• 29
    24 subat 2009 inter manchester united maçında gerçekleşen hadisedir. kendisi ibrahimoviç' in futboluyla saçı kadar ilgilense, daha başarılı olacağını iddia etmiştir. jin sun park' ı yaratıcı olmamasından dolayı eleştirmiş kendisini koşuyor mücadele ediyor en azından diye savunmaya kalktığımda da, '' çekik gözlü çocuk iyi koşuyor ama atletizm yarışı yapmıyoruz çocuğum gol lazım değil mi futbolda '' diyerek beni dumura uğratmıştır. alex ferguson' a da '' yeteri kadar hücum oynatmıyor kısa boylu çocuk ( rooney' i kast ediyor ) nerde '' diyerek eleştiri oklarını yöneltmiştir. mutfağa giderken de inter için '' bu takım ingiltere' de bizim çocuklara dayanamaz '' diyerek noktayı koymuştur. evde devamlı spormax açık olursa olacağı budur sözlük. ne deyim. şaştım kaldım.
  • 6
    yer ernst happel-hırvatistan maçı

    anne harrycool- ben bu rüştü' yü çok seviyorum yaa.

    ( 1 sn sonra rüştü hatalı çıkar. hırvatistan' dan gol yeriz. moral diptedir.)

    harrycool (her taraftar gibi) - rüştü şimdi gol mu yenir ulan vık vık vık bık bık bık 1 dk kaldı zaten ühü elendik !!?

    anne harrycool-annenin yanında böyle konuşulmaz ! ben mutfağa gidiyorum. gelene kadar bir gol atacağız merak etme sen. yeter ki umudun olsun biraz ya aaaa !!!

    rüştü endirekt serbest vuruşu kulllanır.emre aşık sayesinde top semih' in önüne düşer. semih golü yapar. (rıdvan dilmen deyimi) harrycool şoktadır.

    anne harrycool- anne sözü dinle dedik ya ! bir şeyi biliyoruz da söylüyoruz !

    harrycool- kendine reset atar. bir süre konuşamaz. sonra gider annesinin elini öper.

    anne harrycool-birazdan beğenmediğiniz rüştü bizi kurtaracak der.

    penaltılarda rüştü coşar. anneye duyulan saygı bir kat daha artar. ntvspor' da rıdvan dilmen yerine izlenmeye başlanır.

    bu da harrycool' un böyle bir anısıdır. çok duygulandım be sözlük. bir almanya maçı var anlatmayım ekran ıslandı hafiften.

  • 143
    - maç mı var?
    + evet anne
    - ben salondaki televizyona geçerim sen izle maçını.
    - benden bir şey istiyor musun?
    + hayır anne, sağ ol.

    maç sonu;

    - yendiniz mi?
    + yok anne yenildik.
    - olsun üzülme, bir dahakine de siz yenersiniz...

    baba ile maça gitmek başlığını görünce yazmak istedim. babası ile hiç maç gitmeyen birisiyim. ayrıca imkanı olsa da gitmek istemeyecek olan azınlıktayım. sizin anlayacağınız ben babamla aynı sokakta bile yürümek istemem. ama annem başka, onunla ölüme bile gidebileceğimi düşünürdüm. hayat 1,5 sene önce onu yalnız gönderdiğimde öğretti, yalnış betimlemelerde bulunduğumu.
  • 121
    kendimi bildim bileli yaptığım aktivitedir. beni zaten bitanecik annem galatasaraylı yapmıştır. en az benim kadar fanatiktir. maç esnasında totem yapmayı sever. mesela rakip takım atak yaparken iki parmağıyla "kes" hareketi yapar. amacı atağın bi an önce kesilmesi içindir. hatta uefa kupasını aldığımız yıl, leeds ve arsenal maçlarında (basındaki ingilizlerin yan topları çok etkili oluyor haberlerinden sonra özellikle) rakibin attığı her kornerde yere yattı.** ayrıca her maç öncesi ilk onbirimizdeki her oyuncu için 7şer ayet el-kürsi** okur.(değişlik esnasında yeni giren oyunculara da okur). çok "kafa" bir insan ve galatasaraylı olduğundan maç esnasından beraber küfrederiz. (tabi benim kadar etmez ama*). ayrıca çok doğru yorumlarda yapar.
    (bkz: bu riera da bi boka yaramıyo)
    (bkz: bu arda sinemden sonra bozuldu)
    (bkz: bizim pitbull bakalım çubuklu tosuna neler yapacak)*
    hatta belki ofsayt alma nedenim olabilir ama milli maçlarda çubuklu tosun, volkan demirel, selçuk şahin nefretinden ötürü hiçbir zaman milli takımı desteklemez.
    sonuç olarak candır,canımdır, üstüne üstlük bide galatasaraylıdır,antifenerlidir. böyle bir anneyle beraber maç izlediğinizi düşünün.
    çok şanslıyım.

    edit: şimdi tekrar okudumda acaba ben değil de o mu sözlükte yazar olsaydı?*
    edit2: ama bir türlü basketbol maçlarını sevdiremedim kendisine.. onu da başarabilirsem gelsin euroleague final fouru.*
    edit3: imla
  • 16
    -cık bunlar hiç oynamıyor bugün.
    -niye anne be görmüyor musun? ne güzel sistemli oynuyoruz işte.
    -yok be, şu uzun saçlı herifin bizim kaleyi bıraktığı yok, insan koşar biraz.
    -ama anne o defans oyuncusu ya.
    -ne fark eder, bu sabri her yerde koşuyor bak ( oha, annem bile fark etmiş).
    -neyse anne ya, dur izleyelim.
    -bak dedim ben sana, yediler işte, hayatta düzelmez bu maç, boşu boşuna izlemeyelim.
    -anne bir sus nolur ya.
    -ne var? ben mi kötü oldum şimdi?
    -of anne tamam ( bir gol daha yenir).
    -sen anneye laf söyle, al işte yine yediler, kapat artık şunu, bak hede ve hödö dizisi başladı.
    -anne ben şu kartı alır ve giderim, diğer odada izlerim, yeter ya of.

    arkadan bağırır:
    -istediğin kadar git, yenildik işte, değiştiremezsin.
    -.........................
  • 102
    anne - kızım zıplayıp durma sen elini kolunu oynatınca ilmek kaçırıyorum.

    anarko kedi - anne tamam susar mısın biraz. maç izliyorum.

    anne - bi iş yapmaya gelince of anne demeyi biliyorsun ama. geçmiş maç izliyo.

    anarko kedi - anne elimden gelse hem maç izleyip hem de tüm futbolculara forma örerdim. giyerler mi dersin.değişik bir tarz olur hem . dünyada bir ilk. sponsor desenli. oha nereye vurdu topu.

    anne - seni kimse almıycak , bak gör. herif gibi maç izliyorsun. adam korkar senden.

    anarko kedi - ona da forma örerim olmazsa. olmadı inamoto ile evlenirim. zaten o futbolla onu kimse almaz.

    anne - o kim kız.

    anarko kedi - şanssız bir japon anneciğim. tercümanı ben olsaydım kesin başarıdan başarıya koşardı.

    anne - kızın ne okuyor dediklerinde üzülüyorum. japonca okuyor diyemiyorum. bir de maç izliyorsun üstüne. sana hamileyken baban sürekli maç izlerdi. ev tek odalıydı bende otururdum mecburen. ondan mı oldu acaba. sallamasana elini kolunu. sohbet et benle azcık.

    anarko kedi - anne maç bitsin allah aşkına söz veriyorum ev işi yapıcam. futbolu sevdiğimi de hiç kimseye söylemiycem.

    anne - tövbe yareppim. deli bu kız. kızım 6 aydır görmedim seni. özledim ziyaretine geldim. o kadar saat otobüslerde. yaban ellerde kızım dedim. sohbet et benimle diyorum. sen maç izliyorsun. kalkıp gidicem ama bak.

    anarko kedi - anne...

    anne - ne var ?

    anarko kedi - sarı diye bi bağırsana ...

    anne - elimdeki şişi görüyor musun. 7 numara.
  • 142
    kadını bunalttım artık maçlardan. hele bu sezon hafta içi de zaman zaman maçlar olduğundan hepten bıktı benden. “evlen de karın çeksin bu çileyi” demeye falan başladı. hayır yetmezmiş gibi yabancı maçları da izliyorum televizyonu resmen esir aldım. kadının dizileri var açıyor telefonundan izliyor. kıyamam ya canım anam. az kaldı sabret iki gözüm.
  • 55
    her maçımızda önce sessizce yanaşıp kimle kimin maçı diyen sonra benim tuttuğum takım galatasaray olduğu için ona dua etmeye başlayan, hele bir de gavur takımlarla maç yapıyorsak duanın şiddetini arttıran, ardından rakip oyuncular ekrana geldiğinde nazar değsin diye "dev gibi"* demeler... hele bir de anane katılırsa buna, üç ihlas bir elham ile maçı alırız.
  • 19
    a:bu ne maçı şimdi?
    i:uefa kupası anne.
    a:e hafta sonu da vardı ne kadar çok maç yapıyorlar yazık.
    i:o lig maçıydı.
    a:olsun yine de yazık.ama iyi para veriyodur fatih terim bunlara.
    i:ne fatih terimi?
    a:fatih terim oynatmıyor mu da bunları o kadarını da biliyoruz.bu maç şükrüyü niye oynatmadı o iyiydi ?
    i:anne fatih terim galatasaraydan gideli yıllar oldu da şükrü kim ki ben bile tanımıyorum ya.
    a:şükrü işte milli takımda da kaledeydi gözünün altına siyah boya sürüyor ya.*.sarışın karısı var.
    i:pff anne o bizde değil nolur sus artık, bi içeri git hadi başka birşeyler yap ya.*

    ha bunun bir de sırf yavrusunun takımı yenildiğinde yavrusu çok üzülüyor diye kazanması için maç boyu dua edeni vardır ki tadından yenmez. *
  • 110
    futbolla pek alakası olmayan tiplerin oturduğu bir lojmanda geçiyor mevzu.

    1989'daki galatasaray'ın şampiyon kulüplerde yürüdüğü sezon, o maçlardan biri* maç var diye apar topar yemek yenmiş, tv'nin başına geçilmiş. zır kapı. misafir. nasıl ya?

    peder : hoşgeldiniz, biz de maç izlemek için hazırlanıyorduk
    misafir abi : futbol maçı mı? biz sevmiyoruz pek futbol.

    neyse, mecburen misafir kabul edilir, içerideki tv başına herkes bir bahane bulup izler, misafirlerin yanına döner. neyse misafirler gider;

    valide : futbol sevmeyen erkek mi olurmuş canım
  • 27
    anne: a
    lari :l
    -

    lari tv'de fenerbahçe-gaziantepspor maçının 2. yarısını izlemektedir. guiza gol olma ihitmali yüzde seksen olan bir pozisyonu harcamıştır yine. tribünlerden kızgın sesler yükselmesi üzerine lari kendini tutamayıp gülmeye başlar.

    a: dalga geçme adamlarla, bizim başımıza da gelir sonra.
    l: yok ben dalga geçmek amacıyla değil... acıyorum artık güiza' ya. onun için güldüm.
    a: napsın çocuk? ayarlayamıyor bir türlü.

    (bkz: ayarlayamamak)

    -

    lari barcelona'nın maçlarından birini izlemektedir. anne salona gelir, maçın skoruna bakar. 0-0 devam etmektedir.

    a: noldu senin cisse gol atamamış daha.
    l: cisse !?!
    a: aman messi mi ne, o işte. *

    -

    lari nadal-federer avustralya açık turnuvası finali'ni izlemektedir. anne gelir.

    a: kimin maçı bu?
    l: nadal'la federer'in.
    a: aaa ben onların ikisini bir adam sanıyodum ya.
    l: puhahaha. ne takıyosun anne sen böyle şeyleri kafana?
    a: hangisini tutuyosun sen?
    l: yakışıklı olanını.
    a: peki kızım. alıcam ben sana onlardan bir tane merak etme sen.
    l: tamam. sağol anne. *

  • 15
    annesi benim gibi hasta galatasaraylı olan biri için çok güzel bi olaydır. ki annem futboldan en az normal bir erkek taraftar kadar anlar. hafızasıda çok iyidir bu konuda ".... senesindeki şu maçta bu ... hakem bize 2 kırmızı kart bide karşı takıma penaltı vermişti" diyebilcek kadar... kendisiyle stadyumda bile maç izlediğimiz olmuştur. feneri sevenler* parmak kaldırsın diye bağırdığında annem bile parmak kaldırmıştır *.
  • 93
    11 haziran 2010 cuma
    anne- yarın kaçta maçlar?
    ben- iki buçukta.

    12 haziran 2010 cumaresi
    anne- yarın maçlar var mı? kaçta başlıyor?
    ben- iki buçukta anne.
    anne- bilgisayarı ver de facebook'a bakayım biraz.
    ben- işim var anne. (arkadaşlarla msn'de maç muhabbeti)

    13 haziran 2010 pazar
    anne- yarın denize gidelim be oğlum.
    ben- maç var anne.
    anne- saat kaçta?
    ben- iki buçukta.
    anne- öğlen uyanıyorsun zaten.

    14 haziran 2010 pazartesi
    anne- yarın da maçlar var mı?
    ben- evet anne. her gün maçlar var. her gün iki buçukta başlıyor. gitmiyorum ben denize öf.

    15 haziran 2010 salı
    iç ses- of ya. denize gitmeyip evde ter içinde izlediğim maçlara bak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın