• 527
    futbolcuların üstüne çok gidilmemesi gerekiyor çünkü adamların konsantrasyonunun bozulması normal. herkesin bozuk. psikolojisi, motivasyonu... bu maçı seyircisiz oynatıp yarın bu ligleri erteletecekler. bunun vebali iki cihanda çıksın sülalenizden. galatasaray siksin emi sizi. adamların anasının malum bölgesinden çıkma sebebi galatasaray’ı engellemek üstüne kurulu. alın şimdi virüsünüzü geberin gidin de mezarınıza sıçalım. galatasaray’ın ne suçu varki deplasmanda seyirci önünde baskı yiyip yenilirken içeriye gelince seyircisiz oynamak zorunda kalıyor? seyirci bunun için var. kötüysen ittire ittire gol attırır. adamlar atamadıysa seyirci olmadığı içindir. arenadan kim çıkabilmiş ki beşiktaş buradan puan alacak? birileri amacına ulaştı. sivas deplasmanında seyirci varken burada niye yok? galatasaray ne yaptı kardeşim seyircisinden mahrum kalacak? bu lig sonuna kadar gidecek. erteleme olmayacak!!!! bu kadar basit. bir futbolcuda virüs çıkarsa bunun sorumluları tff ve onun yönetimini uzaktan yöneten yakışıklı iş adamlarıdır.
  • 528
    her şeye rağmen kazanabilirdik ama olmadı. ne yönetime, ne hocaya, ne de futbolculara bişey diyemeyiz öncelikle bunu bi anlamak gerekiyo. kendinizi düşünün öncelikle, markete bile çıkmaya korkar olduk, öyle bi dönemden geçiyoruz.

    maçtan sonra çok takipçili beşiktaş twitter hesaplarının iki yüzlülüklerini görmüşsünüzdür. görevimizi yaptık, çelmeyi taktık artık trabzon ya da başakhir şampiyon olsun yazılan hani. dertleri kendi takımları için kazanmak değil artık, çoktan dibi boylamışlar. tek düşündükleri önlerine yatacakları takıma karar verememek. biliyorlar bu sene de şampiyon olursak neler olacağını. kendileri zaten mali açıdan iflasın eşiğindeler, galatasaray'ı da bi nebze de olsa kendi saflarına çekme çabaları düşündükleri.

    işte sırf bu yüzden daha çok sesle, daha büyük inançla takımımızı desteklemeliyiz. yine biz kazanıcaz ve bugünleri hatırlayıp bu başkasının önüne yatanlara acı acı gülücez.
  • 529
    fatih hoca'nın 8-9 haftadır takımın oyun olarak şaha kalkmasının sebebinin belhanda'yı kesmesi olduğunu bilmiyormuş gibi ömer yerine belhanda ile başladığı, falcao'nun maçta tek 1 dakika bile olmaması nedeni ile 90 dakikayı eksik oynadığımız, bu da yetmezmiş gibi feghouli'nin 78'deki %168712 gollük pozisyonu cömertçe harcaması sonucu 2 puan bıraktığımız ve 2. yarısının büyük bölümü beşiktaş'ın sahasında oynanan maç oldu.

    fatih hoca keşke bu kadar kötü falcao'ya 91 dakika sabretmek yerine 70'li dakikalarda andone'yi tercih etseydi. ömer yerine belhanda ile başladığı için zaten 45 dakikayı çöpe atmış olduk. andone eminim daha fazla süre alsa farklı şeyler olabilirdi. ki 3-4 dakikalık bölümde bile o arzusunu gördüm andone'nin.

    sonuç olarak şunu bir kez daha anladık ki taraftarsız maç işkenceden farksız. sırf izlemiş olmak için izliyorsun, o da gönül verdiğin takımının maçı olduğu için. şu hafta tamamen boşa oynanmış oldu. sorumluları umarım bu durumdan mutludur ve maçı oynattıklarına değmiştir.
  • 531
    sampiyonluk yonunde yara aldigimizi dusunmedigim mac.

