• 1
    şükrü saraçoğlu stadyumu'nda bardaktan boşanırcasına bir yağmur altında, oldukça ağır bir zeminde oynanan fortis türkiye kupası çeyrek final ilk maçı. maç günü öğle saatlerinde basına sızan ilk 11'ler herkesi şaşırtmıştı. zira erik gerets prensiplerinden vazgeçmemiş, kupa maçlarının başından beri olduğu gibi yedek kaleci aykut erçetin'e teslim etmişti. yağmur altında başlayan maç isminin hakkını verir bir mücadeleye sahne oluyordu. 25. dakikada luciano fener şansı denilen kavramın hakkını vermiş, 100 kere denese yapamayacağı bir vuruşla golü bulmuştu. ikinci yarıya istekli başlayan galatasaray oyunu fenerbahçe sahasına yığmış nitekim 49. dakikada ümit karan'ın şutu direğin dibinden auta çıkmıştı. 56. dakika'da hasan şaş'ın pasıyla ceza sahası içinde topla buluşan hakan şükür eski günlerine nazire yaparcasına sıfıra inip topu içeriye çıkarmış, orada biten ümit karan bu sefer affetmeyerek skoru 1-1'e getirmişti. orta sahada yoğunlaşan mücadele sonucu maç beraberliğe giderken 84. dakika'da ceza yayı üzerinde fenerbahçe bir serbest atış kazanmıştı. daha önce aykut'un degaj yapmaya çalıştığı sırada ayağını uzatarak alıp kaleye gönderdiği top gol olarak değerlendirilmeyen alex bu sefer aykut'un hatalı kurdurduğu barajın üzerinden boş bıraktığı köşeye akıllıca bir vuruşla golü buluyordu. fenerbahçe tarafı için galibiyet sevindirici olsa da iki maçlı sistemde avantajlı sayılabilecek bir skor elde edilmiş, tur umutları 15 gün sonra mabedde oynanacak maça kalmıştı.
  • 5
    fenerbahçeliler'in daha çok sayıda olduğu bir kıraathanede izlemiştim bu karşılaşmayı. maçın son anlarında alex'in frikikten attığı gol dün gibi aklımdadır. topun barajı geçip de ağlarımıza gittiği anda da aykut erçetin'e kızmıştım sadece. kaleci olduğum halı saha maçlarında berbat bir performans göstersem de o barajın hatalı kurulduğu ve gole davetiye çıkardığı gün gibi ortadaydı. hele ön sıramda oturan kendini bilmez fenerli adam yok muydu... o günden sonra kıraathanede derbi izlemeyeceğime dair söz vermiştim.

    rövanş maçı için; (bkz: 22 mart 2006 galatasaray fenerbahce maci)
  • 7
    oradaydim. maça iki arkadas gitmistik. fenerli taraftarlarin doldurdugu stat cevresinde takilip, biralarimizi için, kokoreçimizi yiyerek girmistik stada. bu arada liseli tipli bazi serseriler dovecek cimbomlu ariyordu ortalikta. ufak ufak deplasman tribunune dogru gittigimizi gorunce killanmislardi ama bir sey de demediler. stada girdik. ve zaten soguk olan hava, macin baslamasina yakin buz kesti. ciddi ciddi buz yagiyordu yukaridan. ruzgarla da birlesince feci usumustuk.

    takimlar sahaya bir garip sekilde dizilmisti. fenerbahçe defansif bir kadroyla cikarken, galatasaray 3 forvetle sahaya çıkıyordu. daum ve gerets degisik adamlardi. fener'in ilk golu tipik bir kadikoy derbisi goluydu. ortada fol yok yumurta yokken yemistik bir guzel. ikinci yarida bize uzak kalan kale tarafina hucum ediyorduk. umit karan'in golu cidden guzeldi. golde kralin payini da es gecmeyelim. dakikalar ilerliyor, mac boyle bitecek gibi duruyordu. darken o serbest vurus geldi. hic gereksiz bir anda faul yapmistik. yapan da tomas'di sanirim. emin degilim. alex'in frikiginin gol olacagini o kadar iyi biliyordum ki maalesef. bir kere o faule gerek yoktu ve gereksiz faul ve kornerler gol olur kurali var. ikincisi aykut son derece yanlis bir yerde duruyordu. baraj da yanlisti. bunu ben goruyorsam alex'in gormemesi dusunulemezdi. ve gordu. yedik golu. mac boyunca yeterli gurultu yapmamis olan fener tribunleri resmen kukredi. mac bitti. yenildik. uzun sure cikamadik disari. cikinca bir kordon icinde iskeleye goturecekti polis ama biz o kordondan cikmayi bildik. amacsizca yuruyup iskeleye ulastik. ulasana kadar turlu rezillikler yaparak galibiyeti kutlayan fenerlilere rastladik.

    hava soguk, biz magluptuk. neyse ki mayis ayi yaklasiyordu.

    (bkz: tarihte bugun)
  • 8
    2005-2006 kupa çeyrek finali ilk maçı. her anında nispeten iyi oynadığımız bir maçtı bu. luciano'dan yediğimiz gole hala şaşırırım. bir stoperin akan oyunda orada ne işi vardı ve bir stoper, göğüs kontrol + öyle bir vuruşu en son ne zaman yapmıştı.

    2. yarı da o senenin formda forveti ümit karan beraberliği getirdi. son bölümde ulan şimdi kırıyoruz şeytanın bacağını derken alex frikikten yazıyordu. mondragon olsa bence yemezdi o golü.

    neyse efendim, hüzünle sonuçlanan ve 20 yıllık serinin 7. maçı olarak geçti kayıtlara.
  • 10
    https://youtu.be/lPFWy-vL7xs bu maçın ve rövanşının * geniş özeti.

    biraz daha becerikli olsak turu geçebilirdik. ayrıca o sezonki bol hücumcu ile göze hoş gelen futbolu kadrosu bizden daha kaliteli olan ve lig ile kupanın favorisi gösterilen ezeli rakibimize karşı da oynamıştık.

    o sezon türkiye kupası nasip olmadı ama 2 ay sonra 16 dakika bekleyerek 16. şampiyonluğumuzu ilan ettiğimizden bu maçları unutturdu.
  • 11
    kazanmaya çok yaklaştığımız lakin o yıllardaki kadıköy bahtsızlığımızın kurbanı olduğumuz bir başka maç. mondragon olsa o frikiği yemezdi bence ama mondragon genelde tüm fener maçlarında kovaya bağladığı için muhtemelen saçma sapan bir şekilde gol yemeyi başarır yine yenilirdik.

    bu maçla ilgili enteresan bir nokta ise fener'in ilk golünün bir stoperin* bizim ceza saha yayımız üzerinden göğüs kontrolü akabinde yarım voleyle atmasıdır benim için. o dönem ki şanssızlığımızı buradan hesap edin işte.
  • 12
    okul açık kale arkasındaki deplasman tribününde yer aldığımız, 1-1 den sonra maçı kazanacağımıza adım gibi emin olduğumuz ama frikikte barajın arkasına saklanıp topu göremeyeceğini hesap edemeyen yedek kalecimiz yüzünden kaybettiğimiz buz gibi havada oynanan maçtır. maçın devre arasında aradaki teller yıkılmıştır galatasaray taraftarları tarafından.

    maça giderken, işten cikip karaköy den vapura binip bir vapur dolusu fenerlinin arasında( atkı bere cebe girdi tabi because kamuflaj hayat kurtarır:) kadıköy'de inmeyip öncesinde haydarpaşa da inip trene atlamış, bu sefer trende onlarcasına denk gelmiş( maç saatine yakın) söğütlüçeşme de inmeyip, bir sonraki istasyon olan kızıltoprak ta inip bizim tribünunun onune kadar gitmiş, ekiple buluşmuş, beni o buz yağmuru altında bekledikleri den dolayı kendilerinden bolca küfür yiyerek tribüne girmiştik.
  • 14
    gerets'in anlamsız aykut erçetin tercihi pahalıya patlamıştı. yıllar sonra selçuk inan'ın volkan'a attığı frikik golünün bir benzerini yemişti. golden sonra hasan şaş, kritik bir yerde faul yaptırdığı için tomas'a çok kızmıştı.

    ümit karan'ın attığımız golde kendini boşa çıkarışı ve topu eveleyip gevelemeden tek vuruşta işi bitirişi güzeldi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın