24 ekim 2001 lazio galatasaray maçı

• 1

  2001-2002 sezonu şampiyonlar ligi d grubu maçıdır ve maçı dejan stankovic in tek golüyle 1-0 kaybettiğimiz maçtır.
• 2

  kısır geçen bir maçtı. aslında maçın italya'da, bizim hocamızın da lucescu olduğunu düşünürsek maçın kontrollü geçmesi son derece normal bir durum. herneyse efendim, ortada geçen bu maçı dejan stankovic denen uzaktan şut atma konusunda aşmış bir adamın bilmem kaç metreden attığı golle kaybetmiştik. topu mondragon'un sağ tarafına vurmuştu stankovic. mondi'ye golde suç bulamazdık, çünkü çıkarılması zor bir şuttu. golü, maçın bitmesine 20 dakika filan kala yemiştik. golü yiyince maçın yorumcusu turgay şeren "yeaa olmaz ki ama yaa, çok yazık oldu.." demişti. spiker kimdi tam hatırlamıyorum ama yorumcu turgay şeren olduğuna göre maçı güntekin onay sunmuş olabilir. di mi güntekin?
• 3

  stankovic golü kaydetmeden kısa bir süre önce; mondragon ciddi sayılabilecek bir sakatlık geçirmiş ve maça sakat sakat devam etmiştir. o gün bugün inanırım; sakatlanmasaydı o topu da çıkarırdı diye.
• 4

  maçın spikeri cem yılmaz idi hatırladığım kadarıyla. mondragon maçın 60 küsürüncü dakikasında sakatlanmış fakat yerini kerem'e bırakmamıştı. turgay şeren mondragon'un bu konuda hata yaptığını sölemişti.
• 5

  hernan crespo , alessandro nesta gibi adamların top oynadığı bir takımda dejan stankovic gibi bir adamın ayağında gol yemek ne acıdır yarabbim. o iki güzel insan koysaydı da bu kadar acımasaydı bari.
• 6

  lazio'nun lazio olduğu dönemlerde , efsane kadrolarına karşı oynadığımız ve oyuna sonradan giren dejan stankovic'in 76.dakikada uzaktan attığı golle 1-0 yenildiğimiz maç.
  hernan crespo'nun maskeyle oynaması ve mondragon'un sakat sakat maça devam etmesi aklımda kalan diğer ayrıntılar.
  
  bu maçın bana bıraktığı etki biraz daha ağır tabi. çünkü dejan stankovic'in golünden sonra o anki üzüntü ve sinirle , elimdeki bardağı televizyonun üstünden geçmek suretiyle duvara fırlatmıştım. bardak tuzla buz olmuştu tabiki ama ondan sonrasını pek hatırlamıyorum , maç da dahil. çünkü babamdan sopayı yemekle meşguldüm. (u: (:)
  o zamanlar ortaokuldaydım ve bu maçın anısı sebebiyle stankovic'e olan gıcıklığım halen devam etmekte.
  
  kadrolar ;
  
  lazio: angelo peruzzi, giuseppe favalli, paolo negro, jaap stam, alessandro nesta, gaizka mendieta, giuliano giannichedda, cesar aparecido, stefano fiore, claudio lopez, hernan crespo t.d : alberto zaccheroni
  
  galatasaray: faryd mondragon, gustavo victoria,sebastian perez, vedat inceefe, emre aşık, andres fleurquin, ergün penbe, bülent akın, hasan şaş, sergen yalçın, ümit karan t.d : mircea lucescu
  
  maçın özeti ;
  
  http://youtu.be/OtuhqR_tHjg
• 7

  mondragon'un sakat sakat tamamladığı, yokluktan fleurquin'in stopere geçtiği, çok iyi savunma yaptığımız ancak stankovic'in uzaktan şutuna engel olamadığımız karşılaşmaydı. çok üzülmüştüm tabi, en azından beraberliği haketmiştik.
• 8

  18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçında volkan demirel'in 70 küsürüncü dakikada belinden sakatlanmasıyla aklıma gelmiş maçtır. sakatlığın oluştuğu pozisyonda umut'a çarpıp seken topa, beli yüzünden resmen uçamamıştı volkan, bundan yararlanabiliriz diye düşünmüştüm. zira bu maçta mondragon benzer sakatlık yaşayınca, lazio maçın kalan bölümünde bunu değerlendirip mondi'yi zorlayan şutlar atıyordu, stankovic bunlardan birini de gol yaptı. bizim aslan parçası sneijder de, aynı şekilde volkan'ı avladı, futbol akıl oyunudur diyerekten.
• 9

  bu maçin ilk yarisinda, skor 0-0 devam ederken, sergen peruzzi'den seken bir topu bombos pozisyonda yerdeki peruzzi'ye carptirmis ve golden olmustuk. macin bizim adimiza baska bir pozisyonu olmadigi gibi, pozisyon girisimimiz bile yok denecek seviyedeydi. bu yuzden ertesi gun lucescu'ya sallanmisti basinda. oysa bulent akinli, fleurquinli, victoriali kadroyla, o lazio'ya karsi direnmek de buyuk olaydi. nitekim o gruptan da lucescu'nun akliyla cikmayi bildik. bu mac da nazar boncugu oldu.
  
  (bkz: tarihte bugun)
• 10

  bülent, capone gibi isimler sakat olunca; stoperde emre aşık'ın yanında vedat şans bulmuştu ve maça vedat inceefe - emre aşık tandemiyle başlamıştık. lakin daha henüz yirminci dakikaya girmeden vedat da sakatlanmıştı. yanlış hatırlamıyorsam perez - fluerquin - emre - victoria gibi bir savunma dörtlüsüyle mücadele etmiştik ki, maçın son bölümünde mondragon'un sakatlanması ve maça da sakat sakat devam etmesi işin tuzu biberi oldu. normalde yemeyeceği bir golü yedi ve 1-0 mağlup olduk.
  
  özetle; kötü bir savunma hattıyla oynayıp kaybettiğimiz maç.