• 7078
    ne polat-albayrak ikilisine ve ardıllarına, ne özbek-lise ve şürekasına ne de aysal-süren-elmas üçlüsüne bırakılmayacak kadar büyük bir kurumdur. aynı zamanda bunların hiçbirinin de peşini bırakmayacağı kadar büyüktür. iç hesaplaşmalar beni çok yordu, çok sıktı, çok uzaklaştırdı. benim 16 dakika tırnak yiyerek beklediğim galatasaray da bu değil, karanlıkta kupasını beklediğim de. sami yen’de kocaeli’den 5 yiyen galatasarayım da bu değildi, basketbolda küme düşen de…

    bir ışıtan gün’e bile istifa ettiremeyen biz galatasaray taraftarı umuyorum artık bu adamların gözünde ne olduğumuzu iyice anlamışızdır. galatasaray’a küsülmez belki ama uzaktan da sevilir.
  • 7081
    yordu, üzdü belki parça parça etti bizi. kalbimizi kirik da hissettik yalnız da. ama ertesi sabaha uyandığımızda yine vardı galatasaray. kalbimin attığını en çok hissettiren hep bu sevgi oldu, yaşadığımdan şüphe duymadan tereddüt etmeden bir bu renklere bir bu kulübe aşık oldum ben.

    her ne yaşayacaksak şu ahir ömrümde sana dair hakkım helal. yönetenler, idareciler, hocalar, futbolcular hepsi geçici ben sana aşık oldum ve bir senle mesudum bu dünyada. bu kadar bunalmisken yine sende buldum ya kendimi daha ne diyeyim. bir tek sen varsın galatasaray.
  • 7082
    dün bir kere daha gündeme geldiği üzere 4 büyükler içinde şampiyonluk sayısını doğru yazan tek kulüptür. fenerbahçe biri şikeli olmak üzere 19 şampiyonluğu olmasına rağmen 28 şampiyonluk illüzyonu yaşıyor, jimnastik kulübü'nün süper lig kurulduğundan bu yana 14 şampiyonluğu olmasına rağmen lig kurulmadan öncesinden 2 tane ekleyip 16 diyor, trabzonspor ise resmiyette 7 olmasına rağmen 8 şampiyonluğum var diyor. galatasaray ise lig kurulduğundan beri neyse onu söylüyor yani net şekilde 22. iyi ki galatasaraylıyız dedim bir kere daha.
  • 7084
    sanırım sona yaklaşan kulüp. dibi görüp uzunca bir süre orada kalacak gibi duruyor.

    adnan oktar’ın mehdi olduğuna inanan bir adam tarafından seçimi iptal edilebiliyor ki bu adamın bu zamana kadar ihraç edilmemesi ayrı bir rezalet konusu. efendime söyleyeyim 3 kuruşluk gazeteciler dizayn edebiliyor kulübü.

    2 tane aday çıkıyor ikisi de birbirinden beter, dursun özbek’e yalvaran bir kesim var aday olsun diye falan filan. kepazelikleri yazmaya kalksak paragraf paragraf yazı çıkar. o çok övünülen lisenin maharetleri işte hep bunlar.
  • 7085
    bu gece büyüklük mevzusu açılmışken potansiyelinin ne denli büyük olduğu tekrardan unutulmaması gereken takım. yeni nesil farkında değil ama galatasaray türkiye’nin de üstünde doğu avrupanın en prestijli takımıdır.

    endüstriyel futbola kafa tutabilmiş ve başarı yakalamış son doğu avrupa takımıdır. şampiyonlar liginde çeyrek final oynama başarısı gösteren son doğu avrupa takımıdır. 1960-1990 arası doğu avrupa takımlarının da başarısı vardı. endüstriyel futbolun temel başlangıcı şampiyon kulüpler kupası yerine şampiyonlar ligine geçiştir. buna diş gösterebilen tek doğu avrupa takımı da galatasaray olmuştur. 1999-2002 arası avrupa da gerçek anlamda diz titreten takımlardan birisiydik. 3 yıllık bu şekilde dönem yaşayabilen başka bir takım yok.

    ayrıca şu sıralar büyüklüğünden bahsedilen real madrid’e karşı 3 kere diz çökmüştür. normal bir galibiyetden bahsetmiyorum. bildiğiniz 3 kere kafalarına vura vura real madrid’e diz çöktürdük.

    25 ağustos 2000 galatasaray real madrid maçı öncesi real madrid’in müzesinde bulunmayan tek kupa uefa süper kupasıydı. real madrid en az bizim kadar bu kupayı istiyordu. sonuna kadar mücadele ettiler ama sonunda kupayı galatasaray kazandı. o maçta real madrid’in kalecisi olan ıker casillas 18 sene sonra verdiği bir röportajda unutamadığı 2 maçtan birinin galatasaray ile oynadıkları final maçı olduğunu söylemişti. kaybedilen o maç zannedilenden kat kat daha fazla real madrid tarafına acı vermişti.

    3 nisan 2001 galatasaray real madrid maçı şampiyonlar ligi çeyrek final eşleşmesinin ilk ayağıydı. şampiyonlar liginin son şampiyonu real madrid devreye 2-0 önde girmiş galatasaray ikinci yarı da bambaşka bir şekilde real madrid’in karşısına çıkmış ve maçı 3-2 kazanmıştı. yine real madrid’in kafasına vura vura, bu sezon real madrid’in paris’e, chelsea’ye, manchester city’e yaptığının aynısını yaparak maçı kazanmıştık.

    3 nisan 2013 galatasaray real madrid maçı ise yine şampiyonlar liginin çeyrek final eşleşmesiydi. ilk maçı barnebau’da real madrid 3-0 kazanmış. istanbul’da ki maçta da devreye 1-0 önde girmişti. ikinci yarı tekrardan bambaşka bir galatasaray sahneye çıktı. akın akın real madrid kalesine giderken 57. dakikadan sonra maç bambaşka bir hal almış ve 15 dakika da galatasaray skoru 3-1’e getirmişti. o zamanlar saçma sapan bir kural olan deplasman kuralı olmasaydı belki de tarihin en büyük futbol kulübüne karşı tarihin en büyük geri dönüşüne imza atacaktık. real madrid’in bu zamanlar yaptığını biz 2013 yılında real madrid’e karşı yapacaktık.

    bunları neden anlatıyorum. galatasaray camiasının büyüklüğünü tekrardan hatırlayın. bırakın doğu avrupa takımını belki de real madrid’e karşı 3 kere kafasına vura vura maç kazanan başka bir futbol takımı yoktur. bakın tekrardan altını çiziyorum. galibiyet değil tamamen rakibi düşüren ve sindiren galibiyetlerden bahsediyorum. real madrid 2021-2022 sezonunda paris’i toplam 3-2, chelsea’ye 4-3, manchester city’i 6-5 yenerek finale yükseldi. bu maçları 3-0 4-0 kazansa belki de bu kadar olay olmayacaktı. ama eleyiş biçimleri ne kadar büyük takım olduklarının kanıtı oldu tekrardan. işte biz de bu real madrid’e aynı şekilde 3 kere darbe vurduk. yoksa 6-0, 6-1, 4-1 yenildiğimiz maçlar da oldu. üstelik bizim kazandığımız maçlarda ki real madrid’in kadroları tarihlerinde ki en iyi 3 kadrodan 2 tanesiydi.

    ne olursa olsun tuttuğumuz, gönül verdiğimiz ve bağlandığımız galatasaray’ın büyüklüğünü unutmayın. ne kadar umutsuz olursa olsun geleceğe hep umutlu bakalım. olmaz demeyin olur. bu takım tarihin en kötü lig performansını sergilediği sezonda yardımcı hoca ile, taylan-berkan orta sahası ile az daha barcelona’yı eliyordu. çünkü bizim genlerimiz de bu şekilde işliyor. bu yüzden biz hiçbir final yolunda mağlubiyet
    yaşamadık. hangi kadro hangi hoca olursa olsun galatasaray ligin sonunda ışığı görünce bütünleşir ve kupayı söke söke alır. bu zamanlarda önünde hiçbir güç duramaz. tekrardan hatırlatıyorum. biz doğu avrupa’nın en büyük futbol takımıyız. endüstriyel futbola bir darbe vurulacaksa bunu yeniden galatasaray yaşatacaktır !!!
  • 7089
    en büyük sevinçlerimin çoğunda payı olan takım. gerçek aşk.

    öyle bir burukluk var ki içimde uzun süredir. galatasarayın içinde olan kimse galatasaray'ı sevmiyor aslında, çıkarı için kullanıyor, galatasaraya zarar veriyor hissi çok yoruyor beni artık. kulüp kimsesiz gibi hissediyorum. yani yarın 10-15 kişi toplanıp gidip kulübe girse, bu kulüp artık bizim, yerine pinpon kulübü açacağız dese kimse sesini çıkarmayacakmış gibi hissediyorum. öyle sinmiş bir vaziyetteyiz ki aklım almıyor. kimse ses çıkarmıyor, kimse elini taşın altına sokmuyor, herkes eleştiriyor da kimse çözüm sunmuyor. bu buruklukla birleşmiş sinir hali de futbola dair her şeyden soğuttukça soğutuyor.

    sen düştükçe ülkede hiçbir şeyin tadı yok galatasaray. ayağa kalk lütfen.
  • 7091
    çok uzun zamandır fatih terim dışında kimsesi olmayan kulüptür. eskiden de fatih terim giderdi fakat asla bu halde olmazdı. resmen kimsesizdir.

    ben ilk defa galatasaray'dan hem kısa hem uzun vadede ümidi kesmiş bulunuyorum. umarım yanılırım fakat bana göre bundan sonrası kapkaranlık. beni şu duygu ve düşünceye getirenlere hakkım varsa helal etmiyorum.
  • 7092
    yönetilme becerisi olarak maalesef kısa vadede önü çok karanlık olan sevdamız. başkan seçilmeden ve nasıl yöneteceği belli değilken 10 ay sonraki mali ve idari genel kurulu bir tehdit gibi işaret eden, verilere dayanmadan sadece hissi duygularla yönetimlerin kaderini tayin etmeye çalışan, kendi pr’si ve kürsüde konuşup spor servislerinde isminin geçmesi için kaos ortamı isteyen, ibra edilmeyip daha sonradan sırf bunun intikamanı almak için ibra etmeyen üyeleri olduğu sürece bu kulüp yönetilemez. kendinizi galatasaray başkan adayı olarak düşünsenize biraz ya da başkan olma hayali olan bir üye olarak? öyle bir genel kurul yapısı var ki kulübü yönetmemen için saçma sapan argümanlarla karşına geçip seninle savaşıyor. başkan olmak ister misiniz bu yapıda? galatasaray genel kurul üyelerinin oyuncağı olan hukuka aykırı idari ibra mekanizması üyelerin elinden alınmadıkça galatasaray’ın her genel kurulu mahkemelik olacaktır. temel bozuk çünkü. haliyle de kulübü yönetme becerisi olan insanlar da bu cenderenin içine girmek istemiyor olabilirler. eşref hamamcıoğlu ve metin öztürk bizim iyi günlerimiz. bu yapı devam ettiği sürece daha da dibi göreceğiz insan kaynağı olarak. kulübün gelmiş geçmiş en kötü başkanlarından olan dursun aydın özbek bile tüm ısrarlara rağmen bu cendere içinde aday olmuyor işte. düşünün halimizi. ünal aysal kulübün yapısının sağlıklı olmadığını beyan ederek başkan adayı olmadı. adam düşündü muhtemelen ulan bu yaştan sonra kafayı mı yedim böyle bir organizasyonda her gün fırça yiyeyim diye. velhasıl üyelerin elinde bir oyuncak var ve bu oyuncak alınmadığı sürece daha başkan bile belli değilken sopa gösterme olayları devam edecek.
  • 7096
    117 senelik muhteşem tarihi, kimsenin yanına bile yaklaşamadığı sayısız başarıları, müzesinde rakiplerinin iki katı kupa olan, ilklerin ve teklerin takımı, var olduğundan beri türk olmayan takımları en çok yenen türk takımı, ülkesinin medahı iftarı, uefa ve süper kupa sahibi, dünyanın en büyük tarsftart topluluğu ultraslan'ın gururu, 1481'den beri kültürün simgesi, 1905'ten beri sporun beşiği anlı şanlı galatasaray. türk olmayan takımları yenmek mottosuyla kurulan, türkiye'nin gelmiş geçmiş en büyük kulübü galatasaray. çok seviyoruz çok.
  • 7098
    sevgimiz yüzünden gözümüzün kör olduğunu düşündüğüm canım ciğerim takımım.
    her seferinde galatsaray'ın kurtuluş reçetesi şu ya da bu gibi söylemler propagandalar dönüyor.
    sürekli başkanlar,hocalar,menajerler değişiyor ancak zihniyet hep aynı kalıyor.
    biri de demiyor ki gerçekten bu kulübe bir faydam dokunsun.
    yani dese bile dokunamıyor diyelim.
    neden çünkü sevgili kulübümüzde bir girdap var.
    başarılı olan her insanı ayağından tutup çekme ve bizden değilsen hiç kimse değilsin zihniyeti var.
    galatasaray gerekirse küçük olsun ancak balını böreğini biz yiyelimcilik var.
    açıkçası o çok övülen avrupa'nın sistemli takımları gibi olmak çok zor değil.
    ne bileyim bir salzburg,leipzig,brugge,anderlecht gibi neden olamıyoruz?
    çünkü sorun aynı kapıyı açıyor.
    düşünce sistemi ve para kontrolü.
    bir scout ağın var mı?
    bir sportif direktörün var mı? bu yönetimlerden bağımsız olmak zorunda. diyelim şimdi campos vardı adama şans verilmedi. yeni gelecek başkanlardan biri bile devam etmek istiyoruz demedi.
    neden?
    çünkü bu futbol ikliminden uzaklar.
    bir söylem vardı inşaatçılar,petrol zenginleri ülke futbolundan çekilirse futbol biter diye.
    e ne oldu şimdi?
    yeni yasa çıktı herkes kendi döneminde sorumlu olacak bir de kaynak aktaramayacak falan filan.
    demek ki kulüpler kendi kazancıyla dönmek zorunda.
    işte bu tam da aradığımız ortam değil mi?
    gerçekten spor geçmişi olan kişileri yönetime alamaz mısın?
    bu kulübün kurtuluşu her branşta kendi sporcusunu üretmekten mi geçiyor?
    eğer öyle ise neden alt yapılara bir torrent maaşı kadar yatırım yapılmıyor?
    bırak florya'nın,riva'nın yakasını.
    sen mi kazandırdın? madem satacaksınız onları,kuruşuna dokunmadan kulübün borcunu sıfırlayın.
    o güzel yüzlü dursun ağabey gibi florya'yı satıp bizi antrenman yapacak yersiz bırakmak suretiyle gelen şuncacık parayı suni başarılar için transfere yatırmayın.
    galatasaray adası mesela ne işe yarar?
    dernek üyeleri viski kola yaparken havuza girsin olmadı mangalda biraz et pişsin diye mi?
    bir spor kulübünün gelir getirmeden sürekli götüren bir yeri olamaz kabul edilemez.
    sportif anlamda bu değişebilir.
    amatör branşlarda bir koşucu bir satranç oyuncusu ne kazanır ne gideri vardır bilemem ancak onu zaten futbol ile basket ile hatta voleybol ile absorbe etmen lazım.
    divan yaparsın üye çokluğu olmaz,seçim yaparsın üyeler gelmez ne saçma bir iş bu böyle.
    sürekli negatif sürekli karanlık senaryo.
    zihniyet değişmeden bill gates de başkan olsa,tesla da başkan olsa bizden cacık olmaz.
    al işte en yakın rakibin fernerbahçe.
    ülkenin en zengin adamını başkan yapıyor ancak zihniyet aynı.
    bir de bizim dinamiklerimizle adamlarının alakası yok.
    yani onlar için bana göre daha kolay bu işler.
    nasıl olsa ben dedim o olacak yapıları var.
    adamlar tek kişi adaylı seçim yapıyorlar ve bundan haz duyuyorlar.
    utanmadan oy atıp sayım yapıyorlar.
    ali vizyon koç dese ki alex gel buraya futbolun başına geç,emre sen gel teknik direktör ol yanına istediğin ekibi kur zaten 8 yıldır bir şey yapamıyoruz 2 3 yıl böyle deneyelim.
    ne kaybeder mesela?
    bana göre hiç bir şey hatta kazanımları olur.
    ancak zihniyet öyle değil ki.
    ben batırmadım ama ben çıkarırsam ne ala.
    2 kez şampiyon oldu mu tamam işte o zaman tarihe altın harflerle başkanın adı yazılacak.
    aziz yıldırım çok mu başarılıydı?
    bizim daha çok şampiyonluğumuza denk geldi. üstüne dev bütçeler yaratmadan afaki oyuncu alımları yaptı. ancak gel gör ki fenerbahçe efsane başkanı.
    neye göre?
    şike,son dakika kaçan şampiyonluklar,avrupa rezillikleri bu adama denk geldi. ancak hala fanatikleri var ve efsane statüsünde.
    bizim de öyle.
    bana göre mehmet cansun ile başlayan çöküş bu zamana kadar çığ gibi geldi.
    bir takım 20 yıl içinde avrupa birincisi olup da bunu nasıl maddi olarak bir güç haline getiremez.
    işte en büyük örneği biziz.
    çok uzadı hala yazarım ancak insan okurken de sıkılıyor sonra.
    son söz.
    yiyin efendiler yiyin aksırıncaya tıksırıncaya kadar yiyin.
  • 7100
    11 haziran 2022 galatasaray olağanüstü seçimli genel kurulunda kurtarıcı aday dursun özbek
    kendisi burak elmasa kadar tarihin en kötü baskanı için referans olarak kullanılırdı.
    ispat edilmiş bir şey var mı bilmiyorum ama kendisi ve kardesinin kötü niyetli bazı operasyonları da oldugu konusulurdu.
    bu durumlara rağmen galatasarayı kurtarması icin göreve gelmesi bekleniyorsa sanırım galatasaray'ın mevcut sistemi çökmüştür. şu gün güçlü ve herkesin hem fikir olacagı bir adayı yoksa daha da cıkmayacaktır.
    şu an para, kadro, teknik ekip, moral de olmadıgına gore tarihin ikinci en kotu başkanının tekrar seçilmesi ile bir toparlanma hayal gibi gozukuyor.
    maalesef kulup sahiplik yapısına gecip, profesyonel bir yonetimle yonetilmedigi surece daha cok bu sezona benzer sezonlar yasarız gibi gozukuyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın