resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 23284
    10. senesinde 9. şampiyonluğu (sezon devam ederken) alamıyor diye eleştirilen teknik direktör. bakın "efsane" ya da "en büyük galatasaraylı" gibi ifadeler kullanmadım, yalnızca, "teknik direktör"!

    futbolla ne kadar ilgili buradaki yazarlar, bilmiyorum. herkesin galatasaraylı olduğundan şüphem yok, galatasaray ile ilgili olduğunuzdan da şüphem yok. ancak galatasaray bir spor kulübü, futbol ise bir oyundur. ve her oyunda olduğu gibi, yenilmek de en az yenmek kadar bu sporun doğasında vardır. siz ister galatasaray yenilmez deyin ister galatasaray'ın olduğu yerde tek ihtimal vardır deyin, futbolun ve her oyunun doğası gereği, galatasaray da yenilecektir, galatasaray için de bu oyun 3 ihtimalli bir oyundur.

    insanlar, bir spor müsabakasını izlerken genelde "ah orada ben olsaydım" deme eğilimi içerisinde bulunuyorlar. "şunu şöyle yapardım, bunu buraya koyardım, onu kesinlikle öyle yapmazdım" gibi... bu durum, işin içerisine duygusallık girdiği zaman, sinire dönüşüyor. cümleler "orada o yapılır mı be kardeşim!" e evriliyor. hatta küfre dönüyor bazı ünlemler! peki önemli olan ne burada. herkesin fantezi dünyasında gerçekleştirmek istediklerini mi konuşmalıyız sabah akşam, yoksa gerçekleri mi? romantizm dolu ifadelerle mi desteklemeliyiz takımımızı yoksa gerçeklerin farkına varıp "her şeye rağmen" mi desteklemeliyiz? önemli olan buna karar vermek bence.

    kesinlikle, gerçekçi olan tarafta yer alan bir taraftarım ben. peki ne bu gerçekler?

    1. fatih terim'in başarıları. gerek galatasaray'ın başında gerekse milli takımda yaptıkları ortada olan bir teknik direktör'den bahsediyoruz. fatih terim yerine şu anda başımızda çok kariyerli başka bir hoca olsa, bu sözlükte takımın başına geçmesini istediğimiz kişi, yine fatih terim olurdu. sportif anlamda ortaya koydukları, şu an aktif teknik direktörlerin hayalini kurduğu şeyler. aldığı kupa sayısı ve kazandığı zaferlerle rakipsiz bir yerli teknik direktörden bahsediyoruz.

    2. ülkemiz futbolunun içinde bulunduğu, bulunacağı durum. yıllardır değişmeyen bir gerçek var, ülkede sürdürülebilir bir başarı kavramı yok. başarının sürdürülebilirliği, kişisel kararlardan ziyade farklı dengelerden de etkileniyor ve söz konusu dengeler ülkemizde bir takımın lige egemen olmasına engel oluyor. ister tiyatro diyelim ister görünmez el, bir şekilde başarılar 2,3 yıllık dönemler halinde yaşanıyor. sonrasında "beşeri sermayenin yetersizliği" niteliksiz yönetici kadroları, içinde bulunulan ekonomik şartlar derken, bir durgunlaşma yaşanıyor. takımların hedefi, durgun geçen süreleri en aza indirmek oluyor haliyle. her kulüp, en fazla 5 yılda bir yeniden yapılanmaya gidiyor, "haydi beyler, asıl şimdi başlıyoruz!" diyen mahalle takımları gibi, geçici başarılar elde ediyor kulüpler. bu durum yıkılamaz mı, elbette yıkılabilir. ama bunu yıkacak biri varsa, ya da bunu başarabilecek on aday varsa, bu on adaydan biri yine fatih terim'dir.

    3. futbolun üç ihtimalli bir oyun olduğu. evet, galatasaray için de bu böyle. galatasaray, tarihinde şanlı zaferleri olan bir kulüp. ama aynı zamanda 14 sene şampiyonluk da görememiş bir kulüp. böyle bir gerçekten yola çıkarsak, gücünü tarihinden alan bir galatasaray'ın tarihinde, şanlı zaferler de vardır, önüne geçilemeyen mağlubiyetler de. her mağlubiyette ortalığı yangın yerine çevirmenin anlamı yok, mağlubiyetler galatasaray'ın büyüklüğünden bir şey götürmez, galatasaray'ı büyük yapan, xamax'a 3-0 yenildiği maçın rövanşını 5 golle almasıdır, chelsea'den 5 yediği maçın ardından hertha berlin'e almanya'da 4 gol atmasıdır, milan'a son 5 dakikada attığı 2 golle uefa'ya devam etmesidir... madrid'e ilk 45 dakika 2-0 yenilirken, soyunma odasından çıkıp 4 gol atmasıdır (biri ofsayt diye iptal edilmişti). galatasaray, sürekli kazandığı için büyük değildir, kaybederken, bir şekilde en umudun olmadığı yerde ayağa kalkmayı bildiği için büyük bir kulüptür. o yüzden galatasaray'ın içinde bulunduğu yarış, galatasaray ne kadar geriye düşmüş olursa olsun, bitmiş sayılmaz!

    4. bu ülke topraklarında üst üste en çok şampiyon olan takım galatasaray'dır. ki bunu da 4 kere üst üste şampiyon olarak başarmıştır, fatih terim ile birlikte. sonrasında bu başarıyı tekrar eden kulüp olamamıştır. bu başarının tekrarını her şampiyonluğun ardından beklemek, biraz şımarıklıktır. hangimiz hayatta sürekli başarılı oluyoruz ki bunu en sevdiğimizden, galatasaray'dan bekliyoruz!? elbette isteriz, ama istemek ve beklemek ayrı şeylerdir. galatasaray, bu sene şampiyon olamasa dahi, başarılı ve büyük bir kulüptür. bu karamsarlık niye!?

    5. ülke futbolunun avrupa kupaları'ndaki hali. türkiye, son zamanlarda avrupa kupaları'nda pek varlık gösterebilen bir ülke değil. bu noktada yapılacak, yapılması gereken çok fazla şey var. ancak konum bu değil, görüyoruz ki, fatih terim de olsa, abdullah avcı da olsa, sergen yalçın da olsa, ersun yanal da olsaydı bu değişmeyecekti. okan buruk örneği var diyebilirsiniz. evet okan buruk büyük bir hoca performansı gösteriyor şu anda, ama kendisinin orjinali bizde hali hazırda. okan buruk, belki fatih terim kendine olan inancını kaybettiğinde bizim başımıza teknik direktör olarak gelebilir. fatih terim'in kendine olan inancı dedim, farketmişsinizdir. çünkü fatih terim, kimse galatasaray'a, türk futbolu'na inanmazken başardı bütün başardıklarını, bunu da kendisine olan inancıyla yaptı. bugün, fatih terim yapıyorsa vardır bir bildiği söz öbeği, hani şu bizlerin bazen tiye aldığı bu söz öbeği, o zamanlardan gelmektedir.

    çok uzattım. umarım bir şekilde bazı kafalarda soru işareti oluşturabilmişimdir yazdıklarımla. ben, yensek de yenilsek de diyen taraftarım. biz sorunlarımızı biz bize çözeriz, yeter ki biz olarak kalmaya devam edelim!
App Store'dan indirin Google Play'den alın