1310
--- alıntı ---
nasrettin hoca bir gün oğlunu çağırmış yanına,
- al şu testiyi, çeşmeden doldur gel, sakın testiyi kırma ha!
demiş, dedikten sonra da bir tane tokat patlamış çocuğa. hocanın bu hareketini gören komşusu hocaya,
- ya hoca, çocuk testiyi kırmadı ki, ne diye tokat atarsın?
diye sormuş. hoca bunu duyunca,
- testiyi kırdıktan sonra tokat atsam ne olur, bana faydası ne!
diye cevap vermiş.
--- alıntı ---
buraya kadar okuyanlar bu başlıkta bu yazının ne işi var diyor şimdi. anlatayım.
yıl 2010. şenol güneş önderliğindeki trabzonspor ligin ilk yarısını kasıp kavurur. 2011 yılına ikinci bursaspor'un 5, üçüncü fenerbahçe'nin 9 puan önünde lider girer.
2011 herkesin malumu. tarlalar sürülür, kaçak inşaat çıkılır ve fenerbahçe sözde şampiyon, ikinci yarıdaki 17 maçın 16'sını kazanır.
"ağlak" şenol güneş'in elinden şampiyonluğu resmen çalınır. işin rengi 3 temmuz 2011'den sonra anlaşılır ama o saatten sonra dövünsen ne fayda guguk devletinde!
dövündü de garibim ama tek muhattabı marko paşa!
e şimdi hoca efendi efendi takımını yönetti de ne oldu yani 2010'da? hakkını gasp ettiler adamın. bundan ders alan adam eline geçen ikinci testiyi de çeşmeye önlem almadan mı göndersin yani?
evet çok konuşuyor, evet ağlıyor. ama konuşmak da ağlamak da en çok onun hakkı. adamın bardağındaki sütle ağzını değil bütün vücudunu yaktılar, elbette sofradaki yoğurdu çok ses çıkara çıkara da olsa üfleyerek yiyecek.
sizden hiç bir şey gasp ettiler mi? elinizden zorla bir şey aldılar mı? bakın bir şey kaybettiniz mi demiyorum, hakkınız göz göre çalındı mı?
benim çalındı, hala da aynı adamım, aynı tutumu sürdürmeye devam ediyorum. ama bu benim seçimim, hocanın seçimi de aynı silleyi bir daha aynı şekilde yememek.
kendi kararımın doğru olduğunu düşünmekle beraber hocaya da saygı duyuyorum. çünkü empati kurabiliyorum, bu kadar basit. herkese de öneririm.
hoca bir kaplumbağa. görünen dış kabuğunun altındaki adamı ben daha önce gördüm, bu adam hala aynı adam. dış dünyaya karşı savunma mekanizması geliştirmiş olması onu kötü yapmaz.
türkiye'nin de en başarılı değil ama en iyi hocasıdır. gönül bizim çatımız altında en başarılı seviyesine yükselmesini de istedi ama kısmet değilmiş, bizim yönetimlerimiz tutup kolundan getirmedi kendisini.
hep "fatih terim adam eder." derler ya, külliyen yanlış. adam eden şenol güneş'tir, fatih terim oyuncuyu adam sanmamızı sağlar sadece. hakiki mürşit de nazarımda şenol güneş'tir.
nasrettin hoca bir gün oğlunu çağırmış yanına,
- al şu testiyi, çeşmeden doldur gel, sakın testiyi kırma ha!
demiş, dedikten sonra da bir tane tokat patlamış çocuğa. hocanın bu hareketini gören komşusu hocaya,
- ya hoca, çocuk testiyi kırmadı ki, ne diye tokat atarsın?
diye sormuş. hoca bunu duyunca,
- testiyi kırdıktan sonra tokat atsam ne olur, bana faydası ne!
diye cevap vermiş.
--- alıntı ---
buraya kadar okuyanlar bu başlıkta bu yazının ne işi var diyor şimdi. anlatayım.
yıl 2010. şenol güneş önderliğindeki trabzonspor ligin ilk yarısını kasıp kavurur. 2011 yılına ikinci bursaspor'un 5, üçüncü fenerbahçe'nin 9 puan önünde lider girer.
2011 herkesin malumu. tarlalar sürülür, kaçak inşaat çıkılır ve fenerbahçe sözde şampiyon, ikinci yarıdaki 17 maçın 16'sını kazanır.
"ağlak" şenol güneş'in elinden şampiyonluğu resmen çalınır. işin rengi 3 temmuz 2011'den sonra anlaşılır ama o saatten sonra dövünsen ne fayda guguk devletinde!
dövündü de garibim ama tek muhattabı marko paşa!
e şimdi hoca efendi efendi takımını yönetti de ne oldu yani 2010'da? hakkını gasp ettiler adamın. bundan ders alan adam eline geçen ikinci testiyi de çeşmeye önlem almadan mı göndersin yani?
evet çok konuşuyor, evet ağlıyor. ama konuşmak da ağlamak da en çok onun hakkı. adamın bardağındaki sütle ağzını değil bütün vücudunu yaktılar, elbette sofradaki yoğurdu çok ses çıkara çıkara da olsa üfleyerek yiyecek.
sizden hiç bir şey gasp ettiler mi? elinizden zorla bir şey aldılar mı? bakın bir şey kaybettiniz mi demiyorum, hakkınız göz göre çalındı mı?
benim çalındı, hala da aynı adamım, aynı tutumu sürdürmeye devam ediyorum. ama bu benim seçimim, hocanın seçimi de aynı silleyi bir daha aynı şekilde yememek.
kendi kararımın doğru olduğunu düşünmekle beraber hocaya da saygı duyuyorum. çünkü empati kurabiliyorum, bu kadar basit. herkese de öneririm.
hoca bir kaplumbağa. görünen dış kabuğunun altındaki adamı ben daha önce gördüm, bu adam hala aynı adam. dış dünyaya karşı savunma mekanizması geliştirmiş olması onu kötü yapmaz.
türkiye'nin de en başarılı değil ama en iyi hocasıdır. gönül bizim çatımız altında en başarılı seviyesine yükselmesini de istedi ama kısmet değilmiş, bizim yönetimlerimiz tutup kolundan getirmedi kendisini.
hep "fatih terim adam eder." derler ya, külliyen yanlış. adam eden şenol güneş'tir, fatih terim oyuncuyu adam sanmamızı sağlar sadece. hakiki mürşit de nazarımda şenol güneş'tir.
