• 3
    hani sonbahardan kışa geçerken bir çıplaklık yaşar ya ağaçlar...

    tek bir ağaç vardı yalova'dan çınarcığa geçerken eski petrol istasyonunun karşısında. arkasında yüzlerce ağaç...
    diğer ağaçlar yokuşa vermişti köklerini, bundan mütevellit eğik dururlardı o tek kalan ağacın karşısında. biat ederlerdi sanki.
    tek farkı diğer ağaçlardan biraz uzakta olması ve daha dik olmasıydı. rüzgarlar estikçe grup ağaçlar eğilir ama o tek başına kalırdı orada. sonbahardan kışa geçerken daha çok anlardım o ağacın yalnızlığını. kel ağaçlar yine boyun bükmüş ama çıplak tek ağaç kalakalmıştı orada.
    kendimi onun yerine o denli koymuştum ki. ve o kadar özenmiştim ki yalnızlığına hep ukdedir o kadar yalnız olabilmek.

    bu olmalı herhalde bir amigonun ütopyası. yalnız ve dik durabilmek. kendisini takip eden ağaçları çıplak da olsa dik bir şekilde selamlayabilmek. tanrı'nın büyüklüğü hep düşer hatrıma, her mucizevi olayda.
    galatasarayım adına çok dua etmişimdir ama bu çok içten tanrım umarım bunu kabul edersin;

    bize bundan sonra vereceğin tribün liderlerinde;

    davul tokmağı fırlatmak,
    fahiş fiyattan bilet satmak,
    lisanslı ürünsüz hatta sivil maça gelmek,
    ters pankart asmak,
    futbolcu ıslıklatmak,
    rakibi alkışlatmak,
    tribünün %80 inin fikrinin tersinde olmak,
    kulüp etiğine ters ve rakiplerin taraftarıyla özdeşleşmiş tezahürat söyletmek,
    ve kendi fikrinin dışında herkesi tribünden defetmek,

    gibi özelliklerden olmasın. umarım bu duamı kabul edersin...

    ağaçların kalabalıklığını ve o tek ağacın kökünün deinliğini görünce elimizden dua etmek geliyor. yoksa başka şeylerin tepkisi yeni yer isteyenlere gelecek eminim bundan...
App Store'dan indirin Google Play'den alın