• 52
    günümüzde 2 şeyle ölçülebilir:

    1) gelenek
    2) ekonomik güç

    1. ölçümde dünyada dahi galatasaray'ın yanına yaklasabilecek çok az kulüp vardır. çünkü 100 yıllık bir kulüpten değil 500 yıllık bir gelenekten alır gücünü. fakat para etmiyor tabi. amatörlerde yitip giden nice asırlık çınarlar gördük.

    2. ölçümde ise ne yazık ki 5 büyük ligin küme düşme adayı takımlarıyla bile yarışamaz durumdayız.

    üstelik onlar kötü ekonomilerine rağmen iyi işleyen bir alt yapı-scout ekibi ile götürebilirken biz 10 senede 1 ozan çıkardığımız, marcao-garry-henry bulduğumuz için seviniyoruz.

    bu konuların mutlaka üstüne gitmek gerek.

    fakat oynanan oyunla ölçülebileceğini düşünmüyorum.

    örneğin 19-20 için, ilk yarıda oynadığımızı mı baz alacağız yoksa 2. yarı 8'de 8 yapanı mı?

    veya 2010-11 galatasaray'ı mı, yoksa 3 ay sonraki 11-12 galatasaray'ı mı?

    oyun çok değişken, kısa sürede bu kadar oynayan bir değişkenle olcemeyiz.

    henry, lemina, seri bunlar bizim seviyemiz oyuncular ancak buradaki nokta adamları epl, serie a, la liga yapmadan bulup alabilmek.

    dembele'yi bulduk almadık, haland'ı bulduk alamadık.

    ama marcao, luyindama veya epl yapmış olsada henüz piyasa yapmamış henry doğru işler.

    ozan'ı çıkarmak, hemen arkasından emin'e şans vermek doğru işler.

    bu yollarda daha çok mesafe katettmek gerek.

    koca bayern münih bile "biz 100 milyonluk oyuncu almayız, 100 milyonluk oyuncu yaratırız" diyor.
  • 101
    nasıl bir şey olduğunu gerçekten unutmuşuz. yenikken gol kaçırıp gülen emre kılınç gibi oyunculardan sonra 3-1 öndeyken hem de maçta golü varken gol kaçırınca çektiği "ah" tribün sesini bastıran gomis'i görünce bir aydınlanma yaşadım.

    biz galatasaray seviyesi ile alakası olmayan adamlara sırf üzerindeki forma için katlanmışız.

    (bkz: 11 eylül 2022 kasımpaşa galatasaray maçı)
  • 24
    çok kıymetli sözlük yazarlarının gözünde altyapı oyuncularının hiçbiri galatasaray seviyesinde değil diye yorum yapılıyor. anlamadığım şey tam olarak şudur. bu galatasaray seviyesi gökten zembille mi iniyor? yoksa birden uçup kaçmasını mi bekliyorsunuz? yahu nedir bu galatasaray seviyesi?
    beyler - bayanlar bugün sahaya çıkan oyuncuların içinde 24 haziran seçimlerinde hayatlarında ilk defa oy kullanmış veya da kullanamamış kişiler var. yani bunlar daha çocuk.

    (bkz: 29 ocak 2019 galatasaray boluspor maçı)

    edit: eksiltme
  • 85
    soğuğu yedikten sonra gelinen seviyedir. taylan antalyalı, emre kılınç, oğulcan çağlayan gibi isimler yetenek olarak iyi isimler olsa da ülkemizin kuzey ve doğu iklimlerinde edindikleri fiziksel ve mental dayanıklılık sayesinde galatasaray için daha fazla katkı sağlıyorlar. bence elimizdeki genç futbolcular için geçici gelişim listelerinde organize futbol oynayan soğuk iklim takımları öncelikli tercih edilmelidir.
  • 69
    artık hayalleri değil hedefleri kovalamanın zamanı geldi. galatasaray seviyesi, 2020 yılı ekim ayı itibariyle şu şekildedir;

    - ülke olarak sıralamada 12.sıradayız, 13. olmama ümidi içerisindeyiz. bu duruma düşmemizin bir sebebi var.

    - ilk 5 ülke ile zaten uçurum var.

    - avrupadaki tüm takımlar içerisinde en güçlü oyunu olan ilk 50 takım içerisinde değiliz, hem de çok uzun zamandır değiliz.

    bunların doğruluğunu kabul edip, sonrası için, avrupanın en iyi 20 takımından biri olabilmek için planlamaları yapmanın zamanı geldi.

    günlük mutluluk getirecek transferleri bırakıp, bir şekilde önümüze düzgün bir planla gelen yönetim ve teknik heyet görmek istiyorum.
  • 53
    5 temmuz 2020 galatasaray trabzonspor maçını sadece futbol ve bireysel performanslar için izledim.

    bu maça dair gözlemim, şu maçta oynayan oyuncularımızdan tabii ki ne oynayacağımıza göre değişir ama kalite olarak bence galatasaray ilk onbirine direkt yazılabilecek sadece 3 oyuncu vardı.

    - marcao

    - seri

    - emre akbaba

    okan, mariano, donk, saracchi, ömer, belhanda, feghouli, jesse, taylan, şener, emin, linnes hiçbiri galatasaray'da ilk onbir oynamamalı.

    donk, mariano, belhanda ve feghouli iyi halleriyle ilk onbir oynarlar ama bir maç iyi olsalar bir maç yoklar veya şu an yetersizler...
  • 50
    manevi olarak real madrid, manchester united, bayern münih seviyesidir; maddi olarak ise real betis, stoke city, stuttgart seviyesidir. manevi seviyemiz real ile, bayern ile kapıştığından didier drogba, radamel falcao gibi isimleri takımımızda görmek isterken; maddi seviye bu kulüplerin yakınından geçemediği için anca 35 yaş civarında bu oyuncuları alabiliyoruz. ne zaman manevi seviyemizle, maddi seviyemizi birbirine yaklaştırırız, o zaman daha tutarlı daha istikrarlı bir kulüp oluruz ve dahası da birbirine yaklaştırdığımız maddi ve manevi seviyemiz birlikte yükselir.
  • 23
    5 ağustos 2018 galatasaray akhisarspor maçında suspus kalan yazarların 10 ağustos 2018 ankaragücü galatasaray maçında yapılan bir asistle ortaya çıkması sizce de komik değil mi?

    asist 10/9 ‘luk! buna sesini çıkaran veya hakkını vermeyecek olan yoktur.

    fakat asist var sadece. feghouli’ye saçma sapan uzun bir pas denemesi ha bir de 85. dakikada kaleye vurmak yerine selçuk inan’a atılan hatalı pas var.

    biri çıkıp diyorki “futbol değişti ıhıhı” biri de çıkıp 20 yıl öncesinden bahsediyor. bu ne yaman çelişki sözlük.

    belhanda pas hatası yaptığında biri kapatacak, x oyuncusu pas hatası yaptığında biri kapatacak. tamam eyvallah, futbolda işler böyledir; takım olmak budur.

    sen süper kupa maçında 10 metreye atılamayan pasın gole sebebiyet verecek oluşuna yanma ama! sakın yapma bunu. diyoruz ki bu hatalar akhisar’ın oyun sistemine hediyedir ama biri çıkıp “olsun ya hihi takım olmak budur” diyebiliyor.

    sorun “iyi günde” gelip savunmak. ya da sorun sadece belhanda üzerinden değil. biz gomis penaltı kaçırdığında son maça kadar penaltı atmasını desteklerken artık ilk 11’de olmayışına bile üzülemiyoruz. çünkü hakediyor.

    “galatasaray seviyesi” galatasaray formasını hakedebilmektir.

    buna örnek muğdat çelik. bu adam isimsiz de olsa akhisar’dan da gelse o formayı hakettiğinde galatasaray seviyesinde bir oyuncu olabiliyor.
  • 86
    avrupa futbolunda epey altlarda gezen seviye. şöyle ki bu takım 2018 yazında bir futbolcu kiralıyor. premier lig kulüplerinin zamanında radarına girip henüz 20 yaşındayken kadrosuna 8 milyon euro ödeyerek kattığı bir oyuncu bu arkadaş. belçika liginde epey de başarılı olmuş ama sonra bir sakatlık geçirmiş ve futbolcunun bonservisini elinde bulunduran kulüp oyuncunun düzenli forma giymesi için kulüp arayışında. galatasaray devreye girip bu arkadaşı katıyor kadrosuna kiralık olarak 2018'de. daha sonra futbolcu 2018-2019 sezonunda devre arasına kadar inişli çıkışlı performans gösterse de ikinci yarıyla birlikte atağa geçip sezonu 14 gol 5 asistle tamamlayıp şampiyon kadronun önemli bir parçası oluyor. sonra futbolcunun asıl kulübü olan premier lig ekibi oyuncuyu hazır form bulmuşken nakite çevirmek isteyip fransa'nın önde gelen takımlarından birine yaklaşık 15 milyon euro'ya satıyor. oyuncu fransa'da istenilen performansı gösteremiyor çeşitli faktörlerle. galatasaray tekrar girişimde bulunup oyuncuyu tekrar kiralıyor fransa kulübünden. bu futbolcu maç eksikliği ve sakatlıklarla boğuşurken zaten kaos içinde olan galatasaray takımında pek etkili olamıyor ama yine de tarihe geçen bir maçta başrol oynamayı ihmal etmiyor. daha sonra tekrar fransa'ya dönen bu arkadaşımız yine fransa'da tutunamıyor. galatasaray yine tekrar kiralamak için fransız kulübünün kapısını çalıyor ve bu sefer de çok uygun bir opsiyon ile bonservisinde de anlaşılarak kiralanıyor.
    bu gelişinde de ciddi maç eksikliğine sahip olan oyuncu 814 dakikada 5 gol 4 asistlik bir katkı sunuyor.

    ve bu 23-24 yaşındaki futbolcunun 4 milyon euro çok cüzi bir satın alma opsiyonu olmasına karşın bonservisi alınması kimi taraftara göre pahalı bulunuyor kimi taraftara göre ise de öncelikli transfer hamlesi olarak görülmüyor.

    galatasaray'ın seviyesi belki bazı konularda avrupa ile başa baş mücadele edebilir ama ne ekonomik anlamda bir seviyeden söz etmek mümkün ne de yönetim tarzı seviyesinden.

    geldiğimiz nokta budur. sabaha kadar makas açılıp açılmadığını tartışsak da sonuç ortada. rekabet gücümüz o kadar az ki biz şampiyonlar liginde hayallerimizle yetinmeye devam etsek iyi olacak.
  • 9
    insanların kafasında net bir şekilde oluşması gereken seviyedir. çünkü bu seviye kafalarda netleşmediği için yapılan eleştiriler ve yorumlar hatalı olabiliyor. "benim için galatasaray seviyesi sneijder'dir, muslera'dır." diyebilirsiniz. veya "serdar aziz'i almayalım galatasaray seviyesinde bir stoper değil" de diyebilirsiniz. şimdi biz galatasaray olarak avrupa futbolunda neredeyiz önce ona bakalım.

    modern futbola geçiş genellikle şampiyonlar ligi'nin başlangıç tarihi kabul edilir. şampiyon kulüpler kupası'nın adı değişip şampiyonlar ligi olmuştur ve bu şampiyonlar ligi 94 yılında başlamıştır. o yıl kupayı marsilya kazanmıştır. işte bu seneden sonra günümüze kadar geçen 21 yıla modern futbol çağı diyebiliriz. bu konuda farklı düşünenler mevcut ancak şimdi konu bu değil. biz de galatasaray'ın modern futbol çağlarında yaptıklarına göre avrupa'daki yerine bakmalıyız. bunun için avrupa'daki takımları sınıflara ayırıyoruz. burada ayıracağımız sınıflarda çok keskin bir ayrım olması gerekmez. bazı takımların yeri kişiden kişiye göre değişebilir. bazı takımların değeri yıldan yıla da değişebildiği için ille de şöyledir denemez. geçen yıllardan günümüze doğru bakıp bir sınıf ayrımı yaparsak;

    1.sınıf takımlar: real madrid, barcelona, bayern münih, chelsea, manchester city, psg, juventus.

    2.sınıf takımlar: atletico madrid, arsenal, manchester united, liverpool, dortmund, wolfsburg, leverkusen, milan, inter, napoli, roma, porto, benfica...

    3.sınıf takımlar: valencia, sevilla, schalke, tothenam, everton, lazio, fiorentina, lyon, marsilya, galatasaray, fenerbahçe, psv, ajax, sporting lisbon...

    tabloda şu ana aklıma gelenleri yazdım. dediğim gibi kişiden kişiye değişebilir bu tablo. "yahu kardeşim fenerbahçe'nin ne işi var? sevilla 2.sınıf takımdır, inter 3. sınıftır" diyebilirsiniz. kabataslak oluşturulmuş bir tablo bu. burada bizim dikkat etmemiz gereken şey galatasaray'ın yeri. galatasaray zaman zaman avrupa'nın 2. sınıf takımları arasına girse de genel olarak 3. sınıf takımdır. everton, schalke ayarındadır. öncelikli hedefimiz "avrupa'nın 2.sınıf takımlarıyla başa baş mücadele edip 2.sınıf takımı olmak ve orada kalıcılık sağlamak" olmalı. "5 sene sonra şampiyonlar ligi şampiyonu olacağız" gibi sözlerle değil, gerçek hedefler koyarak, bu yolda planlı olarak ilerlenmeli.

    peki ne zaman avrupa'nın 2.sınıf takımı idik? çok geriye gitmeye gerek yok. kadromuz şöyle iken avrupa'nın 2. sınıf takımlarından birisiydik;

    "muslera, eboue semih dany riera, melo hamit selçuk sneijder, burak drogba"

    sonrasında şöyle oldu böyle oldu derken tekrar 3.sınıf bir takım olduk. nasıl bu sınıf ayrımı takımlar için (milli takımlar için de yapılabilir) yapılıyorsa futbolcular için de yapılmalıdır. böyle sistemli düşünerek, galatasaray'ın eksikliklerini daha rahat görebiliriz. örnek; avrupa'daki kalecilere bakalım.

    1.sınıf kaleciler: neuer, courtois, buffon, de gea, cech, casillas (artık casillas'tan geçse de eklemek istedim)

    2.sınıf kaleciler: muslera, lloris, joe hart, mignolet, ter stegen, diego alves, handanovic, sirigu, oblak...

    3.sınıf kaleciler: classen, sommer, akınfeev, ospina, begovic, volkan demireasdfasd (wtf)... (kim demişti "volkan avrupa'nın en iyi 5 kalecisinden birisi" diye. yoksa kendisi mi demişti? sen aklıma mukayyet ol.)

    yine liste kişiden kişiye değişir ve uzar gider. galatasaray seviyesi avrupa'da 3. sınıf dedik. ancak galatasaray kalecisi 2.sınıf kaleci. bizzat galatasaray'da oynayıp kendini geliştirdi ve 2. sınıf bir kaleci oldu. isteyen muslera'yı, 1. sınıf listesini genişletip oraya da yazabilir. muslera seviye atlamak için gösterilebilecek güzel bir örnek. bu ayrımı yaparken şu anki iyi/kötü form durumuna değil, futbolcuların genel olarak profillerine, potansiyellerine bakıyoruz.

    eğer galatasaray seviye atlamak istiyorsa öncelikle galatasaray futbol takımının ideal 11'indeki futbolcuların hiçbirisinin 3. sınıftan daha aşağıda olmaması gerekmekte (belki 1 adet istisna veya zayıf halka olabilir). bu çerçeveden bakarsak chedjou 3. sınıf bir stoperken, sabri 3. sınıf bir sağ bek değil. podolski her ne kadar zayıf ve formsuz olsa da onun profili 3.sınıf kanat oyuncusu. ancak yasin öztekin henüz 3. sınıf bir kanat oyuncusu değil.

    galatasaray'ın avrupa'daki seviyesini anlatmaya çalıştım. olaya bu yazıda yazdığım gibi bakarsanız kafanızda bir çok şeyi netleştirmiş olursunuz. en azından "şampiyonlar ligi seviyesinde değil" tartışmaları daha doğru olur. "şampiyonlar ligi seviyesinde futbolcu" sıfatı pek doğru bir sıfat değil. onun yerine galatasaray'ın avrupa'daki yerini göz önünde bulundurarak "galatasaray seviyesinde bir futbolcu" sıfatını kullanırsak her şey daha anlaşılır olur.

    saygılar.
  • 61
    tartışmaya o kadar da açık olmayan, cevabı çok net olan bir soru.

    2019-2020 yılı itibarıyla şampiyonlar ligi 4. torbası.

    dolayısıyla ilk hedefimiz şampiyonlar ligi 3. torbası. bunun için bir taraftan 2019-20 yılı sonunda avrupa kupalarına kalıp 2020-2021 avrupa kupalarında maximum puan toplamalı; diğer taraftan da 2020-21 sezonunda türkiye süper liginde de şampiyon olmalıyız.

    tabi bir de kendimizi dev aynasında görmeyi bırakmalıyız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın