• 10125
    taraftarına olabilecek en kötü sezonlardan birini yaşatmış olan takımdır. hatta küme düşme potasına girdiğimiz sezondan da kötü bir sezon.

    öncelikle şunu belirteyim. burada kastettiğim takım sadece futbolcular değil. benim tanımımın içine, ünal aysal, fatih terim, futbolcular dahil.

    önce senden başlayayım sayın ünal aysal. ben hep destekledim seni. sadece yaşattığın başarılar için değil, galatasaray vizyonuna yakışan, armanın asaletini taşıyan bir başkan olduğun içindi bu destek aynı zamanda. öyle inanmıştım ki, nihayet galatasaray armasının hak ettiği yerde, avrupa'nın en büyük arenasında, sürekli olarak dalgalanacağına. hatta ve hatta, geçen sene aniden seçim kararı alıp, yönetimde en sevdiğim insanlardan olan ali dürüst'ü gönderdiğinde bile, 'vardır bir bildiği' dedim. sonra sen ne yaptın? gittin bize en güzel duyguları yaşatan imparator'umuzu, damdan düşer gibi gönderdin. hem de olabilecek en kötü şekilde. o gün haberi aldığımda, inanamadım, inanmak istemedim. belki anlaşamıyordunuz, belki artık imparatorsuz da zaferler kazanmamız gerekiyordu ama, bizleri böyle yaralayarak yapmak zorunda mıydın bunu başkan? sezon sonunu beklesen, anlaşarak ayrılsak imparator'la, adını bağırarak uğurlasaydık statta olmaz mıydı? üstüne bir de bülent tulun, şükrü ergün gibi antipatik, fenerli olsalar ancak bu kadar nefret edebileceğim adamları galatasaray'ımızın yüzü yaptın.

    sonra siz, sayın galatasaray'lı futbolcular. o üzerine giydiğiniz forma var ya, işte o formayı görmek bile çoğu insanın içine coşku dolmasına yetiyor. biz taraftarlar için sizler ne kadar şanslısınız biliyor musunuz? kaç tane çocuğun rüyasıdır o formayı giyip, o statta maça çıkmak. açıkçası, bu sezona kadar hakkını verdiniz formanın. ama ne olduysa bu sene, oynamamaya karar verdiniz. teknik direktörü beğenmemek mi bahaneniz bilemiyorum. ama bu ruhsuzluğunuz, yenilgilerden dolayı hissedilen acı duygular bir kenara, armaya hakaret bizler için. ya ben galatasaray'la yatıp, galatasaray'la kalkan bir insanım. haftasonu olsa da maç izlesem diye beklerim, bir hafta maç olmasa galatasaray'ı özlerim. şimdi maç izleyince karnıma ağrılar giriyor. canım sıkılıyor ruhsuzluğu görünce kapatıyorum maçı. hakkınız var mı beni galatasaray'ımdan uzak tutmaya?

    sıra sende grande... sen bize baba gibiydin. bu armanın yaşayabileceği en büyük başarıları seninle kazanmıştık. en güzel duyguları yaşamıştık seninle hep. şimdi hatırlayınca uzak geliyor, sen takımın başındasın diye hissettiğim o rahatlık, o güven duygusu. sene başında da iyi gitmiyorduk ama, yine ben emindim. o şampiyonluk kupası, senin ellerinde kalkacaktı yine. armamıza bir yıldız daha ekleyecektin sen. sonra ansızın öğrendik. galatasaray'ın son zamanlardaki baş düşmanıyla ortaklık yapmışsın. seni milli takım'a imza atıp, yıldırım demirören denen haysiyetsizle yanyana gördüğüm an neler hissettim tahmin edebilir misin? senin galatasaray'dan gönderiliş şeklinden dolayı hissettiğin acıdan çok daha kötüdür emin ol. belki sen başkandan intikam almaya niyetlendin ama, asıl seni sevenleri üzdün grande. galatasaray'ın en kötü yenilgilerinden de acı hislerdi o an hissettiklerim. ya sonra galatasaray hayatında hiç yokmuş gibi hayatına devam etmene ne demeli? sen de bizimle en güzel duyguları yaşamadın mı grande? peki nasıl gidebildin 'imparator fatih terim' diye galatasaray'ınla dalga geçen adamların maçlarına? seni çok seviyordum be grande. bu yüzden, en çok da sana kırgınım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın