• 20
    bazı yazılarımız yıllar geçse de geçerliliğini yitirmiyor. çünkü ülke futbolunun kısır döngüsü içinde aynı olaylarla tekrar tekrar karşılaşıyorsunuz, tek değişen hikayenin kahramanları oluyor. işte ufak değişikliklerle, iki yıl önce kaleme aldığım o yazı;

    vefa ve bağlılık

    vefa konusu, son yıllarda galatasaray camiasının en çok suçlandığı ve birçok insanında bu suçlamalar üzerinden prim yapmaya çalıştığı bir konu.

    peki, gerçektende vefa dediğimiz olgu camiaların futbolculara karşı bir sorumluluğu mu, yoksa tam tersi futbolcuların kendilerini var eden camialara karşı bir borcu mu? vefayı gösterecek olan, daha doğrusu göstermesi gereken kulüp mü yoksa futbolcular mı?

    futbolcuları, kulüplerin diğer profesyonel çalışanlarından ayıran ne? veya gönüllü olarak yöneticilik yapanlardan veya onca imkansızlıklarına rağmen takımlarına olan desteklerini hiçbir zaman esirgemeyen taraftarlardan ayıran ne? niye camiaları oluşturan hiçbir unsur; örneğin taraftarlar, yöneticiler veya diğer profesyonel çalışanlar vefadan bahsetmezken, futbolcular bu sözcüğü ağızlarına sakız etmiş durumdalar? üstelik bu işten maddi, manevi en büyük kazancı elde edenler onlarken.

    galatasaray gibi değerleri ve kültürel altyapısı ile yüzyıllarca ayakta kalan camialar bugün tüm dünyaca kabul gören büyüklüklerini futbolculara mı borçlu? yoksa tam tersi bugün hepsi birer efsane haline gelmiş ve adeta birer kahraman gibi davranılan ve büyük maddi kazançlar elde eden futbolcular bütün bu sahip oldukları güzellikleri, formasını giydikleri bu büyük kulüplere mi borçlu?

    örneğin; tüm spor kamuoyunun ayakta alkışlayarak uğurladığı lefter, fenerbahçe forması giymeseydi böylesi bir vedaya muhatap olacak mıydı? veya hakan şükür galatasaray forması giymeseydi bugün milletvekili olabilecek miydi acaba? hakan ünsal televizyonlarda yorumculuk yapabilecek miydi? daha da ötesi bülent korkmaz, metin oktay ve niceleri böylesi birer efsane olabilecekler miydi? acaba bu isimler, bu büyük kulüplerin formalarını giymeselerdi sadece işlerini iyi yapan saygın birer futbolcu olarak mı kalacaklardı?

    bu soruların cevabını sanırım hepimiz biliyoruz. futbolcuları efsane yapan şey iyi futbolcu olmanın da ötesinde iyi birer insan olmaları ve çok daha önemlisi formasını giydikleri camianın büyüklüğü ve saygınlığıdır. futbolun maddi ve manevi en büyük kazananı olarak, bu camialara hiçbir zaman borçlarını ödeyemeyecek olanlar ve sonsuz bir vefa duygusu ile kulüplerine bağlı kalmak zorunda olanlar futbolculardır. bu bağlılık ve vefa, ahlaklı ve erdemli bir insan olmanın; yani aslında sporcu olmanın bir gereğidir. kendilerine sayısız kazandırdıklarını göz ardı edip kulüp içinde karşılaştıkları sorunları veya anlaşamadıkları isimleri bahane ederek bu kulüpleri eleştirmek ve bu kulüplerin büyüklüklerini sorgulamaya kalkmak hiçbir futbolcunun haddi de değildir, hakkı da değildir. gerek kendi camiaları, gerekse tüm futbol dünyası bu sorumluluk ve bağlılık bilinciyle hareket eden her futbolcuya hak ettiği saygıyı daima göstermiştir.

    galatasaray, beşiktaş, fenerbahçe gibi camiaları büyük yapan ve yüzyıllar boyunca ayakta kalmalarını sağlayan; bu camiaların değerleri, olaylar karşısındaki duruşları ve formayı giyen kim olursa olsun sahada verdikleri onurlu mücadeledir. (o yüzden, bugün türk futbolunun gündeminde olan olayların ve bu olaylar karşısındaki duruşlarının fenerbahçe’ye yakışmadığını ve büyüklüklerinden çok şey kabettirdiğini her fırsatta dile getiriyor ve yazılarımızda kaleme alıyoruz.)

    altını çizerek ifade ediyorum; armanın ve formanın kutsiyeti, saygınlığı kişilerin her türlü sıkıntısından ve şikâyetinden öncelikli ve münezzehtir. camia mensubu olduğunu iddia eden her bireyde bu sorumluluk ve bilinçle hareket etmek zorundadır.
  • 51
    kadro'yu kuran terim. kadroyu suçlayacaksanız asıl hedefiniz yine terim. gönül bağıdır anlayabilirim ama bana vefa demeyin. 3.5 milyon euro (artık kaç emin değilim) maaş alan adamlara vefa gösterilmez. senin asgari ücret alan adamına "bunlar seyirci" deyip vefasızlık ederken iyi. terim kendine gelmeli. yazdan beri nasıl saçmaladığını kendi de farketti. hatayı o yapacak, vefasızlığı o yapacak bir de üstüne 3.5 milyon euro para kazanacak ama suçlu galatasaray taraftarı olacak.
  • 54
    profesyonel hayatta rolunuzu performansiniz belirledigi icin profesyonel sporcular bazinda da dikkatli anlasilmasi gereken kavram. maldini, buffon, de rossi, totti, giggs, lampard vs. vefa yuzunden o kadar yil takimlarinda yer almadi, performans verdikleri icin yer aldi. zidane buna guzel isik tutu dun aksam basin toplantisinda. muhabirlerden bir tanesi 3 sl kazanmaniza ragmen elestiriliyorsunuz, bu konuda ne dusunuyorsunuz diye sordu ve zidane'da profesyonel hayatta dun yok bugun var dedi. bu kadar basit. ben de bugun calistigim bankada (yurtdisi) beklentileri karsilayamadigim bir gun bile yasasam isimi kaybederim, bu kadar net ve yarismaci ortam. turkiye'yi bilmiyorum belki orasi daha rahattir ve belki de bu yuzden hoca da kulup de bu kadar rahattir.
  • 16
    galiba şu:

    adam galatasaray'a geliyor. milyon dolarlarca para kazanıyor yılda. neden? sahaya çıkıp futbol oynasın, takımı başarıyla ulaştırsın diye. ama bu sözleşmenin şartları böyle değil tabii. yani adam başarılı olmak zorunda değil. ama parasını alacak.

    şimdi...
    adam başarısız olursa vefa kavramından bahsetmiyoruz. bunu geçtik.

    ama adam başarılı olursa...

    o kulüp (burada bu kulüp = galatasaray zira diğer takımlar için bu laflar asla söylenmez, sanki onlar çok matahmış gibi...) o futbolcunun kölesi olmak zorunda. çünkü o zaman vefalı oluyor.

    adam 3 yıl sadece futbol oynayarak sırf kulüpten milyon dolarlar kazanmış, bunun bir kaç katını da reklamlardan, sponsorlardan kazanmış, adını dünyaya duyurmuş, örnek alınan bir figür haline gelmiş. ama yetmemiş...

    futbolu bırakınca zırlamaya başlar "vefaaaaaaaaa"...

    boza mı lan bu?
    düşün arkadaş şu kulübün yakasından!

    galatasaray'ı bu konuda en çok eleştiren adamlardan biri, galatasaraylılığıyla tanınan, italya'da, ingiltere'de top oynamış ama sadece galatasaray'da başarılı olabilmiş hakan şükür geliyor.

    farkında değil ki sahip olduğu her şeyi zaten galatasaray'ın sayesinde kazanmış. o galatasaray'a birşeyler vermiş, galatasaray'da ona, en sonunda da helal-i hoş olsun denmiş ve yollar ayrılmış.

    adam yarın bir gün milletvekili, ardından da spor bakanı olacak. kimin sayesinde? bozuyükspor'dan emekli olan ve yıllarca üçüncü ligde gol kralı olmuş, çok başarılı bir futbolcu yapabilir mi bunu? yapamaz.

    o zaman kardeşim futbolda vefa diye zırlamayacak, durup durup eskiden futbol oynadığın takımın yöneticilerini "vefasız" olmakla, "galatasaray'in değerlerine sahip çıkmamakla" suçlama ve kendi kişisel derdin var diye o takımın oyuncularını (yerli-yabancı) , hocasını eleştirmek içni kendini parçalama, fırsat kollama. yorumculuktan kazandığın para bile o kulübün sana kıyağıdır çünkü.

    bu sadece halan şükür için değil, galatasaray'a bu konuda sallayan tüm eski yıldızlar için geçerlidir.
  • 14
    tugay kerimoğlu bizde kalsaydı, efsanelerimize veda ettiğimiz gibi veda edecektik ona da.
    ne mutlu ki kendisine, gitti. blackburn'de efsane bir jübile yapıldı ona.
    neyse efendim hakan şükür demiş ki:
    “sen sami yen’de harikalar yaratanlara nasıl veda edersen, sami yen’e de öyle veda edersin"
    yalan mı söylemiş peki?
    vefa denince akla gelen galatasaray, şimdi pek bi uzak bu duygudan... vefa, bozasıyla ünlü bir semtten başka hiçbirşey ifade etmiyor artık bizimkiler için.
    bizi biz yapan değerlerden uzaklaştıkça 2000 ruhu'nu çok bekleriz.
    hasan şaş, hakan ünsal, ümit karan, necati, bülent korkmaz ve daha niceleri...
    neymiş efendim lincoln'ü bu adamlar harcamışmış...
    yeni transfer edilmiş bir oyuncu için, takımının oyuncusunun formasından numarayı almış takımız biz...
    o adam da daha sonra gittiği takımda seni türkiye kupasından etti. eder...

    vefa istiyorum ben bu takımda. saygı ve sevgi istiyorum. ahlaklı, işini zamanında yapacak yönetim istiyorum.
    herşey böyle olsa ben de 14 sene beklerim. ama şu anki insanlarla beklemek pek bi koyar adama.
    arjantinle hiçbir alakam yok mesela, ama maradona'ya yapılanlar beni çok çok üzmüştü dünya kupasından sonra.
    ama galatasarayda olağan şeyler bunlar artık.
    bağışıklık kazanıyorum...
    değerini bilmeyerek defettiklerimizi iyi yerlerde görmeye de alıştım gayet.
App Store'dan indirin Google Play'den alın