240
derdim heves kırmak değil, aksine ben de çok beğendim galatasaray' ı ama ço0k da uçmamak gerek. hem kayserispor baya vasat bir takım hem de hiçbir takım ve transfer 3 günde uyum yakalayamaz, dolayısıyla görüntüler aldatıcı olabilir ama geçen yıla kıyasla bariz bir oyuncu kalitesi olduğu gerçek.
öncelikle beni endişelendiren şeyleri yazayım; bir pozisyon oldu, top kaybettik ve fernando myle bir depar yaparak geri döndü ve stopere yerleşti ki ben yoruldum izlediğim yerde. işte fernando' nun bunu her maç yapması için takımın da ona ayak uydurması lazım. kimse aptal değil sonuçta, kimse doğuştan galatasaraylı da değil. senin takımın şampiyonluk potasındaysa, hedefin varsa, yanında oynayan adam da her topa saldırıyorsa sen de orada öyle koşarsın defansa ama 3 hafta sonra yanında selçuk ile oynarsan, selçuk eli belinde pozisyonları seyrederse, attığı pası eveleyip geveleyip stopere verirse sen de bir daha koşmazsın öyle defansa.
bir kere bana göre en büyük fark kalite farkı. futbol uleması olmaya falan gerek yok, biraz bu işten anlayan biri galatasaray' ın en büyük sorununun topu rakipten kapamamak olduğunu bilirdi. hem bireysel olarak topu rakipten alacak adam yoktu hem de takım halinde böyle bir plan yoktu. şimdi yeni sezonun motivasyonuyla falan hem takım daha istekli topu geri alma konusunda hem de bireysel olarak bu işi becerebilecek adamlar var. n'diaye -ki kendisine verilen paralara ateş püskürmüştüm ancak ilk maçında çok mutlu etti beni- hem şok pres yapabiliyor hem de top çalabiliyor. e fernando da değişik bir adam, çok temiz oynuyor, basit oynuyor ama çok yararlı oynuyor. tolga da etrafındaki adamlar iyi olup da ekstra işlere soyunmadığında faydalı bir adama dönüşüyor. bunların yanına iyi niyetle mücade eden belhanda, gomis ve rodrigues de eklenince zaten yetenekleri sınırlı olan kayseri' den topu geri almak kolay oldu, bu sayede baskı kurulabildi, pozisyonlar geldi. bunun ne kadarı kadro kalitesi ne akdarı hoca başarısı bilemem ama motivasyon elbette hocanın başarısıdır. çok abartmamak gerektiğini daha çok erken olduğunu düşünüyorum ama ışık olduğu, umut olduğu kesin. yalnız en az 2 transfer daha alzım çünkü yedek kulübesi çok zayıf.
muslera: çok sevindim kedi adına. nihayet doğru düzgün bir takımın arkasında kalecilik yaptı. yenilen golde bence oraya düşen bir topa çıkması gerekiyordu ki ben muslera' yı yan toplarda genel kanının aksine zayıf falan bulmam ama bu kornerlerde biraz daha hakim olmasını umuyorum on sekzi içerisine
mariano: ne çilemiz varmış arkadaş ya, neler çekmişiz. arsenal' in kadroda düşünmediği ve bence mental sornları olan eboue bir geldi neredeyse efsane diye anacağız adamı sabri yüzünden. şimdi mariano geldi, sabri çıtayı öyle bir indirmiş ki daha onuncu dakikada mariano övgüleri başladı. futbolu bilen, teknik, akıllı bir adam. çok beğendim.
maicon: hazırlık maçlarının aksine çok beğendim. ama bence asıl mesele yanınaki adamın kim olacağı, dün serdar iyiydi ama orada serdar' dan daha derli toplu, daha atlet biri olsa bu adam daha iyi görünecek, daha faydalı olacak bence.
serdar aziz: benim çok sevdiğim bir oyuncu değil ama kötünün iyisi işte. bu lig için yeterli, dün de gayet iyiydi.
linnes: hayalimizdeki galatasaray' ın oyuncusu değil ama aldığı para da düşünülünce kadroda her zaman yer bulması gereken, sessizce işini yapacak bir adam. bazı acemilikleri oluyor fakat çok faydalı işleri de var. özllikle oyunun kurulmasına da faydalı. pas yeteneği, saha görüşü beni tatmin ediyor.
fernando: çok değişik bir adam. ben daha gösterişli birini bekliyordum, aksine çpok gösterişsiz ama beklediğimden daha faydalı. çok basit oynuyor, hızlı oynuyor ve oynatıyor. iyi oyuncu olduğu kesin de bana düşündürdüğü şu; ya iyi, faydalı deriz ya da ligin en iyisi deriz. tarzı bana çok garip geldi. uzun süredir bvu kadar basit ama doğru oynayan bir orta saha görmemiştim.
tolga: tolga bu, fazlası değil ama görev tanımını bilir, ekstra işlere girmezse bu haliyle çok faydalı olur. basit oynamalı, mücadele etmeli, fazlasına gerek yok. zaten etrafındaki adamların kalitesi onu da daha iyi gösterecektir. doğru oynasın,fizik olarak hep sağlam olsun yeter.
n'diaye: sırtı dönük top alıp dönebilmesi, top sürme becerisi, şok presleri, mücadelesi ile falan orta sahaya sınıf atlattı. harikaydı.
belhanda: yetenekli adam ama ben biraz laubali buldum. özellikle skoru alınca falan da çabuk gaza geldi, gereksiz şova kaçtı. biraz daha olgun oynamalı bence çünkü o yetenek var kendisinde, mental olarak aha konsantre olmalı.
rodrigues: belli yetenekleri var, ama hayalimdeki hücum oyuncusu değil. fakat eksikliklerini iyi niyet ve mücadelesiyle bu lig için kapatır ve iş yapar. yaptı da. yasin artistinden çok daha iyi bence kendisi.
gomis: birkaç hafta önce, kendisi çok eleştirilirken yazmıştım. çok başka bir forvet. doğru kullanılırsa fark yaratır. çok güçlü ve bunun farkında. yırtıcı, yıpratıcı ama dün 2 golün gazıyla yazılanların aksine ben iyi bir bitirici olduğunu düşünmüyorum. ümit karan gibi daha çok. ona da iyi bitirici derlerdi ama 20 golü gördüğü sezon yoktur karan' ın. gelişine vurur gomis, saha dışına da gönderebilir, çatala da asabilir. görerek bilerek temiz vurmuyor ki benim için bitirici forvet bu şekilde vurabilendir, gomis bu değil. ama sağını solunu fena dağıtabilecek bir adam. sprintiyle değil de gücüyle ve hırsıyla patlayıcı bir adam. önüne atılan topu götürüp de temiz bir ayak içiyle bir burak yılmaz golü atamaz ama burak yılmaz da gomis' in yaptıklarının 5' te birini yapamaz sahada. doğru kullanılırsa çok ama çok faydalı bir forvet bence. tabii olayı sadece güç ya da mücadele değil. teknik de bir adam, adam geçebilir, pasör olabilir. dediğim gibi çok beğendim ben gomis' i. dün attığı 2. gol için türkiye' de kimse öyle vuramaz denmiş mesela, burak yılmaz aynısını sol ayakta atmıştı antalyaspor' a. ne var ki burak' ın kariyerinde o bir tanedir, gomis ise 20 tane atabilir aynısından ama 20 tane de kaçırır. ben cenk tosun' a benzettim tarzını. yalnız ondan çok daha kaliteli ve güçlü.