• 9626
    bazen entry giriyosun, sonra mod'un biri çikiyor, formata uygun degil, tanim falan içermiyor diyor, düzeltiyosun, tekrar canlandiriyosun ama o mod maalesef bir türlü senin entry ni canlandirmiyor.

    böyle acayip $eyler oluyor bazen, var böyle dönemler ve hiçbir şey inşaat ama hızlı bir şekilde çok anket baş bilmeniz gerekir sözlük inci kalitesinde bir modeldir, diyorum.

    ba$ka bir açiklamasi olamaz.

    edit. teknik bir hatadan kaynaklaniyomu$ diyollaaa. o zaman modlar bir gideriversin $u teknik sikintiyi, degil mi canim.
  • 9628
    ukalalık gibi algılanmazsa, bu aralar girdiğim çoğu entry'nin profilimdeki istatistiki sayılabilecek bölümlerde * * * yer alışı dikkatimi cezbeden sözlük. sözlüğü daha iyi bir yer haline getirmeye çalışan yazarlar başlığı ile yapılmaya çalışılan hadisenin bir sonucu sanırım bu. ``

    yalnızlıklarla, hayal kırıklıklarıyla dolu bu hayatta insanın yalnız olmadığını bilmesi güzel tabi...
  • 9629
    son yaşananlara bir anlam veremediğimi belirteyim önce. nedir son yaşananlar? özellikle, sanki ağız birliği edilmişçesine çoğu yazarın ''yaş'' muhabbetini bir ''koz'' olarak ileri sürmesi.

    düşünün ki, 20'li yaşlarındaki aristo ile dönemin ihtiyar kesimi bir miydi? aralarında onlarca yaş olmasına rağmen kim aristo'nun bilgisine laf edebilirdi? veya hangisi daha doğru bakıyordu yaşananlara?

    bir hikaye paylaşayım yine:

    ''bir adam atına binmiş gidiyordu. yol kenarında uyumakta olan birisinin de ağzına yılan kaçmak üzereydi. atlı, yılanı ürkütüp kaçırmak ve adamı kurtarmak için atını koşturdu, fakat yetişemedi.
    tutup o adama kırbacıyla birkaç kere vurdu. uyanan adam, dar­belerin acısıyla bir ağacın altına kadar kaçtı. oraya bir hayli çürük elma dökülmüştü. atlı:
    – bunları ye, diye emretti.
    – beyim, dedi adam, ben sana ne yaptım. eğer bana hakikaten kastın varsa, vur kılıcı öldür. sana çattığım saat ne uğursuzmuş. ne mutlu senin yüzünü görmeyene. dinsizler bile kimseye sebepsiz böyle yapmazlar.
    bir yandan da lanetler okuyor, beddua ediyordu:
    – ya rabbi, cezasını sen ver, diyordu.
    atlı ise onu dövüyor:
    – koş, diyordu.
    atlı adamı epeyce bir zaman koşturdu. nihayet adamın safrası kabardı, yediklerini kusmaya başladı. bu arada yılan da çıktı. adam yılanı görünce atlının ayağına kapandı:
    – sen bir rahmet meleğisin, dedi, ne mübarek saatmiş ki seni gördüm. sen beni analar gibi ararken ben eşekler gibi kaçıyordum. durumu biraz olsun bilseydim sana bu kadar kötü sözleri söyler miydim?! sükut ederek kızgın göründün, hiçbir şey söylemeksizin kafama vurmaya başladın. bağışla!
    – eğer ben biraz olsun sana hali çıtlatsaydım derhal ödün patlar­dı, içindeki yılanı bilseydin ne elma yiyebilir, ne koşabilir ne de kusabilirdin. sen bana söverken ben gizlice, “ya rabbi, işimi kolaylaştır” diye dua ediyordum.''

    bizler diyoruz ki küfür edilmesin, hakaret edilmesin, bu camiaya saygısızlık yapılmasın. ve bunları dedik diye de ''hain'' , veyahut ''çocuk'' ilan ediliyoruz. bayım; madem yaşını çok üstün görüyorsun ve de madem birilerinin yaşını aşağılıyorsun, o zaman adabınla, insanlığınla dur ki o aşağıladıklarına laf vermeyesin.

    biz insanların iyiliğini istedikçe, hakaret işitiyoruz.

    ne oluyor ya yaş büyük olunca? önemli olan bilgi, bakış açısı, hümanizm değil mi? benim burada çok değer verdiğim abilerim var. hepsiyle de daimi bir iletişim halindeyiz. bugüne kadar da hiçbiri gelip yaş muhabbeti yapmadı. başı sıkışan yaş'a sarıyor.

    televizyon molası adlı eski yazarın kim olduğunu herkes çok biliyor elbette. o konuya girmiyorum bile. çünkü ne anlatsan boş. en kibar tabirle, söylediği her şey yanlış.

    ben müptelasıyım ya insanlarla kavga etmenin, tartışmanın. tutarlılığımı görebilirsiniz. ithamda bulunuyorsam mutlaka hakarete dayalı bir ithamdır. istemiyorum ben burada küfür görmek. başkaları isteyebilir tabii. eğer ben küfür istemiyorum diye linç edileceksem, edileyim zaten. nasıl bir toplum oluyoruz, anlamadım. elbette normal hayatta küfür mümkündür. ama bunları klavyene dökmemelisin. bu kadar basit. ''yaş'' ı geçkin yazarlarımızın ''sosyal kahvehanesi'' değil burası.

    bu mudur yani koskoca 25 milyon galatasaray taraftarının profili? tarihin en karanlık dönemlerinde bile böylesine ''yaş'' algısı yokken ne bu aşağılama dürtüsü?

    söze gelince millet olarak gerideyiz, geri kalmışız. ve herkes de bunu dile getiriyor. peki, sen ileri gitmek için ne çaba sarfettin kendi içinde? önce kendi devrimi yapman gerekir hayatta. sonrası mecburi toplumsal değişimdir zaten.

    twitter olsun, gs sözlük olsun, başka bir yer olsun. herkesin söylediği herkesi bağlar. sen burada münasip bir dil kullansan bile, örneğin twitter'da küfürlerin gırla gidiyorsa ben de elbette senin hakkında farklı düşünebilirim. yazarlığını etkilemez belki ama insanlığını etkiler benim gözümde.

    galatasarayı yaşayan, galatasarayla yaşayan milyonlarca kişinin sevdasına laf edilmesi kabul edebileceğim bir şey de değildir. ben galatasarayımı savunuyorum, savunacağım.
  • 9630
    ekşi'deki olaylar malum. dayanamayıp devrime ben de katıldım ve 3000 adet entry sildim. evet sildim işsizim. chrome eklentisiyle 3 günde 3000 entry sildim. her sayfada 50 entry oluyor düşünün, 60 sayfa gezdim tek tek. her neyse. ekşi'de son dönemde olan her şey yanlış. ekşi şeyler mevzusuna özellikle çok sinirlendim. üstüne bir de yerreq gibi bir tasarımla geldiler. bu tip radikal değişiklikler olduğu zaman benim kanım kesinlikle kullanıcıların fikrinin alınması. çok geniş çaplı referandumlar yapılmalı. umarım bizde, bak bizde diyorum buraya geleli nereden baksan 8 sene olmuş benimsedim artık, bu tip değişiklikler olacağı zaman anketler, yazarlarla interaktif fikir teatileri falan filan yapılır inş.

    sn bni byle üzmzsin dmi aşqm .s.s
  • 9632
    bi konu hakkında bi kaç soru soracağım sözlük. şimdi girilen bi entry'nin en beğenilen entry ya da en ofsayt entry olma kriteri nedir? şimdi ben x adlı entry'i girdikten sonra en beğenilen entry'de yer alması için kaç tane on tuşuna basıldığını anlamalıyım? en beğenilen entry'nin tüm oylamalarında on tuşu mu kullanılmıştır yoksa sayıca on tuşunun off tuşuna üstünlük sağladığı için mi belirlenmiştir? açıkcası bu işin kriteri nedir?(u: merakımı mazur görünüz :()
  • 9634
    yabancı futbolcuyu eleştirmenin yasak olduğu platformdur.

    ya arkadaş yerli sevici kişilerden nefret ediyoruz tamam da siz de yabancı sevicilik yapıyorsunuz. jason denayer denilen canını dişine takan kiralık stoperimiz ellerini sırtı dönük olan futbolcunun beline koyup futbolcu kendisini yere bırakıp penaltıya sebep oluyor. penaltı olamayabilir belki ama bir stoper o pozisyonda ellerini rakibin beline koymamalı. biz bunu eleştiriyoruz. yok akbabalar hoşgeldiniz falan gibi saçma sapan yorumlar görüyoruz. sinirler tavan sonra. o penaltı esnasında 'eyvallah kardeşim' lakaplı semih yapsaydı o hareketi yerden yere vuruluyordu şu an burda. biraz objektif olun lütfen.

    (bkz: 13 mart 2016 gençlerbirliği galatasaray maçı)
  • 9635
    şaka gibi yazarların olduğu sözlük. bu yazarlar, hakemin çaldığı saçma sapan, alakasız bir penaltı pozisyonun içinde olduğu için bir futbolcunun futbol kariyeri ile über bir saptama yapabiliyor. düşünce özgürlüğü, tamam olabilir. sonra eleştirilince de yabancı futbolcu eleştirmek yasakmış da bla bla diye mağdur olabiliyorlar. işte burası çok enteresan. hakem ağzına sıçmış senin sen hala semih, denayer, türk, yabancı derdindesin. pozisyonun içinde semih de olsa denayer de olsa aynı şey. galatasaray'ın hakkı yeniyor sen hakeme çatacağına oyuncuya çatıyorsun ki hiçbir suçu olmamasına rağmen. ve bir pozisyon sonucu, oyuncunun büyük futbolcu olamayacağı gibi sığ bir yorum yapıyorsun. sonra eleştirilince lütfen biraz objektif olalım diyorsun. komik ve garip.
  • 9636
    asla isim vermeyeceğim ama bugün beni dumurlara uğratan sözlüktür. hiç uzatmadan kısaca anlatayım. futbolcularımızı eleştirmek yerine hakaret etmeyi tercih etmeyelim temalı bir entry'm üzerine mesaj kutuma gelen küfürleri size anlatamam. peşinen söyleyeyim. bana küfür eden kimseye karşılık vermeyeceğim. böyle üsluplar zaman içinde bitirir sözlüğü korkarım ki. adam gelip bana çatır çatır küfrediyor. ne diyeyim ki şimdi. ona yazdığımı buraya da yazayım. size hayatta başarılar sevgili arkadaşlar. insanlara yerli yersiz küfretmemeyi öğrenin lütfen. bu ülkenin başına ne geldiyse nefretten geldi. sizler gibi olmamak dileğiyle...
  • 9637
    hepimizin yaşadığı türkiye'nin kalbinde olan bir patlamayla ilgili moderatörlerin yazdıkları yazıları kendi yazdığı yok çelsiymiş yok londraymış entry'leri ile kıyaslayan yazarları var. dün insanlar sevdiklerini kaybettiler hem de tüm türkiye'nin merkezinde. burasının bir spor sözlüğü olması insanların diplerinde patlayan bombalara tepki vermeyeceği anlamına gelmiyor. şaka gibisiniz amk.
  • 9638
    buldukları her fırsatta, özellikle de insanların hassas olduğu olaylarda, "sözlüğün az çok belirli formatı" dışında kalsa dahi bu olayları bi'şekilde formata uydurup bilinçli olarak ortalığı karıştırdıktan (bi'sen kurnazsın tabi, herkes embesil) sonra, bunun üzerinden de insanları eleştirmenin nasıl bir tatmin modeli olduğu konusunda hiçbir fikrim yok.

    siyaset başta olmak üzere sözlükle direk, dolaylı veya hiç ilgisi olmasa da artık sınırları zorlayıp formata uydurulan ve tartışılan konuları da geçtim ama onca insan hayatını kaybetmiş, "herkesin yüreği yanmışken" en duyarlı, farkındalık sahibi biri varsa o da benim diye sözlükte ona buna ana avrat sövenlerin aynı yazıları kişisel sosyal medya hesaplarında, bırak onu herhangi bir sözlük ya da forumda dahi yazamıyor olmaları kafamı karıştıran asıl konu zaten.

    ben yine de kimseye "bunlar nasıl galatasaraylı" filan da demeyeceğim ama en azından ölen insanlara saygı için biraz susun. yeter harbiden, ayıptır.
  • 9639
    (bkz: #1922802)

    güzel bir entry ve ek yapmak istiyorum. farklı bir açıdan bakmaya çalışacağım yine. insanlar tarafgirlikleri, hastalıklı dogmaları uğruna değerlerini unuttular. kusura bakmayın beyler ama okumayan, bakmayan ama tartışma ortamlarında karşılarına çıkan argümanlara "yalan... inanmayın her gördüğünüze... montaj bunlar montaj" diyen taraftar zihniyet, kendi değerlerini uzun bir adamı nerdeyse peygamberlik merkezine çıkaracak boyutlara kanalize etmiş olan malum zihniyet daha okumuş, daha aydın, bilgiye daha hızlı ulaşan, genç, dinamik düzlemde de değerlerini unutup fanatizmini bir günah keçisi üzerinden* akıtması, bombalar patlarken hamza hoca mı değil mi tartışması yapan zihniyet olarak karşımıza çıkmadı mı? sonra o günah keçisinin yaşadığı acı üzerinden, hatta bütün o masum canların üzerinden insanlığınızı sorgulamadınız mı, "neyle uğraşmışız biz" demediniz mi? demek ki mesele sadece eğitim, bilgi, görgü olup olmaması değilmiş değil mi? o eğitimin, bilginin metodolojisi, niyeti, kullanılışı olması gerektiği gibi olmadıktan sonra bu zihniyetlerin çok farkı kalıyor mu sizce beyler?* onu bırakın... mesele galatasaray mıymış ha? bütün bu olanlardan sonra "tek aşkınızın" bir önemi kaldı mı? demek ki hayatta daha önemli değerler varmış beyler. onları unutup tek bir noktaya başı kesilmiş tavuk gibi koşmak asıl "cahillik" değil de nedir? şimdi asıl gelmek istediğim noktaya geleceğim. biz böyle gidersek kötü niyetli o kadar çok insan, bunu suistimal etmeyecek mi? ediyorlar görüyorsunuz? bizim tartıştığımız sığ düzlemdeki baştaki kişiler belli, asıl önemli düzlemdeki sığlıktan doğan felaketlere bakın bir de... ve ilişki kurun lütfen abiler. epey kalın bir çuvaldızı hak eden insanların olduğunu biliyoruz. ama toplumun en küçük ferdi birey sorgulamaz da, kendine o küçük iğneleri batırmazsa da o kalın çuvaldızları ararız hep yana yakıla. hiçbirimiz temiz değiliz beyler. karardık...

    son olarak da şunu bırakayım. belki tanıdık gelir. başka birilerine de gelmiş olacak ki bu skeci yapanların son skeçlerinin olmasına vesile oldu o "birileri":http://alkislarlayasiyorum.com/...kadar-zaman-makinesi
  • 9640
    duvarları kapanmamalıydı.
    aslında hiç giri olmasa ne güzel yönetilir sözlük değil mi?
    burası herkes için önemli bir yer.
    galatasaraylılık dediğimiz şey de zaten biraz da kafanı kuma gömmemektir.
    iki kişi duvarlar üzerinden kavga etti gibi bir gerekçe olur mu?
    bir de hakkaten ya; dün onlarca insan öldü biliyor musun çelsili? nasıl bir bağlantı kurmaktır gerçekten bu?
  • 9641
    --- alıntı ---

    bülent kim yahu? tekrar soruyorum, kimdir bülent korkmaz? ne yapmıştır bugüne kadar teknik direktör olarak? galatasaray'ın teknik direktörlüğü kriterlerinden hangisini karşılamaktadır?

    hasbelkader 1 kez bu ünvanı aldığında ne yapmıştır da tekrar denenecek ve şans verilecektir? galatasaray altyapısından çıkmak teknik direktörlük için yeterli midir?

    --- alıntı ---

    bu soruyu sormayanın akıl sağlığından süphe ederim, ne mutlu ki burada bu soruyu soranlar var.
  • 9644
    bayern münih iki gol yiyince pep guardiola'yı yılmaz vural, manuel neuer'i orkun uşak yapan yazarlara sahip güzide sözlük. bu nasıl bir akbabalıktır artık, pusuya yatmış bekliyorlar bir de ahaha. iki tane dandik, ezber argümanla oturduğu yerde ona buna saldırmak kadar komik bir şey yok. bi adama taktıysan onu yerin dibine batıracaksın illa. ronaldo'cuysan messi şanslı bir cüce, messi'ciysen ronaldo kazma bir çingenedir. kimsenin hakkını vermek bize yakışmaz.

    vallahi kanser ediyor bazen. junior sinan engin'ler müthiş yorumlarıyla ömrünüzü kısaltabilir.
  • 9647
    (bkz: selçuk inan/#1919015)
    7 mart ile 13 mart arasındaki haftada bu entry, geçen haftanın 10 numara entry'lerinde 4. olmuş. hani bazı haberlerin başlıklarında "yorumsuz" yazar ya. aynen öyle işte. yorumsuz.

    bugün de sık sık şu replik aklıma gelmişti, yazayım da zayi olmasın;
    "evinde video yapan adam gelmiş buraya taş toprak geziyo ya. ondan sonra turizm patlayacak? nereye patlıyo ya!"
  • 9648
    sürekli bir hoşnutsuzluk durumu hakim insanımızda. eleştirmek dünyadaki en güzel şeylerden biridir kuşkusuz ama...

    guardiola'yı yerden yere vuruyor bazı kesimler örneğin. arkadaş, guardiola dediğin herif futbolda devrim yaptı tabiri caizse. taktiksel açıdan zaten yoruma gerek duymuyorum da taktiğin yanında insan yönetimi de çok önemli bir faktör. guardiola'nın bu yönü de çok kuvvetli.
    veya arsen wenger için futboldan anlamıyor diyenler var. hayır olabilir olabilir de, burada hikmet karaman ismi gündeme geldiğinde ama kendini geliştiriyor, diğer hocaları takip ediyor diyorlar. yahu zaten hikmet karaman da arsen wenger'i, guardiola'yı takip ediyor. hikmet'i sırf bu özelliğinden beğenenler arsen wenger veyahut guardiola için hoca değil diyebiliyor.

    az önce rastladım, arda turan cruyff hakkında paylaşım yaptı diye yerden yere vurulmuş. hani olacak iş değil. arda yanlış bir şey mi yapmış? hayır. öyleyse...

    ne diye hep açık arıyoruz? faiz mevzusunu söyle, bilmemne rengi forma demesini söyle, uzun adama ve cemaate yanlamasını, hatta tam bu ikisinin ortasında durmasını söyle. söyle de söyle. ama cruyff mevzusundan söyleme. çünkü yaptığı yanlış değil.

    bir de anlamadığım bir şey daha var. sürekli bir kutuplaşma mevcut. eksi ve artı yükler gibi en uçlarda toplanıyoruz. orta boş. ünal aysal başlığı a bir şey yazıyorsun, hopp ortalık karışıyor. veya terim başlığına yazıyorsun yine aynı. bir tane hem olumlu hem olumsuz eleştiri yapılmış entry olsun. ya hep olumlu, ya hep olumsuz.

    aynı şekilde bir başka tutarsızlık daha dikkatimi çekti son dönemde. fenerbahçe ülker olayından senelerdir rahatsızlık duyduk. ülker markasını zaman zaman boykot ettik hatta. fener ile de dalga geçtik falan. ama gelin görün ki bugün çoğu taraftarımız türk telekom ile birleşme teklif etmiş. şimdii... kulüplerin böyle ortaklıklar kurması yanlış değilse zamanında neden fener ile dalga geçildi? yok yanlışsa, neden şimdi bu durum destekleniyor?
  • 9649
    herkesin sağa sola nefret saçtığı bir yer oldu. yazmaktan çok okuyan biriyim; hangi başlığa baksam birlerinden nefret ediliyor. o da yetmiyor nefret edilen kişiyi sevenlerden nefret ediliyor. hiçbir şey yapamasa birilerini eleştiriyor.
    biraz keyif alın abi, sevin, dalga geçin; nefret etmeyin. millet eğlenmek için sporla ilgilenir biz sinir hastası oluyoruz.
    spor madem bu kadar sinirinizi bozuyor izlemeyin anasını satıyım. sizin mutluluğunuzdan daha mı önemli?
  • 9650
    3 sene evvel 2002 dünya kupasına ait dergimi bulup tek tek fotoğraflayarak burada paylaşmıştım. 34 ülkenin milli takım kadroları, kupa geçmişi, stadyumlar, gol kralları, en iyi oyuncular gibi bilgiler yer alıyordu. tek tek bütün takımların başlığında bu bilgileri paylaştığım gibi bir de 2002 dünya kupası başlığında hepsini toplamıştım. bir süre sonra linkler ölüyor tabi. uzun süredir düzeltmeye vaktim olmamıştı. galatasaray sözlük görsel dosya sunucusu kullanarak hepsini yeniledim. tepe tepe kullanın. euro 2016 şampiyonası öncesi arşivcilerin ilgisini çekebilir.

    (bkz: #1186145)
App Store'dan indirin Google Play'den alın