    besiktas’in korkak oyunu ellerindeki malzeme kaynakliydi, acik oynamaya kalksa 4 ler evlerine gonderirdik. sergen’e ya da besiktas’a bir kusur bulmaya gerek yok.

    bence asil ve belki de basa geldiginden beri tek kusuru mustafa baskan’in en basindan bu mac ertelensin talebi yapmamasi oldu. her ne kadar iki aciklamasi arasinda tutarsizlik olmasa da en basindan itibaren bu macin oynanmamasi yonunde gorus bildirmeliydik diye dusunuyorum, zira onlemleri aldik seyircimiz gonul rahatligiyla gelebilir dedigi sirada da memlekette onaylanmis bir vaka mevcuttu.

    saglik olsun diyelim, onumuzdeki maclara bakalim.
  • 532
    hocanın maça younes belhanda ile başlamasını makul buldum. çünkü 8 mart sivasspor galatasaray maçında ömer bayram' ın kötü bir oyunu vardı. hatta pek çok yazar arkadaş younes belhanda' nın girmesi gerektiğini söylemişti.

    bu maça da belhanda ile başladı ve olmadığını gördüğü an ilk yarının ortasında değişikliği yaptı. fatih terim takımlarında pek göremeyeceğiniz türden erkenlikte. değişiklikten sonra takım daha iyi top oynamaya ve pozisyonlar bulmaya başladı. yalnız atacaksın güzel kardeşim bu kadar hoyratça, umarsızca harcarsan pozisyonları olmaz.

    beşiktaş' ın kilidini çözememizin bir diğer noktası beklerimizi çizgiye indiremedik. özellikle saracchi sakatlıktan sonra sprint atmaya çekinen bir görüntüsü var. geldiği an direkt fark yaratmıştı. şimdi ise sıradan bir bek görüntüsü çiziyor.

    sivas ve beşiktaş maçları ile can sıkıcı en önemli nokta. iki maç 6 puan en kötü 4 puan alabilecekken 2 puan almak oldu. ikinci yarı yaptığımız seriden yedik ve artık puan kaybetme lüksümüz kalmadı.

    ligin kalanında ya ikinci yarıya başladığımız taktiğe dönüp henry onyekuru' yu ya da sofiane feghouli ve emre akbaba değişikliği yapacağımızı düşünüyorum. takım olarak rahat bir şekilde pozisyona giriyoruz. skora değiştirmu konusunda son iki haftadır yeteneksiziz.

    henüz kaybedilmiş bir şey yok. hâlâ kalan maçlarımızın tamamını kazandığımız takdirde ligin şampiyonu olacağız. tabi ligler normal şekilde oynatılıp, futbolcularımız konsantre olabilirlerse.
  • 533
    beşiktaş'ın gücü yettiğince koşup alan kapattığı maç. beşiktaş yorulup oyundan düştükten sonra pas oyunumuzu daha rahat oynamaya başladık. yakaladığımız pozisyonları gole çeviremeyince maçtan beraberlikle ayrıldık. muslera'nın ilk yarıda konsantrasyon kaybından yediği acayip gol de ofsayt sebebiyle araya kaynamış oldu. emre akbaba ve florin andone hamleleri belki 70'li dakikalarda olsaydı sonuç farklı olur muydu, ya da ikinci yarıya ömer bayram-emre akbaba ikilisi ile başlansa oyunu daha erken açar mıydık? bunlar hep tahmin ve projeksiyon olarak kaldı.

    seyircisiz, covid-19 salgını tereddütünde, üstelik de yorucu bir yağmur altında açıkçası herhangi bir futbolcuya da suç bulmak biraz vicdansızca geliyor. ekran başındaki bizler bile 3-4 dakikadan fazla bakamazken muslera'nın ilk yarıda dalıp giderek kalesinde golü gördüğü pozisyona, ikinci yarıda kaçırdığımız 2-3 pozisyonlara kızamıyorum şahsen. aynı şekilde beşiktaş futbol takımı da her ne kadar savunma konsantrasyonunu korusa da özellikle maçın ikinci yarısında yorgunlukla beraber konsantrasyon kayıpları yaşadılar.

    sporculara bunu reva gören iradesiz ve korkak türkiye futbol federasyonunu tebrik ediyorum bu satırlardan. yine bize özgü şekilde doğru bir şeyi yapılabilecek en yanlış şekilde yaptılar. emrivaki bir şekilde oynanıp bitmiş bir maç hatta hafta oldu. 18 takımın da eşit mağduriyet yaşaması varken federasyon 9 takımın daha fazla mağdur olması formülünü seçti.

    netice itibarı ile bir yandan fırsat kaçırdık, bir yandan da puan kaybını hasarsız atlattık.

    öyle garip bir haldeyiz, tıpkı maçın kendisi gibi...
  • 535
    ertelenmesi gereken maçın ertelenmemesi sonucunda çok net pozisyonları harcayarak 2 puan kaybettiğimiz maç olmuştur.

    taraftar desteği olmayınca takımın foyaları daha da ön plana çıktı, dün full tribünü geçtim 5000 taraftar olsa kale arkasında yine bu maçı söke söke alırdık. oyuncuları da çok suçlamamak lazım tabii, işin bir de psikolojik boyutu var sonuçta; dün 11 yabancı ile çıktık maça biz taraftar olarak kendi memleketimizde, kendi evimizde, kendi özel alanlarımızın güvenliğinnde yaşıyoruz, ama onlar ne kadar profesyonel sporcu da olsalar nihayetinde insanlar, hem de yabancı bir ülkedeler ve global bir sağlık krizi yaşanıyor, evet belki türkiye diğer ülkere kıyasla biraz daha 'güvenli' görünüyor olabilir ama önümüzde de italya, ispanya örnekleri var, ayrıca bu adamların da bir ailesi olduğunu unutmamak lazım, belki kendi takım arkadaşından, rakip futbolcudan veya x bir stat görevlisinden kapacağı hastalık ailesini etkileyecek... bunları da düşünmek lazım.

    işin özünde 2 puan kaybederek ayağımıza gelen fırsatı çevirmiş olduk, ama çok da bir şey kaybettiğimiz söylenemez sonuçta aynı kaybı trabzonspor da yaşadı, ki belki de onlar da taraftar olsa böyle olmazdı diyorlardır bizim gibi.
  • 536
    öncelikle futbolcularımızın, hocamızın canları sağolsun.

    maçı izlerken hiçbirimiz keyif almadık, maçtan sonra ise belki de kahrolduk. (ah feghouli ah onyekuru ah...)

    ama enseyi karartmaya gerek yok. hala tepedeyiz, hala kendi kaderimizi kendimiz tayin edebiliyoruz. dediğim gibi olmazsa da özellikle hocamızın canı sağolsun. bu sene olmaz seneye olur.

    bu maç geçti artık, bundan sonrası için aslanlarımıza başarılar diliyorum.
  • 537
    liglerin ertelenmesi/iptal olması durumunu bir kenara koyarak değerlendirirsek 'günah keçisi' olarak ilan edilecek ve üzerine çok düşünülüp 'nasıl kazanamadık' denilecek bir maç değildir. geçen sene nasıl kötü bir ilk yarı çıkartıp başakşehir'in 8 puan arkasına düştüysek bu sene de berbat bir ilk devre performansının arkasında kanayan yarayı durdurmaya çalışıyoruz. bu duruma geçen sene olduğu gibi kendimizi biz soktuk. çünkü berbattık!

    beşiktaş'a evinde puan kaybedebilirsin. yenilebilirdik de. beşiktaş'a evinde yenilmek veya puan kaybetmek olağandışı bir şey değil. ilk kez olmadı, son kez de olmayacak. önce çuvaldızı kendimize batırıp 100 yılda 1 kez olabilecek 25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçı, 5 ekim 2019 gençlerbirliği galatasaray maçı, 14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçı gibi, özellikle de ankaragücü maçı, rezil kepaze olduğumuz maçlara bakmalıyız. sezon sonunda bu maçta kaçan goller can yakıcı da olmayacak. 7 aralık 2019 galatasaray alanyaspor maçında da rakip birçok gol pozisyonu yakalamıştı ancak kazanmıştık. futbolda uzun vadede (1 sezonluk döngüde) iyi oyun/kötü oyun, atılan gol/kaçırılan gol birbirini dengeler. o yüzden asıl abuk subuk verilen puanlara bakalım.
  • 538
    bu kadar moralsiz, zemini kötü, kontrasyonu düşük, rakibin 6'lı savunma yaptığı bir maçta bile duran topu, akan oyunu en az 4 tane %51 üzeri gollük pozisyon yazarım. bu maç normal şartlarda oynansaydı bugün net galibiyetten konuşuyor olurduk ama bu kadar negatif etmene rağmen aslında bulduklarımızı bir tanesini değerlendirsek bile yeterdi. şimdi düşününce bu 2 ayda oynadığımız oyunun en kötü performansını sergiledik ve ona rağmen hiç gol pozisyonu bulamadık gibi bir durum olmadı. oyuncular açısından zor olan maçta öyle çokta kötü bir durum gibi lanse etmenin hiçbir anlamı yok.

    teknik heyetin, oyuncuların canı sağ olsun. bizde evlere kapanmışken adamlar top toplayıcısı, yöneticisi, gazetecisi, güvenlikçisi derken 100 kişi ile yakın haldeydi. tedirginliklerini bu kadar üst seviyedeyken bir disiplinde oynamak da zordur.
  • 540
    tıpkı 24 şubat 2019 galatasaray akhisarspor maçı'nda olduğu gibi son derece kötü bir zeminde oynadığımız maç. o maçta da oyuncularımız normalde gol atacakları net pozisyonları harcayıp rakibe birçok kontratak fırsatı vermişlerdi, neyse ki son dakikada golü bulmuştuk. bu sefer o kadar şanslı olamadık maalesef.

    maçın katakulliyle seyircisiz oynatılması, oyuncuların psikolojik olarak kafasının dağınık olması gibi etkenleri elbette göz ardı edemeyiz. fakattürk telekom arena'nın zemini bundan daha iyi ve istikrarlı olmalı. yoksa her kış mevsiminde saçma sapan bir maçta puan kaybetmeye devam ederiz.
  • 541
    kaç yıldır kazanamadığımız bir maç yüzünden bu kadar sinir olmuyordum. nerdeyse tüm dünyanın derdi salgın hastalık olmuşken hala da galatasaray düşmanlığı ile hareket edenler yüzünden pisi pisine 2 puan bıraktığımız maç oldu. bjk'nin yönetim ve taraftar olarak maç öncesi yaptığı mide bulandırıcılıklara ve şu ortamda maç oynatanlara inat evirip çevirip kazanmalıydık bu maçı. neyse artık sağlık olsun. kişisel hırslarımız yüzünden maç içinde nefes alırken bile çekinen aslanlara laf etmek hiç doğru olmaz. bugün kullandığım kredi kartımı bile dakikalarca dezenfekte ettiğim bir ortamda futbolcularımızın maça konsantre olmasını beklemem haksızlık olur. inşallah hem teknik ekibimiz hem de futbolcularımız sağlıklıdır. böyle bir maçtan sonra virüse yakalanmamak en önemli ve tek kazanım.
  • 542
    “türkiye’de spor denince akla futbol, futbol denince de akla parmakla sayılabilecek sayıda elit futbolcu gelmektedir. sermayenin uydurduğu bu sahte ortamda sporcuların örgütlenmesi ise gereksiz görülmektedir. oysa trilyonlar kazanan elit futbolcularla, spor emekçilerinin genelini özleştirmek, sermayenin sınıf çıkarları gereği ortaya koyduğu bilinçli bir propagandadır. bu durum spor ve sporcu gerçeğini yansıtmamaktadır.sporcuların gerçek durumundan yola çıkan ve emeğin öncelikli değer anlayışını benimsemiş, şimdilik bir avuç spor emekçisi sistemden kaynaklanan ve yüz binlerce spor emekçisini içine alan spordaki sömürüye son vermek amacıyla türkiye devrimci spor emekçileri sendikası (spor emek-sen)’ni kurmuşlardır. artık hiçbir şut emekçi kalesine girmeyecek, önce sporda ter dökenler kurtulacaktır.”
    diye duyuruyordu rahmetli metin kurt spor-emek-sen'in kuruluşunu... "çizgi" metin'den 10 sene sonra da fatih terim şöyle isyan edecekti coronavirüs tehlikesi nedeniyle okulların tatil olduğu, firmaların çalışanlarına evden çalışma izni verdiği günlerde futbolcuların sağlıklarını bir kenara bırakıp, maç yaptıranlara : "bana federasyon soracak. problem burada. ben değil, birkaç tecrübeli arkadaşıma da soracak. kulüpler birliği toplantısında bu gündeme gelecek. futbolcular derneği sizce ne yapmalıydı? şimdiye kadar çoktan toplanıp biz oynamıyoruz demeliydi. antrenörler birliği hiçbir şey diyemez, dememiştir. iki satır kınama, hakemler birliği çıkıp da bir şey diyemez, diyemezler. sendika olmadıkları sürece bu durumda kalacaklar. futbolun ana unsurlarını devreye almazsanız, alacağınız kararlarda net olamazsınız. hiçbir para, tecrübeyi satın almaz, yerine geçmez."

    sağlık bilim kurulu'nun "maçlar nisan ayına kadar seyircisiz oynatılsın" tavsiye kararını "emir" tellaki eden "bağımsız" türkiye futbol federasyonu, avrupa'da ve dünyanın bir çok ülkesinde futbol ve basketbol maçları ileri bir tarihe ertelenirken, "oyuncular el sıkışmasın, yedek kulübeleri dezenfekte edilsin, maçtan önce hakem ve futbolculara antiviral jeller sıkılsın, top toplayıcılar eldiven giysin" gibi tedbirlerle liglerin devamına karar kıldı.

    futbolcuların ve hakemlerin haklarını savunacak bir sendika olmayınca john obi mikel, falcao, muslera gibi futbolcuların "sağlığımız maçtan daha önemli, oynamak istemiyoruz" mealindeki isyanları sosyal medya sayfalarında kalmaktan öteye gidemedi ve süper ligin 26. haftası oynandı... oynandı oynanmasına da, 1-0, 2-0, 2-1, 0-0 gibi cılız skorlu "bitse de gitsek" havasındaki maçlarda kimse ne bir zevk ne de bir heyecan duyabildi.

    galatasaray- beşiktaş derbisi de bu "yavan" maçlardan biriydi. futbolcu vardı, hakem vardı, teknik direktör vardı ama futbolun en önemli unsuru seyirci yoktu. hal böyle olunca da, futbolcuların ve hocaların seslerinin yağan yağmurla birlikte iç içe geçtiği "hazırlık maçı" kıvamında bir derbi yaşandı ali sami yen'de... sistemini oturtmuş, hedefini çizmiş galatasaray'da fatih terim, kadıköy galibiyetindeki oyunundan dolayı olsa gerek yine bir derbi maçında belhanda ile başlamayı tercih etmişti, ömer kulübede dinleniyordu. onun dışında sivas'ta olduğu gibi lemina yine stoperlerin arasına giriyor, oyun kuruyor, seri de onyekuru ve feghouli'yi savunma arkasına kaçırma görevindeydi.

    deplasman ekibinde çiçeği burnunda teknik adam sergen yalçın, şampiyonluk yarışına tutunmaları için her ne kadar galibiyete ihtiyaç duysa da, galatasaray'ın gücünün farkında olup, önce rakibi durdurup, sonra da burak'la bir kontra atak yakalayıp, gol atmayı hesaplamıştı. bu maksatla iki stoper ve iki bek adamının yanına sağ ve sol kanattaki boyd ve nkoudou'yu onyekuru ve feghouli'yi kovalamakla görevlendirmişti. bir çok pozisyonda da başarılı oldu sergen'in planı, galatasaray'ın kanat oyuncuları pek de etkili olamadılar özellikle ilk devre, lakin beşiktaş da tek şut atamadan gitmek zorunda kaldı soyunma odasına.

    ev sahibi galatasaraylı topçular, taraftarının coşkusundan mahrum oynadıkları karşılaşmada, bir derbide bulabilecekleri rahat pozisyonları da buldular aslında. 6.dakikada donk'un uzun pasıyla onyekuru savunma arkasına kaçtı ve kaleciyle karşıya karşıya şutunda gökhan gönül araya girdi. kullanılan korner atışında karius top yerine donk'un kafasını yumrukladı da var'dan herhangi bir uyarı gelmedi. bilin bakalım var'da kim vardı? ali palabıyık'tan başkası değildi...

    gol arayan galatasaray son haftaların "kafacısı" donk ile bir kez daha skorbordu değiştirecekti ama hollandalı savunmacının kafa vuruşu üstten auta gitti. galatasaray gol ararken, deplasman takımı burak'la topu muslera'nın koruduğu kalenin filelerine yolladı ama siyah beyazlı takımın kaptanı sık sık yaptığı gibi "ofsayttan" avantaj sağlamıştı kendisine.

    devre biterken, kazanılan serbest vuruşta seri'nin orta plase karışımı vuruşu az kalsın karius'un hatalı yediği bir başka gol olarak arşivlere geçecekti ama top bir karış farkla auta çıktı...

    sessiz sedasız maçı kazanarak bitirmek isteyen fatih terim, belhanda'nın yerine ömer'le başladı ikinci devreye ve takımın enerjisi de gözle görülür şekilde artmış oldu böylece. ömer de girer girmez asistlerine +1 ekleyecekti 49. dakikada yaptığı ortada falcao'nun kafa vuruşu kaleyi tutmuş olsaydı. ömer'in oyuna girmesiyle galatasaray ceza sahası önünde hareketliliği de arttırdı ve onyekuru daha çok sahneye çıkmaya başladı. 71. dakikada yaşanılan karambolde nijeryalının şutunu karius çıkarırken, seken topta feghouli arzu ettiği vuruşu yapamadı ama maçın kırılma pozisyonu beş dakika sonra ömer'in ceza sahasına girer girmez sert şutu karius'tan dönüp, feghouli'nin öününde kalınca gerçekleşti. cezayirli oyuncunun boş kaleye yolladığı şut kaleyi tutsa, galatasaray 3 puanı alacaktı.

    kalan dakikalarda gol olmadı, maç başladığı gibi sona erdi de, herkesin tek dileği vardı: "umarım bu maçtan sonra kimsede virüs vakasına rastlanmaz"...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...aray0-0besiktas.html
  • 546
    bu maçla alakalı tek tesellim, bu maçı kazanmış olsak da yine önümüze geleni yenmemiz gerekecekti şimdi de yenmemiz gerekecek. onun dışında 19 mart 2019 itibariyle ligleri erteleyip, bu maçtan 4 gün önce ülkemizde ilk vaka çıkmış olmasına rağmen bu maçı oynatanları bu taraftar affetmeyecek.

    kamuoyu ve sosyal medya baskısıyla erteleme kararı aldıklarını da ayrıca belirteyim. bunların hepsini yazın bir kenara. ileride, devran döndüğünde yapılacak geniş çaplı belgeselde bugünlerden de bahsedilecek.
  • 547
    2 puanımızın gasp edildiği mücadelenin adıdır. bugün açıklanan erteleme kararı gayet tabi şu maçtan önce de alınabilirdi. neden alınmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. seyircisiz oynanan maçların iptal edilmesi konusunda bir şeyler olabilir mi acaba? eğer 2 hafta seyircisiz oynasaydık ev sahibi/ deplasman eşitliğini sağlardık ama şu an çok adaletsiz bir durum var. ülkemizde bu konu için herhangi bir karar alınmaz tabi eminim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın