*

  • 1
    türkiye'de futbol takımlarının tek amacı. sezon boyunca harala gürele, sistemsiz, bastan sağma oyunlarla sampiyon oldukları zaman onlardan mutlusu yoktur. halbuki bilmezler ki türkiye ligi sampiyonu'nu dünya'da kimse bir yerlerine takmaz. kimse demez ki aa bu sene türkiye ligi sampiyonu gelmis sampiyonlar liginde, çok güçlü onlar, her iki maçta da bizi zorlar ya da bizi yenebilecek güçte diye.

    ne kadar tanıdık değil mi? ama bilin bakalım nereden tanıdık?

    bir de söyle yazalım:

    türkiye'de sezon basında avrupa'da bahar ayları hedefiyle sezona baslayan takımların, sezon ortasında avrupa'dan elenmesiyle ellerinde kalan tek tutunacak dal. bu takımların aslında tek gerçek hedefleridir. hedef her sene basında yenilenir, her sene teknik direktör yenilenir, her sene futbolcular alınır. o kadar emin olunur ki avrupa'da basarı geleceğinden.

    gel gelelim, sezon ortasında avrupa'da basarı gelmediğinde ve hele de türkiye'de sampiyon olamadı mı bir teknik direktör, dünyanın en kötü teknik direktörü ilan edilir. futbolu bilmez, futbolcudan anlamaz, sistemden anlamaz falan diye. sampiyon olamadı mı bir takım yerden yere vurulur, futbolcular dünyanın en kötü futbolcusu ilan edilir.

    siz hiç takım gördünüz mü her sene teknik direktörü ve teknik kadroyu ve de takımı değistirip her sene avrupa'da basarı yasamıs? ya da siz hiç takım gördünüz mü kendi içinde bir ekol olmayıp her sene avrupa'da basarı yakalayan? ya da siz hiç gördünüz mü 2000 yılında iki avrupa kupası ve 2002 yılında bir çeyrek finalle avrupa fatihi ünvanını alan baska bir takım dünyada?

    yemisim sizin vizyonunuzu, sizin sisteminizi, sizin istikrarırınızı.

    her sene iki maçta fenerbahçe'yi yenelim ve sene sonunda sampiyon olalım, baska bir yok değil mi içinizde? hadi gelin itiraf edin. siz de rahatlayın, biz de rahatlayalım.
  • 2
    söylenilenin aksine, türkiye'deki futbol takımlarının 3-4 tanesinin amacıdır.

    diğer anadolu kulüplerinin öncelikli amacı, öncelikle lige tutunma, sonra mümkünse kendi yağında kavrulmadır. kulüp başkanları o kadar namusludur ki, o kulüplerden rant sağlama, şike ve bahisten kazanç elde etme, mafya bağlantılarıyla kulüp vasıtasıyla kara para aklama gibi olaylara girmezler. çok da başarılı olmalarına gerek yoktur,zaten az biraz başarılı olmaları durumunda, büyük kulüpler ellerindeki oyuncuları alacak, daha sonra o oyuncuların yerleri doldurulamayacak, yeniden ligde kalma mücadelesi verilecektir; aksiyona hiç gerek yoktur.

    sistem, altyapı olaylarına girilmez. ülke ekonomisine katkıları olabilecek gibi değildir. her sene altyapıdan oyuncu çıkarıp dışarıya satmak, satılan oyuncunun yerine altyapıdan monte yapmak yorucudur. evliya çelebi'ler yeter onlara.

    şimdi düşündüm de, niye var ki böyle takımlar?

    şu diğer büyüklere gelince, biri gider sekiz yer, biri gider sıfır çeker, dünyanın oyuncusunu alıp tek bir oyuncu satmazlar, biri 2. lig brezilya takımı, diğeri antep b takımı olur, hâla daha büyüktürler ama..

    bize gelince, avrupa fatihi'yiz ya hani, yok işte kaç yıldır. neredeyiz? trömsö'ye eleniriz, bükreş'e eleniriz, hamburg'a eleniriz, leverkusen'den beş yeriz... bizim de öyle namuslu başkanlarımız oldu ki, tam avrupa'da varız, ekonomiyi de düzeltiyoruz, ohh dediğimiz anda soyup sıçıp sıvayıp bırakıp gittiler.. ama gün gelecek, devran dönecek işte.

    türkiye ligi şampiyonluğu da onun için önemli, devranın dönmesi için. biz avrupa'da dik durmayı öğrettik dün, onu hedeflemeyi.. yarın altyapıyı öğreteceğiz, üretip satmayı.. işte bu türkiye'de şampiyon olarak başlıyor, ilk adımı o! para, para, para. vizyon ve şampiyonluk bir araya gelecek, sistem oluşak, istikrar olacak.

    sabır, umut.
  • 4
    galatasaray için avrupa yolundaki bir araçtır.

    şu an fenerbahçe'nin şampiyonluğuna laf attığım düşünülebilir, isteyen düşünsün; ama derdim o değil. biz şampiyon olunca da yazarız aynı şeyleri.

    şimdi düşünüyorum galatasaray'ı, şampiyon oldu, şampiyonlar ligi'ne gitti, sonuncu olup elendi... eee, ne anladım ben bu işten?

    şampiyon olalım değil, artık 3. avrupa kupamızı kazanalım diyorum.

    başka türlü susmazlar.
  • 5
    2008 yılındaki şampiyonlukta gelecekten çok ümitliydim. ayrıca galatasaray için şampiyonluk normal bir durumdur diyordum. bu yüzden arabayla bir iki tur dışında pek bir şey yapmadım. keşke o gün en az fenerliler kadar çıldırsaydım. hem uzun zamandır şampiyon olamıyoruz hem de bugün fenerlileri görünce amma kuyruk acılılar diyorum.
  • 9
    20 kez kazanılan şampiyonluk ile galatasaray'ın zirvede yer aldığı liste.

    süper lig'de 6 kez şampiyonluk yaşayarak, bu alanda en tepede yer alan isim galatasaray futbol takımı eski teknik direktörü olan fatih terim'dir.

    kendisini trabzonspor'a 4 şampiyonluk yaşatan ahmet suat özyazıcı izlemektedir.

    3'er şampiyonluğu bulunan diğer isimler ise christoph daum, gordon milne, mustafa denizli
  • 13
    avrupa'dan bağımsız her zaman önemli olacaktır.

    2005'te şampiyon olan takım direk giderken bir sonraki yıl öneleme oynamaya başladı. madem olay şampiyonlar ligi, başka hiçbir esprisi yok 2006'da niye o kadar mücadele ettik? ya da niye dönüp dolaşıp 2006 şampiyonluğunu hatırlıyoruz o zaman? bir de o sene mali durumumuz şimdikinden bile çok daha kötüydü, nakit para krizi bitmek bilmiyordu kulüpte. para gelsin de nasıl gelirse gelsin modundaydı yani kulüp, stad meselesindeki acelecilik de bu mali krizden kaynaklıydı zaten. ya da 2008'de şampiyon olmamıza rağmen önelemede elendik, katılamadık şampiyonlar ligi'ne. bu 2008 şampiyonluğu'nun değerinden bir şey götürüyor mu? lincoln'ün gençlerbirliği'ne, nonda'nın fener'e, ayhan'ın sivas'a, hakan balta'nın oftaş'a attığı gollerle hala efsane olarak anıyoruz. o yüzden olayı sadece şampiyonlar ligi'ne indirgemek yanlış olur. evet mali açıdan şampiyonlar ligi önemlidir ama lig şampiyonluğunun tek anlamı da sadece bu değildir. ülke futboluna da 2-3 maçlık mağlubiyetle bir şey olmaz o açıdan da rahat olun. bundan daha berbat süreçlerden çıktı futbolumuz, yine toparlanacaktır bir şekilde.
  • 14
    ülke içi rekabet ve yayın gelirleri bakımından her zaman anlamı olacaktır. misal galatasaray-fener rekabeti en başta şampiyonluk sayılarına dayanıyor. ülke içi rekabeti daha fazla açmaya gerek yok zaten herkes biliyor bunu.

    yayın gelirlerinde de şampiyon olan takım en büyük payı alıyor. 18-19 sezonunda ikinci olan başakşehir’den sıralama priminde 7.2 milyon tl daha fazla almışız mesela. bunun üstüne bir de performans primi var aldığın puana oranlı. onda da başakşehir’den 1.6 milyon tl daha fazla almışız. bitmedi, bir de şampiyonluk sayılarına göre prim alıyorsun. şampiyonluk sayılarında en yakın takipçimiz fener’den 6.6 milyon tl daha fazla almışız bu alanda. yani maddi olarak ligi birinci bitirdiğinde rakiplerine oranla daha güzel paralar kazanıyorsun. son şampiyonluğumuzdan gelen para toplamda 212.6 milyon tl.

