• 301
    bal dok yala bir aciklama yapmislar...

    basına ve kamuoyuna,

    pazar akşamı olimpiyat stadı bir kez daha zulümpiyat stadı’na dönüştü. maçın son dakikalarında çok sayıda beşiktaşlı taraftarın sahaya girmesiyle maç tamamlanamadı.

    konu medyada derhal masaya yatırıldı. tribünlere yine canlı canlı ‘otopsi’ yapıldı. gecenin kazanı ise sadece “telegol” zihniyeti oldu. en büyük zararı ise taraftarlar gördü.

    hemen belirtelim ki, maçın uzatmalar dâhil kalan 4-5 dakikasında skor değişirdi değişmezdi tartışmasına girmeden, takımımızın aldığı haklı galibiyeti kutluyoruz. olayların sahada oynanan futbol ile, ortaya çıkan skor ile bir alakasının olmadığı izlenimindeyiz.

    tribünler toplumun aynasıdır. kan davası, sağlık çalışanlarına yönelen şiddet, sevgilime niye baktın ya da trafikte yol vermeme kavgası hepsi bu tribünlerde temsil halindedir. genç galatasaraylı ozan için ilik arayan beşiktaşlıların dayanışması da oradadır, atılan gole omuz omuza sevinilerek tüm ayrımcılığın yok edildiği bir ortam da yaratılır. toplumun güzellikleri de, çirkinlikleri de oradadır.

    maçın uzatma dakikalarında aynadan yansıyanları maalesef çirkinlikler oldu. sebebi ne olursa olsun sahaya girmeye hazır yüzlerce kişinin varlığı ülkemizin kabul edilmesi zor da olsa bir gerçekliğidir. aşağıdaki fotoğraf bunun trajik bir göstergesidir.

    fakat bu gerçeklikten hareketle en kolay yol olan yasaklama ve polisiye tedbirlerin artırılması gündeme getirilmiştir. yaşananlar ne olursa olsun bu dakikadan sonra zarar görecek olan tüm taraftarlardır. deplasman yasaklarının kalkması artık uzun süre gündeme getirilemeyecektir. polis statlara maalesef daha çok yerleşecektir. unutulmamalıdır ki, “sık bakalım/biber gazı sık bakalım” gezi sürecinde ortaya çıkan bir marş değildi. istanbul’da ve diğer şehirlerde taraftarlar defalarca kez polis şiddetine maruz kalmışlar ve bu marş ortaya çıkmıştır. özel güvenlik elemanlarının devreye girmesiyle polis şiddeti yok olmamıştır. zira polis statlardan hiçbir zaman çekilmemiştir.

    beşiktaş-galatasaray maçının daha 94. dakikasında gezi sürecinde iktidarın hedefine yerleşen taraftarlar kriminalize edilmek istenmiştir. iktidar medyası için baş suçlu gezi’deki taraftarlardır. şimdi teröristlerden taraftar olmaz hashtag’leri ile hedef konumundadırlar. ankara’dan i. melih gökçek müthiş google istihbarat ağıyla olayların suçlusunu tespit etmiştir. “her yer taksim her yer direniş” sloganları atanlar derhal derdest edilmelidir.

    bu linç müsamerenize sessiz kalmayacağız. tribünlerdeki uzantınız taraftar grupları ile, polisiniz ve medyanız ile boyun eğmeyen taraftarları susturmaya çalışmanızı kabul edemeyiz. provokasyon tartışmasına girmeden değerlendirilse bile (ne hikmetse bu maç için aynı anda 4 savcı birden görevlendirilmiştir), beşiktaş ile oynadığımız maçta sahaya girilmesi basit bir türkiye gerçeğidir. cezası bellidir. kulübümüz de, fenerbahçe de büyük saha kapatma cezaları almıştır. on binlerce kişi tribündedir, yüzlercesi sahaya girer. suçlusu binler olur. bu kez bundan farklı olarak ihale bir taraftar grubuna yıkılmak istenmektedir. buradan hareketle gezi direnişçilerini hedef tahtasına yerleştirmek bir kez daha aczinizin ifadesidir. “balkanlardan gelen soğuk havayı” dahi gezi’ye bağlayacak korkunuz ülkeye de, ülke sporuna da zarar vermektedir. toki’nize tesisler yaptırarak, polisinizi statlara yığarak, taraftarları e-biletlerle fişleyerek, deplasman hakkımızı gasp ederek sporu geliştiremezsiniz.

    lütfen spordan, o güzelim oyunumuzdan ellerinizi çekin!

    tekyumruk galatasaray taraftar grubu

    kaynak: www.tekyumruk.com
  • 304
    imparatora yapılanları unutmayacağız ve sizin buna karşı tutumunuz, yönetim yalakası adı altında arma sevdalısı gözükmeniz hiç biri silinmeyecek hafızalardan.

    hakikaten kadıköyden çıkılmaz ya kalın oralarda, keşke galatasaraylı olmasanız dediğim insanlarsınız, haddime değil galatasaraylılığınızı savunmak ama keşke diyorum işte,
    tribünlere siyaseti sokmak adına çaba sarfeden bir gayri resmi oluşumsunuz.

    he bir de hakkınız da olumsuz yazı yazanlara ofsayt ikonuna tıklamayı iyi biliyorsunuz...
  • 305
    haklarında empati yapabilmek için ofsayt yetmez biber gazı yiyip kafamızda sopa kırılması gerekir belki de. tribüne siyaset sokmak için çaba harcamaya gerek yoktur. tribün insanlardan mamüldür siyaset de insani bir bilimdir. apolitik olmak da sanıldığı gibi apolitik bir yaklaşım değildir. bir tercihtir. güçlünün güçsüzü ezdiğine seyirci kalmak tarafsızlık değildir. ya korkaklıktır ya da güçlüye destek vermektir.
  • 309
    kendilerini severim, sayarım. kendileriyle 1 mayıs kortejinde yürümüşlüğüm de var. gezi olaylarında çarşı kadar sivrilemeseler de takdir edilesi işler yaptılar. ama "yanlız sevinen imparator" gibi tweetler ve fatih terim'in teknik direktörlükten atılmasını terim'in siyasi duruşu ve mehmet ağar dostluğu sebebiyle desteklemesi pek sempatik durmuyor. siyasete evet ama belaltına hayır.

    https://twitter.com/...s/382598962433097728
  • 312
    bir grubu körü körüne eleştirmek ne kadar tutarsız ve saçmaysa, aynı şekilde körü körüne savunmak da aynı oranda tutarsız ve saçma. tekyumruk'a ne zaman bir eleştiri getirilse sürekli tribündeki reislerden vs. kötü örneklerden dem vurularak savunuluyor. ki konunun bununla alakası bile yok.

    tekyumruk'a getirilen çok temel bir eleştiri var; zaman zaman siyasi görüşlerini galatasaray sevgisinin üzerine çıkardıkları. bunun kendi içinde mutlaka açıklaması vardır ama sürekli ua, reisler vs. ile karşılaştırılıp savunulmasını anlamsız buluyorum.

    tekyumruk yeni yeni yapılanmaya başladığında grubun kemik kısmıyla tanışma fırsatım olmuştu. yaşları belirli bir yaşın üzerinde, hepimiz gibi galatasaraylı, belki bizden daha çok galatasaraylı oldukça düzgün insanlardı.

    ama ne yazık ki bende yarattıkları intiba siyasi konularda galatasaray'ı bir araç olarak kullandıklarıydı. bunu bugüne kadar yazarak dile getirmedim. zira kendilerine asla köstek olmak gibi bir niyetim yok.

    lakin yanlışlarını söylemek için de illa bu gruptan nefret etmeye gerek yok. özellikle attıkları kadıköy tweeti şahsım adına utanç vericiydi. özellikle senelerce kadıköy deplasmanlarında binbir türlü pisliğe bizzat maruz kalmış bir insan olarak bu tweetin ne yazık ki galatasaraylı olarak elle tutulur ve savunulacak hiçbir yanı yoktu.

    gelelim fatih terim'in gönderilişinden sonraki tavırlarına. yalan değil merak ettiğim için gidip konuya ilgili ne yazdıkalarına baktım. bakmadan önce de yanılmayacağımı biliyordum. yanılmadım. atıyorum kendilerine yakın herhangi bir ideolojik harekete destek vermiş olsaydı fatih terim; kesinlikle çok çok daha farklı bir tutum izlerlerdi. fakat siyasi görüşlerinden dolayı, terim'in kişiliğine olan uzaklıklarından dolayı konuyu çevirip kimse "galatasaray'dan büyük değildir"e getirdiler. daha da çirkini; terim'e, uefa kupası finalinden sonraki sevinci üzerinde akılları sıra yalnız sevinen imparator diye laf çaktılar. hatta yine imparator lakabına gönderme yapan bir yazıları daha vardı.

    yanlış anlaşılmasın kimse terim'in gönderilişinden sonra terim'e sahip çıkmak zorunda değil. bu herkesin kendi galatasaray vicdanıyla alakalıdır. zaman zaten gerçekleri ortaya çıkaracaktır. fakat galatasaray'ın en önemli değerlerinden biri olan fatih terim'in; özellikle gönderiliş zamanı ve şekli son derece yanlış ve hoş olmamışken, bir de bunu fırsat bilip ilk fırsatta şahsına sallanmasını galatasaraylı duruşuna yakıştıramıyorum. fakat bu durum kendi siyasi duruşlarına yakışıyor. işte bu sebeple kendilerine yönetilen o en büyük eleştiri yine net bir şekilde orataya çıkıyor. o da, "siyasi görüşlerini galatasaray sevgisinin üzerine çıkardıkları."

    kusura bakmasınlar ama dışarıdan görünen ne yazık ki bu şekilde.
  • 313
    tribunler insanlardan olusur ve her insanin kendine gore bir siyasi gorusu vardir. herkes apolitik davranmak zorunda degildir disarida ama benim fikrimce galatasaray i desteklemek icin biraraya gelmis insanlar siyaseti tribunun kapisinda birakmalidir. sizin yalakalikla sucladiginiz insanlar stadyum acilisinda basbakana karsi tribunde protesto etmis insanlardir. bu nasil yalakalik veya guclunun yaninda yer alma anlayamadim. bugun tekyumruk un siyasi dusuncelerini stada yansitmasi gectigimiz yila oranla yaptigi tezahuratlara bile katilimi dusurmustur. buda benim fikrim. inanmayan varsa gecen sene real maci ile bu yilki real macinda tribunleri dinlesin derim.
    edit: ekleme
    konuyu tam açıklayamamışım ki hala ultraslan üzerinden yorum yapılıyor cevap olarak. ben zaten ultraslandan bir beklentim yok. zaten örnek gösterdiğim maçları iyi tahlil etseydiniz ne demek istediğimi anlardınız. stadyumda olanlar biliyor. real madrid maçında galatasaray mağlup iken ultraslan başarılar gelir geçer asaletin bize yeter demeye başladı. bu esnada tekyumruk rerererarara diye tezahurata başlayınca bütün stadyum tekyumruk grubuna eşlik etti. neden ultraslan a alternatif olarak görülüyordu herkes tarafından. bu sezon 2013-2014 sezonunda oynanan real madrid maçında yine ilk yarı skor madrid lehine 1-0 bitmiş maçın ikinci yarısı galatasaray baskısı ile başlamıştı. bu esnada yine ultraslan kendi kendine uğulduyor tezahürat üretemiyordu yahut şöyle diyeyim coşkuyu stada yayamıyordu. bu esnada tekyumruk yine tezahurata girişti ve sadece güney üst tribün hariç kimse eşlik etmedi. bu real madrid maçını iki bilindik örnek maç olarak veriyorum. oysa bir bakın 2013-2014 sezonundaki maçlara. tekyumruk kendi kendine çalıp oynamaya başladı. fenerbahçe de anadolu fener var beşiktaşta 1453 kartallar kuruldu falan. doğruda bunların stadlarında huzur var mı? komik olanda çaykur rize veya kasımpaşa siyaset yapıyor deniliyor. benim fikrime göre olmaması gereken birşey olmasına rağmen normal karşılamasamda anlayabiliyorum. başbakan bir takımı beşiktaş lı zengin iş adamlarına emanet etti. diğeri memleket takımı. anlayabiliyorum yani bu adamların siyasetini. ancak kendini onlarla kıyaslayamak yanlış olur. sui misal misal olmaz yani.
    neyse netice olarak anlatmak istediğim tekyumruk tribünlerde ultraslana alternatif olarak tribünlerde ultraslan hakimiyetini istemeyen adamlara(siyasi değil galatasaray dolayısı ile) alternatifti. kendi kendine bu konumunu kaybediyor.
  • 314
    tezahüratlara katılımı etkileyecek kadar büyük bir oluşum olmayandır. henüz olamayandır.

    keşke gerçekten bu tribünler ultraslanın yönetiminde olmasa artık. hatta keşke ne ultraslanın ne de tek yumruk'un etkisinde olsa. keşke biz eskisi gibi kendiliğinden kapalının ortasında bulunan bir grup fanatik olsak. başbakana protesto olayında ise ben de stattaydım ve insanları susturmaya çalışan ultraslanlar da vardı ıslıklayan ultraslan üyeleri de. başbakanı protesto edenleri kategorize edemeyiz kanımca. bir de o olay aslında bayraktar'ı protestoyla başladı. başbakan 2. plandaydı. planlı bir iş olsaydı ultraslan ne tepki verirdi son dönemde malum oldu artık heralde.

    tezahüratların azalmasının tek ve en büyük sebebi ultraslan'ın kendisidir. ultraslan eski bir ua ve alpaslan'ı gerçekten seven biri olarak çok üzülerek söylüyorum ki tribünlerin büyük bir kısmını kendine küstürdü. özellikle 34. dk protestolarında protestoları ıslıklaması (yanlış anlaşılmasın ıslıklamak da onların özgürlüğüdür ama bir seçim ve tercihtir. sonucuna da katlanır.) tribünleri kendisinden soğuttu. tabii 34. dakikaya gelene kadar ultraslan kendisini 4378942398 kere soğuttu taraftardan. ultraslanın elinde kalan tek şey bugün üniversitelerin kendilerini öldürürcesine hazırladıkları koreografiler.

    bugün bütün ülke politikleşmiş durumda. trabzon taraftarı rabia işaretleri yapıyor, çarşı malum, anadolu fener diye bir grup türedi gfb karşıtı, kasımpaşa malum. peki galatasaray taraftarı siyaseti konuşmasın sussun diyenler rize maçı sonunda nerdeydi? neredeydi rize taraftarı her yer recep her yer erdoğan diye bağırırken? neredeydi ligin ilk maçında 34. dakikada futbola siyaset sokuluyor diye taraftarı polise şikayet eden ultraslanın set üstü askerleri?

    bakın tek yumruk hatalıdır. çünkü fatih terim konusu basit bir konu değildir. bin kere düşünüp bir kere konuşulmalıdır ancak kötü giden herşeyi de tek yumruk gibi oluşumlara yamamak bence en basitinden haksızlık.
  • 315
    kadıköy'den çıkamadıklarında ilgimi kesmiştim.

    aslında ilgim de sadece tribünler için yeni bir renk, farklı bir tutum olabilme ihtimalinden ibaretti. ötesi değil... yoksa her ne kadar gezide yan yana olsak bile siyasi olarak çok farklı yerlerde olduğum bir oluşum tek yumruk.

    neyse.. gelelim asıl meseleye.

    şu attıkları twitte benim ve başkalarının göremediği bir ironi yoksa cidden ibneliğin kralını yapmışlar. galatasaray tribünlerinin trollü olmak gibi bir hevesleri varsa başarılar dilerim. umarım çıkamadıkları yere kadıköy'e geri dönerler.

    https://twitter.com/...s/382598962433097728
  • 317
    ufacık beyinlerini karaborsanın/haram paranın .mına koyan abilerine yağ çekmek için kullanan hık deyicilere tercih edeceğim grup. en azından düşünüp sorgulayabiliyorlar. "siyaset yapıyolar ama :/" diyenler tt arenada kale arkası tribününe gitsinler de her maç yapılan kurt işaretlerine bi baksınlar.

    fatih terim'i sevmiyolarmış. sevmek zorundalar mı? hakaret etmedikleri sürece bir problem olmaz, olmamalı.
  • 318
    yaşanılanlara istinaden , twitter üzerinden kendilerine bazı eleştrilerde bulundum.cevap niteliğinde , biraz önce dm den attıkları mesajı sizlerle paylaşmak istedim.

    "terim'i itibarsızlaştırma politikamız olmadı.sadece bu krizde onun da hataları olduğunu dile getirdik.bahsettiğiniz paylaşımlar ilk güne ait paylaşımlar.ardı gelmedi.üstelik buna ilişkin çok sayıda insan bizi terimci bile ilan etti.özellikle biraz "aşırı solcular".terim'in parçalı fotosunu paylaştık,ama sevdamız armaya dedik.evet terim efsanemizdir ama taşıdığı arma ile birlikte efsanedir.

    sevgilerle."

    arkadaşlar yukarıda ki mesajın noktasına ve virgülüne dahi dokunmadan sizlerle paylaştım.

    en azından kendi ağızlarından bir açıklama.isteyen istediğini düşünmekte özgürdür.kendi cevap haklarını kullandılar.

    benim yaptığım eleştrilerde https://twitter.com/RengineSadik bu adresten yapılmıştır.twitler hala durmaktadır.

    bilgilerinize.
  • 319
    galatasaray üzerinden güttükleri çıkar sömürüye karşı emeğin, eşitliğin ve adaletin çıkarıysa benim için sorun teşkil etmeyen gruptur. benim sorunum bu 'çıkarlar'la değil. insanlığın çıkarlarıyla sorunu olan sahibinin sesi serseri güruhlarla sorunum var. tekyumruk'a da selam olsun, tevfik fikret'in şiirini yere düşürmeyen herkese selam olsun!
  • 320
    galatasaray uzerinden cikar guden grupmus. breh breh breh. neymis o cikar cok merak ettim. galatasarayliysan solcu olacaksin mi diyorlar? besiktasliysan fasistsin mi diyorlar? kendi cikarlari neymis meclise mi gireceklermis? televizyonlara cikip unlu mu oluyorlar? ua ummetciligin dibini yapar. rizeli gelir bagirir kimsenin umrunda olmaz. ama bu devir de gececek beyler siz uzulmeyin bu devir de gececek.

    not: bu satırların yazarı pegasus üstte her maç ortada oturmaktadır. herkesi çaya bekler sıkıntı yok. 442 burak drogba oynayınca kafayı yiyen kim diye sorun gösterirler.
  • 322
    genel olarak elma ile armudun karıştırılması niteliğinde sohbetlere, daha çok da tartışmlara pivotluk eden grup. şahsi kanaatimce adını koyacak, belki bir pankartın arkasında toplanabilecek nicelikte bir grup olarak varlığı tribünlere farklı bir nüans getirmesi açısından faydalıdır. ötesinde bir role ya da yere ne oturmaya ne de oturtulmaya çalışılması ise gereksiz bir çabadır. özellikle bu grup üzerinden bir ara sözlüğü de kapanma noktasına getiren kavgaları inatla yenilemek, sırf siyasi olaylar sebebiyle körü körüne eleştirmek ya da destek olmak, ne dediğine bakmaksızın destek çıkanları "direnişçi" ilan edip itiraz edenleri "göt kılı" ya da "hülooğ" diyerek mimleyip kavgaya tutuşmak; sözlüğü ve diğer yazarları bir kenara bıraktım bunu yaparak "savunulduğu" düşünülen direnişe hakarettir. hele bir de 34. dakika protestosunu bu adamlara mal etme çabası vardır ki...
  • 324
    geçtiğimiz pazar günü bir denizlili olarak üzüntüyle 5 yediğimizi izlediğim denizlispor - fethiyespor maçına aralarında birçok denizlili tarafından düşman olarak görülen antalyasporluların bile aralarında olduğu yaklaşık 20 - 25 takımın taraftarlarıyla birlikte gelen grup. önceki hafta öldürülen yeşil cephe grubunun kurucusu fatih eroğlu'nu andılar. 90 dakika boyunca hiç susmadılar, deplasman takımı ve tüm stadla birlikte olup futbolun aslında dostluk olduğunu hatırlattılar. kendilerini de örnek göstererek büyük grupların kendilerine nazaran daha küçük grupları sindirmesine izin vermemek adına bir an olsun yılmadılar. çok takdir ettim, uzun süredir böylesine bir taraftar topluluğu görmemiştik denizlide.

    detaylar için:

    https://www.facebook.com/...532127262&type=1
App Store'dan indirin Google Play'den alın