• 16
    şu kural ömür boyu uygulanacak olsa galatasaray'lı olmaktan vazgeçecek adamlar var. ben kendilerini transferspor'lu olarak görüyorum. transfer döneminde sabah akşam twitter'da duyumcuları takip edip futbol sezonu açıldığında bir adım geri çekiliyorlar. bu gibi tiplerin tavsiyelerini ciddiye almayın. uefa önümüze mis gibi bir fırsat koydu. cavanda ve carole gibi çöplerden bile 3 milyon euro çıkardık. galatasaray futbolcu satmayı öğreniyor arkadaşlar. arap kulüpleri gibi her transfer dönemini ekside kapatmayacağız artık. harcama yaparken de nokta atışı davranmayı bileceğiz. önümüze gelene beşer onar saçmayacağız. sadece biraz sabredelim ve yeni galatasaray'ın şekillenmesine destek olalım. mustafa cengiz'e, abdürrahim albayrak'a ve fatih terim'e güvenelim, gerisi kolay.
  • 75
    bazi acilardan mantiksiz olan yaptirimdir.

    su an falcao'ya yillik 5 milyon euro maas vererek kadromuza katabiliyoruz ama bonservisi 4 milyon euro, yillik maasi da 1 milyon euro olan genc bir oyuncuya (mesela marcao) yatirim yapamiyoruz. marcao orneginden gidersek, onumuzdeki yillarda kendisinin satisindan 15-20 milyon civari para bekliyoruz, ancak boyle bir sey falcao icin soz konusu degil.

    kisacasi mevcut haliyle bu kural takimlari orta/uzun vadeli hamleler yerine daha kisa donemli, gecici onlemler almaya itiyor. biz gecen sene sansliydik, ozan cikip cok cabuk bir transfer yaparak bir butce sagladi. yoksa biz de simdi buyuk ihtimalle belhanda'yi, feghouli'yi vs satmaya ugrasiyorduk.
  • 141
    "şampiyonlar ligi'nde bir gol atsa maliyetini çıkarır." transferlerini artık bir kenara bırakıp genç, potansiyelli, gelişime açık ancak henüz olmamış futbolculara yönelmemiz durumunda yeni sezonda takımımız için uygulanmayacak olmasını avantaja çevirebiliriz. aksi takdirde, takım yine koşma özürlü, göbekli, kronik sakat futbolcularla dolar ve zarar etmeye devam ederiz.
  • 100
    uefa ile 17/18 sezonunda imzaladığımız anlaşma sebebiyle uyguladığımız transfer kısıtlaması.
    az önce farkettiğim bir detay var. bu anlaşmanın bir başka maddesi şu şekildedir;

    --- alıntı ---

    * şirketimiz toplam 6 milyon avro tutarındaki uefa katılım gelirlerine tedbir konulmasını kabul etmekte olup ilgili tutar 2017/18, 2018/19 ve 2019/20 sezonlarında 3 eşit taksit halinde uefa gelirlerinden mahsup edilecektir.

    --- alıntı ---

    ifade eğer tedbir konulması şeklindeyse sanıyorum ki bahsi geçen gelirler yükümlülüklere uyup anlaşmanın üzerimize düşen kısmını eksiksiz yerine getirdiğimiz taktirde anlaşma sonunda tarafımıza iade edilecek. aksi taktirde "uefa katılım gelirlerine el koyulur" şeklinde bir madde ile karşı karşıya olurduk.

    tabi buradaki "tedbir" kavramının uluslararası spor hukukundaki karşılığını bilmek lazım. yanılıyor da olabilirim. ama mesela bahis oynattığı gerekçesiyle bir kişinin banka hesaplarındaki parasına tedbir koyan devlet, bahis iddiasını ispatlayamazsa parayı iade eder. buradaki tedbirin amacı telaffisi imkansız zararların ortaya çıkmasını engellemektir. kanunsuz kişinin yasa dışı yollardan kazandığı parayı kaçırmasının önüne geçmeyi amaçlar. ya da mesela kefalet tutukluluk yerine geçen bir tedbirdir. devlet sizi tutuklamaz ancak tutukluluk yerine geçmek üzere bir miktar parayı yatırmanızı ister. çağrıldığınızda teslim olmazsanız o paranız artık devlete gelir kaydedilir. ceza alsanız bile çağrıldığında teslim olursanız para tarafınıza iade edilir. tedbir yaptırım değildir. hukukta kelimeler dikkatli seçilir. sanıyorum ki burada da "tedbir" kelimesi gelişi güzel kullanılmamıştır.

    bu da demektir ki yapılandırma anlaşmasının bittiği 21-22 sezonundaki gelirlerimize tedbir konulan 6 milyon eu da eklenecektir.

    konu hakkında daha detaylı bilgi sahibi olursam editlerim.
  • 149
    uefa’nın getirmiş olduğu en saçma kurallardan birisi. coulibaly’i 1.9 milyon euro’ya alamıyorsun ama falcao’ya 3 senelik kemiksiz 15 milyon euro verebiliyorsun. sonrasında bu olay mali yapıyı düzeltmek için oluyor.*

    2019 yaz transfer döneminde bu kural yüzünden yaptıklarımıza bakalım.

    falcao - bedelsiz - 15.000.000 euro maaş
    babel - bedelsiz - 9.500.000 euro maaş
    nzonzi - bedelsiz - 3.250.000 euro maaş
    michael seri - 1.500.000 - 2.800.000 maaş
    mario lemina - 1.000.000 - 2.000.000 maaş

    5 futbolcunun 3’ü kiralık olarak takımıza katıldı. falcao ve babel ise 33 yaşında imza attı. yani bu 5 oyuncudan bonservis kazanma şansımız yok. (babel’den az bir şey kazandık) 5 futbolcunun imza attıkları anda maliyeti 35.000.000 euro.

    şimdi uefa koyduğu bu kuralla sadece 5 futbolcu için 35.000.000 euro harcamamıza izin veriyor ama 2.000.000 euro bonservisle alacağımız ve sonrasında satış imkanı olan oyuncuyu almamızı engelliyor. galatasaray emin olun çok daha önceden scout transferi yapmaya başlayacaktı ama bu saçma kural yüzden çok daha büyük zararlara girdik. artık 2-3 milyon euro için elimizden oyuncu kaçmayacak. umuyorum tecrübeli 2-3 ismin yanında genç bir kadro kurabiliriz.
  • 98
    açılın ben işletmeciyim*.

    bu kuralın hiç bir ekonomik dayanağı yoktur ve bununla birlikte kulüp ekonomisine olumsuz yönde ciddi şekilde etkisi vardır.

    birincisi; oyuncuya bonservis vermek bir gider değil, bir maliyettir(yatırımdır). eğer sen futbol kulübünün en doğal hakkı olan futbolcu yatırımını kısıtlarsan o kulüp gerekli aksiyonları alıp ekonomisini düzeltemez. sen bu yaptırımınla kulübün bir oyuncuya 5m€ yatırım yapıp seneye 15m€'ya satarak, 10m€'luk prim geliri yaratma fırsatını kısıtlıyorsun. ekonomiyi düzeltmek istiyorsan giderlere kısıtlama koyarsın. getirilmesi gereken kısıtlama giderlere olmalıydı, yani ana gelir kalemimiz olan futbolcu maaşlarına. böylelikle kulübün sadece tüketerek devam etmesini engelleyip, kulübün ileride primli satış yapabileceği yatırımlara yönelmesini sağlarsın, hatta buna mecbur bırakmış olursun. çünkü maaş giderlerine kısıtlama getirilen kulübün, kendini kanıtlamış ama ileride prim yapamayacak futbolcuya 5m€ yıllık maaş gömmesine imkan yoktur ve böyle bir hareket özgürlüğü veya seçim şansı kalmayacaktır.

    ikincisi ise; zaten ekonomik olarak sıkıntı yaşadığını tespit ettiğin için bu kısıtlamayı getirdiğin kulüplere karşı, futbolcusunun ve futbolcusuna talip olan rakip kulübün eline çok ciddi bir koz veriyorsun: satmaya mecbur olmak! bu da yine sıkıntıdaki kulübe maddi zarar veriyor.

    maaş kısıtlaması ise tek başına uygulanırsa şöyle bir dezavantajı beraberinde getirebilir: kulübün fazla maaş alan futbolcuları elden çıkarma zorunluluğu, kulübü hem o futbolculara hem de o futbolculara talip olan kulüplere karşı "eli mahkum" durumuna düşürecektir. bunu engellemenin yolu da kulübü tek bir yola mecburi sokmak yerine, bir ek madde olarak futbolcu satışını da maaş bütçesinin değerlendirilmesinde kullanmak olabilir. örneğin yıllık 3m€ alan bir futbolcuyu 2m€ ya satarsan, maaş + bonservis bütçesine 5m€ eklenir ve bu 5m€'nun istediğin kısmını maaşa, istediğin kısmını ise bonservis ve imza parasına ödersin. bu 5m€'ya ister marcao alırsın, ister falcao. ne en fazla 2m€ bonservis ödemek zorunda kalırsın, ne de yüksek yıllık ücret ödediğin adamı ne olursa olsun yeter ki gitsin diye harcamak zorunda kalırsın!
  • 92
    dilimizde tüy bitti şurada, bu çark ancak bularak, geliştirerek, satarak döner diye. şu sıralar belki eleştirilse de bu yaz marcao’ya 12 milyon euro teklifin geldiğini hepimiz biliyoruz. 6 ay önce 4 milyon euro’ya buldun, oynattın, geliştirdin, teklifi kabul edip 12 milyon euro’ya satsan adamdan 6 ayda 8 milyon euro kar edip 12 milyon euro artıyı da oraya yazardın. o sıcak paradan sonra her türlü çevirirsin işi.

    şimdiyse falcao da katılırsa 11’nin yaş ortalaması 30. seneye bu kadrodan kimi satacaksın da kimi alacaksın mesela? bu takımın çok net şekilde gençleştirilmeye ihtiyacı vardı, en başında da 33’lük beklerin yenilenmesi lazımdı. ama ne lazım? para. var mı? karun’un hazinesindeki kadar paran olsa da satmadan zaten alamazsın. ee şu an satacak adam da bulamıyorsun. 33’lük nagatomo’yu, mariano’yu, numunelik arıza diagne’yi kim ne yapsın ki. senin 2.6 milyon euro verdiğin 32’lik mitroglou’ya babası kulüp kursa o parayı vermez.

    30+ yaşındaki bir adam her maç takla ata ata top oynasa da bonservisi eder sana, taşı sıksan göğü ters çevirsen en en fazla 10 milyon euro. gomis rekorları alt üst etti, milletin keriz bellediği araplara bile 6’ya sattın. bugün koskoca falcao’yu monaco en fazla kaç milyon euro bonservise satabilir?

    ama 18 yaşında çocuksa 6 ay oynadığı topla sana 11 milyon euro’yu bırakır gider. artık genç oyuncuların sırf yüksek potansiyellerine bile o paralar verilebiliyor. senin için büyük para olabilir ama adam için çerez parası, makas bu kadar açık işte. dün fransa ligi’nin alt sıra takımı dediğin takım bugün iki sene önce diagne parasına aldığı pepe’yi 80’e okutuyor, şimdi de yine diagne parasına aldığı osimhen’i kim bilir kaça okutacak.

    sattığın kadar al, iceberg’in görünen kısmı sadece. sorun zihniyetin ta kendisinde.
  • 117
    futbolcu maaşından kısarak aşamayacağımız ffp kuralı.

    yani falcao olmasaydı, ona 5 mn eur ödemeseydik de 5 mn eur verip jens petter hauge isimli futbolcuyu ya da başkasını alamayacaktık.. ne takılındı şu falcao'nun maaşına ya.

    (bkz: #2986364)

    yönetim futbolcu satmakta başarısız.. eleştirilecek olan bu.. falcao'nun maaşının konuyla alakası yok..

    bu kurala senelik verdiğimiz 70-80 mn eur maaşlar yüzünden maruz kaldık doğru.. o da bu yönetimin suçu değil.. ama falcao dahil şu an takım bütçesi 40 mn eur civarında.. anlaşılması için tekrarlamak gerekirse bonservis verip futbolcu alamayışımızın nedeni falcao'ya verilen maaş değil.
  • 140
    https://twitter.com/...340584063082497?s=20

    hem pandemi koşullarında kulüplerin gelirlerinin oldukça azalması hem de geçenlerde yaşanan bi' nevi ayaklanma sayılabilecek avrupa süper ligi muhabbeti nedeniyle ffp kurallarının gevşeyeceği/esnetileceği belliydi. ancak bence bu fırsatı çok ama çok iyi değerlendirip, özellikle yabancı transferleri bi' yatırım olarak görmeliyiz. galatasaray'ı son durak olarak gören oyunculara kesinlikle bonservis ya da ciddi imza paraları ödememeliyiz, uzun vadeli kontratlar vermemeliyiz. aksine genç ve umut vaadeden oyuncuların maaşlarında cimri bonservis bedelleri konusunda göreli olarak cömert davranmalıyız. çünkü çeşitli kereler de görüldü ki bu şartlarda alınan oyuncudan zarar etmek neredeyse im-kan-sız.
  • 134
    galatasarayimiz tarafindan cok yanlis anlaşılmış kural. adamlar diyor ki, satarak kazandigin kadar harcayabilirsin. bizimkiler de gidiyor "çaktığın kadar al" anlayıp irfan can kahveci icin cakabildikleri kadar cakip, evrak isleri tamamlanan gedson fernandez icin masadan kalkip kap'a açıklamaya gidiyor. cok ayip ama. hic yakistiramadim yoneticilerimize. 90 milyon turk lirasi civari bir parayi ali koç bile fiziki olarak bir arada görse kafayı oynatır. *
  • 26
    emre akbaba transferinde nef'in karşıladığı 1 milyon euroluk kısmı bile ciddiye almayacak uefa, o transfer 4 milyon euro eksi şeklinde yazılacak. sen istersen hepsini nef'e ödet, istersen maaşını da ödet, hiç fark etmez.

    buna rağmen bir de şu anda sadece bir olasılık olan gruptan çıkarsak 9.5 milyon euro daha kazanırız, forvet alalım oradan ödeyelim diyen varsa(ki var) kendilerine hatırlatıyorum ki şu anda galatasaray'ın cebinde harcayabileceği bütçesi +1.10 milyon eurodur. bu bütçeyle alınacak forvet önerecek varsa buyurun önersin, 1.10 milyon euro var cepte adamlar lacazette, welbeck diyorlar yahu.

    o zaman gomis'i niye sattılar? çünkü emre akbaba transferinden dolayı 4 milyon içeri girdik ve gomisten gelen paranın büyük çoğunluğu emre'nin bonservisine gitti. rahatsız olan varsa emre'yi almasaydınız forvet alsaydınız desin, lakin emre açıklandığı gün burası bayram yeriydi. ha keza 2 gol attığında da niye aldık bunu diyen yoktu. (bana kalırsa emre'nin transferi çok iyi oldu, çok memnunum transferinden, alınmasaydı demiyorum. ama eğer ısrarla nerede kaldı bizim first class forvetimiz diye ağlıyorsanız emre akbaba transferinden vazgeçilmek zorunda olduğunu bilmeniz gerekiyor. öyle şımarık çocuklar gibi hepsini aynı anda istemek olmuyor. emre de gelsin, falcao da gelsin, welbeck de gelsin. -10 milyon euro dönemi içerde bitirdiğimizde görürsünüz zaten o first class forvetleriniz nasıl kaçıyor bu takımdan.

    eğer yönetimi iyi bir forvet alamadı diye eleştirecekseniz cümlenin başına emre akbaba'ya ne gerek vardı diye başlamanız gerekiyor, bu kadar kolaya kaçarak eleştiri yapılması ciddi bir şekilde yönetime haksızlıktır.

    edit: isimlere çok takıldıkları için editleme gereği duyuyorum. ısrarla bu sözlükte falcao istenmedi demişler, falcao başlığındaki entryleri o entryleri giren arkadaşlara ayıp olmasın diye buraya koymuyorum. isteyen açsın okusun.

    e hadi falcao'da, falcao'nun transferinin mümkün olmadığını bilen kesim %80 diyelim, welbeck'i bütün sözlük bekledi neredeyse? welbeck'i neyle alacaksın elinde 1.10 milyon euroyla mı? 1.10 milyon euroyla mi kiralayacaksın? uefa ayrıca o zorunlu satın alma bedeli numarasını da yemiyor, sözleşmede zorunlu satın alma bedeli varsa bu sezonun giderlerine yazılır. arsenal'e önce 1.10 milyon euro vereyim, seneye zorunlu 9 milyona alacağım desen uefa çat diye bu seneden 10 milyonu düşecek yani. ancak opsiyonlu kiralarsan, opsiyon bedeli bu döneme yazılmaz. onu da arsenal'e "ağam valla biz bu adamı alacağız sene sonunda, şimdi paramız yok." diye inandırabilirsen inandır.

    önce kendinizi olmayacak bir şeye inandırıyorsunuz, sonra böyle bir şeye inanmadığınızı bize inandırmaya çalışıyorsunuz. gel gelelim hayatın gerçekleri var ve hala daha kaçmaya çalışıyorsunuz bunlardan.
  • 73
    2019-2020 sezonu yaz transfer dönemi için an itibariyle -2.3 milyon euro'da olduğumuz durumdur.

    seri 1.5 milyon euro kiralama bedeli
    ozornwafor 300 bin euro bonservis bedeli
    luyindama 5 milyon euro bonservis bedeli ödedik.

    bunun yanında fernando'yu 4.5 milyon euro'ya sattık.

    takımdan mariano veya linnes'ten biri, diagne ve yunus'un ayrılma ihtimalleri var. falcao ve emre için para ödemeyeceksek olası 2 satıştan yaklaşık 13-14 milyon euro kazanabilir, bilançoyu + 12 milyon eurolar seviyesine çekebiliriz bu parayla da sağlamından bir box to box buluruz zannımca.
  • 87
    galatasaraylılara futbolu baştan öğreten kural. 2018 yılına kadar taraftarlarımızın kafasında futbolcu satmak diye bir şey yoktu. galatasaray her sezon elindeki tüm futbolcuları takımda tutmalı ve yeni transferler yapmalıydı.

    geldiğimiz süreçte futbolcu satmadan, futbolcu almanın sürdürülebilir bir şey olmadığını öğrenmeye başladık. eğer 10 milyon euro verip bir futbolcu alacaksan, 10 milyon euro'luk futbolcu satacaksın.

    ''fernando reges kenarda dursun, ozan 3-5 yıl türkiyede kalsın, rodrigues 9. kanat alternatifi olarak takımda tutulsun'' diye bir şey yok artık. luyindama alacaksan ozan'ı satacaksın olay bu kadar basit.

    bu kural içinde kulübünü iyi transferler yaparak büyütmek istiyorsan futbolcu parlatmayı öğreneceksin. 3'e aldığın futbolcuyu 10'luk kıvama getireceksin.

    transfer pazarı böyle bir yer, futbol böyle bir oyun. yıllardır borçlanarak ilerlediğimiz için biz futbolu yanlış biliyorduk. uefa balyozu kafamıza indirdi. şimdi doğrusunu öğreniyoruz.
  • 45
    su anda sozluk bu kurali anlayamayan %90 yuzunden yanginda.

    oncelikle ozet gecen bir entry yazacam, hala kafaniz almiyorsa daha detaya gireriz.

    https://www.haberturk.com/...cikladi-2014684-spor

    deniyor ki, kolay grup var neden stoper ve forvet almiyoruz.

    sen alsan da oynatamiyorsun kardesim, olay bu.

    1 milyon fark varken, bir forvet alsaydin ve bu 1 milyon farki gecseydi sen ya bu adami, ya nagatomo'yu, ya n'diayei, ya onyekuru'yu, ya emre akbaba'yi yazamayacaktin. diger adamlar da en az forvet kadar onemli hatta bana gore sampiyonlar liginde forvetin alternatifi varken daha da onemli.
  • 76
    önümüzdeki 2 transfer döneminde(19-20 kış, 20-21 yaz) mevcut kadromuzdan belhanda, marcao, luyindama, linnes harici para kazanabileceğimiz bir oyuncu olmadığı için(belki diagne’den de 3-4 milyon euro gelir) orta vadede başımıza çok büyük iş açacakmış gibi duran kural.
    takımımızın ilk 11’inin yaş ortalamasını görünce fenalık geçiriyorum. malesef bu transfer döneminde gereken hamleleri yapabildiğimize inanmıyorum. bu kadar fazla kiralık ve 30 yaş üstü oyuncuyla bir noktada tıkanacağız. eğer ozan kabak gibi birkaç mucize yaşamazsak bu sene şampiyon olsak bile tünelin ucunda ışık yok.

    bu seneyi de bir şekilde atlatırız ama 20-21 sezonunun kabusa dönmemesi için mutlaka ocak ayında sözleşmesi 2020 haziranda bitecek işimize yarar oyunculara gerekirse bonservis gibi imza parası dağıtarak ön protokol yapmalıyız. yoksa gerçekten iyiye gitmiyoruz. daha sonrasında para kazanacağımız oyuncular almayıp 2-3 sene sonra emekliye ayrılacak futbolculara kariyer sonu kontratı yapmaya devam edersek önümüzdeki süreçte 11 kurmakta zorlanacağız.
  • 81
    daha önce de belirttiğim üzere türk takımlarına uygulanması büyük bir hakkaniyetsizlik doğuran finansal fair play yaptırımı. türkiye gibi hali hazırda büyük avrupa liglerine göre çok ucuz olan bir pazardan futbolcu satışı yapmaya çalışan kulüplerin elini kolunu iyice bağlıyor, kulüplerin pazarlık masasında elini zayıflatıyor.

    türk takımlarına seve seve futbolcu satışı yapmayı öğretmesi çok büyük bir artı olsa da yukarıda yazdığım durum da çok büyük bir eksi. önümüzdeki senelerde etkisi daha açık ortaya çıkacak bu durumun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın