• 215
    anayasa maddesiymiş gibi, desteklemeyenlere bazı insanlar tarafından kötü gözle bakılan, vatan haini muamelesi yapılan durum. ancak bizim ülkemizde olabilecek şeyler bunlar zaten.
    git bakalım avrupa’da bir roma taraftarı, lazio’yu destekliyor mu, arsenal taraftarı chelsea’yi, inter taraftarı, milan’ı destekliyor mu. benim içimden desteklemek gelmiyor kardeşim zorla mı? özellikle fenerbahçe yunan takımıyla da oynasa, israil takımıyla da oynasa desteklemek içimden gelmiyor. ben şimdi vatan, bayrak düşmanı mı oldum? aksine galatasaray harici türk takımları avrupada gol yediğinde haz duyuyorum, ağzım kulaklarıma varıyor. kendileri çok mu farklı sanki? çevrenizdeki fenerbahçeli, beşiktaşlı dostlarınızı göz önüne getirin, avrupada maç kaybettiğimizde kaçı üzülüyor, kaçı sizle dalga geçme eğiliminde bulunuyor? çevrenizdekilerin neredeyse tamamı maç kaybettiğimizde sevinç içinde değil mi? benim çevremdeki galatasaraylı olmayanlar da ağzı kulaklarında da oradan biliyorum!
    bir de “yaşadığın şehrin takımını tut” mevzusu var, aman aman hiç girmeyim, o, bu mevzudan da saçma geliyor bana. 7 şehirde yaşadım şu 30 yaşıma kadar hepsinin atkılarını boynuma taksaydım gökkuşağına dönmüştüm.
    hayat 90 dakikadır, 45 dakika sarı, 45 dakika kırmızı.
  • 237
    özellikle galatasaray'ın 1988'deki yarı finali ile birlikte türk takımları avrupa'da bir şeyler yapmaya başladı. yerelde zaten birbiriyle rekabet halindeyken işin içine avrupa kupaları da girince süreç başladı.

    esasında fenerbahçe'nin 2008'deki şampiyonlar ligi çeyrek final başarısına kadar diğer takımlar ile galatasaray arasında avrupa kulvarı için herhangi bir rekabetten bahsedemeyiz. uefa yarı finalinde elediğimiz leeds united'ın 5 ay sonra beşiktaş'ın içinden geçip 6 atması, fenerbahçe'nin şampiyonlar liginde 0 çektiği sezon çeyrek finali ofsayttan yediğimiz golle kaçırmamız aradaki uçurumun en büyük örnekleri. ulan bir ara real madridlerle, milanlarla, juventuslarla o kadar sık karşılaşıyorduk ki bu takımlarla bildiğin rekabet oluştu. uefa'yı almışız, süper kupayı hem de real madrid'den almışız. ciddi manada rekabette bambaşka bir noktaya çıkarmışız.

    bu süreçte fbjk taraftarı galatasaray'ın avrupa'da başarılarını çatlayarak seyretti. bu sürecin şahidi galatasaray taraftarı nasıl desteklesin şimdi fenerbahçe'yi ya da beşiktaş'ı? 2000 süper kupa finalini fenerbahçeli amcamla seyrettik. real fark atacak, içimizden geçecek duygusuyla izlediğini şimdi anlıyorum, zira altın golü atıp maç bittiğinde apar topar çıkarmıştı beni salondan. izletmemişti bana töreni. hagi'nin bilbao'ya attığı son dakika golünden sonra amcalarımın sinirden sehpaları yere fırlatıp küfür ede ede duvarları yumruklaması. bunlara şahit oldum ben arkadaşlar. hepinizin bu tip anısı vardır.

    bu bizim suçumuz değil. uzaylılarla fbjk maç yapsa, kaybederlerse dünyanın sonu gelecek diye sikerim dünyasını deyip uzaylıları tutarım. yalan mı söyleyeyim kardeşim.
  • 72
    öncelikle belirteyim; bu konudaki her fikre saygılıyım. her şeyde olduğu gibi bunda da mutlak bir doğru yok. ancak kimsenin kimseye "neden tutuyorsun" ya da "neden tutmuyorsun" demeye de hakkı yok.

    sezon başına dönelim. ligi şampiyon bitiren galatasaray ve ikinci bitiren fenerbahçe. uefa ülke sıralamasına bakalım:

    http://s1.directupload.net/.../130412/5l63lir7.png

    yani bu ne demek? 1'i direkt 1'i ön elemeden olmak üzere 2 takım şampiyonlar ligi'nde seni temsil edebilir. geri kalanlar uefa avrupa ligi'nde. güncel halinde de durum farklı değil. bu durumu zaten hemen herkes biliyor.

    yine herkesin hatırlayacağı gibi biz şampiyon olup direkt katılma hakkı kazanmış ve grup kuralarını beklerken fenerbahçe, spartak moskova ile ön elemede eşleşti. rus takımını eleyip gruplara kaldığı takdirde büyük bir gelirin de sahibi olacaktı.

    neticesinde spartak moskova turu geçti ve fenerbahçe yoluna uefa avrupa ligi'nde devam etti. 13 milyon euro tek başına galatasaray'a kalmış oldu.

    http://www2.sporx.com/...-dolduSXHBQ293391SXQ

    soru: elendiği için dolaylı olarak (hatta direkt) benim takımıma ek gelir getirmiş bir takımı neden destekleyeyim?

    o para neye vesile oldu? o parayla drogba, sneijder alındı belki de. bu adamlar da benim takımıma reklamın en âlâsını yaptı. bütün dünya bizi konuştu. hayal bile edemeyecekken real madrid galibiyetinin mimarları oldular. lig şampiyonluğunun garantisi oldular belki de...

    işin bir diğer boyutu da gerçekten ülke temsilciliği yapılıp yapılmaması hakkında. çok basit bir mantıkla bugün uefa avrupa ligi'ne kalan takımlara bakalım: benfica, basel, chelsea, fenerbahçe. hadi chelsea ve benfica'nın tanınırlığı daha yüksek diyelim. basel denen takım var orada. basel denince "vay be isviçreliler de nerelere geldi" fikri mi oluşuyor aklında? basel geldiyse basel gelmiştir. bildiğin basel işte. benim aklıma hakan-murat yakın kardeşler geliyor mesela. chipperfield falan geliyor ne bileyim. bırakın işin milliyet boyutuna politikacılar, gazeteciler, dilenci blog yazarları falan baksın ne bileyim.

    ülke puanı olayına geri dönersek; fenerbahçe'nin başarıları sana yaramıyor mu? yarıyor elbette. ama ben bu sene zaten başarılı olmuşum, 23 puan almışım. 1999-00'den sonra en başarılı sezonumu yaşamışım. neden destekleyeyim yani? fener o puanı alsa da almasa da ikinci olup ön elemeye gitmeyecek miydi ?

    velhasılı kelam, tutan tutsun. muhakkak haklı sebepleri vardır kendince. belki kupa töreninde türk bayrağı görüp gururlanmak falan istiyordur ne bileyim. ama artık "nasıl elenmesini istiyorsun yaaaa" diyenler de bi siktirsin gitsin. 20 sene öncesinde değil (futbol açısından) bu ülke artık. türkiye'yi bilen biliyor zaten. ülke tanıtımı ayağına da gerek yok. 2013 yılında bizi hala arap kültürünün hakim olduğu bi ülke olarak bilen varsa da onu cahilliğiyle baş başa bırakın. zaman rekabet zamanı. endüstriyel futbolsa endüstriyel futbol. beğenmesen de gerçeklerden uzaklaşmamak lazım. şartlar ne gerektiriyorsa ona göre davranırsın.
  • 257
    on binlerce kişinin takımına ettiği küfürleri, hakaretleri hazmedecek, sürekli terör örgütletiyle ilişkilendirilmeyi sorun etmeyecek, kurucusu ali sami yen'e bile küfredilmesinde beis göremeyecek kadar midesiz olmayı gerektirir. hayatım boyunca fener ve bjk'yi avrupa'da bir kez olsun desteklemediğim için kendimle gurur duyuyorum.

    bunlardan ülke puanına gelecek hayır gelmez olsun. biz iyi olursak her türlü ön elemeleri geçeriz, en kötü 2000'lerdeki gibi kendimiz yükseltiriz tek başımıza. yeter ki bunlar rezil olup gelsin.
  • 251
    bütün fenerli ve jimnastikliler avrupa’da galatasaray’ı desteklese dahi desteklemeyi reddettiğim durum. neymiş efendim, sen nasıl türk müşsün. ulan türklük, millilik, vatanperverlik üretmeyle olur, teknolojiyle olur, icraatla olur. futbol üzerinden millilik yerlilik hamasetinize karnımız tok. gidin fransa’ya bakın milliyetçiliğin menbaı ülke. lyon’u tutanlar psg’yi destekliyor mu avrupa’da. bırakalım böyle lüzumsuz lakırdıları.
  • 165
    galatasaray'ı desteklemektir. diğerleri 8-0lik skor tabelasını, 0 (sıfır) çektikleri grubu mumla ararlar umarım

    size göre tesadüftü,
    bize göre söke söke,
    sen rüyanda göremezsin,
    kupa bizim müzemizde!

    (bkz: tesadüf)

    --- alıntı ---

    bugüne kadar türkiye'ye bir tane uefa kupası'nın gelmemiş olması bir spor ayıbı, spor yöneticilerinin ayıbı

    --- alıntı ---
  • 166
    ardı arkası kesilmeyen tipik yalanlar sebebiyle tarafımca ezeli rakiplere normalde uygulamayacağım durum.

    -"uefa kupası döneminde ben de galatasaray'ı destekledim (u: yaaa?) hatta konvoya çıktım (u: bak sen?) hatta ağladım * ama galatasaray o kupayı aldıktan sonra götü kalktı, pişman oldum..."

    yazar - tipik bir fenerli: bunu duyuyorsanız bulunduğunuz yerden uzaklaşarak kaçın. bu arkadaş duygu sömürüsü ve yalan hususunda ihtisas denemelerinde. sizi kafalayıp vicdan yapmanızı arzuluyor, ancak hepimiz biliyoruz ki bu adamların galatasaray nefreti taaaa fi tarihine uzanıyor. o dönem galatasaray'ın avrupa'daki her başarısı, hatta beraberliği bile fenerbahçelileri delirtmeye yetiyordu. böyle bir adamın galatasaray'ın avrupa kupasını almasını arzuladığına inanmanın mantıklı bir tarafı var mı?

    -"galatasaray ülke puanını yükselten takım. ama sizin kadar avrupa'ya katılsak biz de o kadar başarılı olurduk. ben galatasaray'ın başarılı olmasını hep istemişimdir, sonuçta kardeş takımız aslında, ortak düşman fenerbahçe..."

    yazar - tipik bir beşiktaşlı: bunu söyleyen arkadaş da ezikliğin dibine vurmuştur. beşiktaşlıların çok enteresan bir "yanlama" - "götüm götüm yanaşma" huyu olduğunu bilirsiniz. söz konusu karşılıklı atışma ise arkadaşlar mangalda kül bırakmaz, kardeş mardeş dinlemez söverler. hele hele iki takım yarışıyorsa (20 yılda bir) ya da o hafta maçınız varsa çeneleri hiç kapanmaz. galatasarayla oynuyorlarsa ya da yarışıyorlarsa fenerlilere, fenerle oynuyorlarsa ya da yarışıyorlarsa galatasaraylılara yaranma huyları vardır. inanmayın, kayserili tüccar kafası vardır bunlarda. "en büyük iki düşman galatasaray ve fenerbahçe'yse bu durumdan olabildiğince yararlanalım" zihniyeti hakimdir. o sebeple, beşiktaş üst üste 20 kez şampiyon 10 kez avrupa şampiyonu olsa, küçük vizyonlu taraftar kafası sebebiyle "o kadar da büyük değil" imajı değişmeyecektir.

    - avrupa kupalarında fenerbahçe'nin yediği her fark içimi eritir.
    - avrupa kupalarında beşiktaş'ın yediği her fark yine içimi eritir.
    - avrupa kupalarında fenerbahçe'nin aldığı puanı keyif kaçırıcı bulurum.
    - avrupa kupalarında beşiktaş'ın aldığı puana "sevinsin garipler, ülke puanı arttı, iyi oldu" gözüyle izlerim.

    beşiktaş'ın kazanması bana rahatsızlık vermez, fenerbahçe'nin kazanması ise kompleksimden değil, "sonunda kötü adamın kazandığı film"leri sevmediğimden canımı sıkar.

    özettir.
  • 194
    galatasaray bir türk takımıdır.

    arsenal'e karşı final oynamadan önce fenerbahçe tribününde 7 tane zat-ı muhterem t-shirtleri ile "arsenal" yazmışlardır. ilerleyen senelerde kendi bestelerini real madrid bestesine çevirip "sağ kanatta di maria'yla acımayın cimboma" şeklinde tribünlerinde söyledikleri de duyulmuştur.
    beşiktaş tribünlerinde "real madrid - juventus - schalke" bayrakları görünmüştür.

    şimdi ben bunları nasıl destekleyeyim? "aaa ne güzel biz gol yedikçe sevinmişlerdi, biz de onlar attıkça sevinelim" biraz masum bakış açısı olmuyor mu?

    tuttuğum takım belli. sempati duyduğum takımlar belli. gerisi beni ilgilendirmiyor. ülke puanı hadisesi de madem herkes için o kadar önemli biz ülke puanını arşa çıkarırken o bayrakları açanlar, o besteleri söyleyenler düşünsün.
App Store'dan indirin Google Play'den alın