• 7
    sosyal mecralarda ilk başladığında, televizyondaki boş ortamdan oraya sığındık. ne var ne yok hepsini pek çoğumuz izledik. kendi adıma özellikle galatasaraylı sayfaların hemen hepsini iştahla uzun süre takip ettim, izledim. fakat bir süre sonra, sayfaların sayısı artınca orada da ciddi bir kalite farkı oluştuğunu idrak ettim. zaman kıymetli. orada da seçici davranmaya başladım. geyikle zaman öldürmeyen, ciddi, bana gerçekten değer katan ve sahada görmekte zorlandigim perspektifleri açan 2 ya da 3 kanalı izliyorum. gayriciddi, arkadaş ortaminda sohbetten hallice kafasına göre takılanları takibi bıraktım. aslında otomatik olarak gerçekleşti çünkü programı açıp izlemeye başladığım andan itibaren boş geyik ya da ciddiyetsizlik algıladığımda otomatikman kapattığımı fark ettim.
  • 19
    zaten onursal noksanlığı olan medyanın lağım çukurudur bunlar, onur ve ahlak gibi değerlerin kırıntısını bulundurmazlar.

    her durum gibi bu durumunda istisnaları vardır ben o istisna isimleri yukarıda bahsettiğim insanlarla aynı keseye koymuyorum, örneğin; ahmet e. ile bülent timurlenk’i aynı keseye koymak bülent timurlenk’e büyük hakaret olur.
  • 8
    bölünerek çoğaldıklarına inandığım meslek grubu. bir meslek odaları var mı bilmiyorum, böyle bir meslek neden var onu da bilmiyorum. yani bir kişinin asıl mesleği nasıl "futbol yorumculuğu" olabilir onu da anlamakta zorluk çekiyorum. olsa olsa ömer üründül örneğinde olduğu gibi hobi olarak yapılan bir iş olmalı ya da hadi part-time diyelim. burada mesela hepimiz birer futbol yorumcusuyuz ama bundan para kazanıyor muyuz; hayır. ama piyasada mesleği bu olan insanlardan daha iyi futbol yorumculuğu yaptığımızı düşünüyor muyuz; evet. ee tezat bu. velhasıl, mantar gibi çoğalan youtube oluşumları ile ecnebilerin deyimiyle bir hype'a dönüşen bu kişiler tarihin tozlu sayfalarına umarım kısa zamanda karışır. ülkede öyle üzerinden para kazanılacak kadar iyi oynanan bir futbol yok ortada.
  • 12
    bu tayfa içinde olasılıklar üzerinden yorum yapanlar da var. ‘x orda golü atsaydı, kaleci onu kurtarmasaydı maçın sonucu böyle olmazdı’ gibi akıl almaz analizler yapılıyor. mesela bizim içerdeki kopenhag maçı için ‘kopenhag 10 kişi kalmasaydı gs maçı çeviremezdi’ gibi yorumlar duyuyorum. aynı yorumcu bizim ilk yarım saatte skoru 3-0 yapacak net fırsatları kaçırdığımızdan bahsetmiyor. ayrıca kırmızı kart görmelerinde bizim baskımızın rolü olduğu gerçeğini de görmezden geliyor.

    yani bir maçı böyle değelerlendirmek kadar saçma bir şey yok. futbol böyle bir oyun değil. maalesef ülkemizde her alanda liyakat eksikliği olduğu gibi futbol yorumculuğunda da bu var.
App Store'dan indirin Google Play'den alın