160
vakt-i zamanında haftada 1 devlet televizyonuna, ara sıra diğer kanallara çıkartılan tarihin en büyük reklam çalışması. pislik yuvası inci sözlük'te örgütlenmişti bunlar ilk olara. müteveffa ali sami yen stadı'nda oynanan bir istanbul büyükşehir belediyespor maçına gitmişler, dönüşte metroda bir kadını sözlü taciz ettikleri videoyu paylaşıp kendilerini tanıtmışlardı. o zamanlar iyi kötü bir ağırlığı olan tribün dergi forumlarında millet bunların kafasına çullanınca kaybolmuşlardı piyasadan.
ondan sonra reklam ajanslarının da yardımıyla birbirinden ilginç(!) pankartlarıyla gözümüze sokulur oldular. milletin 3 hafta sabah akşam göt donduran soğukta boyayıp hazırladığı kısa film tadında koreografileri pas geçen yayıncı kuruluş bunların sikimsonik endüstriyel pankartlarını 15 dakika ekranda tutup spikerlerine övdürdü. okay karacan gibi romantik kanaat önderleri öncülüğünde herkes bunlar hakkında güzellemeler yaptı.
o günlerden bugünlere 10 küsur yıl geçti. o "sempatik" takım iktidar partisinin oluşturduğu köylerden biri olan başakşehir'in takımı oldu. yazı ile sıfır türk lirası taraftar gelirine rağmen istanbul belediyesi'nin her kurumundan çarptığı paralarla star oyuncular transfer eder oldu, hatta transfer dönemlerinde sırf istanbul'un diğer takımları transfer etmesin diye fahiş transferler yapar oldu. yetmedi, yetinilmedi bir de şampiyonluk verildi.
televizyon televizyon gezip "abi işte üniversite öğrencileriyiz, sabaha kadar oturuyoruz ondan baykuşlar dedik kendimize" diyen o saf temiz çocuklar(!) da o günlerden bugünlere türk toplumunun yaşadığı sosyal değişimin teknik elemanları olarak çalıştılar. ara sıra isimleri geçiyor hatta "200 bin kişilik internet ordumuz" diye. tribünlerde ise onların yerine başakşehir'de toplanıp üremiş olan akp çocukları doldurmaya başladı.
olası bir nükleer savaş, 3 yıldır yaşanan ama adını söylemek yasak olduğu için adı konmayan ekonomik kriz, olmadı beklenen büyük istanbul depremi falan bu ülkeyi çökertmezse bundan 50-60 yıl sonra umarım bu dönemleri tarafsız şekilde araştıracak birileri çıkar.
çıkar da hem bunları, hem bunların elebaşlarını enlemesine boylamasına detaylı şekilde ele alır...
ondan sonra reklam ajanslarının da yardımıyla birbirinden ilginç(!) pankartlarıyla gözümüze sokulur oldular. milletin 3 hafta sabah akşam göt donduran soğukta boyayıp hazırladığı kısa film tadında koreografileri pas geçen yayıncı kuruluş bunların sikimsonik endüstriyel pankartlarını 15 dakika ekranda tutup spikerlerine övdürdü. okay karacan gibi romantik kanaat önderleri öncülüğünde herkes bunlar hakkında güzellemeler yaptı.
o günlerden bugünlere 10 küsur yıl geçti. o "sempatik" takım iktidar partisinin oluşturduğu köylerden biri olan başakşehir'in takımı oldu. yazı ile sıfır türk lirası taraftar gelirine rağmen istanbul belediyesi'nin her kurumundan çarptığı paralarla star oyuncular transfer eder oldu, hatta transfer dönemlerinde sırf istanbul'un diğer takımları transfer etmesin diye fahiş transferler yapar oldu. yetmedi, yetinilmedi bir de şampiyonluk verildi.
televizyon televizyon gezip "abi işte üniversite öğrencileriyiz, sabaha kadar oturuyoruz ondan baykuşlar dedik kendimize" diyen o saf temiz çocuklar(!) da o günlerden bugünlere türk toplumunun yaşadığı sosyal değişimin teknik elemanları olarak çalıştılar. ara sıra isimleri geçiyor hatta "200 bin kişilik internet ordumuz" diye. tribünlerde ise onların yerine başakşehir'de toplanıp üremiş olan akp çocukları doldurmaya başladı.
olası bir nükleer savaş, 3 yıldır yaşanan ama adını söylemek yasak olduğu için adı konmayan ekonomik kriz, olmadı beklenen büyük istanbul depremi falan bu ülkeyi çökertmezse bundan 50-60 yıl sonra umarım bu dönemleri tarafsız şekilde araştıracak birileri çıkar.
çıkar da hem bunları, hem bunların elebaşlarını enlemesine boylamasına detaylı şekilde ele alır...
