beşiktaş erken bir gol bulmazsa veya sağlam oynamazsa problem yaşıyacağını düşünüyorum. beşiktaş'ın oyununu bu yıl yüksek debili bir suya benzetiyorum. bunun önünde kalamazsan seni dağıtıyor kalabilirsen 0-0 da kötü oyuna beşiktaş'ı yönlendirebiliyorsun. beşiktaş eksik bir kadroyla bu 2 haftaya giriyor. karagümrük'te bazı işlerde iyi performans veriyor. yani ya hatay maçındaki gibi erken bir şekilde rakibini dağıtacak ve fişi çekecek ya da karagümrük bunu kıracak ve oyun dengede kalacak ya da belki ibre karagümrük'e dönecek. eğer 2. senaryo olursa ve beşiktaş ihitiyacı olan 4 puanın 3'ünü burada almaya çalışırsa işte karagümrük'ün istediği ortam oluşur ve o baskıdan çıkabilme meziyetini kullanabilir.
ben beşiktaş olsam 2. senaryonun olduğu bir ortamda risk almak yerine daha sağlam durmaya çalışırım açıkçası. ancak bu durumda dahi beşiktaş'ın ne kadar özgüvenli kalacağı bence meçhul.
edit: şunu eklemeyi unutmuşum. beşiktaş daha önce karagümrük'ü farklı geçti. belki de mişli zaman kullanmalıyım zira maçı çok iyi hatırlamıyorum. ancak ligin o zamanı ile bu zamanı arasında çok fark var, türkiye'de de takımlar çok hızlı değişiyor. bu yüzden o maçın çok iyi bir referans olacağını düşünmüyorum. ancak yine de çok iyimser olmamak için bir sebep olabilir. ya da boş verin iyimser olalım. taraftarlık yahu bu, o bahsettiğim kan çekmesine engel olamıyorum.
* edit
biraz da bizim açımızdan bakalım. daha önce de yazdım benim için trabzon beraberliğinden sonra şampiyonluk şansı yok gibi bir noktaya geldi ama kan çekiyor yapacak bir şey yok. bu ortam öyle veya böyle hayal kurdurtuyor bana. açıkçası benim kulağım ilk 30 dakika bu maçta olacak. benim için tatlı sonuç bu ilk 30 dakikanın sonunda yüksek ön alan baskısı yapan beşiktaş'ın bir gol yemesi olacak. diğer kulağım da sivas maçında olacak. orası bambaşka bir dünya tabi.
sivas demişken rıza hocanın ligin en karizmatik 3 figüründen biri olduğunu düşünüyorum. hadi bakayım çocuklar milyonlar siz 33 adamla atıyor.