    sonuç olarak şampiyonlar ligi’nde ön eleme oynayacak olsan da hala gayet önemli şampiyonluk.

    kaynak: https://www.goal.com/...pfdddgqtzwjtr4w0sm5f
  • 16
    bunu kazanmak için ya çok iyi bir iç saha performansı sergileyeceksiniz, iç sahada en az 43-45 alacaksınız ki deplasmanlarda kötüyseniz iç saha dengelesin onu, ya da deplasmanlarda kazanmayı bileceksiniz. iç sahadaki baskılı oyununuzu deplasmana da yayacaksınız.

    açık konuşalım son 2 sezonda** iç saha performansımız ile götürdük işi. son 2 sezondur dışarıda 26 puan almışız, bu sezon 20(kalan 3 maçı alsak 29, yine 30'un altı). deplasman performansımız korkunç. tamam, anadolu kulüpleri eskisi kadar kolay lokma değil, deplasman galibiyeti zor buna katılıyorum. ama 30 sınırına yaklaşmak bile şampiyonluk alameti, iç sahada büyüklerin ölüsü 35 toplatıyor zaten. şampiyonluk isteği olan da rahatlıkla 40'a da ulaşır, 70-75 ile alır götürür.

    son 5 sezonda 1 kere 30 puanı geçmişiz, 2016-17, 31 puan almışız. onun dışında çok silik performanslar. bunu düzeltmek lazım önce.
  • 18
    galatasaray için şifresinin ilk yarıda 35 puandan az almamak olduğu şampiyonluk.

    biz ligin ilk yarısında 35 alırsak her türlü şampiyon oluruz. ikinci yarıda zaten en çok puan toplayan takımlardan biri oluyoruz.

    umarım 2020-2021 sezonunun ilk yarısında bu durum gerçekleşir.

    tabii bunun için maçların seyircili oynanması lazım. bizim açımızdan gelecek sezonun akıbeti ne olacak çok merak ediyorum. çünkü galatasaray futbol takımı, taraftarı ile var olabilen bir takım. hocası, futbolcusu, yöneticisi; taraftar varsa motive olabiliyor. hatta bence dünyada, galatasaray futbol takımı kadar taraftarına bağlı olan bir başka kulüp yok.
  • 19
    artık gerçekten ne işe yaradığını merak etmeye başladığım başarı.

    her sene içerde birbirimizle(tüm lig takımlarının kendi aralarındaki maçları da kapsıyor ancak gs fb rekabeti ile daha somut bir düzeye indirgeyerek düşünelim) itişip kakışıyoruz, yenip yeniliyoruz, dalga geçiyoruz, sinirleniyoruz, şampiyon olunca da zevkten dört köşe olup koyduk mu nidalarıyla rakibimizin damarına basıyoruz.

    avrupa'ya gidince de ne bok olduğumuz tekrar tekrar anlaşılıyor.

    münferit maçlar dışında herhangi bir kazanım elde edemiyoruz. hele son 3 4 senedir de istisnasız her takım avrupa'da rezil olup dönüyor ve kendi hayal dünyamızda eğlenmeye, birbirimize koymaya kaldığımız yerden devam ediyoruz.

    ülke puanı düştüğü için muhtemelen 22/23 sezonunda itibaren şampiyon doğrudan şl'ye gidemeyecek ki bu play-offu geçemeyeceği için şl'ye gene gidemeyeceğini ve al play-offunu da geçemeyeceği için avrupaya gidemeyeceğini gösteriyor.

    30 40 milyon euro maaş yükün var, euro muhtemelen 10 lira olacak. e düz hesap 400 milyon tl giderin sadece maaş için, ligi kazansan bile alacağın para 100 milyon lirayı belki görecek, ligtv desen düşük kurdan ödeme yapacak.

    artık bir cazibesi kalmayan şampiyonluk, fb ile bjk ile sidik yarıştırmak bir halta yaramıyor.
  • 21
    şu entry'de başarı sayamadığımı anlatmak istedim.(bkz: #2987539)

    borc icinde yüzerken 40 milyon euro bütçeli takim kurup ligi 2 büyük rakip haricinde 10 15 milyona kadro kuran sivasspor, alanyaspor'un üstünde bitirdiğimiz için sevinmek.
    o bahsettiğim 2 büyük rakibin de durumu içler acisiyken. ayrıca bi de buna rağmen ya zor şampiyon oluyoruz ya da olamıyoruz.
  • 22
    şampiyonlar ligine direkt katılınamayan yerde neredeyse bir kıymeti kalmayandır. gelirlerin tl, giderlerin dövizle olduğu yerde kulüpleri ayakta tutacak 3 şey var:
    1- oyuncu alıp satma
    2- avrupa'da başarı
    3- sponsorluk

    üçü de birbiriyle bağlantılı. kurun görece düşük olduğu zamanlar bile tek sezonluk kurulan kadrolarla şampiyon olunamadığında gelinen hal ortada. şu anki durumda elzem olan şey döviz geliri olan ihtimallere sarılmak.

    bugün lig şampiyonu olan takım diğer takımlardan ekstra olarak 100 milyon tl bile kazanmıyor belki. geçen sezon lig gelirlerinde galatasaray, beşiktaş'tan öndeydi mesela. tabii cl faktörü ayrı. ama artık o da yok.

    tabii ki lig şampiyonluğunun prestiji, tarihi açıdan önemi var ancak bugün senin uzun vadede ayakta kalabilmek için önceliğin al sat stratejisini doğru kurup, avrupa'da olabilidiğince ilerlemek olmalı. şampiyon takımın alacağı parayı sen kerem'i satarak kazanacaksın.

    bugün tek sezonluk kadro kuran beşiktaş yıldız oyunculara bağladığı o maaşları nasıl ödeyecek? şampiyon olsan da ödenmez ki.

    bu açıdan burak elmas yönetimine kendi adıma teşekkür ederim. yeni geldik, ffp de kalkmış deyip yaşı ilerlemiş oyunculara maaşları bağlamak yerine bonservisli, genç, düşük maaşlı potansiyelli oyuncuları tercih ettiler. kadromuzda 7-8 tane net para edecek oyuncumuz var. avrupa'da da devam ediyoruz. bu açıdan kulübün geleceğini, yönetim vizyonunu da düşündüğümde kötü görmüyorum.

    zaten türk kulüplerinin yapmak zorunda olduğu strateji şu an iyice başka çıkış yolu olmayan bir duruma geldi. galatasaray bu açıdan doğru adımlar attı. bankalar birliği anlaşması da devreye girdiğinde bunun faydasını daha iyi göreceğiz.
  • 23
    şampiyonlar ligine direkt katılımın olmadığı yerde, 3 büyükler arasında borcu en az olan ve ligde en çok şampiyon olan galatasaray adına hayati önemi olmayan hadise. şampiyon olursak en fazla rakiplerle aramızı 1 tık daha açmış oluruz onun dışında türkiye'nin ekonomik durumunu da göz önünde bulundurduğumuzda maddi açıdan pek bir artısı olmayacaktır. yine de isterim tabii şampiyon olmayı ama öyle çok olmazsa olmaz bir şey sayılmaz bence.
  • 24
    kıymetinden hiç bir şey eksilmeyen olaydır. biz ve rakiplerimiz bundan yüz sene önce de ülkedeki tüm kupalara taliptik ve kıyasıya rekabet ediyorduk. bundan yıllar önce de belki bir çoğumuz daha doğmamışken yine biz ve rakiplerimiz sahada her şeyini koyuyor, taraftarlar tribünleri daha sabahtan dolduruyor ve takımları şampiyon olduğunda tüm yurtta doyasıya kutluyorlardı. o dönemler futbol bu kadar endüstriyel değildi, kimseye bir turnuvaya katıldığı ya da yerel bir kupayı aldığı için devasa paralar ödenmiyordu. tabi ki gerçeklerin farkındayım, bu ifade ekonomik anlamda söyleniyor ancak yine de doğru ifade edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    ayrıca illa şampiyonlar ligi özelinde bakarsak bence yine de kıymeti çok azalmamıştır. insanlar arasında ve medyada şampiyonlar ligi'ne direkt takım gönderemeyeceğimiz olayı çok yanlış bir şekilde o turnuvaya katılmanın hayal olduğu ve şampiyon olmak ile olmamak arasında artık çok büyük fark olmadığı şeklinde algılandı. halbuki süper lig şampiyonu şampiyonlar ligi için oynayacağı ön elemeleri şampiyonlar yolu denilen bir eleme turu patikasında kendi liginde şampiyon olmuş kulüpler ile oynayacaklar. daha önce hiç bir takımımız burada eleme oynamadı. bu eleme turlarına ülke sıralamasında 12. sıradan başlayarak son sıraya kadar olan ülkelerin şampiyonları katıldığı için türkiye ligi şampiyonunun katılma ihtimali son derece yüksektir. çünkü bu ülkelerin birkaç tanesi hariç son derece vasat takımlardan oluşuyor. zaten bu takımları eleyemeyen bir takımın şampiyonlar ligi'ne katılmaması daha hayırlıdır.

    örnek vermek gerekirse, bu sezon eğer şampiyonumuz bu turnuvaya eleme oynayarak katılsaydı, üçüncü ön eleme turundan katılacaktı ve seri başı olacağı için legia varşova, young boys, ludogorets, sheriff tiraspol, rangers ve slavia prag takımlarından biriyle eşleşecekti. bu turu geçtikten sonra bir de play-off turu var son olarak. örneğin bu sezon kızılyıldız, brondby, young boys, ferencvaros, malmö, ludogorets, sheriff tiraspol ve dinamo zagreb kulüpleri bu turda birbirleriyle eşleşmişler ve tur geçenler gruplara kalmış. toplamda tam dört takım gruplara katılmaya hak kazanıyor. şu takımlar arasında en iyi dört takımdan biri değilsek zaten sorun başka yerlerdedir.

    ben herkesin aksine şampiyonlar ligi'ne direkt takım gönderemeyecek olmamızın hem ekonomik hem planlama açısından kulüplerimiz için daha faydalı olacağı kanısındayım. şampiyon olan takım kadrosunu kamptan haftalar sonra avrupa'da elde kalmış, maaşı yüksek, kadroda düşünülmeyen, oyuncuları toplamak yerine gruplarda dağıtılan bu büyük ödülü almak için kadrosunu kamptan önce kurmak ve planlamak zorunda kalacak. gruplara kaldığı kesinleşen bir kulüp transfer dönemi kapandığı için şampiyonlar ligi parasını yaşlı ve isimli futbolculara vererek çöpe atamayacak. her sezon kadrosunda önemli derecede sirkülasyon olan takımlar eleme turlarında sıkıntı çekecek. artık doğru planlama yapan, kadrosunun temellerini daha önceden genç oyuncular ile atan takımlar elemelerde emeklerinin karşılığını alacak ve herkes mecburen bu yolu tercih edecek. örneğin bu sene biz şampiyon olursak sezon bittikten sonra kadromuz doğru planlama nedeniyle büyük oranda değişmeyecek. en azından ilk on birdeki sekiz oyuncumuz* belli olduğu için belki sadece bir kaç takviye* ile ön elemelere güçlü bir şekilde başlayacağız. zaten yukarıda saydığım takımları da eleyeceğizdir.

    düzeltme: söylemezsem içimde kalacak bunu da ekleyeyim. bu şampiyonlar ligi'nden gelen para kulüplerimize zerre ekonomik fayda sağladıysa hiç bir halt bilmiyorum. bu para sadece buraya yatmaya gelen, sahada hiç bir mücadele vermeyen, çoğu kronik sakat, kendine bakmayan yaşlı yıldızların cebine gidiyordu senelerdir. bugüne kadar kulüpler bu paradan tek tük istisna hariç hiçbir fayda sağlayamadılar. bu parayla borçlarını eritemediler, altyapıya yatırım yapamadılar, genç oyuncuya yatırım yapıp satamadılar, tesisleşemediler, başarı getiremediler hatta rezil ettiler. o yüzden asla kafaya takmayın.
  • 25
    euro kuru sebebiyle gereksiz olmuştur. şampiyonluktan gelen para oyuncu maaşlarının çeyreğini anca öder bu gidişle.
    bugün şampiyon olmak yerine avrupa'da başarılı olmayı tercih ederim. o sebepten avrupa'ya gidecek durumda bitirmek her türlü yeter. şampiyonlar ligine direkt gidiş hayal oldu zaten.
    şampiyon olmak için yapılacak her maliyet saçmalık haline geldi. üç kuruş almak için 5 kuruş harcanıyor yıllardır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın