• 9726
    yaklaşık 1 yıldır bu sözlükte yazarım. yazar olmak için çok beklemiştim güzel de oldu burda yeri geldi muhabbet ettiğim insanlar oldu görüştüğüm oldu vb. ama bu sözlükte takılmanın getirdiği başka bir şey de çok fazla nefret ettiğim sporcu-yorumcu-yönetici oldu. bildiğin farkında olmadan nefret ediyorum. birini eleştirdiğimizde inanılmaz sert eleştiriyoruz burada ve şimdi farkettim de sporun içerisinde olup sevdiğim adam sayısı neredeyse 20-30 arası bir rakama düşmüş. kendi takımım içerisindeki oyuncular dahil bir sürü oyuncuya antipati ile yaklaşıyorum.

    sanırım bunun en büyük nedeni aynı felsefe*ye sahip bireyler olarak birbirimizi gazlamamız. ben öyle düşünüyorum en azından. şikayet ettiğimden değil ben de bu durumun oluşmasına katkı sağladım. eskiden daha rahattım mesela. şimdi sabrinin aldığı maaşı duyunca içim burkuluyor yasin öztekin sahada topu ayağına aldığı zaman sinirlenip küfür ediyorum selçuk inanı sevmiyorum ıvır zıvır bir sürü şey var. gerçekten az önce farkettim oldukça garip bir durum ben bizim ofisteki fenerliler neden ntvspor bile sırf galatasaraylı bütün medya galatasaraylı dediğini anlamaya çalışıyordum önceden. şimdi daha iyi anladım onların da etrafı sağı solu hep fenerli fenerbahçe forumlarında takılıyorlar ve kendi yarattıkları gaz ile nefret ediyorlar.

    biz obradovice provokatör diyoruz onlar ergin atamana biz melihe onlar göksenine. ben bunlar doğrudur ya da yanlıştır da demiyorum. ama gerçekten eskisine göre kendimi çok garip hissediyorum. şu anda sadece galatasarayda nefret ettiğim oyuncuları-grupları saysam uzun bir liste olur. eskiden bir deplasman maçı için saatlerce yol giderdik işte kendimize ultraslan falan derdik şimdi onların adını duymak bile içime sinmiyor. tam kelimelere dökemedim ama sürekli aynı ortamı yaşamak ve aynı ortamdaki şahısların yorumlarını görüşlerini okumak ne kadar istemesende senin aklındakileri değiştiriyor.

    tekrar dediğim gibi bu bir eleştiri sitem vb. değildir. sadece garip bir değişimin içinde olduğunu farketmedir.
  • 9727
    yazarlarının çoğunun galatasaray'ın, elemanlarından daha değerli ve büyük olduğunu bilmesi sözlüğün doğru yolda olduğunu gösteriyor.

    bu millet yıllardır bir verip on alanları baş tacı yapan düzenden muzdarip. fırsatını bulmuşken akp'ye dokunudurma derdinde değilim. taaa jön türklerden bu yana böyle. toplumumuz içerisinde okyanusta bir katre misali olan bu platform belki de toplumsal bilincin uyanışın bir nişanesidir. ama ben yakın gelecek için pek umutlu değilim.
  • 9728
    fenerbahçe sözlükten daha kötü bir sözlüktür. zira fenerbahçe sözlükte sabri sarıoğlu denen şahıs hakkında bir paragraf boyunca "yıllarca hizmet etti,30 dan sonra ucundan accık zam istedi diye üzerine çok gidildi" gibi saçmalıklar yazılıp alenen taşak geçilmemiştir. galatasaray sözlükte ise alenen taşak geçilmiş ve üstüne yazarların galatasaraylılığı sorgulanmıştır. tepki göreceği kesin şeyler yazıp sonra ama burası nerenin sözlüğü denilmeyi hak etmeyen sözlük.
  • 9729
    sanırım buranın sorunu insanların olayları kişilerden bağımsız olarak değerlendirememesi. yoksa hepimiz galatasaraylıyız, hepimiz takımımızın iyiliğini istiyoruz, hepimiz futboldan anlıyoruz ama ortada sürekli aynı mevzuların etrafında dönen kısır tartışmalar yaşanıyor. nacizane görüşüm, insanların veya olayların muhakkak siyah veya beyaz olmadığını, gri de olabileceğini anlayınca bu tartışmaların da biteceği yönünde.

    örnek 1: atletico madrid hocası simeone, takımı aleyhinde verilen haksız kararlara karşı ispanya futbol federasyonu'na isyan eder. "ne yapmaya çalıştığınızı biliyorum ve bunu yaptırmayacağım" diye meydan okur. üç ay sonra ispanya milli takımı'nın başına geçmesi teklif edilince teklifi kabul eder ve törende ispanya futbol federasyonu başkanı'yla sırıtarak poz verir. iki ay sonra hollanda'ya 2-0 kaybettikleri maçtan sonra "başkanımız aleyhine yapılan tezahüratlara çok üzüldüm" diyerek ispanya futbol federasyonu başkanı'na kalkan olur.

    tepki 1: bu olay üzerine taraflı tarafsız herkes "simeone ne kadar karaktersiz adammış" derdi. ne kadar severseniz sevin, aynı lafı terim için de diyebilmelisiniz, yoksa kendinizi kandırmış olursunuz.

    örnek 2: ac milan başkanı berlusconi, 2013 yazında uefa ile ffp anlaşması yapar. bu anlaşmaya göre milan 2013-14 ve 2014-15 sezonlarında zarar etmeyecektir, yani geliri ve gideri eşit olmak zorundadır. bu anlaşmaya rağmen milan 2013-14 sezonunda 60 milyon euro zarar eder. 2014 ekim ayında berlusconi, "basketbol takımına sponsor olacağım" diyerek istifa eder. yerine gelen yönetim elinden geldiğince tasarruf yapmasına rağmen, milan o sezon da 40 milyon euro zarar eder. bunun sonucunda uefa milan'ı yarışmalarından bir yıllığına men ederek cezalandırır, berlusconi ise basketbol takımına sponsor olma sözünü tutmaz.

    tepki 2: burada berlusconi'nin hatalı olduğu apaçık ortada. berlusconi ne kadar büyük başkan olursa olsun, başkanlığının son yılında kulübü layıkıyla yönetememiş ve milan'ı avrupa kupalarından men eden başkan olarak tarihe olumsuz manada yazılmıştır. berlusconi başlığında "sen bu parayla ne yaptın, kulübü zarara soktuysan gel bari basketbol takımına sponsor ol" diye yazacak kişiler, ünal aysal'a bu soruyu sormaktan imtina etmemeli.

    örnek 3: panathinaikos'un kaptanı zeca, uzun süre kötü oynadıktan sonra olympiakos derbisi esnasında ıslıklanır. bunun üzerine formasını çıkarıp sahayı terkeder, teknik heyetin bütün ısrarlarına rağmen sahaya dönmez. ertesi gün medyaya "beni ıslıklayanların gerçek panathinaikoslu olduğuna inanmıyorum" diye açıklama yapar. ertesi sezon panathinaikos şampiyon olur, bundan önceki bütün şampiyonluk törenlerinde kupayı iki kaptan aynı anda kaldırdığı halde zeca ikinci kaptanı bir kenara iter ve kupayı tek başına kaldırır. öte yandan ancak katar takımlarının verebileceği düzeyde, fahiş bir maaş alan 31 yaşındaki zeca'nın kontratı 2019 yazına kadar sürecektir, panathinaikos ise ffp kriterlerine uyamadığı için avrupa kupalarından men cezası almıştır.

    tepki 3: böyle bir durumda hepimiz "panathinaikos zeca'yı satıp durumunu toparlamalı, yerine uygun maliyetli bir adam bulmalı" derdik. bir panathinaikos'lu zeca'yı savunmak için "ama etrafındakiler ona uygun değil, yeni taktiğe pek alışamadı, zeca'nın iyi oynayabileceği bir takım kuramayan yönetim hatalı" gibi bahaneler üretseydi çok afedersiniz kıçımızla gülerdik. evet, zeca'ya gösterdiğimiz adaleti selçuk'tan esirgememeliyiz.

    her neyse demek istediğim şeyi anlatabildim sanıyorum. sevdiğimiz insanlar hata yaptığında "evet hata yaptı" diyebilmeliyiz, sevmediğimiz insanlar doğru bir iş yaptığında da "evet doğru yaptı" diyebilmeliyiz. yoksa boş yere kavga eder dururuz, bu da vakit kaybından başka bir şey olmaz. körleme fanatikliğin bu güne kadar hiçbir sorunu çözebildiğini görmedim, bundan sonra da çözebileceğini sanmıyorum.

    sonsuz saygılarımla.
  • 9733
    ofsayt butonu bir çok yazarın kimyasını bozuyor. 6 7 ay önce ünal aysal'a yaptığı transferler yüzünden giydirirken bunun ofsayttan başka bişey getirmediğini fark edip herkesten daha aysalcı kesilen yazarlar biliyorum. isim verip rencide etmeyeyim şimdi.

    ofsaytçı bir tayfa var. ofsaytlaya ofsaytlaya zamanla eğip büküp kendilerine benzetiyorlar herkesi ve saygısız bir nefret dili kullanıyorlar. bunun sonucu olarak içinde bulunduğumuz galatasaray sözlük ortaya çıkıyor.

    ayrıca şunu söyleyeyim. galatasaray sözlük galatasaray taraftarının nabzının tutulduğu yada karakterinin yansıtıldığı yer kesinlikle değil. dışarıda karşılacağınız galatasaray taraftarı düşünce olarak sözlüktekinden çok ama çok farklı.

    şöyle örnek vereyim, ben burada fatih terim'e giydirebiliyorum. ama galatasaray'lı arkadaşlarımın yanında hayatta giydiremem galatasaraylılığımı sorgularlar. ancak sözlükte bir yazar rahatlıkla getirdiği kupaları da alsın defolsun, olmaz olsun onun getirdiği kupalar yazabiliyor. bunlar hep ofsayt butonunun yazarları eğip bükmesinin bir sonucu olarak ortaya çıkmış durumlar.

    o yüzden ben de ofsayt butonunun kaldırılması gerektiğini düşünüyorum.

    edit: gençler terim'i tamamen örnek olarak verdim. yanlış anlaşılmasın.
  • 9735
    şu meşhur "dışarıdaki galatasaray taraftarını yansıtmıyor" geyiğine bayıldığım sözlük. arkadaşlar bakın twitter diye bir mecra var, duymuşsunuzdur herhalde. açıyorsunuz o twitter'ı ve bazı, binlerce takipçili galatasaray hesaplarını takip ediyorsunuz. bu hesapların fatih terim paylaşımlarına gelen yorumlara bakıyorsunuz. ha derseniz ki galatasaray hesabının bile milyonlarca takipçisinin olduğu, irili ufaklı galatasaray hesaplarının on binlerce ve yüzbinlerce takipçisinin olduğu mecra da dışarıdaki galatasaray taraftarını temsil etmiyor, o zaman ön yargılı bir bağnaz olduğunuzu söylerim.

    o yorumlara bakın bakalım galatasaray taraftarı fatih terim'i hala sorgusuz sualsiz efsane olarak görüyor mu.
  • 9737
    valla ben ne zaman terim eleştirsem karma aşağı gidiyor yani ofsayt yiyorum. terimi savunan da yiyormuş. bundan doğalı da olamaz işte. ne güzel gayet her tarz düşünen adam beraber ofsaytlıyoruz birbirimizi. neden şikayet ediyorsun ki? herkes bana katılsın herkes beni sevsin derdi ne?

    bu sözlükte bildiğin ergen, fikirleri bence beş para etmeyen, sınırları zorlayacak kadar saçmalayan twittercı birkaç kişi var. sözlüğü bazen o kadar okunmaz hale getiriyorlar ki canımı sıkmamak için sözlüğe girmediğim günler oluyor. ama ben tutup mesela bunlara fenerli filan demem. her fikre saygı duyulacak geyiğini yapacak değilim. saygı ancak saygı duyulacak fikre duyulur. ama saygı duymuyorum diye bunlar yazmasın da demem. iş burada bitiyor zaten. katılmadığım fikre değil saçmalayana ofsaytı basıyorum zaten genelde. başka türlü tepki verme şansım yok. mesaj kullanmıyorum çünkü tamamen zaman kaybı olduğunu gördüm. öbür türlü açıktan entrysinin altına yazınca da moderasyon siliyor.

    takılmayın bu kadar formalitelere. arada okunacak şeyler çıkıyor. okuyun geçin.
  • 9738
    yeterince futbol ve futbolcu konuşulmadığını düşünmüyorum; ha ben bunu çok bildiğimen söylemiyorum, bilenlerden yeni şeyler öğrenmek için de söylüyorum. keşke daha çok analiz, daha çok teknik bilgi veya yeni izlediğimiz yıldız adayları vs. konuşulsa; mesela çok yüksek teknik-taktik bilgim yoktur benim, diziliş vs. fifa'dan fm'den anladığım kadardır. burada yeni şeyler okumak, oyuna daha farklı bakabilmek isterim. böyle entrylere denk geldikçe anında 10 numara'yı basıyorum. ha dersiniz ki aç blogları oku, aç kitap oku; bir şey demem ama bu da sözlüğün daha dolu içeriğe sahip olmaması için bahane değil. çoğunlukla nefret kusma ve üstteki entrylere katılınmıyorsa kapalı olarak cevap verme şeklinde dönüyor. bu entry de ofsayt manyağı yapılır gibi geliyor ama olsun.
  • 9740
    affınıza sığınarak bir iki kelam etmek istiyorum. öncelikle şunu belirteyim: fikirler şahsidir, hiçbir fikir de mutlak doğru olamaz. bugün tüm dünyaca yasa olarak kabul gören maddeler, formüller ve hatta sayılar bile bir varsayımdır. iki kere iki kaç eder? dört... şimdi ben buna itiraz etsem, dört değil desem herkes yüklenecek bana belki de. ee ama sayılar gökten inmedi. insanoğlu bir varsayımda bulundu, bir kabul olarak aldı bunları. belki 100 yıl sonra birkaç boyuttan oluşan farklı nesneler, algılar, varsayımlar keşfedilecek. bilemeyiz ki.

    diyeceksiniz ki, kardeşim laga luga yapma, işin özüne gel. gelelim...

    olivier giroud başlığını okudum az önce. aman aman aman, turnusol diyen mi ararsın, giroud' yu beğenmeyen futboldan anlamıyordur diyen mi ararsın, her şey var.

    kötü futbolcularla iyi futbol oynamak ve iyi futbolcularla kötü oyun oynamak... mesele bu aslında. bakın günümüz futbolunda umut bulut'un bile uygun olduğu bir sistem var olabilir. teknik direktöre kalmış. tamamiyle oyun tarzı ve tercih meselesi. giroud da bu sisteme uymuyor olabilir. veyahut kötü futbolcudur. kime göre?

    basmakalıp fikirler üzerinden ne yazık ki gelişemeyiz. hep de bir ön yargı var. alex song ismi geçiyor, burun kıvrılıyor. emre mor'un ismi geçtiğinde de scout ekibi ve yönetim yerden yere vuruldu. zamanında melo için de buralarda ''odun'' kelimeleri döndü. ona hayır buna hayır, sanırsınız 350 milyon euroluk bütçemiz var. önce bir gerçekleri görelim.

    tamam arkadaş herkes istediğini desin de, farklı düşünenler için herhangi bir laf kullanmayın yahu. yok onu beğenmeyen futboldan anlamıyordur falan. ne gerek var?

    ikinci bir şey daha söyleyim:

    burada yeri geliyor fanatik, fotomaç, hürriyet, milliyet, amk, habertürk vb. kağıt parçalarına küfrediliyor. edilmeyi de hak ediyorlar. hepimiz de biliyoruz bunların ne halt olduğunu ama işinize geldi mi bu paçavraları kaynak gösterip eleştiri yapıyorsunuz. sneijder'i satıyormuş bir yönetici. ya bırakın allah aşkına. bahsi geçen haberi dün okudum, savaş çorlu imzalı bir haber. ne hayır gelir?

    --- alıntı ---

    manu ile anlaştığı iddia edilen 32 yaşındaki yıldız için özyalçın’ın dost sohbetinde, “sneijder’i satıyoruz. 7.5 milyon euro gelecek” dediği belirtildi

    galatasaray ile wesley sneijder arasındaki ayrılık iddiaları güçleniyor... jose mourinho'nun manchester united'ın başına geçmesinin ardından ingiliz ekibinin, hollandalı oyuncunun menajeriyle temas kurup büyük oranda el sıkıştığı vurgulanmıştı. bu konuda baklayı ağzından kaçıran isim ise galatasaray ikinci başkanı cengiz özyalçın oldu. özyalçın, yeni sezon için kaynak arayan sarı-kırmızılı yönetimin elini sneijder ile rahatlatacağını dile getirdi. sarı -kırmızılı idarecinin yakın çevresiyle yaptığı bir sohbette, "sneijder'i 7.5 milyon euro'ya satıyoruz. buradan gelecek parayla elimiz çok rahatlayacak" dediği gelen haberler arasında. sneijder için bir iddia ise abd'den geldi. eşi yolanthe'nin hollywood'dan film teklifleri aldığı için 32 yaşındaki futbolcunun bir ihtimal abd'ye transfer olacağı bildirildi. sneijder'in mls'de 1 ya da 2 sezon oynadıktan sonra emekliliği düşündüğü öne sürüldü.

    g.saray 'da 7 kupa kaldırdı

    2012-13 sezonunda geldiği g.saray'da 142 maça çıkan sneijder, 40 gol 27 asistlik bir performans sergiledi. hollandalı, sarı-kırmızılı formayla 2 lig, 3 türkiye kupası, 2 de tff süper kupa sevinci yaşadı.

    onu satanı biz de satarız

    wesley sneijder'in satılacağı yönünde haberler çıkması galatasaraylı taraftarları çılgına çevirdi. sarı-kırmızılılar, yönetime büyük tepki gösterdi. twitter'da organize olan galatasaraylı futbolseverler "sneijder'i satanı biz de satarız" tweet'leri atarak hollandalı'nın takımda kalmasını istediler.

    savaş çorlu

    --- alıntı ---

    böyle bir habere dayanarak laf sözylemek, kusura bakmayın ama bana çok komik geliyor.

    biraz daha dikkatli olmak gerek. dayanaklarımızın sağlam olmasına öncelik vermek gerek. yoksa elbette herkes söylesin bir şeyler. ama allah aşkına şu paçavralara mı inanacağız?
  • 9741
    kimsenin bir siki beğenmediği, kin ve nefretin artık mide bulandırıcı noktaya geldiği sözlük. ulan sırf fatih terim yüzünden bugün milli takımın kaybetmesine sevinen tipler var. çok garip. şimdi bunları yazdık diye bizi de terimci, tayyipci filan ilan edecekler. yazık yazık çok yazık. gerçi memleketin özeti gibi. sosyal medyaya bakıyorum herkeste bir fesatlık. bjkli olan tutturmuş şampiyon takım rererörö, fblisi alper nerde diyor. milli takım kimsenin sikinde değil ki. bu hale nasıl geldiğimiz de ortada gerçi de, neyse.
  • 9742
    bugün sinirli insanların yazdığı sözlük. fazla bulaşmamak lazım. diğer taraftan selçuk'a falan toz kondurmayanlar var bugün bile. başına geleni hak ediyor herkes biraz. önceki günlerde "rakipleri tutanlar hala burada mı" naraları atanlara burada, sadece bir mesaj uzağınızda olduğumu hatırlatıp geçmiş olsun dileklerimle entry'i sonlandırayım.

    fazla inanmayın demiştik.
  • 9744
    türkiye rezalet oynadığı zaman türkiye hakkında iyi entryler girmeyen yazarları içerisinde barındıran sözlük.

    oysa türkiye bitti demeden bitmez tamam mı!!!!!

    orta sahada üç pas yapamıyor olabilir ama türkiye bitti demeden bitmez.

    edit: kazakistan, letonya gibi takımlar olsa keşke grupta. o zaman türkiye bitti demeden bitmiyor işte ahahahahaha.
  • 9745
    içinde bolca futbol tanrısı barındıran sözlük. nereden mi biliyorum. bu tanrılar sıklıkla biz kullarına eğer ..... düşünüyorsan futboldan anlamıyorsun, ya da ...... düşünen futboldan anlamıyordur gibi cümlelerle seslenirler. bir de aciz beyinlerimizin anlamama ihtimaline karşı "net" şeklinde vurgularlar. dolayısıyla buradan yazar olmayan, sözlüğü yalnızca okuyan milyonlara seslenmek istiyorum. eğer futbol konusunda kendinizi eğitmek istiyorsanız sözlüğü takip edin. burada bu işin duayenleri var. mesela futbolun içinde görev almak isteyenler de olabilir. onlar da burayı okusunlar. futbol tanrılarına sorarlar ben böyle düşünüyorum nasıl olacak? diye. futbol tanrıları da cevaplar artık ya derler ki futboldan anlamıyorsun, ya da yönlendirirler sizi. tam bir bilgi kaynağı burası. muhteşem. umarım bir gün biz de tanrı oluruz.
  • 9746
    belli kalıplar içerisinde sıkıştırılmaya çalışıyon sözlük-i sultani.

    yaklaşık 5 senedir ekşi sözlük yazarıyım, burada da 1 senelik yazar sayılırım. futbolla, galatasarayla ilgili bir mevzu olduğu zaman entry girmeye kalktığımda hem oraya, hem buraya daha entry giriyorum. ekşi sözlük'e yazdığım şeyler genel anlamda daha ağır, açık ve rahat oluyor tabii. ama buraya girdiğim entrylerde en ufak bir kalıp dışı kelimede veya sözlükte entryim siliniyor. sebebi de ''niteliksiz entry''.

    tahminimce, bugün içinde ''porno'' kelimesi geçen bir entry girdiğim için entrym silindi. bu kadar sıkı, dar görüşlü ve askeri düzendeymişcesine bir ortam yaratılacaksa eğer bu sözlüğün neşesinden, eğlencesinden çalar, çalıyorda. sürekli tanım kasmaya, bilimsel yaklaşımlarda bulunmaya gerek yok. artık her farklı birşey yazdığımızda ''ulan bu yazdığımız da silinir mi acaba?'' diye düşünüyoruz, hevessizlik ve gerginlik yaşatılıyor resmen sözlük modları tarafıdan.
App Store'dan indirin Google Play'den alın