resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:82
Uyruk:Türkiye
  • 9753
    hocanın önüne 1 yıllık sözleşmeler koyup hocaya türlü türlü saçmalıklar yaptıktan ve hoca da ayrılmaya karar verdikten sonra hocanın önüne 3 yıllık sözleşme koymuş adamdır. o dönemleri hatırlayanlar da hocanın bu duruma kızdığını hatta mevzu bahis sözleşme ile ilgili konuşmalarını hatırlarlar.
    kendisini toplumdan üstün gören klasik beyaz türk kafalı sevmediğim insan tipi.
    işin ilginci sadece terim ile değil o dönemki basketbol koçu oktay mahmuti ile de sorunlar yaşamıştır.
    bize uzak olsun.
  • 9755
    kendisinin en çok sevdiğim yanı galatasaray'ın marka değerine çok fazla önem göstermesiydi. belki de galatasaray'ın galatasaray gibi olduğu son dönemlerdi. şimdilerde ise isim vermeyeceğim, hani o eskiden bildiğimiz çok kaliteli markalar vardır ya şimdi herkesin ağzında "artık onlar eskisi gibi kaliteli değil, çok bozdu." falan denir. galatasaray markası da şu an aynı bu durumda. gerçekten o eski halimizden, korkulan halimizden eser yok.

    kendisinin en çok eleştirildiği noktalardan birisi ise çok büyük sözleşmeler yapması, galatasaray'ı büyük borçlar altına sokması ancak küçük bir aile ekonomisinde bile çok basit bir tabir vardır: "borçlanmadan mal sahibi olunmaz." bir şirket, bir marka büyümek istiyorsa tabii ki borçlanacak, önemli olan borç yönetimini sağlamaktır ancak ünal aysal'ın bunu yönetip yönetemeyeceğini anlayamadan görevi son buldu. dünyanın en büyük ekonomilerinin; real madrid'in, barcelona'nın borcu mu yok mu sanıyorsunuz? belki döneminde ben de eleştirdim kendisini ancak şu andaki halimize bakınca kendisini mumla arıyorum. bu adamı her yönüyle eleştirebilirsiniz, sevmeyebilirsiniz ancak sırf basketbolda inisiyatif alıp fenerbahçe ile o son finale çıkmaması bile tarihin en büyük başkanları arasında anılmasını fazlasıyla sağlıyor, saygıyı hak ediyor. futbolcular arasında geçmişe dönüp hagi'ye nasıl özlem duyuyorsam başkanlar içinde de aynı şekilde ünal aysal'a özlem duyuyorum. ahh bee ünal aysal, bilemedik değerini. :(
  • 9756
    https://twitter.com/.../1396034698413961220

    --- alıntı ---

    ünal aysal: arkadaşlarımızın hiçbirinin beyanatlarına diyeceğim yok ama erken yapılmış, zamanlaması yanlış bir açıklama. fatih hoca divan kurulu üyesi. onun da görevleri var. galatasaray sıkıntıya düştüğünde onu çağırdığınızda, tıpış tıpış gelecek ve o görevi yapacak.

    --- alıntı ---

    fatih hoca hakkındaki düşüncelerini bir kez daha açık etmiş eski başkan. adam apaçık diyor ki; "galatasaray sıkıntıya düştüğünde onu çağırdığınızda, tıpış tıpış gelecek ve o görevi yapacak." fatih terim için "tıpış tıpış gelecek ve o görevi yapacak" diyebiliyor. şaka gibi gerçekten.

    sayın aysal, hoca galatasaray için gelir o görevi her türlü yapar da bunu söylemek, hele de bu kelimelerle söylemek senin haddine değil. yaşadığın güç zehirlenmesi belli ki halen geçmemiş. halen kendini fatih hoca'nın üstünde görüyorsun, kulübün yaşayan en büyük efsanesine aklınca elemanın muamelesi yapıyorsun. sana kaybettiren de tam olarak bu kibrin oldu. düşünce yapısı senin gibi olanlar da dilerim ki senin gibi hep kaybeden tarafta yer alacaklar.
  • 9757
    mustafa cengiz dönemi olmasaydı ünal aysal’ın fatih terim’e yönelik onurlu duruşu hep bir soru işareti olarak kalacaktı.
    ama mustafa cengiz sağolsun bize kontrollü bir deney yapma şansı verdi. yani artık terim’e karşı en naif tavır takınıldığında, başkanlık makamı ayaklar altına alınarak bütün yaşanan onursuzluklar sineye çekildiğinde bile fatih terim’in bir yolunu bulup başkan ile sorun çıkarabildiğini görmüş olduk. ve geldiğimiz noktada anlıyoruz ki, yanlış olan mustafa cengiz’inkiymiş. ünal aysal gibi davranılarak kulübün değerleri ön planda tutulmalı ve makam bu kadar ezdirilmemeliymiş.

