluyoruz. ancak bunları değerlendiremedikten sonra güzel oyun veya top hakimiyeti bir boka yaramıyor. görüyorsunuz, 90 dakika boyunca anadolu takımı gibi oynayan beşiktaş 3 gol bulup, galibiyeti kaçırabiliyor. bu tür maçlardan ders alınmalı.
son olarak galatasaray bu akşam mağlubiyeti haketmedi, aynı zamanda yaptığı bireysel hatalar yüzünden galibiyeti de haketmiyordu.
zorlu bir derbi ve alınan bir puan. karamsar olmaya gerek yok.
arena'ya bekleriz.
*