• 31348
    yapılan son eklemeler ile birlikte 2021-2022 sezonuna göre oldukça dengeli bir yapıya kavuşmuş kadrodur. bu kadrodan taraftar olarak bizlerin beklentisi de oldukça yüksek.

    ancak, özellikle son yıllardaki tecrübelerimiz gösteriyor ki, taraftar sahada maçın her saniyesi hata yapmayan, oyun planını bir konsol oyunu akıcılığında sahaya yansıtabilen bir takım görmek istiyor. daha doğrusu, gördüğü oyun bu olmayınca takıma küsüyor ve kendince buna engel olan bir ya da iki oyuncuya; oyunculardan sonra da teknik ekibe tepkilerde bulunuyor.

    bu noktada, beklentileri iyi ayarlamakta fayda var diye düşünüyorum. olumsuz algının zararları gibi olumlu algının kontrol edilememesinin de zararları olduğunu pek çok kez gördük. örneğin, kasımpaşa maçında (allah korusun) yaşanacak bir puan kaybı sonrası her şey tekrar tepe taklak olabilir. ya da icardi'nin ilk 3 maç sahada kaybolması; homurdanmaları tekrar başlatabilir. bunların hiçbiri olmasa dahi, sahada bir bayern dominasyonu göremeyecek olmak bile insanları tekrar benzer olumsuz algı içerisine sokabilir.

    unutmamalıyız ki, galatasaray, 1996-2000 yılları arasında bile şu an hayalini kurduğumuz dominantlıkta futbol oynamıyordu. inişler, çıkışlar hep oluyordu. o dönemki yıldızlarımız, şu anın efsaneleri, 1-1.5 aylık kötü performans dönemlerine girebiliyorlardı. efsane kaptan bülent korkmaz kademe hatası yapabiliyordu; arif %100'lük gol pozisyonu kaçırabiliyordu; ergün isabetsiz orta açabiliyordu; hasan topu ayağında çok tuttuğu için pozisyonları hiç edebiliyordu; hakan "gol orucu"na girebiliyordu ki ben bu kavramı onun gol atamadığı uzun serilerde duymuştum ilk kez mesela. "saha yetmedi" kavramı da hasan şaş'la beraber girmişti kelime hazneme. bütün bunların ötesinde, şimdilerde nefret ettiğimiz emre uefa yarı final maçında; en winner karakterli oyuncumuz hagi ise uefa kupası finalinde takımı 10 kişi bırakacak sorumsuzlukta hareket edebiliyordu. fatih akyel, bilbao maçında yaptığı hata yüzünden takımın şampiyonlar ligi grupları'ndan çıkmasına engel oluyordu.

    chelsea'den 5 yemişti bizim efsane kadromuz; uefa kupası'nı kazandığı sene...

    demem o ki, bizim tarihimizin en iyi kadrosunda bile, bugün yaşansa sözlükte oyuncuların isimlerinin yanında üç haneli sayıların olduğu toplu eleştirilerle karşı karşıya kalacağımız pek çok olay oldu. ama ben, ali sami yen'deki tribünlerin bir kere bile takıma küstüğüne şahit olmadım. takım gerideyken sus pus maç izlemelerine yeni yeni alışıyorum. eskiden tribündekiler kendi işini bilir; takıma saygı duyardı. takımdakiler de kendi işlerini en iyi şekilde yapmaya çalışır ve tribüne saygı duyardı. tribün, sahayı cehenneme; takım da kulübü avrupa fatihi'ne bu sayede çevirdi.

    şimdi, o efsane kadroyla kıyaslanamayacak olsa da, gerçekten saygıyı hak eden oyuncularla dolu bir kadrosu var galatasarayımızın. korkum odur ki; her an her şeyi bilen taraftar, ilk hatada teknik kadroyu, bir kaç hatada da bu oyuncuları yerin dibine sokabilir; hep beraber sokuyoruz çünkü. o pas verilir mi, o pozisyon kaçar mı, orada az koşulur mu!?.. bu oyuncular da bu teknik kadro da, bugün bizi heyecanlandıracak kariyerleri elde edebilmek için oldukça çaba sarfettiler, ve şahsen benim saygımı -hiç önemi olmasa da- kazandılar.

    şimdi sıra tribün olarak geçmişten bize miras kalan saygıyı tekrar canlandırmak ve işimizi en iyi şekilde yapmak. sahada oynanan oyunu devre arası geldiğinde tekrar eleştirir, eksiklere dair yorumları yaparız. ama sonuna kadar arkasında olmamız gereken bir kadro kurulmuşken bunca zorluk altında; galatasaray futbol kulübü'ne yük değil destek olalım!
App Store'dan indirin Google Play'den alın