    alın işte mustafa başkan görevi boyunca ezdirdi de ne oldu, en sonra kulüp mahalleye saçıldı, magazine malzeme oldu. oysa ünal başkan öyle miydi. “hocam kontratı uzatalım 3 yıl yapalım” dedi. hoca milli takım ile görüşüyordu mırın kırın etti geçiştirdi. sonradan öğrendik ki protokolü imzalamış bile. neyse ünal başkan ikisi bi arada olmaz dedi, gel 3 yılı imzala dedi. günlerce hocayı aradı ulaşamadı, haber gönderdi randevu alamadı derken bu kadar rezillik yeter dedi fişi çekti, tam da bir başkanın olması gerektiği gibi.

    mustafa başkanımız ile de tersini denedik, kulübü terim’e teslim edip başkan ezik ezik takıldı, e o daha büyük rezillikler yaşattı, ilkinde en azından duruşumuz bozulmamıştı. şimdi mahalleye saçıldık topla toplayabilirsen.
  • 9760
    fatih terim'i kovmadan önce ani bir seçim kararı ile ali dürüst, abdürrahim albayrak ve adnan öztürk'ü yönetimden çıkartmıştır. ayrıca fatih terim milli takımı çalıştırmak için istifa etmedi, ünal aysal yönetimi tarafından kovuldu. bir başka ayrıntı 24 rylül 2013'te fatih terim'i kovduktan tam bir yıl sonra, 24 eylül 2014 günü başkanlığı bırakma kararı almıştır.

    fatih terim için o dönem eboue, dany, amrabat, riera, umut bulut, chedjou gibi isimlerden oluşan enkaz bir takım bıraktı denilerek yerlerini hajrovic, ontivero, umut gündoğan, salih dursun, guillermo burdisso, tarık çamdal, endoğan adili, veysel sarı gibi oyuncularla doldurdu. iyice tek adama dönüşmeden zamanında ayrıldı yoksa 4.yıldızı fenerbahçe'ye kaptırırdık.
  • 9761
    kendisinin vizyonuna yetişemiyoruz. büyük bir ileri görüşlülüğü varmış. 10.senesini yaşasaydı bugün çok farklı şeyler yaşıyor olabilirdik.
    taraftar olarak fazla duygusal davrandık. yerel ligde korna ile şampiyonluk kutlamaktan öteye gidemedik. teknik direktörümüz kendisi ile istatistik kastı o kadar.
    (bkz: 29 mayıs 2021 manchester city chelsea maçı)

    çok yanlışlar yapıyoruz çok. farkında değiliz.
  • 9762
    thomas tuchel nezinde övülüyor ancak o dönem gelseydi 6 ay içinde muhtemelen sorun yaşamadığı futbolcu, yönetici kalmazdı tuchel'in. ciddi anlamda psikolojik sorunları vardı, dortmund'da da psg'de de ciddi sorunlar yaşadı ve yaşattı. son iki senedir özellikle ingiltere'de ne olduysa o asık suratlı deli gitti yerine sosyal becerisi, enerjisi çok daha yüksek bir adam geldi. futbola bakışına söz söylemeye gerek bile yok tabi ki başından beri.
  • 9763
    mainz’ı bıraktığı dönemde tuchel için ısrarcı olmuş fakat tuchel’in olası kloop ayrılığı sonrası dortmund ile adı anılması üzerine tuchel’i ikna edememişti. çok şeyler düşündü, planladı ama başarabildiği ufak bir kısımı bile bize son 15 yılun en güzel galatasaray’ını izletti.

    not: tuchel ingiltere’de 5 ay önce takım çalıştırmaya başlamıştır.
  • 9765
    eski galatasaray başkanı. mancini ve prandelli dönemlerinde yapılan transferlere bakıp tuchel gelse daha farklı daha olumlu bir şey olacağını beklemek bana komik geliyor. tuchel'in adını zikrettiği dönemde hikmen karaman'a da sportif direktörlük teklif ediyordu. mancini haziran ayının başında ayrılmışken prandelli'nin gelmesi 8 temmuzdu. vizyon diye anlatılan şey ordan burdan duyulan isimlerin peşinden en ufak planlama ve organizasyon olmadan koşturmak.
  • 9766
    kendisini ne zaman dinlesem aklıma sosyal medyanın yaygın "yaşlı savuşturma sloganı olan" ok boomer geliyor. gerçekten çok vizyonluydu şuydu buydu da kulübü neden hajrovic, ontivero vs gibi yabancılar içinde bıraktı hem de yabancı sınırı varken? vizyon vizyon deyip, yalan yanlış vaatlerle (avrupa'dan kulüp alınıp oranın yönetiminin de prandelli'ye verilmesi) neden hiçbiri gerçekleşmedi. galatasaray'a yararından çok zararı dokunmuş, vizyoner sanılan ancak birtakım hayaller peşinde galatasaray'a zarar veren başkan.

    aynen tuchel istemiş de şu da bu da. fatih terim'i takımdan uzaklaştırmak için yapmadığı kalmayıp sonrasında da takıma çer çöp dolduran birisi kendisi. kendisi ayrıldıktan sonra bir enkaz bırakmıştır arkasında. kaçar gibi başkanlığı bırakması da cabası.
  • 9767
    fatih terim ile yolların ayrılmasını bir kenara bırakırsak hoca tercihleri gayet de doğru tercihlerdi. mancini'ye değinmeyeceğim ancak prandelli euro 2012 finalisti hocaydı her ne kadar 2014'te gruptan cıkamamış olsa da lucescu yerine gelmişti. tutmamıştır o ayrı ancak türkiye'de birçok hoca tutmadı zaten. aragones, del bosque gibi.

    kendisi kalsaydı ne olurdu kimlerle çalışırdı bilemem ancak riekerink ve tudor gibi hocaları tercih etmeyeceğini bilirim.

    son olarak sadece 2014 ocak ayında transfer yapmış gibi eleştirilmesi de abestir.
  • 9768
    ontivero, hajroviç, umut gündoğan gibi oyuncular ilk maçlarında taraftara umut vermiş oyunculardı. fazla maliyetleri olmadan * denenebilir transferlerdi. tutmadı. ancak bruma, telles gibi aldığımızdan yüksek fiyata sattığımız oyunlarda almış eski başkanımız. diğerlerini saymaya gerek bile yok. ancak o behsedilen 3 genç oyuncu geldiğinde kimse kötü transfer diye feryat etmedi. hatta iyi olacaklarını düşündük çoğumuz.
  • 9769
    adamin kendisi futboldan anlamadigini defalarca belirtmisken, hala su su su isimleri aldi (yararlanilan ve para kazanilanlar) diyerek ovulmesi cok gereksiz. unal aysal’in bizzat kendisi bu tezi curutuyor.

    benim daha garibime giden sey kulube baskan olma surecini dusunursek bugun niye kanaat onderi gibi muamele gordugu. bildigim kadariyla ilk yonetim kurulunu da kendi olusturmadi, kulubun ileri gelenlerinin telkinleriyle istisarelerle olusturdu. daha sonra yani terim sonrasinda kendi iradesiyle olusturdugu yonetim kurulunun agirligi, icraatleri ortada.

    o yuzden gecmisteki tum terim-transfer tartismalari disinda, basindan okudugumuz kadariyla onumuzdeki secimde galatasaray’i yonetecek adaylar hakkinda su isim bu isimle birlessin ya da benzeri baska tavsiyeleri gecmisteki hangi liste olusturma basarisina istinaden veriyor cok garip.
  • 9770
    umut gündoğan transferinde, selçuk, burak, semih kaya maaşlarında eleştirilmesi dönemin şartlarını bilenler için haksızlık olacak eski başkandır. malum yabancı sınırının önce 6 sonra 5'e düşmesinin ardından bu oyuncuları elde tutmanın başka yolu yoktu. umut gündoğan da o dönem için ucuz sayılabilecek bir riskti. tutmadı.

    ancak fatih terim sonrası sportif dönemi tam bir felakettir. ucl grubundan çıkmış olması, tarihin en iyi kadrolarından biriyle nisan'da fener'e şampiyonluk vermesinin mazereti olarak kabul edilemez. ki bu kadro bir sene önce yarı final'in kapısından dönmüştü. bugünkü ffp durumunun ise baş sorumlusudur. belki bu konuda bir planı vardı kaçıp gitmese yapacağı hamlelerle ffp cezası gelmeyecekti bilemiyoruz, ancak apar topar kaçıp gitmesi sonrası herkesin aklına işlerin toparlanmayacak halde olduğu algısı yerleşti doğal olarak, bu algıyı kendisi yarattı. sonrasında gelen yönetimler hiçbir zaman rahat nefes alamadı. dönemi boyunca 90 milyon euro transfer zararı yaparken kadro değeri de 117 milyon euro'dan 142 milyon euro'ya yükseldi. bruma, telles, muslera harici çok fazla bir aset bırakmadı giderken.

    ontivero, hajroviç, salih dursun, yarım dönem önce bedavaya almadığı tarık çamdal, olcan adın, burdisso, dzemaili, pandev gibi transferler felaket derecede kötü transferlerdir. endogan adili diye bir adam alındı o dönem nedir ne yapar nerededir bilen bile yok.

    keşke ilk baştaki gibi futboldan gram anlamadığını kabullenmeye devam edip egosu uğruna galatasaray'ı ateşe atmasaydı. anladığı işten yürüyüp galatasaray ekonomisi kısmına odaklansaydı, belki o zaman her şey farklı olurdu.
  • 9771
    2013-14 sezonunun devre arasına girildiğinde galatasaray'da yabancı olarak muslera, chedjou, (dany), eboué, felipe melo, (bruma), (riera), (amrabat), drogba vardı. dokuz yabancı. ocak transfer döneminde parantez içindekiler gitti. beş yabancı kaldı. neden? çünkü federasyonumuzun getirdiği ve ünal aysal görevi bırakır bırakmaz dönemin milli takımlar futbol direktörü olan fatih terim tarafından kaldırılıdığı açııklanıp sonradan 14 yabancıya geçilen süper faydalı 6+0+4 yabancı sayısı yüzünden. (fatih hoca'nın yıllardır düşündüğü bu yabancı sisteminin ünal aysal'ın bıraktığı dönemden bir iki ay sonra ilan edilmesini hiçbir zaman tesadüf görmedim.)

    sonra ocak transfer döneminde telles, hajrovic, ontivero geldi. telles'le beraber as yabancılar tamamlanmış oldu. hajrovic ve ontivero ise zaten +4 kontenjanı içindi. hatta aslında 2014-15 sezonunda bu kural 5+0+3'e düşecekti. bu oyunculara verilen toplam bonservis 5.5 milyon avroydu.

    hülasa bu oyuncuların yanlış tercih olması olası. ancak +4 kontenjanı için de bruyne beklemiyordu herhalde kimse? genç, belki tutar transferleriydi. çok para verildi eleştirisi haklı olur ama o dönemde zaten herkese çok para verildi. başarı gelirken sorgulanmayan şeyler başarısızken sorgulanır oluyor. daha o sezonun başında sorf hoca istiyor diye 13 milyon gömüldü bruma gibi vasat bir adama (ki o da gelecek yatırımı, vasatlığı benim görüşüm). önceki sezon amrabat'a 8 milyon verildi. yiğit gökoğlan'ın bonservis bedeli bile 2 milyondu yanlış hatırlamıyorsam. yani o dönem bütün olarak zaten çok harcanan ve buna mütenasip başarı getiren bir dönemdi.

    sırf genç ve +4 (+3) kontenjanına alınmış iki topçunun ismini döndürüp döndürüp bu adamı eleştirmek ciddi ciddi çürük kabak tadı verdi artık. aysal'ın eleştirilecek başka yönleri vardı ama bu onlardan biri değil.

    ekleme: izet hajrovic de o dönem bosna-hersek milli takımına seçilmiş biriydi bu arada.
App Store'dan indirin Google Play'den alın