• 1
    hızlı ve tek pas futbolda başarıyı getiren ikilidir bana göre. diğer bütün kriterler bu ikilinin varlığı halinde katma değere dönüşür. aksi halde ikinci, üçüncü sınıf futbol takımı olmaktan öteye gidemezsin. ülkemizde oynanan futbolun en büyük zaafı da bu iki kriterden yoksun olmasıdır.

    avrupa futbolunu bizden ayıran da bu iki kriterdir. onlar bize göre adeta ışık hızıyla futbol oynarken bizde ağır çekim futbol oynanıyor.

    yabancı futbolculara dikkat edilirse ilk geldiklerinde bayağı hızlı ve etkili oynadıkları görülecektir. ilerleyen haftalarda ise antreman ve maçların etkisiyle ortama uyum sağlayıp onlar da ağır çekime dönüyorlar.

    son iki haftada galatasaray’ın oynadığı tek pas rakipleri sürklase etmeye yetti ama yeterince hız kazanamayınca kayseri maçında kaleciyi geçemedik.

    bu ağır çekim futbolun ana nedeni alt yapılarımızdır. alt yapılarda çocuklara hızlı ve tek pası öğretme diye bir gailemiz yok. yok çünkü önemini kavrayamıyoruz.

    wesley sneijder’in bir serzenişini hatırlıyorum. aslında hatırlamak yanlış kelime çünkü hiç unutmadım. ne demişti wesley; türkiye’de futbolcular topa en az üç kez dokunmadan pas vermiyorlar/veremiyorlar. çok soğru söylüyor wesley çünkü alt yapıdan alışkanlıklarımız böyle.

    bugün galatasaray’ın oynadığı futbol ile avrupa’da ikinci kategorideki bir takımı bile yenemeyiz. yenemeyiz çünkü onların hızı saatte 220 km iken bizim hızımız saatte 120 km ki şu anda ligimizde en hızlı paslaşan takımlardan biriyiz.

    oyun zekası, taktik, fizik güç, kondisyon, şut, dripling vesair gibi 12 kriter daha var ki bunların hepsi hızlı ve tek pas oyunu üzerine kurulu olmadıkça zafer hayaldir.

    çalımla adam geçme, topla iki-üç kez oynama hiç mi olmayacak. tabi ki olacak ama iki durumda olacak. onlardan biri mecbur kalındığında, ikincisi ise rakip ceza alanına yakın bölgelerde.

    bu konuyu detaylandırmak ve sayfalarca yazmak mümkün ama özeti wesley’in söylediğidir. gerisi laf-ı güzaf.
  • 2
    futbolda başarının sırrı hızlı ve tek pas oyunudur. hızlı tek pas oyunu demek tiki-taka demek değildir. tiki-taka sadece bir versiyonudur ve guardiola tarafından geliştirilmiştir. daha farklı ve daha zevkli varyantları vardır ki bunlardan birisi de mancini’nin 2020 avrupa şampiyonasında italya milli takımına oynattığı oyundur.

    hızlı tek pas demek, hiç adam eksiltmeyeceksin demek değildir. messi’nin üç-beş kişiyi ipe dizmesine karşı olmak değildir. hzılı tek pas oyunu oyunun geneline hakim olması gereken kontrol pas demektir. zaman yoksa kontrol etmeden pas demektir. genel karakter bu olursa, özellikle üçüncü bölgede tabii ki adam eksilteceksin, gerekirse messi gibi beş kişiyi çalımlayacaksın, mbappe gibi topu atıp gideceksin.

    hızlı tek pasın, neden başarıyı getirdiğini ünlü fizikçi, dahi bilim insanı albert einstein’in uzay-zaman teorisiyle izah etmeye çalışayım. bilindiği gibi einstein’a göre uzayda boşluk yoktur ve üç boyutlu uzay ile dördüncü boyut olan zaman bir kumaş misali iç-içe dokunmuştur ki buna uzay-zaman dolanıklığı diyor. yani diyorki; bu kumaşın üç ipliği uzay ise bir ipliği de zamandır ve uzay bu dört iplik tarafından dokunmuş bir kumaş gibidir. bütün gök cisimleri de bu uzay-zaman kumaşı üzerinde -içinde- döner ve hareket ederler ve hareket ederken de uzay ve zamanı bükerler. gök cismi ne kadar büyük ve ağır ise uzayı bükme oranı da o kadar büyük olur ve bu da etrafındaki daha küçük gök cisimlerini kendi etrafında dönmeye zorlar. işte güneş sistemi. güneş’in büyüklüğü ve ağırlığı o denli büyük ki, etrafında sekiz gezegeni döndürüyor. öyle ki bu gezegenlerin de kendilerine özgü uyduları var.

    şimdi uzatmadan gelelim asıl anlatmak istediğim konuya. yine einstein’ın teorisine göre, hız arttıkça zaman yavaşlar. yani bir varlık ışık hızına erişirse asla zamandan etkilenmez. bunu insan üzerinden örneklersek, ışık hızında hareket eden bir uzay gemisinde yolculuk eden insanlar zamanın yıpratıcı etkisinden kurtulurlar. çünkü ışık hızında zaman durur. belki şöyle denebilir? ışık hızına ulaşılabilir mi? tabii ki şu anki teknolojiyle imkansız ama bin yıl sonra neler olabileceğini hayal bile edemeyiz. atla yolculuktan uçakla yolculuğa gelen insanlığın daha neler yapabileceğini bilemeyiz.

    işte hız artınca zamanın yavaşlaması hızlı oynayan takımlara da büyük avantaj sağlıyor. belki futboldaki hızın zamanı yavaşlatma oranı çok düşük ama yine de detaylarda başarıyı ve sonuçta zaferi getirmeye yetiyor. sürekli hızlı oynamaya alışkın takımlar, hızlı oynamak için daha çok koşmak deplase olmak zorundadır. bu da daha fazla pas opsiyonu, daha fazla boş alan ve daha fazla pozisyon demektir. işte hızlı ve tek pasın avantajı burada. zaman sizin lehinize dönüyor, daha yavaş akıyor ve size daha büyük fırsatlar sunuyor.

    yavaş oyunda ise tam aksine zaman daha hızlı akıyor ve sizi rakibin ötesinde zaman yıpratıyor ve entropiye (bozulma) yol açıyor. yani yavaş oyunda rakibin dışında bir de zaman size rakip oluyor. tabii ki buradaki hız rakibe göre hızdır. yani rakipten daha hızlı olmak ve rakipten daha çabuk oynamak kasdediliyor.
  • 4
    günümüzde tek top futbolunu oynamayan takımlar başarılı olamazlar, iki iki daha dört. sen attığın pası kontrol edip ardından hemen ayağından çıkarsan bile en az 1-2 saniye kaybediyorsun. takıma 11 tane usain bolt da doldursan kontrol-pas oyunuyla oyuna hız ve tempo katamazsın/katamıyorsun. toptan hızlı futbolcu yok, şunu anlamamız lazım. ben gerçekten galatasaray futbol takımında artık topu ayağına alıp bir dürtüp pas açısı arayan topçu görmek istemiyorum. sonra geliyor vasatın biraz üstü oyuncu grubuyla ama tek pası hücum odağı haline getirmiş psv beşleyiveriyor.
  • 5
    bunu yapabilen her takım bize karşı etkili olabiliyor. bu seneki defomuz bu maalesef. türkiye liginde bunu yapabilecek takım olmadığı için bu defo 6 şampiyonlar ligi maçında da başımıza bela oldu ki yediğimiz gollerin yarısından fazlası kontra atak ile hızlı ve tek pas sonucu geldi. uefa avrupa ligi için bu konuda önlem almamız gerekiyor keza fenerbahçe maçlarında da bu zayıflıktan çok çekebiliriz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın