• 28926
    "iyi türk oyuncu yetişmeden yabancıyı kapatalım dediğinizde olmaz. türk futbolcu yetiştirememenin sebebi yabancılar değil. biz sporcu yetiştirebiliyor muyuz? öyle bir düzenimiz var mı? bunun için ne kadar yatırım yapıyoruz?ne kadar oynama alanı var? buradaki en son sorgulanacak şey yabancı sayısı. (gülerek) sorun yabancılarda değil sorun türklerde."

    okan buruk
  • 28927
    takım çok iyi durumda. aldığımız sonuçlar da bunu gösteriyor. zorlu bir döneme girdik ama hazırlıklıyız.
    bursaspor ve karabükspor maçlarında mücadeleyi bırakmayıp kazandık ancak maçı daha erken koparmalıydık.
    derbinin tarihi hakkında zaten bilgi sahibiydik. kazanmak istedik ancak başaramadık. iyi oynadığımızı düşünüyorum.
    derbide oyuna ağırlığımızı koyduğumuz anda 10 kişi kaldık ve dengeler doğal olarak değişti.
    her hafta kararlılıkla çalışıyoruz. başarının sırrı bu. odaklandığımız tek şey şampiyonluk.
    maicon oyun kurarken bizi çok rahatlatıyor. birbirimizi çok iyi tanıyoruz, bu da avantaj. ayaklarına da çok hakim bir futbolcu.
    yeni takımlarda adaptasyon sorunu olur, bizde çok şükür olmadı. bunun nedeni çok istekli çalışmamız ve mütevazi olmamız.
    galatasaray taraftarı mükemmel. 12. adamımız diyebilirim. bu performansımızda onların da emeği var. bizi öne itiyorlar.
    ndiaye ile oynadığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. inanılmaz mücadele ediyor ve çok koşuyor. gerçekten şanslıyım.
    tudor çok zeki bir hoca. işine inanılmaz bağlı. ve fiziksel anlamda bizi çok iyi hazırladı. taktiksel olarak da iyi bir hoca.
    antrenmanda beni en çok zorlayan isim feghouli. diğer taraftan selçuk da çok zorluyor. rodrigues de çok hareketli oyuncu.
    boş zamanlarımda türkçe öğreniyorum.

    fernando reges

    sen allahın bir lütfusun fernando francisco reges! bu adamı nasıl aldık hala bilmiyorum ama, takım içinde lider ruhlu oyuncuların başında geliyor. yokluğuyla sınanmayalım asla! koşadur aslanım.
  • 28928
    (gbkz: galatasaray transfer için önemli bir yatırım yaptı. seni galatasaray'a çeken şey ne oldu?)

    ''bu benim için bir meydan okumaydı. brezilya'dan fransa'ya giderek avrupa hayalimi gerçekleştirdim. daha sonra ispanya'da devam ettim. hedefleri ve zorlukları biliyordum. büyük liglerdeki mücadeleleleri seviyorum. türkiye'de bunlardan biriydi. galatasaray'ın renkleri için savaşıp, ligde şampiyon olmak ve şampiyonlar ligi'ne dönmek...''

    (gbkz: mariano için şampiyonluk zamanı geldi mi? daha önceki kulüplerinde bu gerçekleşmemişti...)

    ''(gülerek) tanrım, evet bunun için savaşıyoruz. lideriz ve en yakın rakibimizin 6 puan önündeyiz. 7 galibiyet, 2 beraberliğimiz var. lig şampiyonluğu bu sezon ana hedefimiz. bordeaux'ta fransa kupası, sevilla'da avrupa ligi kazandım. galatasaray'da da bu başarıları tekrar edip, kupa kaldırmak istiyorum.''

    (gbkz: sevilla'dan neden ayrıldın?)

    ''sevilla yeni bir sözleşme teklifinde bulunmadı. kısa bir süre sonra galatasaray'dan teklif geldi. sevilla bu konuyu benimle görüşmek istedi. konuştuk ve her iki taraf için de bunun iyi olacağına karar verdik. sevilla beni zaten satmak istediğini açıkça belirtmişti. ayrıca 31 yaşındayım ve ekonomik olarak da düşünmem gerekiyor. ayrılık için doğru zamandı. sevilla'ya her şey için minnettarım, iki güzel sezon geçirdim. hala sevilla taraftarıyla arkadaşlığım devam ediyor.''

    (gbkz: sevilla'da kendini başarılı görüyor musun? yoksa daha fazla mı başarılı olmalıydın?)

    ''ben her zaman elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışırım. sevilla'ya geldim, avrupa ligi'ni kazanarak görevimizi yerine getirdik. sevilla kariyerimi başarıyla kapattığımı söyleyebilirim.

    (gbkz: dani alves ayrıldıktan sonra barcelona ile bir görüşmen oldu mu? barça'ya gitmek ister miydin?)

    ''bu söylentileri ben de basından okudum. barcelona'dan bana kimse gelmedi, görüşmedi. bunlar basında yer alan şeylerdi. barcelona ile adımın geçmesi benim için büyük bir lütuftu. elbette gitmek isterdim ama kimse benimle iletişime geçmedi. ama umut her zaman vardır.''

    (gbkz: brezilya milli takım hocası tite ile daha önce de çalıştın. milli takım için şansın hala var mı?)

    ''tite ile tanışmak, onunla çalışmak büyük onur benim içindi. şu ana kadar bana şans gelmedi. tite daha çok tanıdığı oyuncularla çalışmayı seven bir antrenördür. tercihlerinde de harika işler çıkartıyor. ben olsam da olmasam da umarım milli takım rusya'da başarılı olur. galatasaray'da şu an çok iyiyim. böyle de devam edeceğim. umarım bana da bir fırsat gelir. her şey olabilir.

    allah'ın lütfu mariano ferreira filho
  • 28933
    20 ekim 1927 tarihinde şanli ata tbmm kürsusunde alti gun boyunca genclige hitabe ile bitirdigi nutuk'u okumustur.

    21 ekim 1927 tarihinde ankara hukuk mektebi ogrencileri saat 13:00 da toplanarak "genclige hitabe"yi okumuslar ve basina su bildiriyi vermislerdir.

    ey türklüğün büyük teşahhusu, ey bizim aziz babamız!
    ruhlarına heyecan, dimağlarına nur saldığın gençlik sana diyor ki:
    senin sevgini gönlünde, irşatlarını şuurlu adımlarının istikametinde bulan gençlik, şüphesiz ki senin dehan ve azminle türklüğe hediye edilen cumhuriyet'i hayatından daha aziz ve mukaddes tanımıştır. onun müdafaası için hiç bir fedakârlıktan çekinmeyecek, onu gözlerken çok kıskanç davranacaktır. bugünü, bugünde seni görmekle bahtiyar olan gençlik, tarihte masum ve asil kalmış olan milletimize köşe köşe dahili ve harici tuzaklar hazırlayan bu tarihi nasıl değiştirdiğinden ve bunların acı neticelerinden habersiz ve hissiz kalamaz ve kalmayacaktır. dedelerinin gafletiyle yuvarlandıkları çukurlara bir daha düşmemek için bugünün dersini pek kara ve karanlık olan dünden halâs ve intibahının hassasiyetini ise senin mevcudiyetinden ve iradenin ateşinden alacaktır. milletinin hissiyatı ve sevgisini ondan aldığı saf ve mert kanla damarlarında dolaştıran gençlik, türk istikbalinin evlatları, milletin varlığına ve onun kalbi olan aziz cumhuriyet'ine en ufak yan bakışların bile tahayyül ve tasavvuruna uyuşuk ve hareketsiz kalamaz. adı türk, kanı türk, bütün mevcudiyeti türk olan millet ve onun gençleri kendisini yokluktan varlığa, ölümden hayata, karanlıktan ışığa is'âl edenlerin açtıkları kurtarış çığırında her vakit istiklal ve istikbalinin koruyucusu, kan ve candan çizilmiş hudutların bekçisi olacak ve ebediyete kadar da öyle kalacaktır.

    ankara hukuk mektebi talebeleri
  • 28936
    ”takdir haklarını devamlı rakipten yana kullanan ve bizi oynatmayan bir hakeme karşı oynadık.bizi oynatmayan bir hakeme karşı oynadık. bırakın top oynayalım. rakipler bizi futbolla geçsin. hakem kararlarıyla bizi geçmeleri şık olmuyor. iyi futbol oynadığımız için lideriz ama ne yazık ki bugün top oynamamıza izin verilmedi. bırakın top oynayalım. 90 dakika boyunca istediğimiz oyunu sahaya yansıtamadık. duran toptan yemememiz gereken bir gol var.”

    (bkz: fernando reges)

    mevzu bu kadar.
  • 28937
    “kabul etmek lazım ki istediğimiz oyunu sahaya yansıtamadık. ikinci yarıya iyi başlamamız lazımdı. ama duran toptan yemememiz gereken bir gol yedik. hakem de takdir haklarını sürekli rakipten yana kullandı. bizi oynatmayan, devamlı durduran bir hakeme karşı oynadık. böyle bir hakeme karşı oynayınca da işiniz daha da zorlaşıyor.”

    “sonuçta biz lideriz. niye lideriz? iyi futbol oynadığımız için lideriz. ama bizim top oynamamıza izin verilmiyor. rakiplerin çalışıp bizi futbolla geçmeleri gerekiyor. böyle hakem hataları ile geçmeleri hoş olmuyor. bugün hakemin sonuçta ne kadar etkili olduğunu görebilirsiniz.”

    - fernando

    (bkz: 29 ekim 2017 trabzonspor galatasaray maçı)
  • 28939
    “temposu yüksek bir maç oldu. geçen haftadan sonra, izleyenlerin bizi görmeye alıştığı futbolu sergileyemedik. bu ortada. biz bundan derslerimizi alacağız. asıl önemli olan; bir takım iyi oynamayabilir. ama bundan dolayı bütün takdir haklarının bizim aleyhimize kullanılması gerekmiyor. gösterilen kartlar, gösterilmeyen kartlar. geçen haftadan sonra bu polemikler nerede bitecek, onu ben de bilmiyorum. ilk yarıda fernando’ya yapılan pozisyonu herkes gördü. kart yok. olcay atılacağını önceden biliyor. hakem gelmeden biliyor zaten. hakem kartı göstermiyor, feghouli işin içine sokuluyor. ağır bir kart, kırmızı! badou’nun gördüğü kırmızı da... onun gibi kaç pozisyon var ama kart yok. biz kötü oynadık; bundan ders çıkaracak teknik heyet ve oyuncular. hakemin yani oyuna hakim olan kişinin böyle kötü yönetme lüksü olamaz. onların bizden daha çok daha fazla ders alması lazım.”

    “sürekli bizim aleyhimize gelişiyor takdir hakları. maçı kaybedebilir ya da kazanabilirsiniz. bu bizim sorumluluğumuz. maçı yöneten insanın bu şekilde yönetmemesi lazım. maç 4 dakika uzadı, sadece 6 tane oyuncu değişikliği var. goller sonrası kaç kişi yerlerde yatı. biraz daha uzatsa gol atma riskimiz mi olacak? o mu kapatılıyor? geçen hafta oyun oynayamadık. bu hafta biz kendimiz oynayamazken bütün kararlar aleyhimize geliyor. ne yapılması lazım? biz nasıl kendi hatalarımızın ve eksiklerimizin hesabını sorabilirsek bu sistemi yönetenlerin de bunu ayırt etmesi lazım artık. kararların lehimize dönmesi için illa bağıralım mı? oyuncularımız hak ediyorsa kırmızı kartı görür. rakip neden görmüyor? fernando’nun pozisyonu, kart bile yok. orta sahada olunca kart gösterilmiyor mu?”

    “geçen hafta ilk 30 dakikada 3 sarı kart. oynayamıyorsun ki oyunu. burada… tamam kötü oynuyorsun, olabilir. kötü oynamamıza rağmen golümüzü attık. belki 2-2 olacak, belki o goller olmayacak. kartlar adaletli dağıtılsın, ona göre bakalım. şemdi ben bu oyunu nasıl değerlendireyim? önümüzdeki haftalara da taşıyoruz üstelik bunu...”

    “nelerin olduğunu biliyoruz. talimatlar değişiyor. ne oluyor, kimi koruyoruz ki? ülke futbolunu mu? sonra da yabancı-yerli oyuncu... 3 senedir var bu regülasyon. 11 yabancıyı soruyorlar. 8 yabancı ile çıkılınca ne oluyor çorum maçına? biz regülasyonun etrafından mı dolaştık. 11 adamla çıkabilirsin diye yazmış oraya. memleketin konusu bu mu?”

    “hoca gomis’in oyunundan tatmin olmadı, oyuna eren derdiyok’u aldı. isviçre milli takımı’nın oyuncusu. yıllardır bu ligi domine etmiş bir isim. oynamıyor bu kadar zamandır. bir beklentisi var hocanın ve aldı oyuna. ama iş oraya kadar gelemiyor ki…”

    (aykut kocaman’ın açıklamalarının sorulması üzerine) “bildiği bir şeyler varmış demek ki. kapasiteyi nasıl göreceklerine dair… 2 haftadır biz de görüyoruz. biz şampiyon olacağız. bu kadar net. moral de motivasyon da o çocuklar da nelerin döndüğünü biliyorlar. radikal tabloya gerek yok. yapılan hatalar ortada bunlar da düzeltilecek…”

    “hepimiz bu topraklarda yaşıyoruz. ben dışarıda dolaşırken ‘iki haftadır konuşulanlar ortada, ‘hakemler sizi doğrayacak’ diyorlar. onlar da bunları duyuyorlar. 14 yabancımız var, oynayan oynar oynamayan oynamaz. takım içinde neden yabancı tartışması olsun ki. lig devam ediyor, statü ortada. bakalım neye döndürmeye çalışacaklar? devre arasında da yabancılar gidecek yabancılar gelecek. takımlar şimdi devre arasında türk mü toplayacaklar? yok öyle bir şey. biz gücümüzün de eksiğimizin de farkındayız.”

    - cenk ergün

    (bkz: 29 ekim 2017 trabzonspor galatasaray maçı)
  • 28943
    ''maçı yöneten insanın bu şekilde yönetmemesi lazım. 6 oyuncu değişti. atılan oyuncular... feghouli'nin pozisyonu 40 defa seyredersiniz. neden olcay'a kırmızı çıkmıyor? biliyor atılacağını. geçen hafta da böyleydi. bu sistemi yönetenlerin bunu çözmesi lazım. illa bağıranın yanına mı dönecek bir sistem? maçın ilk yarısında fernando'nun pozisyonu. kart yok. orta sahada olunca kart verilmiyor mu? geçen hafta da 30 dakikada 3 sarı kart. düt, düt, düt, düt fauller... kötü oynamamıza rağmen golü attık. kartlar adaletli dağıtılsın. nelerin olduğunu biliyoruz. 2 maç bir maça iniyor, talimatlar değişiyor. kimi koruyoruz? ondan sonra yerli-yabancı oyuncu... 8 yabancıyla çorum maçına çıkınca ne oluyor?''

    "sürekli bizim aleyhimize gelişiyor takdir hakları. maçı kaybedebilir ya da kazanabilirsiniz. bu bizim sorumluluğumuz. maçı yöneten insanın bu şekilde yönetmemesi lazım. maç 4 dakika uzadı, sadece 6 tane oyuncu değişikliği var. goller sonrası kaç kişi yerlerde yatı. biraz daha uzatsa gol atma riskimiz mi olacak? o mu kapatılıyor? geçen hafta oyun oynayamadık. bu hafta biz kendimiz oynayamazken bütün kararlar aleyhimize geliyor. ne yapılması lazım? biz nasıl kendi hatalarımızın ve eksiklerimizin hesabını sorabilirsek bu sistemi yönetenlerin de bunu ayırt etmesi lazım artık. kararların lehimize dönmesi için illa bağıralım mı? oyuncularımız hak ediyorsa kırmızı kartı görür. rakip neden görmüyor? fernando'nun pozisyonu, kart bile yok. orta sahada olunca kart gösterilmiyor mu?"

    "geçen hafta ilk 30 dakikada 3 sarı kart. oynayamıyorsun ki oyunu. burada... tamam kötü oynuyorsun, olabilir. kötü oynamamıza rağmen golümüzü attık. belki 2-2 olacak, belki o goller olmayacak. kartlar adaletli dağıtılsın, ona göre bakalım. şimdi ben bu oyunu nasıl değerlendireyim? önümüzdeki haftalara da taşıyoruz üstelik bunu..."

    (aykut kocaman'ın "bu puan farkı suni, galatasaray puan kaybedecek açıklamalarının sorulması üzerine) "bildiği bir şeyler varmış demek ki. kapasiteyi nasıl göreceklerine dair... 2 haftadır biz de görüyoruz. biz şampiyon olacağız. bu kadar net. moral de motivasyon da o çocuklar da nelerin döndüğünü biliyorlar. radikal tabloya gerek yok. yapılan hatalar ortada bunlar da düzeltilecek..."

    "hepimiz bu topraklarda yaşıyoruz. ben dışarıda dolaşırken 'iki haftadır konuşulanlar ortada, 'hakemler sizi doğrayacak' diyorlar. onlar da bunları duyuyorlar."

    "hoca gomis'in oyunundan tatmin olmadı, oyuna eren derdiyok'u aldı. isviçre milli takımı'nın oyuncusu. yıllardır bu ligi domine etmiş bir isim. oynamıyor bu kadar zamandır. bir beklentisi var hocanın ve aldı oyuna. ama iş oraya kadar gelemiyor ki..."

    ''14 yabancımız var, oynayan oynar oynamayan oynamaz. takım içinde neden yabancı tartışması olsun ki. lig devam ediyor, statü ortada. bakalım neye döndürmeye çalışacaklar? devre arasında da yabancılar gidecek yabancılar gelecek. takımlar şimdi devre arasında türk mü toplayacaklar? yok öyle bir şey. yabancı kuralı böyle devam ediyor. seneye de böyle devam etmesi lazım. şimdi bu konuşanlar devre arasında 11 türk toplayıp maçlara 11 türk oyuncuyla mı çıkacaklar? biz gücümüzün de eksiğimizin de farkındayız."

    cenk ergün

    'illa bağıralım mı?' diyor. göz göre göre fişini çekiyorlarsa bağıracaksın tabii. o kadar transfer yaptın, milyon euro'lar harcadın. bu hakem bozuntuları yüzünden şampiyonluktan mı olalım? şampiyon olamazsak maddi ve manevi anlamda çok büyük sıkıntılar çekeriz. iş işten geçmemişken önleminizi alın.
  • 28949
    --- alıntı ---
    ciddi ciddi düşünmeye başladım.. bu sözüm ona türkiye süper ligi denen rezillik, utanç ve iğrençlikler, yazılmaya, üzerinde konuşulmaya değer mi?.
    hem de "ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklisi'nı severim" diyen büyük atatürk'ün cumhuriyet'i kurduğu gün, tüm tribünleri dolduran binlerce türk bayrağının gölgesinde oynanan maçta, böylesine utanmazlığa tevessül eden futbolcularla oynanan maçın adı nasıl spor olur..
    spor, sportmenlerle yapılır.
    kazanmak için spor dışı, futbol dışı her türlü iğrençliğe baş vuranlarla değil..
    trabzon- galatasaray sözüm ona "derbi"sinden söz ediyorum tabii.. galatasaray'ı normal koşullarda yenmenin mümkün olmadığını fark eden hocalar, geçen hafta aykut, bu hafta da rıza, oyunu daha maç haftasına girilirken germeyi hedeflemişler, takımlarını da o taktikle sahaya çıkarmışlardı.
    hep gördük.
    galatasaray sinirlenmeye, gerilmeye en uygun oyunculardan kurulu takım olduğu için taktiğin başarıya ulaşması kesindi. nitekim iki maçta da tuttu.
    galatasaray'ın başındaki iki "yetersiz" adam, teknik direktörlüğün "t" sinden habersiz igor ve bu kulübün yedek kulübesinde değil, kapısında bile işi olmayan ayhan bu gerçeği bile bile önlem almaktan aciz insanlar olduklarından, tuttu. igor ve ayhan "acizler ikilisi" geçen haftadan ders de almadıkları, ders alma özürlü oldukları için, pazar günü bir daha tuttu. bundan sonraki maçlarda da hep tutacak.
    çünkü galatasaray sahipsiz.
    galatasaray'ı dursun başkan'dan başlayarak, bu kulüpte odacı olmayacaklar yönetiyor.
    meydan sahtekârlara bomboş bırakılmış.
    onlar da bildikleri gibi at oynatıyorlar. başta yayıncı kuruluş, hemen tüm yazılı ve sözlü medya, reyting ve tiraj uğruna galatasaray'ın farkı açmasını istemiyor ve hafta boyu ona göre yayın yapıp, hakemi de maça hazırlıyorlar. o hakem de emir kulu halis özkahya kafası ile sahaya çıkınca, galatasaray'ın kazanma şansı kalmıyor.. öyle kalmıyor ki, atılan oyuncular yüzünden bir sonraki maçları bile tehlikeye giriyor.
    yani "sahtekârlar ligi"nin içinde "sahtekâr" çok.. ama baş rolde futbolcular var.. kendi mesleklerine ve meslektaşlarına ihanet eden adamlar..
    işte bir daha yazıyorum "ben sporcunun zeki, çevik ve ahlaklisi'nı severim" diyen büyük atatürk'ün cumhuriyet'i kurduğu gün" sahaya çıkan olcay'ı örnek gösteriyorum.
    hem de defalarca milli formayı giymiş olcay'ın beşiktaş'tan niçin şutlandığını pazar akşamı anladım ve onu kovanlara hak verdim.
    olcay sahaya futbol oynamaya değil, adam attırmaya çıkmıştı. bu kafada olduğu için ilk dakikadan itibaren maçı gerenlerin lideri oldu.
    pislik pislik üstüne yapmaya başladı..
    hepsini yazmaya gerek yok. atıldığı pozisyona gelelim sadece.. tekme yiyip yere düşen ndiaye'ye saldırdı.
    yerde yatan adama, üzerine kapanıp tekme tokat saldırdı.
    amacı belliydi. ndiaye cevap versin. ikisi de sarı kart görsünler. ama daha evvel de sarısı olan ndiaye, atılsın.. yerde yatan bir arkadaşınız saldırıya uğrasa siz ne yaparsanız, feghouli de onu yaptı. geldi olcay'ı itti, yerde yatan ndiaye'nin tepesinden.. olcay yüzünü tutarak yere uçtu.. oscarlık uçuş..
    ve de "sözüm ona" hakem, medyaya teslim olmuş, yıllık büyük kazancını korumanın yolunun o hafta galatasaray'ı satmaktan geçtiğini bilen hakem, atmaya mecbur kaldığı olcay'la birlikte, feghouli'yi de attı, iyi mi?.
    "feghouli'yi atma kararı doğruydu" diyen tüm eski hakemlere soruyorum.
    kendileri bir arkadaşlarını yerde tekmelenirken görseler ne yaparlardı?.
    şaşırmadım.. çünkü halis öz (kahya ama trabzon'un kahyası) adlı hakem tüm maç boyu trabzon'u kolladı. onun 12'nci futbolcusu gibi oynadı.
    hiç utanması sıkılması olmayan bu adam, maçı topu topu 4 dakika uzattı.
    o dört dakika içinde bir gol oldu ki, maçın yeniden başlaması 2 dakika sürdü.
    bir oyuncu değişti, 35 saniye sürdü.. o halis muhlis satıcı, uzatma zamanı 4 dakika 18 saniyeyi gösterirken maçı bitirdi.
    maazallah, o sırada trabzon tam kapanmıştı.
    galatasaray felaket hırsla bastırıyordu.
    ya gene saçma sapan bir sarı kartla 9 kişi bıraktığı takım gene de bir gol atsa, ne olurdu, yılda yarım milyonluk gelir?.
    şimdi bu rezil ligi, yazmaya, konuşmaya, geçin izlemeye değer mi, iyi düşünelim.
    siz de iyi düşünün, tüm bu işlere göz yuman, işleri bu hale getiren bu "utanç federasyonu'nu hâlâ iş başında tutan, olup bitenleri hiçbir şey yokmuş gibi seyreden sayın spor bakanı osman aşkın bak!.
    işinizin adı bakan..
    adınız bak..
    bir bakıverin ne olur!.

    --- hıncal uluç ---

    http://www.sabah.com.tr/...amp;utm_campaign=rss

    bakın bu adama çok sallanıyor bazen, bu adamın müthiş bir troll ve totemci olduğu unutularak.

    her şeyi geçtim, medyada duayen diyebileceğimiz ve galatasaray'ın hakkını savunan belki de tek kişi kendisidir.

    evet bazen kendisinin de inanmayacağı çok çok abartılı, çoğumuza göre saçma şeyler de yazıyor ama galatasaray'ın hakkı yeniyorsa da ilk kendisi masaya yumruğunu vuruyor.

    allah uzun versin, sen de hep bizim haklarımızı koru, seni seviyoruz hıncal reyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın