resim
Hamza Hamzaoğlu
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:53
Uyruk:Türkiye
  • 9571
    3 kupalı eski hocamızdır. tek kupalı ersun veya kupasız avcı gibi sayısal veriler, alan parselizasyonu, topun oyunda kalma süresi gibi şeylerle kafa şişirmediği için türk futbol camiasında pek itibar görmez kendisi fakat bence gayet yeterli bir antrenördür. gittiği takımlarda farkını hemen gösterir ve güzel sonuclar çıkarır. oyuncularla diyaloğu, takım içerisindeki etkinliği, karakteri ve taktiksel olarak pragmatik olması onun olumlu yanları. fatih terim'in öğrencisi zaten. olumsuz yanları da vardır elbette, kimse mükemmel değil. bundan sonraki kariyerinde başarılar diliyorum kendisine.
  • 9580
    galatasaray'ımızı şampiyon yaparak 4.yıldızımızi kazandıran ve o sene 3 kupanin hepsini de alan hocadır. son senesinde sırf para harcamayıp, içimizden halledecez diye umut buluta ibrahimovic muamelesi yapmasi onun sonu oldu. bazi şeylerde gereksiz israr etmese, başımızda bi kaç sene daha kalabilirdi. ben birgun yine yollarımızın kesişeceğini düşünüyorum acikcasi. adam gercek galatasaraylı ve cok efendi bi insan. yolun acik olsun hocam , seni seviyoruz.
  • 1303
    bugünkü konumuz "hamza hoca basarili diyorsunuz ama ayni surecte besiktas 10 galibiyet 1 maglubiyet fenerbahce de 9 galibiyet 2 beraberlik almis, eger bu basariysa onlar da basarilidir" argumani.

    cok yanlis. yan-lis. bu surede bakilirsa fenerbahcenin en az uc maci olmayan penaltilarla fenerbahcemize kazandirilip en az bes alti puan ceplerine sikistirilmistir. besiktasimiz ise son haftalarda garip penaltilarla kazanmakta. bi olmayan penalti, bi dokuz kisi kalip abuk sabuk penalti yapmalar falan. hamza hamzaoglu geldiginden beri dikkatinizi cekmek isterim ki tek bir haram puan almadi. belki kaybettigi 4 puan vardir ama kazandigi 29 puanin hepsi anasinin ak sutu gibi helaldir. ne ofsayttan bir gol ne de yalandan uyduruk bir penalti kazanmistir bu surecte takimi. bilek hakkiyla 29 puan, hem de 11 macta. mu-kem-mel.

    o yuzden inan, destekle, sahip cik.
  • 1707
    psikolojik olarak tamamen bitmis, sampiyonlar liginde samaroglanina donmus, 40 kisilik bir kadro aldi.
    takimin en degisilmez oyuncusu, tek hava topu guvencesi ve sertligi melo 12 mac kala sezonu kapatti.
    kadroda 5 tane sag bek var, ama elindeki oynayabilir yeterli tek sag bek sabri, yedegi sezonun fiyaskosu tarik.
    uc santrforu burak, umut ve pandev. umut yetersizligin kitabini yazmis, pandev'in yuruyecek hali yok.
    tek yeterli santrforu burak'i sakatliga, cezaya kaybetmis haftalarca.
    uyumlu stoper ikilisi yok. semih sakatlanmis, hakan balta sakatlanmis. genc koray'i kazanmaya calisiyor.
    en iyi kanat oyuncusu yasin. bruma'yi kazanmaya calisiyor, zorunda.
    ocak ayi transfer doneminde tek bir transfer istememis.
    400 bin euroya, sezon sonunda bitecek bir sozlesmeye imza atmis.

    ***

    ileriye bakalim.
    hamzaoglu bu kadroyla 10 mac kala, bu sartlara ragmen su an hala ligin favorisi. nasil mi?
    fiksturlere bakin.

    galatasaray'in kasimpasa, trabzonspor ve besiktas maclari var. gerisinde favori.
    fenerbahce'nin besiktas, bursaspor, eskisehirspor(d), sivasspor(d), basaksehir(d), kasimpasa... zaten geride.
    besiktas galatasaray(d), fenerbahce(d), trabzonspor(d), basaksehir, kasimpasa... ustune uefa fiksturu, stadsizlik...

    ***

    gecelim, oyunculara tek tek bakalim.
    selcuk eski gunlerine donuyor. hucum etkinligi yuksek, gol ariyor, atiyor, oyuna agirlik koyuyor.
    burak yilmaz al-ver yapar oldu. gollere basladi, istekli, liderlik yapiyor.
    sneijder'in prandelli zamanindaki haliyle karsilastirilmayacak kadar iyi oldugunu goruyoruz.
    koray'a, emre colak'a, bruma'ya, telles'e sans veriyor, oyunculari 16 kisilik genis kadroda kullaniyor, verim aliyor.
    bitik olcan'i kazanmaya calisiyor, ortada olmayan yasin'i kazaniyor, onlara rol yaratmaya calisiyor.

    ***

    macin ozeline bakalim.
    rakip ligin buyuk takimlara en ters gelen rakibi basaksehir.
    melo, yok.
    burak, yok.
    semih, yok.
    balta, yok.
    sabri, sakatlanip cikiyor.
    galatasaray bu maci 2-0'a getiriyor, 75'e kadar.
    ve bu sartlarda yasin'i cikarip dzemaili'yi aliyor hamzaoglu.

    yahu yasin oztekin gibi ortalama bir oyuncu cikiyor ve koskoca galatasaray cokuyor.
    top yapamiyor, baski yiyor, berabere tamamliyor maci.

    yahu yasin cikti diye galatasaray berabere kaliyorsa bunun sorumlusu teknik direktor olabilir mi?
    koskoca galatasaray yasin oztekin'e bu kadar muhtacsa zaten hala sampiyonluk yarisinda oldugu icin hamzaoglu'nu alkislamak gerekir!

    ***

    hamzaoglu burada yerin dibine sokuluyor. cunku dogru duzgun bir insan, cikmis ozur dilemis, benim hatam demis.
    taraftar ise sahip cikacagina "hamzaaaaa!" diye terbiyesizce delirme nobetleri geciriyor.

    cunku hamzaoglu akhisar'dan gelip bu boktan kadroya aninda 2000 futbolu oynatip, 20 macta 60 puan alip sampiyon olmaliydi. cunku zaten rakibinin gerisinde olan kadrosunda 5 as oyuncusu eksikken vasat bir oyuncusunu cikarma densizliginde bulunmamaliydi. cunku 400 bin euro'luk kontratiyla sezon ortasinda aldigi bu tiriska kadroyu 4. yildiza tasiyip sampiyon olmadigi surece kotu, vizyonsuz, vasat hoca.

    cunku hamzaoglu asla ama asla hata yapamaz, hakki yok.
    mactan bittikten sonra klavyeden yazinca yuzde yuz hakli herkes.

    ***

    tum galatasaray camiasina bakiyorum. sampiyonlugu hakediyor mu?
    oyuncularin, 3-4 tanesi disinda, hakettigini dusunmuyorum.
    prandelli haketmedi, yaptigi sacmasapan islerle.
    aysal yonetimi haketmedi. kurduklari bu sacmasapan kadroyla.
    duygun yarsuvat da yonetimi de haketmedi. sacmasapan ziyaretler, aciklamalar, vesaire...
    bu taraftar sampiyonlugu haketmiyor. oyuncu yuhalayarak, stada gitmeyerek mi haketti?

    ulan tum su camiada su sampiyonlugu hakedecek performansi gosteren tek adami yerin dibine sokuyorsunuz burada.
    ayip.
  • 9249
    şuan boşta olan dönemin üç kupalı teknik direktörü. bir röportajında bizden ayrıldığında lazio , olympiakos gibi kulupler istemiş hatta lazio ile görüşmeye giderken check-in kontuarında bursa'lı bir yöneticiden telefon geldiğinden ve bursasapor'u tercih ettiğinden bahsetmişti. * böyle de vizyon sahibi bir hocadır. ya da böyle bir olay hiç yaşanmamıştır , hamza hoca'nın şizofrenik düşleridir. bilemiyoruz...
  • 4458
    sürekli aynı demagojilerle savunulan teknik adam. bunların başında gelen dökülen takımı alıp şampiyon yaptığı iddiası. hamza hoca takımı o dönem lider olan beşiktaş'ın 1 puan gerisinden alarak şampiyon yaptı. yani biz dökülürken rakiplerimiz destan yazmakla meşgul değildi. tarihimizdeki belki de en başarısız teknik direktör olan prandelli bile sezon sonuna kadar kalsa yine büyük olasılıkla sezonu ilk ikide tamamlayacaktık. madem öyle prandelli neden teneke bağlanıp gönderildi? şampiyonlar ligi sonuçları ve oynanan kötü futbol nedeniyle. peki hamza hoca döneminde ne değişti? sadece şampiyonlar ligi'nden elendiğimiz için defoları daha seyrek görür olduk. peki dökülen takımı alıp şampiyon yaptı denilen hamza hoca bu takıma ne kattı? bu dönemde hangi maçı iyi oynadık? defalarca lucescu örneği verilip o'nun da kötü futbol nedeniyle gönderildiği belirtilmiş. bu da ayrı bir demagoji. o dönem taraftarın saygı duyduğu lucescu'yu sadece hıncal uluç gibi bir kesim hiçbir şeyi beğenmeyen yazar defansif futbol oynattığı için eleştiriyordu. yani lucescu'nun gitmesi yönündeki kamuoyu taraftar değil, basın tarafından oluşturulmuştu. burada iki hoca arasındaki kilit fark birinin kötü futbol diğerinin defansif futbol oynatması. defansif futbol denildiğinde az pozisyon vermek adına az pozisyona girmeyi göze almak anlaşılır. peki biz geçen sezon hangi maçta az pozisyon verdik? 1-2 istisna haricinde her maç rakibimizden az pozisyona girdik. vasat anadolu topçuları bile çoğu maçta savunmamızı hallaç pamuğu gibi attı.

    şampiyonluğa giden takım eleştirilmez dedik, camia bir hedefe odaklanmışken bölünme yaratmamak için eleştirilerimizi sezon sonuna bıraktık. sağ olsun transfer döneminde hamza hoca yaptığı açıklamalarla biz söylesek burada yerden yere vurulmamıza neden olacak şeyleri defalarca kendisi söyledi. bizim bir şey söylememize gerek kalmadan hamza hoca ne kadar yetersiz olduğunu kendisi defalarca gösterdi. ağustos ayına girilene kadar da dökülen futbolcuları öve öve koca bir transfer dönemini yedi. yapılan transferleri uzun uzun değerlendirebiliriz. ama tek bir şey sormak istiyorum. kaç para ulan bir sağ bek? aldığımız oyunculardan hangisi sağ bekten daha öncelikli? gerekirse podolski transferi yapılmayıp yerine sağ bek alınmalıydı. ama görüyoruz ki hamza hoca'nın hiçbir zaman sağ bek transferine öncelik verilmesi gibi bir isteği olmamış. bizim 10 seneyi aşkın zamandır izlediğimiz sabri'yi kampta yeniden görüp farklı bir şey bulmayı umuyor, kamp döneminin ardından ilk gönderilen oyuncu olan dany'den medet umuyor. 14 ağustos'a girdik ve bütün kamplara katılan yekta'dan kendine kulüp bulması istendiğine dair haberleri duymaya başlayalı sadece 4-5 gün oldu. futbolcu olmadığı her halinden belli olan birçok adamı hamza hoca kampta görmek istedi. takım maaş yükü nedeniyle ffp kıskacındayen ve transfer yapamazken biz bu adamları gönderip hem maaş hem transfer bütçesi yaratmak yerine koca bir transfer dönemini yekta'lara, olcan'lara, dany'lere, sercan'lara bir şans daha tanıyarak harcadık. üstelik bunu yapan adam daha transfer döneminin başında bruma'yı satın alma opsiyonuyla kiraya gönderen ve takımı gençleştirme iddiasında bulunan adamla aynı kişi. ergin hoca maaşında indirime giderken zam alıp da galatasaray'ın çıkarlarını ve geleceğini savunduğunu iddia eden hamza hoca'ya soruyorum: göbekli olcan'ı takımda tutup bruma'yı göndermek galatasaray'ın kaç senelik geleceğine ilişkin yaptığın planın ürünü? yoksa galatasaray'ın geleceği derken sadece takımın başında senin olacağın yılları mı kastettin? yeniçeriler kuyumu kazmasın da gelecekte de galatasaray'ın başında olayım düşüncesiyle kurulmuş bir gelecek mi bu?

    ağustos ayının ortasına geldik ve biri inter diğeri bursaspor ile olmak üzere iki önemli diyebileceğimiz maç yaptık. öyle görünüyor ki hiçbir şey değişmemiş. inter maçının ikinci yarısında iyi oynayan yedek ağırlıklı takım biraz umut verdi. peki hamza hoca'nın bu isimlerden herhangi birini 11'e monte edeceğini kendinizden emin bir biçimde söyleyebiliyor musunuz? muslera tutarsa, yasin veya sneijder atarsa bu takım bir şeyler yapar. ligi yine alırsak kimse şaşırmaz. peki şampiyonlar ligi ne olacak? acaba hamza hoca'yı ölümüne savunanların umurunda mı şampiyonlar ligi? eğer değilse prandelli neden daha ligin ilk yarısı bitmeden takım liderin 1 puan gerisindeyken gönderildi? şu anda prandelli ile geçirilen hazırlık dönemine benzer bir dönemden geçiyoruz. o dönem de bağıran eksiklere karşılık taraftarın gazı alınsın diye yapılan ve ağırdan alınan transferler vardı. o dönem de hazırlık maçlarında ne oynadığı belli olmayan bir galatasaray vardı. o dönem de süper kupa'da muslera'nın kurtarışlarıyla hasbelkader maçı penaltılara götüren bir galatasaray vardı. demek ki o maçta rakibimiz fenerbahçe değil de kadrosunun yarısını ve teknik direktörünü kaybetmiş bir anadolu takımı olsa ve sonuç olarak da kupayı alsak bu adamlar ilk maçında kupa aldı diye prandelli'nin heykelini dikecekti. o dönem de takımın gidişi iyi değildi. şampiyonlar ligi'nde alınan sonuçlar kimseyi şaşırtmadı. şimdi de gidiş o yönde ve bunu söyleyip uyarıda bulunanlar galatasaray'ın kötülüğünü istemekle itham ediliyor. biz olacağı söyleyip uyarıda bulunuyoruz. galatarsaray şampiyonlar ligi'nde hezimete uğrayacak demek bunu istemek değildir. bu olmasın diye önceden tedbir alınmasını istemektir. biz dedik diye böyle olmayacak, böyle olacağının işaretleri olduğu için bunu söylüyoruz.

    son olarak da sözlükte yakın zamanda bir yazı paylaşıldı ve bu yazıda hamza hoca'yı savunanların sıkça başvurduğu bir başka ifade yer aldı. buna göre hocayı eleştirenlerin fenerbahçe taraftarından farkı yokmuş. bir dönün kendinize bakın arkadaş. kupa görünce girmediğiniz şekil kalmadı. o kupalar amaç değil, avrupa'daki başarılar için birer araçtır. acaba o kupalar olmasaydı kaçınız hamza hoca'nın arkasında duracaktınız? eğer iki kupa gelmeseydi her şeye rağmen takımda ışık var diyebilecek miydiniz? kupalar olmadan hamza hoca'yı sadece yaptığı doğrularla savunacak kadar dik durabilecek miydiniz? siz 3 kupayı arkanıza almışken bile bize sosyal medya taraftarı diyecek kadar, bizi küfürlerle doğru bildiklerimizi savunmaktan caydıracağınızı düşünecek kadar zavallısınız. sadece "mayıslar istiyorsan gel, biz gene burdayız. ama en uçta umut bulut, kulübede hamza hamzaoğlu, gönüllerde fatih terim var." ifadesi bile derdinizin ne olduğunu ortaya koyuyor. ne zamandan beri bir adama bu kadar biat etmek galatasaraylılık oldu? resmen galatasaray'ın ne hali varsa görsün yeter ki fatih terim'in keyfi yerinde olsun diye gezen bir kitle türedi. ekşisözlük'te bu yazıyı yazan adam mancini takımın başına geldiğinde galatasaray sözlük'teki başlığına inşallah başarısız olup bir an önce kovulur yazmış. her ne kadar hamza hoca'yı eleştirenlerin üstüne yıkmaya çalışsalar da zamanında lucescu'nun başını yiyen de bu zihniyet olmuştu. lucescu için fatih terim'in kadrosunun ekmeğini yiyor diyen de bu zihniyette olanlardı. galatasaray'a lucescu gibi savunma yapan değil fatih terim gibi hücum oynatan teknik direktör yakışır diyenler de bunlardı. hatta özhan canaydın'ın seçim vaadi "galatasaraylıların gönlündeki teknik direktörü getirmek"ti. şimdi gelmiş bu adamlar bizi fenerbahçelilere benzetip şımarık olmakla itham ediyor. hamza hoca'yı eleştirenlere bu üslupla cevap verenler ne hikmetse iki kupaya galatasaray'ı galatasaray yapan şeyleri satan adamlar. hamza hoca'yı eleştirirken fatih terim'den bahsetmeyen adamlara fatih hoca üzerinden cevap verenlerin aziz yalakası fenerlilerden farkı nedir? ama onlara laf söylenmez. onlar en büyük galatasaraylılar. onlar geri kalan herkes transfer şımarığıyken takımın iyiliğini düşünenler. onlar o kadar yüce ki hamza hoca'ya hamza diyenlere atarlanıp milletin anasına sövenlere "ne var bunda yea ben bunun altına imzamı atarım" diyecek genişliği gösterme lüksüne sahipler. siz takım değil adam tutuyorsunuz. ulan insan "ama en uçta umut bulut, kulübede hamza hamzaoğlu, gönüllerde fatih terim var." cümlesinde en uçta umut bulut ifadesini görünce bile bir tuhaflık olduğunu sezemiyorsa ben daha bir şey demiyorum.
  • 9922
    ilginç bir adam.

    atakan kurt'un youtube kanalında felipe melo ile olan bir anısını anlattı. anı şöyle:

    melo 2014-2015 sezonunun ilk yarısındaki mersin idman yurdu maçından önce hamza hoca'ya geliyor. hocam 3 sarı kartım var. önümüzdeki maç gençlerbirliği maçı, sonra beşiktaş maçı var, ben bugün kart görüp gençlerbirliği maçında cezamı çekeyim beşiktaş maçında oynayayım mı? gençlerbirliği maçında bana kart gösterirler, beşiktaş maçında cezalı duruma düşmek istemiyorum diyor. açıkca bugün bilerek sarı kart göreyim mi diyor. hamza hoca da cevap olarak diyor ki gerekirse sezonu 3 kartla tamamla, ben senin kart görmeni istemiyorum, gençlerbirliği maçı da beşiktaş maçı da 3 puan, beşiktaş maçında da cezalı olsan yerine bir arkadaşın oynar, bilerek kart görme diyor.

    bu anı üzerine atakan kurt peki noldu hocam diye soruyor ve cevap: kart görmedi ve o sezon çok az kart görerek devam etti.

    açtım baktım. melo o mersin maçında sarı kart görüp gençlerbirliği maçında cezalı duruma düşmüş*. beşiktaş maçında da sahaya çıkıp golünü attı zaten. bu maçlardan sonra ilk 11 çıktığı 9 maçta da(fıtık ameliyatı yüzünden maçları kaçırmıştı) 7 sarı kart görmüş *.

    hamza hocam anlattığın hiçbir şey doğru değil yahu. unutuyor musun acaba? yoksa neden yanlış eksik anlatasın ki? bilemiyorum gece gece şaşırttı beni eski şampiyon hocamız.
  • 9867
    küme düşme mücadelesi veren rize'den kovulmuş adamdır. galatasaray'dan sonra görev yaptığı 8 takımda ortalama puanı 1.1'dir. yanılmıyorsam hepsinden de kovuldu. en ufak bir başarısını hatırlayan var mı? yahut en ufak bir başarımsı şeyini?

    geçiş hocasıymış. u10'a bile geçiş hocası olmayacak bir vasattır hamza hamzaoğlu. kendisi geleceğine torrent ile sezon sonuna devam. bu adamı istemek için gerçekten dünü bile hatırlamamak lazım. çünkü dünü hatırladığınızda rize'den kovulduğunu görebilirsiniz. hamza hamzaoğlu en vizyonsuz, en vasat, en türk fetişi ve en futboldan anlamayan türk hocalardan biridir. hala nasıl görev aldığını anlamak gerçekten güç. galatasaray'a istemek ise tam bir akıl tutulmasıdır.
  • 9897
    (bkz: #3011788)

    kariyerinin bizden sonraki kısmını hiç iyi yönetememiştir, kısmen iyi kısmen kötü performans gösterse de tff birinci lig seviyesine kadar düşmüş, sıradanlaşmıştır.

    ancak;

    kendisi galatasaray'da aslanlar gibi görevini yapmış, harika iş çıkarmış ve 3 kupayı kulübümüze kazandırmıştır. süper lig 2014-2015 sezonu'ndaki inanılmaz teknik direktörlük performansı olmasa değil 77 puan, 65 puanı bile yakalayamazdık. süper lig 2015-2016 sezonu'nda ve şampiyonlar ligi 2015-2016 sezonu c grubu'nda da elindeki son derece yetersiz kadrodan maksimum verimi almıştır.

    2015-2016 sezonu kadromuzun o kadar güçsüz olmasında elbet kendisinin de payı vardır ancak o kadroyu kurarken dursun özbek yönetimi ile çalışmak zorunda kaldığı, o kadronun kurulmasında en büyük sorumluların yönetimdekiler olduğu gerçeği unutulmamalıdır.

    hamza hoca'nın en büyük hatası o yönetime siper olmaya çalışırcasına yaptığı açıklamaları, en büyük eksiği ise vizyonunun dar olmasıdır. neticede galatasaray tarihinin burak elmas yönetimi haricindeki en kötü yönetimi olan dursun özbek yönetimi tarafından ipi çekilmiştir.

    galatasaray taraftarı'nın o günlerden bugünlere kadar hocaya sürekli sallaması da son derece büyük bir ayıp olduğu kadar tuhaftır da. bunun temel sebepleri;

    1- hoca cesare prandelli'den aldığı kaldırılması çok zor enkazı yönetimdeki bazı tecrübeli isimlerin de yardımıyla kaldırmış, takımın hem moralini hem de oyun kalitesini en az 5 gömlek yukarıya taşımıştır.

    2- hamza hoca döneminde galatasaray gücü yettiğince hücum futbolu oynamış, diş geçirebildiği takımlara karşı oynadığı maçlarda izleyenlere hep zevk vermiştir. hatırlayan hatırlar, süper lig 2014-2015 sezonu'nun sonunda 1-0 ve 2-0 kazandığımız maçların çoğunda dahi bolca pozisyona girdiğimiz zevkli maçlar izlemiştik. o dönem haricinde de neredeyse her maçta bol pozisyona giriyorduk, zaten golcü bir takımdık.

    3- hoca ligde 2 sezonda çıktığı 34 maçta 76 puan toplamış ve 2.24 gibi oldukça yüksek bir puan ortalaması yakalamıştır. bu puan ortalaması ligde en son 5 sezon önce beşiktaş tarafından yakalandı (bkz: süper lig 2016-2017 sezonu). bu sene uçup kaçan trabzonspor'un anlık puan ortalaması 2.21.

    4- hamza hoca'nın döneminde 2 transfer dönemi geçirdik ve transfer bilançomuz +10.76 milyon euro. hocanın döneminde seleflerinin ve haleflerinin dönemlerinin aksine transferde kara geçtik (ffp etkisi olmadan). ayrıca hoca yaptırdığı transferlerin azımsanamayacak bir kısmını scout ekibinin önerdiği genç oyuncular arasından seçti, giden oyuncularımızı da düşünürsek maaş konusunda da elimizin bir nebze olsun rahatlamasında emeği geçti.

    tabii en çok eleştirildiği konulardan biri transfer konusuydu, bence de burada önemli hataları oldu (mesela armindo bruma ve alex telles'in kiralık gönderilmesi vs) ancak felipe melo'nun vedası gibi suçu olmayan konular da ona yüklendi (melo gitmek istiyordu zaten), ayrıca takıma çok ciddi ölçüde fayda sağlayabilecek profilde ve yetenekte olan kevin grosskreutz'tan yönetimin eşi benzerine zor rastlanır rezilliği yüzünden faydalanamadı. transfer konusunda bu denli eleştirilmesindeki trajikomik olan nokta kendisinden önce ve sonra takımda yüksek profilde oyuncular görmek isteyen ve kendisi gibi aza kanaat etmeyen hocaların transfer obezi ilan edilmesiydi.

    zaten bir hocayı sevmeyegör; sağlam transferler isterse anında transfer obezi, istemezse anında vizyonsuz köylü ilan edebiliyorsun. yönetimlerin de canına minnet, anında kendilerini aklayıp hocalarını ateşin içine atacak algı manipülasyonlarını basın aracılığıyla gerçekleştiriyorlar.

    5- süper lig 2014-2015 sezonu'ndaki harika performansını zaten en yukarıda bkz verdiğim entry'de anlattım, ancak süper lig 2015-2016 sezonu'nda da bazı maçlarda kadro kalitesi kaynaklı oyun kalitesi problemi yaşasak da sonuçlar anlamında hiç fena bir grafik çizmemiştir. hoca gittiğinde konyaspor (1-4 yendik ve ligi 3. bitirdi), istanbul başakşehir (0-2 yendik ve ligi 4. bitirdi), trabzonspor (0-1 yendik ve ligi 12. bitirdi), fenerbahçe (1-1 berabere kaldık ve ligi 2. bitirdi) ve belalımız rizespor (4-3 yenildik ve ligi 13. bitirdi) gibi bizim için ligin en zor deplasmanlarının neredeyse tamamını oldukça iyi bir karneyle tamamlamış bir şekilde 11. hafta sonunda lider beşiktaş'ın 5 puan gerisinde ve ikinci fenerbahçe'nin 3 puan gerisinde 3. sıradaydık. fikstür avantajını da düşünürsek şampiyonluk yarışının tam ortasındaydık. hem de kadro kalitesi bizden çok daha güçlü olan rakiplere karşı.

    kendisinin vedasından sonraki 23 haftada beşiktaş'tan 23, fenerbahçe'den de 20 puan fark yediğimizi, hoca varken zorlu fikstürde ve avrupa maçlarının yoğun olduğu dönemde 1.91 puan ortalaması yakalayan takımın hoca yokken nispeten daha kolay fikstürde 1.30 puan ortalaması yakaladığını göz önünde bulundurursak bizi yarışta tutan en temel faktörün hamza hoca faktörü olduğunu görür ve hamza hoca'nın o sezonki performansını da rahatlıkla takdir edebiliriz.

    şimdi özetler ve genel tabloya bakarsak elimizde;

    1- ligdeki puan ortalaması son derece yüksek,

    2- elindeki kadrodan maksimuma yakın verim almasını bilen,

    3- transfer konusunda yönetimine problem çıkarmayan,

    4- genç oyuncuları transfer ettiren ve scouting'e önem veren,

    5- hücum futbolundan arsenal, atletico madrid, benfica gibi rakiplere karşı bile taviz vermeyen ve bu rakiplere karşı oynadığımız iç saha maçlarında sırasıyla 32, 22 ve 15 şut çektiğimiz, gayet iyi hücum performansları gösterdiğimiz maçlar oynatmış (ki bu maçların arasındaki benfica galibiyeti 7 senelik dönemde çıktığımız 40'a yakın avrupa maçındaki 2 galibiyetimizden biriydi),

    6- türkiye kupası ve türkiye süper kupası'na 1 kere katılmış ve o kupaları kazandırmış,

    7- oyuncularının performansını kısa sürede ciddi ölçüde arttıran (2014-15 sezonunda kendisinin gelişi sonrası kadroda yerli/yabancı/genç/tecrübeli en az 10 kilit oyuncunun performansı ciddi ölçüde artmıştı)

    bir teknik adam profili var.

    bu adamın vizyonu eleştirilebilir, pek iyi bir savunma hocası olmaması eleştirilebilir, bazı can sıkıcı açıklamaları eleştirilebilir ama 100 galatasaraylı'nın 99'unun bu adama düşman muamelesi yapması yeminle kanıma dokunuyor artık. bu ne bitmez kinmiş arkadaş! adamın bizde yaptıkları ortada, kazandırdığı başarılar ortada, bizden sonraki dönemde bize karşı bir saygısızlığı da olmamış. hal böyleyken bu adama düşman muamelesi yapanların tamamı gözümde art niyetlidir.

    igor tudor, jan olde riekerink, domenec torrent, frank rijkaard vs gibi bu takıma kendisinin çeyreği kadar şey katmamış, hatta eksileri artılarından fazla gelmiş olan (jor hocam hariç) hocaların bile olumlu yönlerini görmeye, onları ön plana çıkarmaya çalışan bazı adamlar kendisine çeşitli sebeplerden dolayı her fırsatta düşmanlık ediyor, onun başarılarını ve bilgi birikimini küçümsüyor, emeğini yabana atıyor, onunla dalga geçiyor, hatta utanmadan ona hakaret ediyor.

    bu saçmalığın sebebi nedir; hoca yerli diye mi bu muameleye maruz kalıyor, bu insanlar hocanın tipini mi beğenmiyorlar, konuşmasını mı beğenmiyorlar, kişisel husumetleri mi var bilemiyorum. ancak diğer eski teknik direktörlerimize karşı bakış göz önünde bulundurulacak olursa hamza hoca'nın aşağılanması ve hakaretlere uğraması değil, taraftarın başının üstünde yerinin olması gerekir.

    bundan sonrası için hocanın kariyerinden pek umutlu değilim, iyi senaryoda dahi her sezona başka anadolu kulübünde başlayan hocalar kervanına katılacaktır. ileride bir gün tekrar galatasaray teknik direktörü olsa bile kanımca başarısız olacaktır. ancak galatasaray'a yaşattığı, bana yaşattığı güzel günleri de unutacak değilim. rahmetli alpaslan dikmen'in "galatasaray'ın yararına olacak bir taşı yerinden kaldırıp, iki metre öteye koyanlara bile müthiş bir saygı duyarım" sözü aklıma geldikçe galatasaray'ın yakın tarihinin en büyük emekçilerinden biri olan hamza hoca'ya saygıların en büyüğünü duymamak şahsen elimde değil. yolun açık olsun hocam.

    kişisel not: çok uzun zamandır içimde ukteydi hamza hocam'a naçizane iade-i itibar yapmak, bugüne kısmetmiş. umarım hocanın bize yaşattıklarının değeri bir gün herkesçe anlaşılır.
  • 9443
    telles'in, sneijder'ın ve muslera'nın kendisi hakkında nerede konuştuğunu merak ettiğim vizyonsuz eski hocamız. facebook ve twitter'da bir yazı yazıp altına -muslera yazınca bir anda herkes muslera böyle bir şey söyledi zannediyor. nerde söyledi abi, ben niye hiç görmedim. koskoca sneijder'ın çalıştığı en iyi hoca hamza yani. gerçekten bu kadar pr yapılabilir. geçiniz.

    bizden ayrıldıktan sonra hiçbir kulüpte başarılı olamamış teknik direktör. aynı dönemde fenerbahçe'ye de yeşil ışık yakmış, teklif gelirse giderim tarzı açıklamalar yapmıştır. adamı galatasarayla özdeşleşmiş bir isimmiş gibi görmeyi bırakın. muslera, sneijder ve yasin'in ekstra performansları olmasaydı şu an ne hamza konuşulurdu ne de aldığı kupalar. son haftalarda nerdeyse bütün puanları muslera tek başına aldı. ne çabuk unutuluyor bazı şeyler.

    "burak küser, iyi bir forvet almamalıyız" diye açıklama yaptı ya bu adam. inanılır gibi değil. hala takımın başında görmek isteyenler var, allah akıl fikir versin.
  • 9328
    kendi kendini bitirmiştir. gerçi teknik direktörlük mesleği için konuşursak yaşı çok yok. belki iyi bir kariyer planlamasıyla tekrar yükselişe geçer ama şu an bitik durumda.

    takım ne güzel şampiyon olmuş, 4. yıldızı takmış her şey daha da güzel olacak, 2011'de fatih terim'in kurduğu iskeleti ufak dokunuşlarla revize edeceğiz derken o lanet transfer sezonuna maruz kaldık. rakipler kadrolarını en güzel şekilde güçlendirirken biz ise yerimizde saydık. yerimizde saymayı geç geri bile gittik. 2015 yazı öyle bir dönemdi ki tam da yabancı kuralı esnetilmişken dünya kalitesinde bir ton adamın bonservisi elindeydi ve kulüp arıyordu. bir daha öyle bir sezon denk gelir mi gerçekten bilemiyorum.

    yıldızları almadığımız gibi elimizdeki kadrodan da olduk. yok yere bruma'yı kiraya verdik. kanat rotasyonu podolski ve yasin'den ibaret durumdayken hoca bruma'yı neden apar topar ispanya'ya yolladı hiç anlamadım. yine forvet lazımken burak'a yazık değil mi, umut takımın en çok koşanı gibi güya oyuncu motive edici ama taraftara muhalefet işlere girişti. sonra o burak çok kötü bir ilk yarı geçirip çin'e gitti ve forvetsiz kaldık. yine son gün durduk yere hem de maaşında indirime gitmiş melo'yu sattık. bunların hepsini hamza hamzaoğlu'na yazmak haksızlık olur ama bu süreçte yürüttüğü iletişim stratejisindeki yanlışlıklarla olacaklara adeta çanak tuttu.

    rakipler kadrosunu güçlendirirken hamza hoca taraftarın sinir uçlarıyla oynaya oynaya hem futbolcuları hem de bizleri boş yere gerdi. melo gitse defansif orta saha almasak da olur orada hakan balta'yı kullanırım dedi ve dediğini yaptı. şu laf dursun özbek denen gereksize kalkan olmaktan başka bir şey değildi. ama özbekler sağolsun takımı dmc'siz sezona başlattı ve hoca yönetimi suçlamak yerine ciddi ciddi hakan balta'yı atletico madrid karşısında dmc oynattı. sonuç olarak 2 ay sonra çok güvendiği ve paratoneri olduğu yönetim tarafından bileti kesildi. sürekli savunduğu, kampta kapılarda karşıladığı burak altı pastan golleri kaçırıp bu süreçte hocanın sonunu hazırlayan unsurlardan bir diğeri oldu.

    hocanın yapacağı şey basitti aslında. transfer için soru sorulduğunda arkadaşlar yönetimimiz çok sıkı bir şekilde çalışıyor. umarız ki en kısa zamanda yeni isimler aramıza katılır ve kampta çalışma fırsatı buluruz diyecekti. bu kadar. şunu dediğin anda topu yönetime atıyorsun ve kurtuluyorsun. hoca ise tam aksine ne transferi. transfere gerek yok. biz şampiyon takımız gibi gereksiz açıklamalarda bulunup taraftarı gerdi ve tepkiyi kendi üzerinde yoğunlaştırdı. o yaz rakiplerin nanileri, gomezleri getirirken sen transfer isteyen şerefsizdir dercesine topa girersen ömrün uzun olmaz ve zaten olmadı da. trabzonspor'un bile sevilla'dan bedavaya mbia'yı getirdiği dönem sen defansif orta sahasız sezona başladın ve bunun adı para yok oldu. bakın bedavaya mbia diyorum. trabzonspor o adamı 6 ay sonra keyfine çin'e satıp kar etti.

    sonuç olarak dursun özbek yönetimiyle el ele vererek yaptığı hatalar yüzünden galatasaray'a 2 sene ve ciddi para kaybettirmiştir. 2017 yazında yaptığımız revizyonu daha ucuz bir bütçeyle ve bedava alacağımız oyuncularla gerçekleştirebilirdik. o sene de şampiyon olmamız durumunda beşiktaş'ın işini baştan bitirecek ve o gereksiz 2 yıllık tinerci hakimiyetini görmeyecektik. keza aziz'in ömrü de daha kısa olacaktı. kısacası şu an bulunduğumuz konuma 2 sene erken varacaktık.
  • 1862
    http://i.imgur.com/IniIXR9.png

    ulan wesley'i oynatmaz, mobbing uygular falan diyorduk ilk geldiğinde ama adam tam bir sneijder hayranı çıktı rıza baba.

    at finke gibi bi şey lan bu ahaha.

    soyunma odasında aşağıdaki gibi diyaloglar geçtiğini düşünüyorum;

    selçuk at wesleye
    burak hiç bakma at wesleye
    sabri at wesleye sen de
    bizim takımda umutun kaleye vurması yasak
    boş kaleye bile gitse atacak wesleye geri
  • 2343
    yönetimi dagilmis, disiplini yerlerde ve gelenin gecenin 4 attigi galatasaray'i o kesmekeslikten tutup sampiyonlugun en guclu adayi yapmis ve muhtemelen de önumuzdeki hafta sampiyonluk macina cikacak adami hala gelip "sömpöyön ölsö döhö önömözdökö sönö tökömön bösöndö östömöyöröm" diye konusuyor einstein. futbol uzmani, taktik deha kesildi basimiza cm terk bilirkisiler.

    aksihar'i bilir misiniz beyler? hani 25 kisilik kadrosu sadece 11 milyon euro eden bir takim vardi, 2012'de super lige cikan. dandik kadrosuyla super lige cikmis ve bugun "zor deplasman aga" diye saydiginiz ama lige ciktigi dönemde "ehe ehe drogba'nin sol tasagina akhisar'dan iyi takim kuruluyo" diye dalga gectiginiz? hali hazirda super ligin de gediklisi olmaya aday bir takim. 50 bin euroya pazardan futbolcu alir gibi afrikadan futbolcu getirip, bir sene sonra 5 milyon euro'ya satan takim.

    iste o takimin yaraticisidir bu altin kalpli adam. besiktas'a caktigi uzaktan sutu hala gözumun önunden gitmeyen solak orta saha. solak olmasina ragmen raket gibi bir de sag ayagi olan ve benim icin show tv reklamli sari formaya en cok yakisan adamlardan biridir hamza hoca.

    kaprisi yok, tribi yok, atari yok, ki zaten adamin ham maddesi ve durusuyla, gri takim elbisesiyle takima cok yakisan hamza hoca. ne serserilik bilir, ne kabadayilik yapar, ne siyasete bulasir, namazinda niyazinda guzel adam.

    saniyor muydunuz ki, prandelli gidecek lucescu gelecek ve biz simdiye 10 puan farkla sampiyonlugu ilan edecegiz? hey yavrum hey...

    adam daha ne yapsin? bir gariban muslera'si var elinde, bir deli melo'su, bir de turuncu sneijder'i. gerisini at cöpe. bu ucunun ayarinda 5 oyuncu daha yazabilsen zaten ilk 11'e, rasim ozan bile sampiyon yapardi bu takimi. balikesir'e sutu olmayan takimi alip kazana kazana sampiyonluk potasina sokmus adam hamza hoca. sikmisim taktigini de, guzel oyununu da. nazar degmesin adam kazaniyor usta. fatih terim ne kadar kazandirdiysa o da o kadar kazandirdi bu sene.

    45 yasinda, senle ayni dili konusan ve seni nasipse sampiyon yapacak hocayi bulmussun seneye yollayacaksin öyle mi? mourinho'yu mu getireceksin?

    haspam benim...

    akil küpü serefsizim. zeka akiyor kulaklarindan...
  • 1885
    galatasaray tarihinin en çok haksızlık yapılan hocalarından biridir. taraftarın önemli bir kısmı kendisine yaptığı her hatanın ardından saydırmakta, çapsızlıkla itham etmekte geldiğinden bu yana. hızlıca bir noktaya değineceğim.

    galatasaray'da 1(bir) tane bile transfer yapmadan, 1(bir) tane bile kamp dönemi geçirmeden* hocalık yapan birini bilen var mı? cevat güler, bülent ünder gibi sezonu tamamlamak için idareten gelenleri saymıyorum. hamza hamzaoğlu, takımın başına aralık ayında geçti, puan olarak kötü durumda olmasa da futbol anlamında ve daha kötüsü mental anlamda bitmiş bir takımın başına hem de. tt arena açıldığından bu yana en düşük seyirci ortalamasına tanık oluyoruz. zaten gelen ve gelmeyen taraftarın da psikolojisi malum. adamın elinde önceki teknik direktörler gibi drogba, eboue, riera gibi oyuncular da yok. ikinci forveti umut bulut, en iyi sağ beki sabri. yabancı sınırlamasının olduğu ortamda semih kaya, burak yılmaz gibi oyuncular çok sık sakatlandı, melo ameliyat oldu sezonu büyük ölçüde kapattı vs vs...

    tüm bu negatiflikler içinde kendisi oldukça yüksek bir galibiyet yüzdesi ile devam ederken ligde lider, taraftarı ve takımı şampiyonluk havasına sokmuş, türkiye kupası'nda da yoluna devam etmekte. herkesin çöp gözüyle baktığı oyuncuları kazanmış, verim almaya başlamış. futbol anlamında wesley sniejder ve burak yılmaz'dan açık ara en yüksek verimi o almış, almaya devam ediyor. maç başına gol ortalaması son dönemlerin en yükseği. üstelik bunları sıfır büyük takım tecrübesiyle yapıyor. adam bu olumsuzluklar karşısında yaptıklarına rağmen "top oynattığı yok" falan diye eleştiriliyor bir de. bir kere bu tespitin kale alınacak bir tarafı yok da, en basitinden çok başarılıydı diye arkasından ağlanan terim'in bile ağır ötesi futbol oynattığı takıma kazandırdığı hız ve dikine oynama alışkanlığını görmemek için kör olmak lazım.

    kısa sürede bu yaptıklarının yanında bir de kusursuz futbol oynatsa zaten kendisi peygamberliğini ilan ederdi. benim kendisinin takımında gördüğüm en büyük problem, skoru bulduktan sonra maçı bitirmede yaşanıyor. bunda da en belirleyici unsur takım savunması zaafları. büyük takımlar topun arkasına geçtiğinde zor pozisyon verir, bir şekilde maçı bitirir ve kazanır. şimdiye kadar bir kez ağır bir şekilde başımız yandı bundan ancak çoğu maçta tehlikesini yaşadık. uzun vadede şampiyonlar ligi'nde başarılı olmak, o takımlara kafa tutabilmek için çok daha sağlam bir takım savunması ve alternatif stratejiler şart. ancak bu dediğim problem, maçtan maça geçen sürede oturup halledilecek bir şey değil. işte kamp denilen olay bunlar için var. takım halinde böyle temel hususları öğrenmek, geliştirmek için en uygun zaman yaz kamplarıdır. hamza hoca ortasında geldiği sezonu şampiyon bitirmeye çalışırken böyle şeylere zaman bulamaması normal.

    kendisi 45 yaşında. bir teknik direktör için oldukça genç. kariyerinin başında, çalıştırdığı ilk büyük takım olan galatasaray'da kısa süre içinde yaptıkları bana heyecan veriyor. böylesine skor endeksli bir futbol ülkesinde skor almayı çok iyi becermesi ve kafasındaki futbolu, çok sayıda vasat oyuncu kullanarak belli ölçüde oynatmaya çalışması önemli özellikler. yaptıklarını isimli bir teknik direktör yapsa adama her dakika methiyeler diziyorduk şimdi. "hamza" yapınca adama akıllı maymun muamelesi gösteren taraftarlar var. dediğim gibi, bunun bizim söklükteki karşılığı haksızlık.
  • 9813
    galatasaray'dan sonra kariyerini çok ama çok kötü yönetmiş teknik direktör. kendisinin yarısı kadar başarılı olamamış hocalar bile takım seçerken kılı kırk yararken kendisi her isteyene koşmuştur. galatasaray'dan sonra neredeyse her sene iki takım çalıştırdı. erzurumspor ve osmanlıspor hariç çok kötü giden takımı olmamıştı kayserispor macerasına kadar. bu sene yeni malatyaspor gibi kısıtlı kadrosu olan takımla youssouf ndayishimiye gidene kadar fena iş çıkarmadı.

    gelelim kayserispor macerasına. kayserispor'a bu sene zilyon tane hoca geldi, gitti. hiçbiri yapamadı. insan bir düşünür "neden bu takım sürekli hoca yiyor" diye. sürekli çalışmak zorunda değildi, bir yılmaz vural, bir hikmet karaman değil sonuçta. öz geçmişinde 1 süper lig, 1 türkiye kupası, 1 süper kupa, 1 tff 1. lig kupası var. bunların sadece birine sahip ersun yanal bile senelerce trabzonspor-fener ikilisinden başka takıma gitmedi. kısacası çok iyi başlayan kariyerini çok kötü bir şekilde devam ettiren eski teknik direktörümüz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın