• 73
    21 ekim 2023 galatasaray beşiktaş maçını da kayıpsız atlatıp defolarımızı gördüğümüze göre bu maça konsantre olabiliriz.

    muslera
    boey davinson nelson abdulkerim
    torreira kaan
    baris kerem zaha
    icardi

    6 0 4 gibi defansta sabit bir taktik ile, takımın boy ortalamasi mümkün olan en uzun haliyle çıkmamız gereken maç. bu maçta omuz omuza hiçbir mucadelenin kaybedilmemesi, orta alanda her hava topunun alinmasi gerekli.

    bugun mainz deplasmaninda galip gelen munih'in en buyuk avantaji guclu ve uzun oyunculardan kurulu olmalari.

    icimden bir ses bizim bunlari tokatlayip gonderecegimizi soyluyor.
  • 697
    bayern kazanmadı biz kaybettik. oyunu kuran da pozisyonlara giren de bizdik. bitiricilikteki kronik başarısızlığımız bu maçta da tekrarlanınca atamayana atarlar modu devreye girdi.

    takım bi ara durdu, bocaladı. o ara bayern gelmeye başladı. işte oyuncu değişikliği gecikmesinin bedelini de burda ödedik. üst üste iki gol yedik. ondan sonra da zaten takım çöktü.

    iki tane olumsuz eleştiri yaptım. lâkin çok iyi oynayan takımımızı tebrik ederim. bayern bu. yapabildiğimizi yaptık. canımız sağ olsun.
  • 196
    maçın bizim açımızdan en kilit noktası topun değerini bilmek olacaktır. kerem’in topu aldığında ikili üçlü baskı ile karşılanacağı ve bayern’in kapılacak toplarla hızlı hücuma çıkmayı planlayacağı çok açık. kerem’in önceki maçlardan çok daha fazla akıllı ve basit oynaması lazım. topu biraz savruk kullanması bize çokça sorun oluşturuyor. kalabalık bir orta saha kurgusu ya da kerem’in sıkça ortaya destek olduğu bir kurgu direncimizi arttıracaktır. her sonuç çıkabilir, kaybetmek kolay kazanmak olay.
  • 779
    3-1 yenildiğimiz maçtır.

    yakın dönem tarihinde böyle bir 45' dominasyonu gördüğümü hatırlamıyorum. yapılabilecek ne varsa takım yaptı/yapmaya çalıştı. bu nedenle ben hiç bir biçimde hocaya/oyunculara vs kızamam.

    hamle geç geldi eleştirisini ben de hoca için çoğu zaman yapıyorum. ancak, özellikle bu sene transfer edilen oyuncularda, 9 milyon euro verip aldığımız sanchez dışında tutturabildiğimiz, işe yarayacak bir oyuncu maalesef çıkmadı. bu sene eğer bizim adımıza olumsuz geçecekse, bunun en önemli sebebi bence bu olacak.

    angelinho, hocanın istediği bir oyuncu. hoca bu oyuncuyu istemesine rağmen, bayern maçında 20 yaşında, kariyerinde sol bek oynadığı maç sayısı belki 30'u geçmemiş kazımcan'ı oynatıyorsa burada maalesef ciddi bir planlama hatası mevcut. yoksa kazımcan bayern'e karşı hata yapan ilk oyuncu değil, son oyuncu da olmayacak. ama siz sol beke 6.5 milyon euro bonservisle angelinho'yu alıyorsanız ve bayern maçında bu oyuncuya güvenemiyorsanız, o zaman bu maalesef hatalı bir yatırım.

    aynı hatalı yatırımı, ziyech ve zahada da görmek mümkün. şampiyonlar liginin grup aşamasındaki fikstürü yarılanmış iken, ziyech neredeyse sahada yok. zaha da burada yazılanın aksine öyle uçan kaçan bir performans vermedi. tete, bunların içinde oynanması en rasyonel kumardan birisiydi, genç, brezilyalı, bonservisi yok ve satılabilir asset. ama ligin üçte biri neredeyse bitmişken, şl'nin de yarısı bitmişken, ön hücum hattındaki yeni transfer oyunculardan bu kadar az katkı almak maalesef çok büyük soru işareti.

    geçen sene takım şampiyon olduğunda takımın eksikleri belliydi. orta sahaya bir oyuncu, zaniolo giderse kanat, icardiyi yedekleyecek bir oyuncu ve sol bek. şimdi yapılan bunca transfere rağmen, şu an için tutan tek transfer davindson sanchez. o da defans oyuncusu. ancak ona yapılan 9 milyon euroluk yatırım, maalesef 7 milyon euroluk yatırım yapılan nelson'u taca attı. ondan ne kadar geri dönüş alabiliriz. o da muamma.

    gelelim orta sahaya. şu an kaan ayhan ile bir şekilde oraya pansuman yapılmaya çalışılıyor. ancak bu maçta kaan sarıyı aldıktan sonra hem tempo olarak hem de müdahale gücü olarak düştü. onun yerine bu sene transfer ettiğimiz kerem demirbay oyuna girmedi. geçen sene neredeyse full oynattığımız ve 3 milyon euroya yakın yıllık ücret verdiğimiz sergio girmedi. giren abimiz de ndombele. 35 yaşındayım. yıllardır halı sahada oynamadım, herhalde bu abimiz gibi göbekli biçimde oradan oraya koşma numarası yapabilirim. aramızdaki fark, o bu işi yapmak için 3.2 milyon euro yıllık ücret alıyor. ben ise almıyorum.

    bu eleştriler tabii ki bayern maçına özgü değil. takım ve hocanın emeklerine sağlık. ana tema ancak bu kadar başarılı olabilirdi. ancak, bu sene transfer komitesinin yaptığı ve bonservis ve 1 senelik yıllık ücret bazında toplam 35-40 milyon euroluk transfer operasyonunun bayern maçında 65-90 arasındaki bozulmamızı engellemesini dilerdim.
  • 106
    son iki sezondur en büyük handikapımız çizgiye inen takımların içeri çevirdiği toplar. çok yüksek ihtimalle gol oluyor maalesef. bu süre içinde yediğimiz gollere bakarsak yarısından fazlasını bu şekilde yemişizdir ve işin kötü tarafı dünyada bunu en iyi yapan takımla karşı karşıyayız.
    müneccim sözlük yazarlarının arasına katılmak gibi bir niyetim yok. yanılırım umarım.
  • 780
    maçın bitişi sonrası ilk akla gelen düşünce sanırım herkeste şu: "gururlu mağlubiyet aldığımız bir maç."

    biraz maçın heyecanının geçmesini beklemek istedim yine yazmak için. zira yazılacak çok şey var. bu maç başlığında da yazmıştım maç esnasında, hatta ilk golü yedikten hemen sonra: "biz gol atacağız, önemli olan bayern'i 2-3 gol barajında tutmak diye. ancak o zaman beraberlik ya da galibiyet alabiliriz diye.". çünkü bu maçın bol gollü geçeceği çok belliydi. sebebi ise galatasaray'ın ve okan buruk'un oyun planı. bunun avantajları olduğu gibi dezavantajları da var haliyle. bunlardan bahsedeceğim yazının ilerleyen bölümlerinde ama öncelikle şunu söylemem gerekiyor:

    bu oyunu oynamak tam bir delilik. ve ben böyle bir deliliğe tanıklık ettiğim için bir futbol sever ve galatasaray taraftarı olarak çok mutluyum. galatasaray taraftarı olmasam da mutlu olurdum eminim. çünkü böyle özgün deneyler futbola çok şey katıyor.

    bu oyunu oynamak tam bir delilik çünkü basit hatalar yapmayacak bir kadron olması lazım. birbiriyle uyumu çok üst düzeyde bir kadron olması lazım ve herkesin rollerini benimsemiş olması lazım. bu üçü de galatasaray'da yokken biz bu oyunu oynamaya çalışıyoruz. çünkü okan buruk'un hayalleri çok büyük.

    eleme turlarından beri bu takım basit hatalar yaparak gol yiyor, şl gruplarındaki tüm maçlarında yediği goller bu basit hatalardan geldi.

    kopenhag maçında nelsson muslera'nın sol ayağına doğru pası attı, muslera istediği gibi tekte vuramadı, nelsson ofsaytı bozarak apo'nun arkasına adamın kaçmasına sebebiyet verdi, apo çizgide adamı tutmaya çalışırken angelino arkadan gelen beki kontrol etmek yerine içeri gömüldü, boey topu çok kötü yere indirdi derken ilk golü saçma sapan hatalar zinciriyle yedik.

    ikinci golde de angelino ofsaytı bozup kopenhag'ın arkamıza sarkmasına sebebiyet verdi, muslera kaleyi gereksiz yere boşalttı derken yine bireysel savunma hatasından gelen bir hatalar zinciri golü yedik.

    manchester united maçı da yine aynı şekilde. ilk golde kaan ayhan kerem'e tek oynamayı çalışıp (oyun planı bu hızlı hücumlar) top kaybı sonrası angelino onun kanadına geçmiş rashford'a yakın durmak yerine bomboş kalmış casemiro'ya prese gitmeye çalışınca ve sanchez de ofsayt çizgisini bozunca golü yedik. aynı zamanda sanchez yine sert gelen ortada kafayla çıkmak yerine ayakla müdahale etmeye kalkınca hojlund çok rahat vurmuştu topa. yine bireysel hatalar zinciri üzerinden gelen bir gol.

    united'dan yenen ikinci golü tekrar yazmaya bile gerek yok. oliveira'nın hatası, sanchez'in abuk kayışı ve hojlund'un yardırıp gitmesi.

    gelelim bayern maçına. abdülkerim'in gerçekten tek yapamadığı şey sırtı dönük pas almaya giden hücumcuyu karşılamak. bunu hiç yapamıyor. orhan uluca da bundan çok bahsediyor zaten. savunma özellikleri yerleşik savunmada muazzam olan bir de üstüne oyun kurulumunda müthiş işler yapan abdülkerim'in gerçekten tek eksik noktası bu. ve çok basit bir durum olsa da bunu yapamıyor. sürekli ya geç kalıyor ya da önüne geçip karşılamaya çalışıyor. sadece hücumcuya yapışıp rahatını bozsa hiçbir sorun olmayacak ama bu hep yaptığı hata. ilk yediğimiz golde herkes birebir adam almışken bizim savunmamızın çizgi halinde kalması kabul edilemez bir şey. madem dörde dört savunacaksın geride, o oyunculara yapışmak zorundasın. kane geriye geliyor, musiala ortada dolaşıyor diye stoperler savunma çizgisinde kalamaz, bu oyun anlayışında bu olamaz.

    zaten bayern'in 3 hücum silahı var: kane ya da musiala merkezde top alıp kanatlara açacak, kanatlar driplingle gelirken ve kane, musiala içeri girecekler hızlı bir şekilde, kanatlara geriden ve havadan top gelecek ceza sahasına driplingle girecekler, sete döndürüp kanatlarda 3'e 2 üstünlük kurup çizgiden yerden kesecekler. bunları bilmemize rağmen bu gollerden yedik zira bireysel hatalar zincirimiz devam ediyor.

    dönelim tekrar ilk gole: abdülkerim musiala'yı karşılamakta geç kalıyor ama yine de inat edip gidiyor. gerisinde kalıyor ve geri koşmaya başlıyoruz top sane'ye gelince. bu saatten sonra 4'e 3 şekilde geliyorlar zira abdülkerim geri dönüp yerleşik savunma pozisyonuna geçmeye çalışıyor. sane bir anda frene basınca da savunma durana kadar oluşan boşlukta arka tarafta bomboş coman'ı görüyor. çünkü savunmamız içeri gömülmeye çalışıyor o sırada. kazımcan da tecrübesizliği sebebiyle ayakta kalıp coman'ın karşısına geçmek yerine tek hamlede pası kesmeye çalışıyor pasın geçeceği belli olmasına rağmen ve golü yediriyor. kazımcan kadar maçın iyilerinden abdülkerim de suçlu bu pozisyonda. ama bir taraftan da angelino'yu oynatmayan okan buruk da suçlu diyesim geliyor. tekrar düşününce de yukarıda verdiğim önceki maçlardaki hatalar zincirlerinde angelino'nun olması sebebiyle oynatılmamasını da anlıyorum. angelino'nun transferi yanlıştı, gururla da en ofsayt entry'm olduğunu belirtmem gerekiyor. ilk geldiği anda yazdım. hala da bu durum böyle. bunun da tekrar sebebine geleceğim. angelino'dan dolayı kazımcan'ın oynaması gerekiyordu. işin başına dönersek angelino'nun alınmaması gerekiyordu. üstelik savunma konusunda angelino ve kazımcan'ın 2 katı kadar iyi olan leo dubois'dan çıkılması gibi bir durum da var ortada. onun sebebi de yabancı sınırı tabi ama yine de bek pozisyonlarımızın sıkıntılı olacağı çok belliydi bu yıl. sağda boey'in yedeği yok, solda boey'in yarısı kadar etmeyen iki oyuncumuz var. kadro mühendisliği ve planlamasındaki defolar çıkıyor ortaya yavaş yavaş.

    gelelim ikinci gole. kazımcan zaten ilk yarıda coman'dan iyice korkmuş durumda ve sadece onun karşısında kalacak şekilde karşılamaya çalışıyor. "müdahale etmeye çalışırsam beni geçecek" korkusundan sürekli geri geri takip ediyor ki önünde oynayan zaha ya da tete çıktıktan sonra sola geçen kerem gelip sayısal üstünlüğe ulaşılsın diye. bu pozisyon çokça yaşandı. zaha soldayken sürekli geriye gelip kazımcan'a yardım etti ama kerem oraya geçtikten sonra mazraoui de rahatça ileri çıkmaya başladı ve kerem'in de asla geriye dönmemesi sebebiyle oradan golü yedik. kerem çok yoruldu diye olan bir durum değil bu sadece. kerem önceki maçlarda da bunu yapmadı 1-2 pozisyon dışında. 2. golde kerem'in mazraoui'yle yer değişip geride kalan coman'ı karşılamaması sebebiyle 2'ye 1 kalıp geçtiler kazımcan'ı çok basit bir şekilde. abdülkerim mazraoui'yi karşılamaya çizgiye doğru açılınca da içeri girmekte olan musiala'yı karşılama görevi torreira'ya kaldı. ben burada ciğerleri patlamaktan o alanı kapatmaya koşacak gücü kalmamış torreira'ya mı kızayım, çizgiye açılmak zorunda kalan abdülkerim'e mi kızayım, çaresizce 2'ye bir kalmış kazımcan'a mı kızayım? en başta kerem'in geriye yanaşmamasına mı kızayım yoksa? bireysel basit hatalar zinciri yine.

    tete mecburiyetten sarı kartı gördü ve okan hoca da sorun olmasın diye çıkarttı hemen ama maçın kırılma anı oldu bu bana kalırsa. topla hiçbir şey üretemeyen zaha(bunun sebeplerine de geleceğim sonra), topsuz oyunda kazımcan'a çok yardımcı oluyordu. zaha sağ kanada geçtikten hemen sonra oradan gol yememiz asla rastlantı değil. üçüncü golü yazmaya bile gerek yok. ikinci golü yedikten sonra takım psikolojik olarak bitti çünkü. zira fiziksel olarak zaten tükenmişti. direkt havlu attık maça.

    şu anda zamanım kalmadı başka iş sebebiyle ama şöyle toparlamak istiyorum yazıyı:

    fundamental. futbol fundamentali iyi olmayan futbolcularla bu oyunu oynamak çok zor. her maç bu fundamental eksikliğinden gelen basit hatalar ve bireysel hatalar ile goller yedikçe bu oyunla başarı gelmesi mümkün değil. önce savunma fundamentali iyi olan oyunculara sahip olmamız gerekiyor, ya da bu fundamental işleri düzeltmemiz gerekiyor. savunmada pozisyon almayı becerebilen angelino yerine bir sol bek, bu oyun anlayışında ileri çıkıp rakip karşılama görevini yapabilecek abdülkerim gibi. maçın iyilerinden gözüken abdülkerim bu temel savunma gereksinimini karşılayamadığı için üst düzey olamıyor, zira 3 sene öncesine kadar alt ligdeydi. evet geri kalan birçok savunma görevini iyi yapabiliyor hatta çok iyi yapabiliyor ama bu çok önemli bir eksi. angelino'yu geçiyorum ama abdülkerim bizim için çok önemli ve bu maçta bu sebepten dolayı çok kötüydü.

    hücum konularına ve bu takımın bunca transfere rağmen neden hala icardi-kerem ikilisi dışında hücum yapamadığı konularına da geleceğim sonraki süreçte.

    hiçbir şey bitmedi. bayern'i yenmemiz bu eksiklerimiz sebebiyle mucize olurdu. olmadı. yine de united ve kopenhag'ı yenebilecek güce sahibiz. sonrası? işte orası biraz karışık.

    devam edeceğim.
  • 93
    okan hoca'nın kerem aktürkoğlu ve zaha ikilisini aynı anda oynatma düşüncesi bu maçta da devam edecek mi merak ediyorum zira hal böyle olunca oyun kurulumunda zorlanıyoruz. zaha-icardi ve tete-icardi uyumsuzlukları devam ediyor. orta sahanın ortası için kaan ayhan ilk seçenek gibi gözükse de zaman zaman pozisyon anlamında yerini kaybediyor ve ağır kalıyor ama mücadele gücüne diyecek laf yok. hayalimde hep 4-3-3 var. sağ bek kaan onun önünde boey ve önünde barış alper. sol bek abdülkerim önünde ndombele veya demirbay ileride zaha veya aktürkoğlu. boey, torreira ve ndombele'nin orta alanda beraber alan savunması yapabilirleri mi diye düşünüyorum. boey'in pres gücü ve patlayacı kuvvetinden faydalanabilir miyiz acaba tıpkı bir zamanlar philipp lahm'dan faydalanıldığı gibi. elmayla armut karışır mı? ndombele fizik olarak yetersiz ise alman takımlarını iyi bilen demirbay yanında torreira ve boey olur mu? bunların hepsi sadece kağıt üzerindeki hayal ürünü şeyler. on bir ne olursa olsun taktik ne olursa olsun sahada savaşan bir takım olacaktır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın