• 78
    milli takımı şuanda gencecik çocuklarla 2022 dünya kupası turnuvasında boy gösteriyor. çok değil bu adamların avrupa futboluna ilgisi en fazla 20 yıl olmuştur. şindiden öyle oyuncular yetiştirmişler ki bizim milli takımdaki oyunculardan çok daha kaliteliler. bu abdnin kafayı koyup en iyisi olamayacağı hiçbir şey yok. özellikle sporcu yetiştirmekte öyle bir kültür öyle bir ağ öyle bir eğitim var ki yanlarına dahi yaklaşamayız.
  • 79
    en büyük başarısı propaganda olan ülkedir. öyle ki, dünyanın her yerinde bu ülkeyi sebebsizce övebilecek bir çok hayran yaratmışlardır. söz konusu, hiçbir şey beceremedikleri futbol olsa bile.
    94 dünya kupasından beri abdnin futbola büyük yatırım yaptığı goygoyu söylenip durur. neredeyse 30 sene olmuş. bu süreç içerisinde dünya futboluna ne katkıları olmuş, ya da kaç tane üst düzey futbolcu yetiştirmişler diye fanlarına sorsan beşe kadar sayamazlar bile.
  • 80
    spora yönelmek isteyen erkeklerinin çoğunluğu futbolu ilk 3 seçenek dahiline bile almaz. ülkenin futbol altyapısı a sınıf olmasına rağmen genellikle tesislerde kadınlar boy gösterir. bunun sebebi yetiştirilme tarzı, sosyal baskı ve pr'dir.

    yetiştirilme tarzı : birçok aile (east bölgelerde daha yaygın) çocuğunu spora yönlendirirken nba'de oynamasını hayal eder. güneyde ise beyzbol, downtown bölgelerde de amerikan futbolu ve tenise yönlendirme oranı daha fazladır. futbol onlar için geriplandadır.

    sosyal baskı : rating olarak en alt ve en üst devlet okullarında bile basketbol eğitimi verilir. kolejlerde ise amerikan futbolu, basketbol ve beyzbol eğitimleri ön plandadır. buna bağlı olarak bir teen futbolu seçenek dahiline almaz.

    pr : her tvshow'da ve sosyal medyada nba zirveyi oynar. amerika hükümeti de bunu destekler. kapitalizm futbolla terstir.
  • 81
    ülkede futbol genelde ''yeterince siyah olmadığı için'' beyaz ailelerin çocuklarını yönlendirdiği spordur. 94 açılış maçı olan 18 haziran 1994 abd isviçre maçından sonra şaşıran taraftar olmuş ''bir maç nasıl berabere biter'' diye. yani 3. devre hava atışıyla başlasa deseler oturacakmış adamlar. oradan 20 yılda en fazla bu noktaya geliyorsunuz işte...

    bir de ''nasıl bu kadar çok sporcuları var, biz futbolla yatıp kalkmamıza rağmen kadroları bizden değerli'' diyen arkadaşlar var ancak oyuncu yetiştirmenin tek parametresi futbol sevgisi olamaz. gsmh 27 trilyon usd ile 815,3 milyar usd olan iki ülkeyi kıyaslıyoruz. bizim bu kadar futbolcu yetiştirmemiz bile mucize. futbol sevgisi olmasa bu da olmazdı.

    bir de abd milli takımında 3. forvet olan jesús ferreira'ın tm değeri 8 milyonken haji wright 3,4 milyon. ulan yatacak yeriniz yok be... antonee robinson bir sene önce 2 milyona transfer yapmış güncel değeri 10 milyon euro. ayrıca robinson gibi altyapı eğitimini ingiltere'de almış cameron carter-vickers 9 milyon, yunus musah var. yunus musah 20 milyon euro. ulan beşiktaş taraftarı bile 15-16 sezonunda oyuncularını böyle değerlendirmiyor ne yapıyorsunuz siz?
  • 82
    futbol ile ilgili hiçbir kültürü olmamasına rağmen dest, pulusic, tyler adams, reynah, weah, mckennie gibi futbolcuları çıkartmış ülke. transfermarkt sitesinden baktığıma göre kendi liglerinde oynayan oyuncuları hariç çoğu milli takım futbolcusu sağlam takımlardan geliyorlar. 100 yıldan fazla süredir futbolla yatıp kalkmamıza rağmen, şu futbol deyince amerikan futbolu sanan adamlardan bir farkımız yok kadro olarak. hatta kadroları çok da genç, yakında bizi de geçerler.
  • 83
    futbol (soccer) potansiyeli ve kültürü haksız olarak küçümsenen ülke..

    gerek oynamaya elverişli çim saha sayısında ve kalitesinde, gerekse günün herhangi bir anında
    oynayan kişi sayısında türkiye'nin çok üstünde olan ülke.
    zaten hangi sporu yaparlarsa yapsınlar , yüksek atletizm ve bireysel performans gelişiminde
    çok az ülke kendileri ile rekabet edebilir. açıkhava koşusu ve gym (salon) aktivitesi kültürlerinde var.

    ülkedeki binlerce üniversite ve spor alanlarının tesislerinde en az birkaç tane şahane , düzenli bakılan ve sulanan çim saha mevcuttur.
    her gün, hava iyi olduğunda öğleden sonra sürekli insanlar maç yapar.
    gelirsiniz , katılırsınız. skor veya kazanmasına değil, zevkine ve spor yapmak için.
    amerikalısı, avrupalısı, güney amerikalısı, asyalısı, afrikalısı , yani her kıtadan insan
    bu maçlara katılır. bazılarında süre falan yoktur(hava kararıncaya kadar),
    bazılarında skor tutulmaz.
    kadınlar da bu kampüs sahalarında erkekler ile yapılan maçlara katılırlar.

    amerika'da futbol (soccer) kadınların en çok tercih ettiği spordur.
    spor mağazalarının kadınlar bölümündeki krampon çeşitliliği
    erkekler tarafında yoktur. dünyada kadın futbolunda sürekli ilk 3 içerisinde yer alırlar.
    bu coğrafyadan futbol tutkunu olarak gidiyorsanız ,geriden oyun kuran , at kuyruklu, uzun boylu tatlı sert tandem oynayan kızlara hayran olup gidip çıkma teklifi falan yapabilirsiniz, düşünün o derece...

    amerikan futbolu çok sert, beyzbol sıkıcı, basketbol da tam potansiyel için çok erken olduğu için
    küçük erkek çocuklarını futbola yazdıran birçok amerikalı aile vardır.
    ''soccer moms'' diye terim bile oluşmuştur.
    artık daha çok amerikalı futbol fundemanteline sahiptir.

    amerika'da bir futbol(soccer ) kültürü vardır ama biz ''eski dünya'' ülkelerininkinden oldukça farklıdır.
    bizler mahalle aralarında, okul bahçelerinde, bulduğumuz her alanda oynayarak
    ''alaylı'' ve ''dar'' alan oynayarak öğrendik. bilekleri geliştirirerek tekniğini, kurnazlığını, çirkefliğini ve stratejisiniöğrendik. dün galler takımı da öyleydi mesela..(bkz: 21 kasım 2022 abd galler maçı)
    biz eski dünya ve güney amerika ülkelerinde,
    futbol en çok paranın döndüğü spor, insanları uyutmak için olan bir araç,
    zenginlerin güç gösterisi yaptığı bir alandır.

    bu adamlar top bilmiyor, biz bunları yeriz diye türkler olarak takım çıkarırsınız
    adamların toplama takımına karşı, sonra 30 dakikadan itibaren dalağınız şişer,
    hezimete uğrarsınız.

    amerika'da daha ziyade bireysel sportif gelişim ve sosyalleşme için
    yapılan bir faaliyettir, ama hakkı verilerek yapılan bir faaliyettir.
    bir sporun uluslarası alanda yüksek rekabet gücüne ulaşması için
    ticari potansiyele ulaşması gerekir. amerikan futbolu (nfl) ve basketbol (nba)
    pastadan en büyük dilimi (hatta salak beyzbol ve vahşi buz hokeyi bile daha çok pay alıyor) almaktadır. hakkını vermek lazım, seyretmesi zevkli,
    heyecan seviyesi yüksek spor organizasyonları nfl ve nba.
    amerikanın nüfusu 450-500 milyon civarlarında yanılmıyorsam.
    bu nüfus 700-800 milyon civarlarına yükselip ülkedeki latin ve diğer futbol
    yaygın ülkelerinden gelen göçmen yoğunluğu yükseldikçe
    futbolun (soccer) gelişimi artacaktır. ayrıca kuralları değişip
    daha çok hızlanması, daha çok ara (reklam) ve skorların artmasıyla
    diğer rakip sporlar kadar seyir ve heyecan zevkine ulaşması lazım bu sporun.

    amerikanın (abd) çok eleştirilecek yönü var, sorgusuz hayranı falan değiliz ama
    futbol(soccer) yapılanması, kültürü ve seviyesi gerçekten çok iyi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın