• 14751
    son zamanlarda eleştirinin de, karamsarlığın da, umutsuzluğun da zirve yaptığı evimiz, yuvamız.

    19 ağustos 2021 randers fc galatasaray maçı entrylerine bir bakıyorum ki, aman allah. emre akbaba'nın 11'de çıkışı için 'yine mi bu adam yeter artık' tepkisi verilmiş, kadro için rezil 11 denmiş, işimizin zor olduğu söylenmiş, kabus gibi bir maç bizi bekliyormuş. burak elmas'ın başkanlığı acayip fiyaskoymuş, sponsor işinde patlamış, marcao olayında bilmem ne yapmış, hayal kırıklığına uğratmış. cicaldau toptan kaçmış, ışık vermemiş. luyindama saatli bombaymış, satsak ne güzel olurmuş.

    daha önce de söyledim, abiler eleştirelim ama bu işin suyu çıktı. bu kadar negatiflik hepimize zarar. daha maç başlamadan hevesin kaçması da ne oluyor yahu? bir kendimize gelelim lütfen.

    toparlanın, kenetlenin. başka galatasaray yok, başka galatasaray sözlük de yok!
  • 14752
    daha önce adını iddia bültenlerinde bile görmediğimiz takımlara karşı üstünlük kuramayıp ezildiğimiz için bugünlerde oldukça karamsar olan sözlük.

    yani arkadaşlar ne yapalım şimdi? randers'la berabere kaldık ama avantajlı skor mu diyelim? bu oyun gelecek adına umut veriyor mu diyelim? sizin gönlünüz nasıl olur? ne yazarsak sizin için olması gereken platform olur burası? hani siz söyleyin arkadaşlar, ben başka bir dünyada mı yaşıyorum? randers, st johnston gibi takımlara hakimiyet kuramıyor, psv'ye karşı hezimet yaşıyoruz. iyi de arkadaşlar burada olumlu bakılacak kısım neresi? her şeye pozitif yaklaştığımız için günden güne vasata alışıyor olabilir miyiz, düşünelim isterseniz?
  • 14753
    takım kötü durumda olduğu için negatif olan sözlük. sözlük pozitif olsaydı takım daha mı iyi olacaktı? sözlükte sebep-sonuç ilişkisinin çok yanlış kurulduğunu düşünüyorum. burada takım kötü olsun da negatiflik pompalayalım derdinde bir yazar bulunduğunu düşünmüyorum.

    sözlüğün negatif olmasının takımın pozitif olmasını engellediğini düşünenler, enflasyonun yüksekliğini de faizlerin yüksekliğine bağlıyorlardır sanıyorum.
  • 14757
    çok karamsar yazarlarımızın olduğu sözlük. ligimiz ne ki içinden çıkan takınlarımız iyi olsun. başka başlığa da yazdım bizim ligimizde ki takımlar durarak oynuyor. az tempo yapan takım başarılı oluyor. ama avrupa’ ya çıkınca kazın ayağı farklı oluyor. bir de kadro değeri karşılaştırması çok saçma. sen bir edecek adama üç verince sadece kağıt üstünde favori oluyorsun. bu gün babel avrupa’ da hangi takımdan alır bu parayı. sonra yok kadromuzun değeri şu kadar rakibin bu kadar.
  • 14758
    suçlu olma sırasını savacaksa suçlu ilan edilmesini dilediğim sözlük. sıramızı savalım da avrupa kupası maçı çok daha. inşallah suçlu biz oluruz da galatasaray'ım daha iyi olur. lakin görünen köy de kılavuz istemez. mıymıntı mıymıntı top oynuyorlar, kaç gün maçı beklemişim, son 10 dakika gol atması gereken takım ileri gitmekten aciz, muslera'ya geri pas atmakla meşgul. yine de çok olumsuz bakan sözlük olsun ne diyelim.
  • 14759
    ilk zamanlarda sözlüğü her açtığımda farklı yazılar okur, ufkumu genişletirdim. bilmediğim bir şey varsa öğrenir, kendi bildiklerimi yazmak için yazar olmayı beklerdim. sonrasında yazar oldum, cidden çok mutlu olmuştum. sonunda ben de fikirlerimi yazacak, bildiklerimi aktaracaktım. ancak son zamanlarda pik yapmış şekilde bulunan negatiflik öyle bunaltıyor ki ne zaman niyetlensem ya istediğim gibi yazamadan bitiyor entry ya da daralıp direkt çıkıyorum, sonra geri giriş yapıyorum. kaç zamandır karmam sabitti ancak son bir iki ayda her yazdığıma negatif yemişim, bu kadar nefret edilecek ne var cidden anlamıyorum.
    hayat fazlasıyla bunaltıyor zaten, kaçıp kafamızı dağıtmak istediğimiz yer bari biraz içimizi ferahlatsın diyoruz ama nafile.
    hayırlsı.
  • 14760
    sözlük ortamının negatif olması neden değil sonuçdur. 4 yıldır sahada gördüğümüz rezil futbolun sonucudur. takımda feghouli dışında hoca döneminde alınmayan oyuncu kalmadı. her sene yığınla oyuncu alınıyor. bunlara ödediğimiz paranın bir önemi de yok. bir yerde sürekli sirkülasyon varsa orada ortam kötüdür. yıllardır belhanda' nin kaç numara olduğunu, ne oynadığını çözmeye çalıştığımız gibi bu takımın ne yapmaya, ne oynamaya çalıştığını anlamaya çalışıyoruz. sözlük ortamında negatiflik pompalıyor diye eleştirmek ne derece doğru bilmiyorum. ben neredeyse 36 yi bitirdim ve bu takımın bu kadar uzun süredir bu kadar rezalet ötesi bir futbol oynadığını görmedim. insanlar zaten gergin, kırgın, stresli, bunalmış vaziyette. stres atmak için maç açıyorsun ama kafandaki tek düşünce: "ben hayatımdan bu 2 saati neden çalıyorum, çaldırıyorum?" oluyor. st. johnstone, randers gibi takımları ptt 1.lige koysan süper lige çıkamazlar. gerçekten çıldırmamak elde değil. bu takım bu halde olduğu sürece burasıda kasvetli, soğuk bir ortam olacaktır. bile, isteye değil. istemeye istemeye, mecburen buna zorlanacaktir.
  • 14761
    bence eskisi kadar fatih terim savunuculuğu yapılmayan sözlüğümüz. bunu elbette olumlu anlamda söylüyorum. çünkü biz diğer takım taraftarları gibi değiliz. biat etmez, yanlış gördüğümüze yanlış deriz. doğruyu bulabilmek adına eleştiririz.

    hocanın başlığında yazılanlara tek tek baktığınızda, %80'inin olumsuz yazılar olduğunu görürsünüz. eskiden böyle olmazdı. ben bunun önemli bir kırılma noktası olduğunu düşünüyorum.

    hocamız da bir an önce kendine gelmeli.
  • 14762
    üşenmedim saydım, dün akşamdan bugüne kadar fatih terim başlığında yazılan entrylerin 1 (bir) tanesi dışında hepsi hocayı olumsuz yönde eleştirmiş. bir çoğu da hayli sert eleştiriler. istifa çağrıları gırla zaten. entrylerin çoğunluğu 19 ağustos 2021 randers fc galatasaray maçı hakkında, uzun vadeli görüş belirtenler de yok değil.

    dediğim gibi 1 arkadaş da hocanın 19 ağustos 2021 randers fc galatasaray maçında oynattığı oyunu kısmen makul bulmuş.

    hepsine saygım var, fikri hür vicdanı hür olan herkese. övene, yerene.

    ama bu istatistiki veri (1/70) de burada dursun. faydalanmak isteyen faydalansın.
  • 14763
    kalite düşüşü görünen sözlük. ama bir ekşi sözlük kalitesizliğinde değil, o kadar değil. o yüzden sözlüğe biraz fazla yüklendiğimizi düşünüyorum. ülkede neyin kalitesi düşmedi? ileriye doğru giden ne var? gören varsa söylesin, ben bilemiyorum.

    eleştiri kültürünü severim. ve ileri taşır eleştirileni, tabi eleştirinin bir ağırlığı olmalı. musleraya (eleştirilmekte çok çok haklı), hocaya (eleştirilmekte çok çok haklı) ve diğer oyunculara (çoğu zaman haksız) bazen eleştirinin ötesinde şeyler yazılıyor. buna dikkat etmekte fayda var. sonuçta bu isimler bizler için önemli isimler. dilin ayarını yapmak elzem.

    bazen, iyi niyetle yapılsa da mantığın ötesinde saçmalamalar da görüyorum. buna diyecek bir şey yok. çünkü eminim ki ben de ağır şekilde saçmalıyorumdur bazen. sonuçta hiçbirimiz futbolun profesyoneli değiliz, aramızda varsa çıksın ortaya *.

    güzel mecra. her şeye rağmen, ülkenin içine sürüklendiği karanlığa rağmen güzel mecra. galatasaray güzel şey çünkü; bizi çoğu kez umutsuzluğa sürüklese de artık.
  • 14764
    bugün üzmüş olan sözlük. 20 ağustos 2021 tarihi ile burak elmas yönetimi, tff'nin tüm kurullarına savaş açmış durumda. ayrıca tff ile de ilişkileri gerilmiş durumda. bunu da keyiflerinden değil galatasaray'ın haklarını korumak için yapıyorlar. bu kurumlar galatasaray'ı alenen tehdit ediyor, galatasaray'dan haraç istiyor, galatasaray'a sistematik şekilde zorluk çıkarıyor. galatasaray'ı hukuka aykırı şekilde cezalandırmaya çalışan bu kurumlara yönetim savaş açmış durumda ama iş birbirine laf sokmak oldu mu ana baba günü sözlükte bugün in cin top oynuyor. burak elmas yönetimi başlığına saat 22:12 itibari ile 30 girdi girilmiş. 20 ağustos 2021 tff'nin galatasaray'a kurduğu kumpas başlığına 9, çaykur rizespor başlığına 13, 20 ağustos 2021 çaykur rizespor tahkim işbirliği rezaleti başlığına ise 25 girdi girilmiş. başkanın açıkladığı kurulların ve isimlerin ise başlığı bile yok. vallaha üzdü.
  • 14765
    son zamanlarda tanıyamadığım, 19 ağustos 2021 randers galatasaray maçı‘ndan sonra ise beni çok büyük hayal kırıklığına uğratan sözlük. bu yazacaklarımı maçtan sonra söylemeyi planlıyordum ama ortamın biraz sakinleşmesini istedim. eminim sakin kafa ile okuyunca bana çoğunuz hak vereceksiniz.

    randers maçı sonrası, son 1 yıldır oynadığımız maçlardan sonra oluşan linç aynı şekilde devam etti. bakın eleştiri demiyorum linç diyorum çünkü bu sözlükte ki eleştiriler çok farklı boyutlara gitmeye başladı. teknik ekibimize ve oyuncularımıza nefret kusmaya başladık. emin olun dışarıda ki düşmanlarımız da bizim bu halde olmamızı istiyor.

    öncelikle hocamız fatih terim ile başlayalım. fatih hoca son zamanlarda çok hatalar yaptı. hem sistem üzerinde, hem oyuncular üzerinde, hem basın toplantıları ile çok büyük hataları oldu. bunları dile getiren herkese saygım sonsuzdur. ama çoğunluk eleştiri yerine hocayı itibarsızlaştırmaya çalışıyor. hocanın geçmişte ki açıklamaları ile nidalı şekilde dalga geçiyor, söylediği cümleleri cımbız ile çekiyor ve sonunun ne olacağını düşünmeden nefretini kusuyor ve sözlükten gidiyor.

    her kötü oyundan sonra, her puan kaybından sonra makasın açılması ve futbolcuların geçmişine değil geleceğine yatırım yapmalıyız başlıklarına alakalı alakasız entry’ler giriliyor. bu söylemlerin mantığını hepiniz biliyorsunuz ama bunu eleştiri dozunu arttırıp fatih hoca üzerine nidalı bir şekilde kullanıyorsunuz. evet makas açıldı bizden 10 kat değerli paris’e ve madrid’e yeniliyoruz. ama bizden 10 kat daha düşük bütçeli takımları eliyoruz zaten. neftçi’yi eledik, hajduk’u eledik, johnston’u eledik, önümüzde ki hafta içi de randers’ı eleyeceğiz. sakın bunlarla övündüğümü flan zannetmeyin. zaten olması gereken bunlar. ama öyle bir algı oluşuyor ki sanki bizden kat ve kat daha az değerli takımlara diş geçiremiyoruz. henüz sezon başında yeni kurulan bir takımla 6 gün içinde 1500 km’den fazla yol yaparak 3 şehir ve 3 ülke değiştirdik. üstelik bu maçlardan birinde olağanüstü bir olay yaşayıp kendi oyuncumuz diğer oyuncumuza saldırdı. kadromuza yeni kattığımız 2 genç oyuncumuzu avrupa da oynatamadık. bir diğer oyuncumuz ise tff’nin şantajları ile uğraştığımız için oynayamadı. bütün bu olanlara rağmen 3 maçta da birinci dakikadan doksanıncı dakikaya kadar rakipleri baskı altına almamızı istiyoruz. feghouli, falcao ve babel oyuna girdikten sonra ise futbolcuların geleceğine yatırım yapmalıyız lafı ile nidalı bir şekilde dalga geçiyoruz. bunu 20-24 yaş aralığı 6 transfer yaptığımız transfer sezonun da dile getiriyoruz.* bu oyuncular ile yollarımızı ayıracağımızı zaten başkanımız açıkladı. önümüzde ki 10 gün boyunca işler istediğimiz şekilde giderse bu oyuncular ile yolları ayırıp yerlerine yine genç oyuncular transfer edeceğiz. o zaman ne diye bu söz ile dalga geçiyoruz ben anlamış değilim.

    yazdıklarım fatih terim ile ilgili gözüküyor ama başka başlıklardan da örnek vermek istiyorum. aynı randers maçından sonra sezona 2 gol 3 asist ile başlayan, 22 yaşında ve üç gün önce bir futbolcunun kariyeri boyunca %0.001 ihtimal ile başına gelebilecek kötü bir olay yaşayan oyuncumuz muhammed kerem aktürkoğlu başlığına da girdim ve gördüklerime inanamadım. şımardı yazanlar, yedeğe çekilmesi gerektiğini yazanlar, kerem’i asıp kesenler mevcut. ve bunları yazanların çoğu “neden feghouli ve babel girdi genç oyuncu oynatmamız lazım” diye entry giren yazarlarımız. bir başka ve son bir örnek vermek istiyorum. yine ilgili maçtan sonra alpaslan öztürk başlığına da girdim. bana göre 3-4 yeterli hamle ile fena bir oyun oynamayan oyuncu için hemen 2. lig 3. lig topçusu bir an önce kovun gibi entry’ler gördüm. belçika altyapısından çıkmış, milli takıma kadar yükselmiş bir oyuncu nasıl 3. lig topçusu olabilir allah aşkına ?

    sakın beni yanlış anlamayın. benim sizin düşüncelerinizi karalamak gibi bir niyetim yok. benim böyle bir şey yapmaya hakkım da yok. dilediğinizi eleştirir, dilediğinizi övebilirsiniz. benim sizden ricam hocamızı ve oyuncularımızı eleştirirken dozunu ayarlayabilmeniz. onları itibarsızlaştırmamanız. belki sözlük üye sayısı size düşük gelebilir ama ister inanın ister inanmayın bu sözlüğü dışarıdan takip eden yüzbinlerce insan var. kendi taraftarlarımız da var, rakip takım taraftarları da var, gazeteciler de var. fatih hocayı mı eleştireceğiz ? gelin hep beraber duran toplarda ki yıllardır süren etkisizliğimizi, maç içinde ki geç değişikliklerini, sürekli değişen sistemleri eleştirelim. kerem’in formsuz olduğunu mu düşünüyorsunuz ? kerem’in maç içinde yaptığı hataları söyleyin. alpaslan’ı yetersiz mi görüyorsunuz ? galatasaray seviyesinde oyuncu olmadığını dile getirin. ama lütfen nefret kusarak eleştiri düzeyinden yukarılara çıkmayın.

    hem burada, hem twitterda, hem instagramda yazdığımız olumsuzluklar ve linçler yüzünden galatasaray üzerinde algılar yapılmasına izin veriyoruz. ister inanın ister inanmayın hem rakip taraftarlar hem medya galatasaray’ı doğrayarak eleştirirken bizden güç alıyor. bir başka örnek daha vermek istiyorum. bildiğiniz gibi 19 ağustos 2021 randers galatasaray maçı‘nın spikeri murat kosovaydı. kerem’in golünden sonra havaya bakışını nidali bir şekilde anlattı. eğer marcao-kerem olayından sonra biz biraz daha ılımlı olabilseydik bu spikere o yorumu yapma hakkını vermeyecektik. aynı maçta spiker’in dikkatimi çeken bir başka yorumu daha vardı. belki sizin de dikkatinizi çekmiştir. maçın 60. dakikası gibi randers ve galatasaray’ın bu sezon beşer maç oynadığını söyledi. aslında murat kosova’nın burada söylemek istediği ama söyleyemediği fatih hoca’nın maçtan önce randers bizden daha hazır sözüne laf söylemekti. tıpkı bizim sözlükte ki bazı yazarların yaptığı gibi sözü dolaştırarak, fatih hoca’ya laf sokarak onu itibarsızlaştırmaktı. ama kimse randers’in 1.5 senedir aynı kadro ile oynadığını, ligte hafta da bir maç yaptığını ve ilk kez hafta içi maçına çıktığını söylemiyor. şimdi size soruyorum bizim 3 günde bir henüz tamamlanmayan kadrolar ile yaptığımız maçlar ile randers’in düzenli bir şekilde aynı kadrolarla haftada bir yaptığı maçlar aynı mı ? ha siz taraftar olarak bunları söylemek hakkım diyorsunuz ama farkında olmadan görevi sadece maç sunmak olan murat kosova gibi bir spikere de bunu söyleme cesaretini veriyorsunuz.

    rakip takım taraftarların ve medyada ki çoğunluğun yakın zamanda türk futbolu için tek dilekleri fatih terim’in başarısız bir şekilde kariyerini sonlandırması. 25 yıldır o kadar acı tecrübeler yaşadılar ki hocamızının sonunun acı bir şekilde olmasını istiyorlar. peki biz ne yapıyoruz, onlara hak vererek daha sezon başında kadro kalitesi başlığının içine “kadroya değil bizim teknik direktöre ihtiyacımız var.” entrylerini giriyoruz. direkt fatih hocayı eleştirmek yerine yine dolaylı yoldan onu itibarsızlaştırıyoruz. vefa, evlatçılık gibi kelimelerden nefret eden bir yazar olarak yazıyorum. burada hemen hemen hepimizin futbol ile yaşadığı çoğu mutlululuğu bize sunan fatih terim’in henüz sezon başında yeni bir yapılanma kurmaya çalışırken kovulması ve emekli olması sizin vicdanınıza sığar mı ? rakiplerin kovulduğu anda ki sevinç çığlıkları sizi huzursuz etmez mi ? fatih hocamızın bu şekilde emekli olması sizi rahatsız etmez mi ? yaşattığı sevinçlerin karşılığı olarak 1 sezon daha başarısız olsak bizim için ne fark eder ? eğer bu sezon da zaten başarısız olursak büyük ihtimal ile yolları ayıracağız. eğer fatih hocanın galatasaray’a ihanet ettiğinizi düşünüyorsanız hemen bugün gitsin. ama onun galatasaraylılığından şüphe duymuyorsanız şimdi gitmesinin sizi rahatsız edeceğini düşünüyorum.

    medya da yine bizim sayemizde oluşan bir başka algıya daha değinmek istiyorum. sürekli burada 4 yıldır top oynamadığımız ve başarısız olduğumuz konuşuluyor. allah aşkına bu 4 yıl boyunca hangi sezonun son maçlarını kötü oyunla bitirdik. fatih terim zaten her sezona çalkantılı başlar, ama bir yerden sonra ritmi oturtur ve kolay kolay maç vermez. sezonun ikinci yarılarında gelen ve içlerinde derbi maçları da olan 6-7-8 maçlık galibiyet serileri yakaladık hep. 2017-2018 sezonunda son 6 maçı kazandık. başakşehir, beşiktaş ve trabzon’u son maçlarda mağlup ettik. 2018-2019 sezonunda yine son maçlarda başakşehir ve beşiktaş’ı yenip şampiyon olduk. 2019-2020 sezonunda için de kadıköy galibiyeti de olan 8 maçlık seri yaşadık ve araya pandemi girdi. 2020-2021 sezonunun yine son 6 maçta galip gelip averajla şampiyonluğu kaçırdık. bu maçların içinde yine uzay takımı beşiktaş’ı sürklase edip yendik. allah aşkına buraya gelip 4 senedir futbol oynamıyoruz yazmak ne kadar doğru ? 4 senedir taktiği olmayan, öylesine dizilen takım her sene kadrosu mecburen değişmesine rağmen nasıl her sezonun sonunu iyi bitirebilir ?

    aşağıya son 4 sezondur “gram top oynadığımız” maçların puan durumunu atıyorum.

    https://i.hizliresim.com/76fo5d1.jpeg

    bu belki sizi şaşırtmamış olabilir. sonuçta bu 4 yılda 2 kere şampiyon olduk. size asıl şaşıracağınız bir başka örnek vermek istiyorum.

    https://kassiesa.net/...thod5/trank2023.html

    bu fatih hoca geldiğinden beri oluşan avrupa kulüp sıralaması. 53, 72 ve 97’nci sıralara bakmanızı istiyorum. evet yanlış görmediniz. fatih hoca geldiğinden beri avrupa da en çok puan toplayan türk futbol takımı galatasaray. lig ve avrupada en çok puan toplayan takım biz olmamıza rağmen medyada başarısız ve avrupa rezili galatasaray algıları dolaşıyor. işte bu algı bizim yüzümüzden oluşuyor. beşiktaş tarafı bizim avrupa başarısızlıklarımızı konuşurken, biz beşiktaş’ın avrupada malmö, paok, rio ave ve slovan bratislava gibi köy takımlarına elenmesini konuşmuyoruz. tam tersi şekilde burada galatasaray’ı gömüyoruz. yine söylüyorum bütün bu olanlara rağmen başarısız olduğumuzu düşünebilirsiniz. ve ben de aynı sizin gibi düşünüyorum. ama bu başarısızlığımızı yapıcı bir şekilde eleştirmek varken hocamızı ve oyuncularımızı giyotin tahtasına koymayalım. bizden aldıkları güç ile galatasaray’ın üstüne böyle gelebiliyorlar.

    dünya son 1.5 yıldır olağanüstü bir durum yaşıyor. pandemi nedeniyle herkes mağdur olmuş durumda. sağolsun devletimiz de her hafta farklı bir skandal ile bize pandemiyi bile unutturuyor. hemen hemen hepimiz işimizde veya okulumuzda stresli bir hayat yaşıyoruz. bu stresi atmak için kendimizi futbol veya başka hobiler ile meşgul ediyoruz. lütfen futbol için de bu kadar agresif ve hırçın olmayalım. kafa dağıtmak için futbol ile meşgul olan insanları burada da kaosa sürüklemeyelim. galatasarayımız çoğumuzun canı ciğeri ama farkında olmadan galatasaray’a çok zarar verdiğimizi düşünüyorum. belki de yazı boyunca çok dile getirdim ama tekrardan dile getireyim. benim kimsenin fikirlerini karalamak gibi bir düşüncem yok. eleştirilerinize saygı duyuyorum. eğer eleştiri yapmazsak, sürekli lay lay lom olursak, takımımızda kötü olan bir şeyi düzeltmeye çalışmazsak sonumuz fenerbahçe gibi olur. ama lütfen sizden rica ediyorum eleştiri dozlarımızı biraz ayarlayalım. herhangi kötü oynadığımız bir maçtan sonra direkt nefret kusarak başlıklara girmeyelim. kötü oyunu yapıcı bir şekilde hep beraber eleştirelim. gerçekten buraları takip eden ve ona göre algı oluşturan binlerce rakip taraftar ve gazeteci var. bunu twitter ve instagram tayfasınan istemiyorum çünkü onları bu saatten sonra kurtarmanın fazla bir yolu yok. sosyal platformlarda en kaliteli galatasaray oluşumu olarak gördüğüm galatasaray sözlük üylerinden rica ediyorum.
  • 14770
    cok tehlikeli olmaya başladı.

    ligin en iyi yarısinı çıkardık. feghouli dışında iyi oynamayan yok, o da golü attı. fenerbahçe ve beşiktaştan çok daha iyi oynuyoruz.

    ama cicaldau'ya 10 dakikada sallayanlar, maçin 4. dakikasında terim başlığına bahaneleri ara yazan var.

    çok abartılı olmaya başladı bu iş. buranın sanılandan fazla etki gücü de var. yapılanmaya gittik, gençler de maşallah bam bam. burdaki belli manüpülatif kisiler vallahi zarar verme amacı güdüyor.

    moderasyonun işinin çok yoğun oldugunun farkındayım ama umarım dikkat ediyorlardıe bu duruma.

    (bkz: 23 ağustos 2021 galatasaray hatayspor maçı)
  • 14773
    sözlükte mağlubiyet sonrası aniden ortaya çıkan, oluşan olumsuz havada büyük katkısı olanlara ekstra dikkat edilmesi gerektiğini düşünüyorum.

    benim için püf noktası terime nefret kusanlar.

    terim eleştirilmez değildir. ben de bazen över bazen eleştiririm. ancak adam bildiğin nefret kusuyor.

    bunları yazan galatasaraylı olamaz. ya da terim nefreti galatasaray sevgisinin önüne geçmiş biridir. onlara da diyecek bir şeyim yok.
  • 14774
    hakkında birkaç gözlemimi paylaşmak istediğim sözlük.

    antu ile arasında bariz bir kalite farkı olduğu su götürmez bir gerçek. fakat son zamanlarda bu fark biraz kapanmakta gibi. antu kalite yükselttiği için değil tabi.

    mesela rakip bir oyuncudan bahsediyor olalım. oyuncu iyi bir oyuncu olabilir, rakipte oynaması kötülenmesi gerektiği anlamına gelmez. rakip maçları izlerken beğenilen oyuncu hakkında sözlükte bir entry girildiği zaman komşunun tavuğu gibi cevap entrylerle sıkça karşılaşıyoruz. bizde daha iyisi var deniyor. hep bir yerme çabası.

    arkadaşlar, sayın galatasaraylı dostlarım; bir oyuncu hakkında bir yorum yaparken sadece o oyuncu hakkında yorum yapmak için yapılıyor olabilir. mesela szalai üzerinden örnek verelim, bu adamın iyi oynadığından bahsederken sadece bu adamın iyi oynadığından bahsetmek isteniyor olabilir. herkes yorum yaparken marcao ile, luyindama veya nelsson ile karşılaştırarak yapmıyor ki. adam o maçtaki performansını beğenmiştir, bahsetmek istemiştir; övmüştür. bu kadar basit. rakip takımda oynuyor diye oyuncuları sürekli kötülemek zorunda mıyız? twitter'daki fanatik ergen kitleden bir farkımız olmalı değil mi?

    başka bir konu; taraftarımız sözlükte dahi bir iki maçlık performans ile yeni transferler hakkında kesin yargıya varmakta. mesela bugün alexandru cicaldauhakkında girilen entryleri örnek gösterebiliriz. gedson carvalho fernandestransfer edildiğinde ilk birkaç hafta sözlükte irfan yerine bu adam niye geldi diye yangın yeri olmuştu ortalık. şu anda sözlüğün büyük çoğunluğu transferini elzem görüyor. bu örnekten ders çıkarmamız gerekirken halen aynı şeyi yapıyoruz. cicaldau belki gerçekten kötü bir transfer, belki de gedson gibi bizi yanıltacak. bunu görmemiz için biraz sabretmemiz gerekli değil mi? ülke değiştirmek genç bir insan için kolay bir şey değil, yeni bir takıma alışmak en tecrübeli isimler için bile sorun olabiliyorken biraz sabır lütfen. kendisini yeterince izlediğimiz zaman kötüyse kötü, iyiyse iyi der olumlu veya olumsuz eleştirilerimizi yaparız. aynısı, takıma yeni katılmamış oyuncularımız için de geçerli. eleştirirken öldürmemeliyiz oyuncularımızı. mesela ömer bayram'ın iyi niyetinden şüphesi olan var mı? sahaya çıktığı ilk günden beri elinden gelenin en iyisini ortaya koyuyorken kendisi, taraftarımız çoğu zaman eleştirinin dozajını kaçırmakta. bu adamın maksimumu bu kadar, kendisine verilen görevi en iyi şekilde yerine getirmek için çabalıyor. ama elinden gelen bu kadar. neden galatasaray'ı sabote ediyormuş gibi davranılıyor kendisine anlamıyorum.

    bir de takımın başında fatih hocanın olmasının ikiye böldüğü taraftarımız var. tekrar belirtmek istiyorum sayın renktaşlarım, burayı antu'dan ayıran şey yazarların kalitesi değil mi? neden birbirinize düşmanmış gibi davranıyorsunuz? fatih hocayı destekleyen isimler de bu takımın taraftarı, desteklemeyen isimler de bu takımın taraftarı. burada fatih hoca'nın kalmasını veya gitmesini istediğini belirten kişilerin takımın kötülüğünü istediğini zannetmiyorum. rakip takım taraftarları zaten yok denecek kadar az bu platformda. fatih hocamız bu takımın efsanesidir, kulübümüzde yarım asırlık bir tarihin en büyük parçasıdır. formamızdaki dört yıldızdan bir buçuğudur. bu ona diğer isimlerden oldukça fazla kredi sağlamaktadır. ancak fatih hocamız dahi bu kulüpten büyük değildir. galatasaray, başarılı olmak için fatih terim'e muhtaç değildir. dünya üzerinde bu takımın başarılı olmasını sağlayacak tek insan fatih hoca değildir. ve fatih hoca da bir insandır. her insanın inişleri ve çıkışları olur. bunları göz önünde bulundurarak, kör fanatiklik yapmayalım lütfen. aynı şekilde fatih hoca'nın gitmesini isterken de kör fanatiklik yapılmamalı. fatih hoca'nın kalmasını isteyenler veya gitmesini isteyenler takıma düşmanmış gibi birbirimize saldırmaya gerek yok. yapmayın etmeyin lütfen.

    kendim açıkçası hoca'nın, üç yıldır denediği oyun stilinin çalışmadığını görüp aksiyon almasını, hatalarından dönmesini ummaktan yorulduğum için başka bir teknik direktörle yolumuza devam etmemiz gerektiğini düşünmekteyim. ama önünde sonunda bu bir oyundur. futbol bir oyundur sayın galatasaraylı dostlarım. fatih hoca takımda kaldığında da dünyanın sonu değildir, gittiğinde de. giderse de sahada galatasaray formalı 11 kişi olacak, kalırsa da. birbirimizi üzmenin ne manası var? hepimiz aynı renkleri, aynı armayı desteklemiyor muyuz? futboldan ve galatasaraydan keyif alma amacının dışına çıkıp kendimizin veya başka insanların günlerini kötü geçirmesine sebep olmamalıyız. kaldı ki cumhuriyet bizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister. farklı fikirlere açık olmak sadece gs store'dan alabileceğimiz bir tişörtün üstünde yazmakla kalan bir şey olmamalı.

    entry uzadıkça uzadı. bir süredir rahatsızlık duyduğum şeyleri dile getirmek istedim. galatasaray sözlük'ün ekşi sözlükteki ortama yavaş yavaş daha çok benzemesi üzücü bir durum.
  • 14775
    2010' larin başından beri takip ettiğim, 2018' de yazar olma şansına eristigim sözlük. en başından beri bu sözlükte vakit geçirmenin nedeni futbolu ve galatasaray' ı "gerçekten" bilen topluluğun burada olmasıydı. ancak bu sezon hem maç başlıklarında hem futbolcu basliklarindaki entrylere bakınca sözlükte futbolun parametrelerinden uzak yazarların bir hayli arttığı görülüyor. bi kaç futbolcuyu listeleyip başlıklarındaki entrylere bakınca ne demek istediğim anlaşılacaktır.
    (bkz: patrick van aanholt) : euro 2020' den çıkmış, çıkınca belli bir süre tatil yapıp daha sonra da kulüpsüz kaldığı için bireysel antrenman yapmak zorunda kalmış bir oyuncu. şimdi bu oyuncuyu dünkü hatay maçından yola çıkıp değerlendiren, kendisi hakkında net hükümler veren bir yazarın görüşleri ne kadar değerlidir sizce?
    (bkz: alexandru cicaldau) : 23 yasinda, kariyerinde ilk defa yurt dışına çıkmış ( üstelik bu ülke türkiye gibi kendine has dinamikleri ve sağlıksız futbol ortamı olan bir ülke), prosedür gereği takımın hafta içi maçlarında takıma eşlik edemeyen romen oyuncu. hatayspor maçıyla galatasaray' daki 2 maçına çıkan bu oyuncu hakkındaki olumlu/olumsuz kesin görüş ve kannaatler ne kadar sağlıklı sizce?
    (bkz: victor enok nelsson) : hatayspor maçı galatasaray kariyerindeki ilk maçı. la herşeyi geçtim danimarka' dan türkiye' ye gelmek; memur ve elit kesimin yaşadığı bir siteden çingene mahallesine göçmek gibi birşey... dünkü maçtan sonra kesin hükümler vermek ilerisi için ne kadar doğru?
    kendimin de futbolu iyi bildiğini iddaa etmiyorum ancak sözlüğün de maç esnasında ufak bir pozisyonda kendi takımının futbolcusuna söven ev ahalisinden, sabırsız ve tahammülsüz twitter taraftarlarından pek de farkı kalmamış durumda.
App Store'dan indirin Google Play'den alın