272
tanım: yeni bir galatasaray taraftar grubudur.
diyeceğim şu: insanoğlu daima karmaşık yapıya sahip bir varoluş olmuştur; olacaktır... bizler toplumsal kalıpların içinde yaşasak ve çoğunlukla bu kalıplar doğrultusunda şekillensek de, dünyada 7 milyar insan varsa 7 milyar da farklı kişilik olacağından yola çıkacak olursak, sevgi gibi, inanç gibi soyut kavramlar da, elle tutulur ve "somut" olarak nitelendirebileceğimiz birçok ideoloji de, kişilerin karakterlerinin algı kapasitesi dahilinde, zihinlerinin süzgecinden geçerek bulundukları bünyelerin komplex yapılarıyla değişikliklere uğrayacaklardır. gelmek istediğim nokta şu: bizler toplumsal edinim yoluyla bize nüfuz eden sınırsız sayıda kavram barındırabilir ve bunları kendi özgün kişiliklerimizle zenginleştirebiliriz; bazen bilinçlice bazen bilinçsizce; fakat yapabiliriz. dolayısıyla, kalben herşeyiyle galatasarayı seven, fakat aynı kalbiyle şiddetle -malum- gündemde kendine yer edinmek isteyenler, bu iki sevdikleri kavramı bir araya getirip özgün bir oluşum ortaya çıkartmak isteyebilirler. bu son derece iyi niyetle de yapılmış bir hareket olabilir; zira ben şahsen gerçekten bir galatasaraylının takımına göz göre göre zarar verecek bir tutumda bulunacağına inanmıyorum; o yüzden hemen küfredilip dışlanmamalıdır bu yapılanmalar; insan doğası göz önünde bulundurularak yapılmamalıdır böyle. ben de ilk zamanlarında istanbul united fikrini beğenmiştim; olayların sıcaklığı ve duyguların yoğunluğu, her kesimden ve görüşten insanla öyle bir kucaklaşma isteği doğurmuştu ki, fenerbahçe atkısı takan bir galatasaraylı tebessüm ettirmişti bana. takımına olan sevgisiyle ileri çıkan siyasi bir kucaklaşma isteği demiştim içimden; hoşuma gitmişti. toplumda klasikleşmiş, eskimiş iki güçlü kavramın özgün bir şekilde yepyeni bir bakış açısı ortaya çıkarması diye hissetmiştim. ancak daha sonra düşündüğümde, bunun doğru olmadığını fark ettim kendimce. değildi; çünkü bazen sapla samanı birbirine karıştırmamak gerekiyordu. değildi; çünkü galatasaray fenerbahçenin karşıt duruşunda, fenerbahçe de galatasarayın karşıt duruşunda ilerlemeye açık oluşumlardır. bunu hayattaki herşey için düşünebilirsiniz. william blake'in bir sözü vardır: "karşıtlıklar olmadan, olmaz ilerleme.." düşmanca değil, kendi bulundukları konumda kök salıp yükseğe uzanabilmek adına mecburidir bu karşıtlık. karşıtlıkların kalkması ve birleşmesi, kısa vadede hoş duygular yaratsa da, uzun vadede bu kavramların önemini, gücünü kaybedip yok olmalarına yol açacaktır. galatasarayı sevip, destekleyip, feneri beşiktaşı trabzonu da kucaklayan bir oluşum, galatasaray duygusunun uzun vadede yok olmasına yol açar, tıpkı fb'nin ve bjk'nin de yok olmasına yol açacağı gibi. kendini hepsini eşit düzeyde severken bulursun birgün. sistem çöker. peki bu kötü birşey mi? hayali ütopya ülkesiyse insanlığın amacı, doğru yol budur. ancak karşıtlıkların varlığında, onlara saygı çerçevesinde, gerçekten sevdiğinin kök salmasıysa amaç içinde, o halde yanlıştır. istenildiği gibi belli platformlarda, taraftarı olduğun kulüp bünyesinde siyasi görüşünü ortaya koyabilirsin. sen çarşı olarak halkın yanında olursun. sen ultraslan olarak ya da 'x' traftar topluluğunun bir üyesi olarak halkın yanında olursun. diğer taraftar oluşumlarıyla organize hareket edersin, işbirliği yaparsın...
tüm bunların ışığında, ben koyu bir gs taraftarı olarak, tekyumruk oluşumunu suçlu bulmayıp anlıyorum, ancak hatalı buluyorum ve bakış açılarını sadece galatasaraya çevirmelerini tavsiye ediyorum. görüşlerini galatasaray olarak koyacaklarsa koysunlar, bu bir duruştur. aksi sadece, demiş olduğum gibi, hatalı bir duruş olacaktır.
diyeceğim şu: insanoğlu daima karmaşık yapıya sahip bir varoluş olmuştur; olacaktır... bizler toplumsal kalıpların içinde yaşasak ve çoğunlukla bu kalıplar doğrultusunda şekillensek de, dünyada 7 milyar insan varsa 7 milyar da farklı kişilik olacağından yola çıkacak olursak, sevgi gibi, inanç gibi soyut kavramlar da, elle tutulur ve "somut" olarak nitelendirebileceğimiz birçok ideoloji de, kişilerin karakterlerinin algı kapasitesi dahilinde, zihinlerinin süzgecinden geçerek bulundukları bünyelerin komplex yapılarıyla değişikliklere uğrayacaklardır. gelmek istediğim nokta şu: bizler toplumsal edinim yoluyla bize nüfuz eden sınırsız sayıda kavram barındırabilir ve bunları kendi özgün kişiliklerimizle zenginleştirebiliriz; bazen bilinçlice bazen bilinçsizce; fakat yapabiliriz. dolayısıyla, kalben herşeyiyle galatasarayı seven, fakat aynı kalbiyle şiddetle -malum- gündemde kendine yer edinmek isteyenler, bu iki sevdikleri kavramı bir araya getirip özgün bir oluşum ortaya çıkartmak isteyebilirler. bu son derece iyi niyetle de yapılmış bir hareket olabilir; zira ben şahsen gerçekten bir galatasaraylının takımına göz göre göre zarar verecek bir tutumda bulunacağına inanmıyorum; o yüzden hemen küfredilip dışlanmamalıdır bu yapılanmalar; insan doğası göz önünde bulundurularak yapılmamalıdır böyle. ben de ilk zamanlarında istanbul united fikrini beğenmiştim; olayların sıcaklığı ve duyguların yoğunluğu, her kesimden ve görüşten insanla öyle bir kucaklaşma isteği doğurmuştu ki, fenerbahçe atkısı takan bir galatasaraylı tebessüm ettirmişti bana. takımına olan sevgisiyle ileri çıkan siyasi bir kucaklaşma isteği demiştim içimden; hoşuma gitmişti. toplumda klasikleşmiş, eskimiş iki güçlü kavramın özgün bir şekilde yepyeni bir bakış açısı ortaya çıkarması diye hissetmiştim. ancak daha sonra düşündüğümde, bunun doğru olmadığını fark ettim kendimce. değildi; çünkü bazen sapla samanı birbirine karıştırmamak gerekiyordu. değildi; çünkü galatasaray fenerbahçenin karşıt duruşunda, fenerbahçe de galatasarayın karşıt duruşunda ilerlemeye açık oluşumlardır. bunu hayattaki herşey için düşünebilirsiniz. william blake'in bir sözü vardır: "karşıtlıklar olmadan, olmaz ilerleme.." düşmanca değil, kendi bulundukları konumda kök salıp yükseğe uzanabilmek adına mecburidir bu karşıtlık. karşıtlıkların kalkması ve birleşmesi, kısa vadede hoş duygular yaratsa da, uzun vadede bu kavramların önemini, gücünü kaybedip yok olmalarına yol açacaktır. galatasarayı sevip, destekleyip, feneri beşiktaşı trabzonu da kucaklayan bir oluşum, galatasaray duygusunun uzun vadede yok olmasına yol açar, tıpkı fb'nin ve bjk'nin de yok olmasına yol açacağı gibi. kendini hepsini eşit düzeyde severken bulursun birgün. sistem çöker. peki bu kötü birşey mi? hayali ütopya ülkesiyse insanlığın amacı, doğru yol budur. ancak karşıtlıkların varlığında, onlara saygı çerçevesinde, gerçekten sevdiğinin kök salmasıysa amaç içinde, o halde yanlıştır. istenildiği gibi belli platformlarda, taraftarı olduğun kulüp bünyesinde siyasi görüşünü ortaya koyabilirsin. sen çarşı olarak halkın yanında olursun. sen ultraslan olarak ya da 'x' traftar topluluğunun bir üyesi olarak halkın yanında olursun. diğer taraftar oluşumlarıyla organize hareket edersin, işbirliği yaparsın...
tüm bunların ışığında, ben koyu bir gs taraftarı olarak, tekyumruk oluşumunu suçlu bulmayıp anlıyorum, ancak hatalı buluyorum ve bakış açılarını sadece galatasaraya çevirmelerini tavsiye ediyorum. görüşlerini galatasaray olarak koyacaklarsa koysunlar, bu bir duruştur. aksi sadece, demiş olduğum gibi, hatalı bir duruş olacaktır.
