• 1
    sezona* rezalet giren takım. euroleague'de 1/4 (tek galibiyet ligin en kötü takımı alba berlin'e karşı), yerel ligde 2/2 (biri göt zoruyla türk telekom'a, diğeriyse ligin gidicilerinden ormanspor'a karşı). maçlar kazanılır-kaybedilir, bu kısım çok büyük bir sorun değil, sorun efes'in duruşuyla alakalı. 6 ay öncesine kadar avrupa basketbolunun içinden geçen takım ne oldu da 6 ay sonra 180 derece zıt bir görüntü çizer duruma geldi? 4 maddeyle durumu özetleyebilirim kendi adıma. önem sırasıyla:

    1. mental kırıklık

    bir bina diktiğinizi varsayın. binanın her bir detayına muazzam derece itina göstererek bu işi yapıyorsunuz. sadece kaba inşaat da değil, estetik falan da enfes. 10 katlı olacak binanın 9. katındasınız, hemen hemen her şey bitmiş. ortaya çıkacak olan yapı gıpta edilecek, hayranlıkla izlenecek bir sanat eseri. işte siz tam işin sonuna geldiğiniz sırada devlet baba diyor ki, "burasını sit alanı ilan ettim, binanı yıkıyoruz, sen git binanı başka yere yap". şahsen hayal kırıklığı denen şeyi en üst seviyede yaşar, belli bir süre psikolojik açıdan kendime gelemem. o kadar emek veriyorsun, geceni gündüzüne katıyorsun, her şeyi ama her şeyi en güzel şekliyle yapıyorsun fakat bam! elde var sıfır. insanda şevk mevk kalmaz, üstüne üstlük bunun psikolojik çöküntüsü bir süre de devam eder. efes'in durumu da tam olarak bu; harikanın da ötesinde geçen bir sezon, hedefe ulaşma ihtimali o biçim yüksek lakin birden her şey tepetaklak. işin kötüsü ise sarf edilen emeğin hiçbir şekilde onore edilmemesi; efes'in euroleague'in marka değerine kattıklarının, ligin sonundaki takımların pasifliğiyle aynı potada eritilmesi, yazık. ayrıca efes bu açıdan pandemi sürecinde tek; bayern münih'ten liverpool fc'ye, los angeles lakers'tan burgos'a (fiba şampiyonlar ligi şampiyonu) hemen her hedefe yürüyen takım bir şekilde hedeflere ulaştı, en azından bu imkan ve ortam kendilerine tanındı. efes'in gördüğü muamele bu minvalde içler acısı.

    2. sezon öncesi hazırlık süreci

    genel menajer alper yılmaz'ından koç ergin ataman'ına, teknik ekibinden oyunculara, organizasyon tarihi bir hata yaparak efes'i hazırlık sürecine en geç başlayan takım kalıbına soktu. daha açıklayıcı olmam gerekirse; birçok euroleague ekibinin 6. hatta 7. hazırlık karşılaşmasını oynadığı esnada efes, istanbul'daki tesisinde yeni yeni toplanmaya başlıyordu. buraya şöyle de bir ek yapayım; yeni yeni toplanmaya başlayan oyuncu grubunda da chris singleton, shane larkin (hala yok), vasilije micic gibi adamlar yoktu, 2-3 hafta geç dahil oldular hazırlıklara. mart ayından beri üst düzey rekabetten uzak kalan bir oyuncu grubu nasıl bu kadar geç bir tarihte bir araya getirilir inanılır gibi değil. hayır bir de bahsini ettiğimiz kulüp efes, kusursuz organizasyon yapısı ve profesyonelliği ile nam salmış bir marka. 8 ekim 2020 anadolu efes fenerbahçe basketbol maçında ve 15 ekim 2020 zalgiris kaunas anadolu efes basketbol maçında rakiplerine fiziken ezildiyse efes -ki öyle-, bunun bir numaralı sebebi takımın fizik olarak hiç ama hiç hazır durumda olmamasıdır.

    3. shane larkin

    dönünce efes düzelecek mi? büyük oranda. dönünce efes eski efes olacak mı? hayır. öncelik şunu belirtmem lazım, efes'in külliyen larkin'e bağlı bir takım olduğu fikrine katılmıyorum. larkin, efes bünyesine katıldığı zaman yaklaşık 6-7 ay boyunca yokları oynamıştı, hatırlayan hatırlar. o dönem efes kendisinin yokluğunda gayet iyi bir basketbol oynamış, "artık ben de varım" mesajını vermişti açık açık. larkin'in efes'e katkısı ne mi oldu? larkin'siz efes 10 üzerinden 6-7'lik bir takımdı ise larkin bu skalayı 8-9'lara çekti, oyuncu grubuna seviye atlatan faktör oldu. yani ortada "larkin'siz efes çöp" gibi bir durum hiçbir zaman olmadı geçtiğimiz 2 sezon boyunca. larkin avrupa basketbolunun gördüğü en üst seviye 3-4 kısadan biri hatta belki de birincisi. böyle bir adam var ise kadronuzda bu adam eksenli bir oyuna yönelmeniz son derece doğal. efes'in yaşadığı sıkıntılı durum bunla da ilişkili biraz. an itibarıyla ilk adımı sayesinde rakibini eksiltecek, savunma dengesini bozarak özellikle diplerde boş pozisyon yaratacak oyuncusu yok efes'in. belki rodrigue beaubois fakat onun takım kurgusundaki asıl görevi daha farklı. durum böyle olunca efes hücumları son derece sıkışık, temposuz, yavaş bir portre çiziyor. sofiane feghouli - ryan babel ikilisinin galatasaray futbol takımına yaşattığının bir benzeri diyebiliriz. :( işbu entry'nin gss'ye salındığı günden 10 gün kadar sonra dönüyor larkin. ritmini bulması vs. derken kafadan 1,5-2 ayı var, hem kendisinin hem de takımın. varmak istediğim nokta; aralık sonu-ocak başı dönemine kadar eski efes'i görebileceğimizi düşünmüyorum ne yazık ki. bir de şunu eklemem lazım, yazmazsam olmaz; anadolu sağlık merkezi aka johns hopkins elinin altındayken larkin'i birleşik devletler'den döndürmemek nedir allah aşkına...

    4. ergin hoca ve vasa

    takım hazır değil, başta vasa olmak üzere oyuncular hazır değil; ancak ergin hoca da hiç ama hiç hazır değil. larkin'in olmayışı sebebiyle takım içi rotasyonun komple bozulması belli ki ergin hocayı da ciddi şekilde etkilemiş. vasa'nın müthiş formsuz olduğu bir dönemde buğrahan tuncer'i, erten gazi'yi neredeyse hiç denemiyor oluşu kendi hatasıdır. vasa zaten ritimsizken üstüne bir de o biçim yoruluyor ki bu adamlar iyi bir kamp dönemi de geçirmedi hani, bu gidişle sakatlık makatlık ayağına vasa'yı da kaybedecek hoca, farkında mı bil(e)miyorum.

    avrupa basketbolunun 1 numaralı avrupalı all around baller'ı bana kalırsa vasa. yalnız kendisinin yaz döneminde yaptığı bir hata şu an oyununu tamamen etkilemiş durumda; en az 6-7 kilo fazlayla gelmişti istanbul'a. bunun sebebinin ise kas kasmak olduğunu öğrendim muhtelif kaynaklardan. zamanında aktif basketbol oynarken benim de yaptığım bir hataydı bu, kaslanmak. oyun kurucu ve/veya şutör iseniz orantısız bir adalelenme hali tüm bilek hassasiyetinizi siker atar sevgili sözlükçü dostlar. şahsen benimkini sikip atmıştı, vasa'nınkini de sikip atmış belli ki. şu tweet her şeyin özeti:

    https://twitter.com/.../1316818220549050369

    larkin'in olmadığı bir ortamda vasa'nın kötü oynama hakkı ve şansı yoktu ama damage is done, maalesef.

    efes adına sezon başlangıcının yegane olumlu detayı krunoslav simon. çok fazla yazmıyorum zira nazar değmesinden korkuyorum. bryant dunston da aç başlayanlardan.

    sonuç: efes ritmini bulacak fakat bunun için önünde en az 2 ay olduğunu düşünüyorum. bu süre zarfı ne kadar az kayıpla geçilirse o kadar iyi, elbette. 2019-20 efes'i gibi dominant bir basketbol takımı avrupa basketboluna nadir gelir, dolayısıyla karşılaştırma yapmamak daha iyi olur. lacivert beyazlılar ocak'tan sonra formunu yakalayabilir ve oyunu belli bir seviyenin üstüne çekebilirse ipi göğüsler, bundan eminim. nasıl yani? cska moskova, fc barcelona lassa ve real madrid baloncesto, efes'le birlikte ligin favorilerinden, iyi başlamadılar. özellikle real madrid'in durumu berbat (miadını doldurmuş bir takımdan fazlası değil). bu ekiplere ilaveten olimpia milano da yine bekleneni veremeyecek gibi, en azından ben böyle sezinledim. haliyle efes efes gibi oynamaya başlarsa yol berrak. gidişatı sadece ama sadece kendileri belirleyecek.
  • 2
    öncelikle: https://twitter.com/.../1365377771447455748

    sonralıkla: 26 şubat 2021 fenerbahçe anadolu efes basketbol maçında rakibini "sadece" yenmeyen takım. refere karşılaşmadaki performansıyla hem fb beko'ya hem de lige komple bir mesaj verdi ergin ataman ve ekibi:

    "fiziksel durumumuz iyi, mental olarak da kendimize geldik. şu saatten sonra değil pau gasol son nba normal sezon mvp'si giannis antetokounmpo'yu da dahil etseniz kıta avrupa'sına, biz bu armoniyle en tepeye ku-ru-la-ca-ğız."

    yazar "en tepe" derken euroleague şampiyonluğundan bahsediyor elbette. hoş, asvel barça'yı deplasmanda tokatlayınca efes'le barça arasındaki galibiyet diferansı -efes'in ertelenen maccabi müsabakasını kazanması halinde- 2'ye düşmüş oldu. 8 hafta kaldı ve barça'yı içeride dışarıda yenmiş bir efes var, ikili averaj lacivert beyazlıların yanında. yani lig liderliği de çok ütopik bir gelişme olmaz. öte yandan efes için esas hedef çeyrek finallerde barça'yla cska moskova'dan kaçmak ki aynı durum bu üçlü arasında diğer iki takım için de geçerli. bunun en kestirme yolu normal sezonu ilk 4'te bitirmekten geçiyor.

    ergin ataman'ın konsantrasyonu, motivasyonu en üst seviyede. hem barça deplasmanında* hem de fb beko müsabakasında coaching versus'ünde rakiplerini ezdi geçti. odaklandığında, iyi hazırlandığında ergin hoca avrupa basketbolunun en iyi 3-5 koçundan biri kesinlikle. hatta son 2-3 sezon özelinde bence en iyisi zira bütçe-başarı grafiği eksenindeki istikrar göz önünde bulundurulduğunda 1 numara. efes'in bütçesi düşük bir bütçe olmayabilir lakin bir barça ya da bir çeska kadar da değil, bütçe vurgumun gerekçesi budur. aslında sezon içerisinde hocanın felaket coaching örnekleri sergilediği zamanlar da oldu. oyuncularının kötü fiziksel ve mental hallerinin farklı bir izdüşümü kendisinde de mevcuttu. bilhassa iç sahadaki real madrid maçıyla* birkaç hafta önceki st. petersburg deplasmanında* rakip koçlar pablo laso-xavi pascual ikilisine bariz şekilde kaybetmişti. sezon başında kaybedilen karşılaşmaları değerlendirme kısmına dahil etmek ise doğru bir yaklaşım olmayacaktır çünkü sezon başında efes'in çektiği sıkıntıların benzerini bu sezon yalnızca jurgen klopp'un liverpool'u tecrübe etti, ediyor. dolayısıyla o kısmı kapsamın dışında tutuyorum. velhasıl maç içi oyuncu rotasyonlarını kusursuz ayarlayan, oyun içi müdahalelerinde kimliğini hatırlayan ergin hoca, bildiğimiz ergin hoca geri döndü. her şeyden önce oyuncu iletişimi noktasında muazzam işler yapıyor. maç sonu röportajlarını dinleyenler olmuştur muhakkak; birkaç hafta önce kaybedilen zenit deplasmanı dahil olmak üzere koçun maç sonu söylemleri gerek oyuncularına ve takıma yönelik içerdiği mesajlar bakımından gerekse de euroleague yönetimi gibi farklı faktörlere ithaf ettikleri açısından dopdolu, bıçak gibi. zamanında igor rakocevic'le bir maç sırasında neredeyse gırtlak gırtlağa gelen bir adamın bu karakter update'ine şapka çıkarmamak imkansız, büyük saygı duyuyorum kendisine.

    efes'in yükselen formunda oyuncu rotasyonu tercihleri büyük fark yarattı. shane larkin - vasilije micic ikilisi avrupa basketbolunun en iyi perimetre gerisi kombosu fakat bu ikiliyi özel kılan detay krunoslav simon - rodrigue beaubois ikilisinin varlığı. eldeki bu dörtlünün avrupa'da başka bir takımda karşılığı yok. dördünün de şutu var, dördü de topu yere vurabiliyor, dördü de oyunu yönlendirebiliyor, dördü de drive edebiliyor... böyle bir kısa rotasyonunuz var ise hayat gerçekten çok kolay olmalı. tabii bu rotasyonu oluşturana da payın en büyüğünü vermek elzem. düşünsenize, euroleague'de son 10 maçını kazanmış ritimli bir fb beko deplasmanına çıkıyorsunuz ve ana skorerinize, mvp'nize hiç ihtiyaç duymuyorsunuz, korkunç bir lüks.

    rotasyon tercihi ne alaka?

    şöyle ki, geçtiğimiz sezonki efes düzeninde ergin hoca shane-vasa duo'sunu birlikte parkeye sürüyordu oyunun başında. bu sezon da benzerini yapmayı denemişti fakat oyuncuların fiziksel ve mental problemlerinden ötürü bu seçenek yeteri kadar verimli olmadı. bunu gören koç ataman artık maçların başlarında topu sadece vasa'ya vererek start düğmesine basıyor ve shane'i ilk periyotların bitimine 2 dk kadar kala parkeye atıyor. bu sayede hem maça iyi başlama zorunluluğu olan vasa'yı kazanıyor koç hem de shane'i maç sonlarında çok daha diri kullanabiliyor.

    bir diğer rotasyon tercihi ise sertaç şanlı kardeşimin ilk 5'e çekilmesi hususu. o biçim fark yarattı bu hamle. tabii bu yalnızca ergin hocanın formayı sertaç'a vermesiyle ilişkili bir durum değil, sertaç da bir anlamda söke söke aldı o formayı ergin hocadan. sertaç'ın şutunun olması, pick and roll devrilmelerinde harika yer tutması, post up oynayabilmesi ve savunmada günden güne tamer oyguç-vari bir figüre evrilmesi kendisinin değerine değer kattı. sezon başındaki kontrat görüşmelerinde efes'ten güzel bir iyileştirme aldığını da biliyorum çünkü epey taliplisi vardı, öyle böyle talipler değil hem de (benzer durum buğrahan tuncer için de geçerliydi misal, bilhassa yerel ligdeki müsabakalarda büyük önemi var buğrahan'ın.). sertaç'ın ilk 5'e dahil olmasıyla bryant dunston bench'e oturmuş oldu ve bu bir manada dunston'ın üstünden büyükçe bir yükü de aldı. dunston hala avrupa'nın en değerli uzunlarından biri fakat yaş 34 ve bu veteranlık kıstası bazı zamanlarda kendini belli ediyor. dolayısıyla dunston'ı full enerjik bir biçimde kenardan maça dahil etmek birçok yönden hem dunston'ı hem de efes'i rahatlattı.

    her şey güllük gülistanlık mı peki?

    hayır değil. ergin ataman basketbolunun temelini oluşturan öncül detaylardan biri 4 numaralardan gelecek olan skor katkısıdır, verimidir. adrien moerman'la chris singleton'ın bu sezon iyi performansları oldu ama şahsen ergin hocanın hala o istediği kıvamı yakalayabildiğine inanmıyorum. galatasaray'dan ayrıldıktan sonra iyi istatistiklerine rağmen bir süre kontrat bulamayan zoran erceg'te şutu olması sebebiyle çok ısrar etmişti örneğin ataman. ya da efes öncesindeki barça kariyeri cidden facia olan singleton'ı bu yüzden istedi yine koç. demek istediğim, efes bu işin sonuna kadar gitmek istiyorsa moerman-singleton ikilisinden maksimum olmasa da kabul edilebilir bir skor katkısı almak mecburiyetinde. an itibarıyla kısaların ve pivotların verimi sayesinde bu eksikliği çok aramıyor efes ama yer gelecek ihtiyaç olacak.

    entry'e vasa'yla başlamıştım, finish'i de vasa'yla yapayım:

    https://youtu.be/tU80_sbZrTw

    https://youtu.be/OA5XAD1Zk_A

    edit: imla
  • 5
    19 mart 2021 bayern münih anadolu efes basketbol maçının son anlarında alenen hakem katliamına kurban giden takım. hatta öyle bir durum ki, ispanyol marca gazetesi dahi bu hadiseyi sayfalarına taşıdı "efes'e çifte soygun" başlığı altında:

    https://www.cumhuriyet.com.tr/...cifte-soygun-1821974

    söz konusu maçın bitimiyle birlikte ergin ataman'ın hakem triosunu yönelik bir tepkisi olmuştu. ergin hoca tepkisinde en ufak bir hakaret ya da küfür bulunmadığını, yalnızca duruma isyan ettiğini ifade etmişti ki 7-8 saniyelik bir feveran anıydı. geçtiğimiz sezon yoluna doludizgin devam eden efes'i bir kez bile onore etmeyen euroleague yönetimi ergin hocanın hakem triosuna yönelik "isyanından" o biçim rahatsız olmuş olmalı ki kendisine 1 maç ceza verdi dün. evet yanlış okumadınız, hakaretsiz ve küfürsüz itiraza 1 maç ceza verildi euroleague'de. şaşırdım mı? hayır. varlığını türk sponsorlara borçlu olan euroleague yönetimi türk takımlarına zaten kıl ama sezon başından beri efes'le ergin hocaya ekstra ayar. niye? çünkü ergin hoca euroleague yönetiminin kendilerine haksızlık yaptığını her defasına dillendiriyor da ondan.

    türk sponsorları asla anla(ya)mıyorum. parayı veren düdüğü çalmalı ki birçok spor organizasyonunda böyledir; süper lig'in yayıncısı olan bein sports'un fikri, izni ve/veya onayı olmadan maç takvimini belirle(ye)mez mesela türkiye futbol federasyonu. parayı veren biz ama paramızla rezil olan yine biz, çok acayip. allah aşkına masaya yumruğunuzu vursanıza biraz abilerim yahu, çekin resti, gerekirse temsili olmayacak şekilde çıkarıp vurun masaya. para bizde, güç bizde.

    euroleague yönetiminin efes'e ve ergin hocaya yönelik tutumundan sonra emin oldum, bu sezon sonunda efes o kupayı alır, ödül töreninde de ergin hoca euroleague ceo'su jordi bertomeu'ya şovunu yapar.

    haydi eyvallah.
  • 7
    euroleague şampiyonu olmalarının akabinde yedi düvel kendilerini tebrik etmişken fenerbahçe'nin komple sessizliğe bürünmesi sonucu euroleague finalinden 1-2 gün sonra gelişim ligi şampiyonu olan fenerbahçe'ye şu paylaşımla mesajı vermişlerdi:

    https://twitter.com/.../1399414643018305537

    3 haziran 2021 anadolu efes fenerbahçe basketbol maçıyla da gerekeni ikinci defa yaptılar ve fb beko'yu yerin dibine soktular.
  • 8
    https://www.youtube.com/watch?v=UmQKZr0RAAs

    rodrigue beaubois ile shane larkin'in migros tv'ye yaptıkları eğlenceli program.

    iki oyuncu da bu programda çok sempatik ve şapşal duruyor. saha içinde ise -bana göre moerman bu konuda lider gelir- en ciddilerinden belki de. ancak her ne olursa olsun takım uyumu had safhada ve belki de bireysel ve takım oyunu becerileri kadar bu ikili ilişkileri de bu sezonki euroleague ve muhtemel türkiye ligi şampiyonluğunu getiren şey olacak.

    dilerim her iki oyuncu da senelerce kalırlar ülkemizde. beaubois muhtemelen kalıyor, shane için durum %50-50 gibiydi en son.

    vasa* ise yeni sezonda büyük ihtimalle haklarının bulunduğu oklahoma city forması ile nba'de ter döküyor olacak.
  • 9
    sezona ultra yıkık giren lokomotif.

    yerel ligde göt zoruyla kazanılan birkaç galibiyetin sonrasında 23 ekim 2021 anadolu efes galatasaray basketbol maçında 15-16 sayıdan maç vermeler (şu güzelim galibiyetin akabinde 25 ekim 2021 paok galatasaray basketbol maçını vermeyeydik iyiydi), euroleague arenasında alınan kallavi farklı mağlubiyetler, şifreli cine 5 ekran görüntüsünden daha kötü görseller sunmalar vs., liste uzar gider çünkü durum o kadar vahim.

    bu takımın bu sezon çeyrek final yapabileceğini zannetmiyorum. muhakkak bir noktada seri galibiyetler almaya başlayacaklardır fakat geçtiğimiz sezonun özellikle 2. yarısında olduğu gibi uzun soluklu bir performans serisi namümkün. peki neden? ne oldu da 4-5 ay öncesinde avrupa basketbolunun en tepesine kurulan, son 2-2.5 sezondur kıta avrupa'sının açık ara en iyi basketbolunu oynayan lacivert beyazlılar birden bire tepetaklak gitmeye başladı?

    efes'in rezalet durumda olmasının 3 temel nedeni:

    1. efes'in son kullanma tarihi (tavsiye edilen tüketim tarihi de) çoktan geçen, miadını çoktan doldurmuş bir takım olması
    2. hedefsizlik
    3. uzun rotasyonunun bitikliği

    aslına bakılırsa yukarıda klavyeye aldığım 2. ve 3. maddeler direkt olarak 1. maddeyle ilgili, dolayısıyla bir nevi 1. maddenin alt gerekçeleri olarak görülebilir.

    efes esasen geçtiğimiz sezon skt'sini ve tett'sini doldurmuş bir takımdı. covid-19 sebepli olarak alman panzeri misali yıka parçalaya götürdüğü euroleague'in jordi bartomeu efektiyle zail edilmesiyle birlikte takımın motivasyonu yerle yeksan olmuştu. bunu ergin ataman da oyuncular da elde edilen euroleague şampiyonluğuna binaen verdikleri röportajlarda defaatle dile getirmişlerdi. bununla birlikte takımın ana çekirdeğini oluşturan oyuncuların yaş hacimlerinin iyiden iyiye ultra veteranlaşma yönünde artış göstermesi de işin bir başka soru işaretli tarafıydı. ama gelin görün ki geçtiğimiz sezona da epey yamuk başlayan bu takım, sezonun her yerini "en değerli" olarak tamamlayacak olan bir sırp sanat eseri önderliğinde önce kendine geldi, devamında da takımın kalanının bu sırp sanat eserine eşlik etmeye başlamasıyla beraber sezonu tarihi güzellikteki anlarla sonuçlandırdı.

    (bkz: vasilije micic)

    bu kısmı geçtiğimiz sezon basketbolu az çok takip eden herkes biliyor zaten, çok ütopik şeyler tıkırdatmadım.

    efes'in şu anki facia durumda olmasının temelleri yaz aylarında atıldı ne yazık ki. alper yılmaz, ergin hoca ve teknik ekip şampiyon kadroyu korumanın önemini vurgulayıp yola aynı kadroyla devam etmek istediklerini dillendirmeye başladılar ve farklı platformlarda dile getirdikleri bu gayeyi pratiğe döktüler; sertaç şanlı <-> filip petrusev değişikliği haricinde hiçbir noktada değişiklik olmadı takımda.

    sosyal medyada, muhtelif çevrelerde basketbolla ve bilhassa efes'le yakından ilgilenen insanların sürekli olarak ifade ettikleri şey ortaktı; "takımın çekirdeği yaşlı, atletizmi yetersiz, son kurşun sıkıldı ve şarjör bitti" - efes'in teknik operasyon kısmı takımı olduğu gibi korumakla iki şeyi hedeflemiş olabilir; ya bu aynı takımın aynı başarıyı tekrarlayabileceğine ciddi şekilde inanıldı ya da son 2-2.5 sezondur avrupa basketbolunun en iyisi olan bu oyuncu grubuna bir anlamda "siz her şeyin en iyisi hak ettiniz, bu sezonu size ödül sezonu olarak atadık" denildi. kişisel görüşüme göre efes'in teknik operasyon kısmı takıma ikinci mesajı verdi ve yine bana kalırsa bu sezon özelinde efes cephesinde başarı beklentisi yok. yalnız şundan kesinlikle eminim ki efes'in teknik operasyon grubu bu kadar kötü bir başlangıç muhakkak ki beklemiyordu, bu derece berbat bir sezon başlangıcı alper yılmaz'a da ergin hocaya da büyük sürpriz oldu. zaten elijah bryant hamlesi de biraz bununla alakalı, zaten efes'in şu sıralar uzun kovalıyor oluşu büyük ölçüde bununla alakalı falan filan...

    efes sezona "new quest" olarak adlandırdıkları bir mottoyla girdi. yani osuruktan şeyleri eleştiren bir insan olmamışımdır hiçbir zaman ama şu slogan dahi aslında sezona ne kadar yüzeysel girildiğini kanıtlıyor. örneğin geçtiğimiz sezonun söylemi "yarım kalan görev"di, bir önceki sezon bir manada "çalınan" şampiyonluğa gönderme içeriyordu ve aynı zamanda bünyesinde motivasyon ihtiva ediyordu; ancak new quest? *

    işin saha içi teknik boyutuyla alakalı çok fazla şey yazmak istemiyorum boğmama adına, sadece şunu söylemek istiyorum yukarıda vurguladığım ilk maddeyle ilgili olarak; dünya spor tarihinde her başarılı ve iyi organizasyon bir noktada doyuma ulaşmıştır ve buna bağlı olarak da dağılmıştır ve/veya dağıtılmıştır. **

    adrien moerman, bryant dunston, chris singleton, doğuş balbay, james anderson, krunoslav simon, tibor pleiss...

    efes'in kocaman bir tazelenmeye ihtiyacı var. şu sıralar russ smith kıvamında takılan shane larkin de gayet gözden çıkarılabilir bir isim. öte yandan hazırlık döneminde iyi sinyaller veren petrusev ne yazık ki beklentileri karşılayamadı şu zamana kadar. zamanında stanko barac'ı fiziksel açıdan yetersiz bulurdum (hatta bulurduk), petrusev onun da gerisinde, muhtemelen birkaç haftaya kalmaz yollar ayrılır dzanan musa örneğinde olduğu gibi. aslında ergin hoca bazı şeyleri deniyor, mesela erten gazi'ye doğuş'un önünde şans veriyor artık ya da yiğitcan saybir'den sertaç gelişimi kovalıyor vb. fakat şu zamana kadar denemelerinden istediği verimi alamadı. tolga geçim'den de hiçbir şey alamıyor mesela ki bu adamla neden kontrat yenilendi hala anlayabilmiş değilim, neyse.

    özetle efes maksimum 8. ya da 7. sıradan çeyrek final yaparsa yapar euroleague'de ki o da çok zor. yerel ligde ise sonuna kadar gider ama o son viraj hakkında şimdiden yorum yapmak epey afaki olur, göreceğiz.

    daha teknik bir efes analizi isteyenler için: https://seyler.eksisozluk.com/...-sorun-tam-olarak-ne

    sözlükle alakasız ama içerikle bir miktar alakalı olarak: https://seyler.eksisozluk.com/...ecek-onemli-bilgiler
  • 10
    (bkz: #3372132)

    euroleague playoff'larında olimpia milano'yu 1-3 ile geçip final four'a yükselmiş takım. final four'da yarı finaldeki rakipleri muhtemelen olympiakos, olası bir finalde rakipleri muhtemelen barcelona-real madrid maçının galibi olacak.

    kendileri hakkında final four öncesi olumlu/olumsuz çok şey söylenebilir ancak kendileri adına en korkutucu olan istatistik ribaunt istatistikleri;

    (bkz: 26 nisan 2022 anadolu efes olimpia milano basketbol maçı)
    (bkz: 28 nisan 2022 anadolu efes olimpia milano basketbol maçı)

    https://twitter.com/.../1519760217457659905

    --- alıntı ---

    iki maçta hücum ribaundları 3 - 29. shields’in her iki maçta oyuna dahil olamaması büyük şans

    --- alıntı ---

    kaan kural ribaunt istatistiklerinin maça etkisinin aradaki fark devasa değilse maçın kaderini değiştirecek ölçüde olmadığını söyler hep. şahsen ben ribaunt istatistikleri ile maç sonuçları arasındaki korelatif ilişkiyi araştırmadım ama kaan kural diyorsa doğrudur. tabii aradaki ribaunt farkı anadolu efes açısından yine de endişe verici.

    anadolu efes'in yukarıda bahsini geçirdiğim olası rakiplerinin ve anadolu efes'in bu sezon euroleague'de 40 dakika başına aldıkları ribaunt istatistikleri ve ligdeki sıralamaları şu şekilde;

    1- real madrid: 37.9 (ikinciye 40 dakika başına 2.9 ribaunt fark atmışlar)
    ...
    5- barcelona: 33.8
    ...
    9- olympiakos: 33.0
    ...
    13- anadolu efes: 32.2

    bahsi geçen bu 3 takımın uzun oyuncularının dominantlığını da düşünecek olursak pota altı savunmasının ve ribauntların efes'in zayıf karnı olma ihtimalinin yüksek olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. efes geçtiğimiz sezon final four'da bu konuda yaşadığı problemleri kompanse etmeyi başarmış ve şampiyon olmuştu. sertaç şanlı'nın kaybı ve eldeki oyuncularının 1 sene daha yaşlanmış olması gibi sebepler bu sezon için işlerinin daha zor olduğunu gösteriyor. yine de umarım bunu başarırlar ve üst üste 2. euroleague şampiyonluklarına ulaşırlar.
  • 11
    https://twitter.com/.../1523701100725125121

    --- alıntı ---

    ergin ataman: “insanlar elijah bryant’ı transfer ettiğimizde bize uzun almadığımız için kızdı. durum ortada, sezon boyunca onu çok iyi kullandık. simon ve beaubois’in olmadığı bir f4’da ona çok ihtiyacımız olacak.”

    --- alıntı ---

    euroleague 2021-2022 sezonu final four'unda rodrigue beaubois ve krunoslav simon'dan yoksun şekilde mücadele edecek takım. bu denklemde kupaya ulaşmalarını zor görüyorum.

    buna rağmen bahis siteleri kendilerini barcelona'nın ardından 2. favori olarak gösteriyor;

    https://gss.gs/FGs.png
  • 13
    https://gss.gs/3267660

    23 ekim 2021 anadolu efes - galatasaray macinda 15-16 yasindaki cocuklari ite kaka salondan cikaran gorevlileri olan takim. takimimiz o mac inanilmaz bir comeback yapmisti, biz one gecene kadar sikinti yoktu. ne zaman one gectik teker teker toplattilar insanlari.

    o gun bunu yazdigimda bir kisi bile sallamamisti ama bakiyorum simdi gundem olmus. galatasaray'a karsi yaptigi ayiplarin sayisi 1'i 2'yi gecmis bir camiadir efes pilsen. ergin ataman'i seviyor olmamiz bu durumu degistirmiyor. taraftar da tavrini ona gore alsin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın