• 176
    teskereye birkaç gün kala çıkılan son izine denk gelmesine rağmen, vasatın altında geçen bir akraba düğününün de aynı yere denk gelmesiyle araya kaynayıp giden maç.

    allahtan düğün salonu kıbrıs ölçeğinde ankara osmanlı stadı şeklinde bir lokasyon ve ulaşıma sahipti de; abartılı makyaj-sonsuza doğru giden düğün topuzu-keyfe keder düğün orkestrası eşliğinde göz ucuyla telefon ekranından takip etmekle yetinebilmiş olmanın günahını bir nebze de olsa çıkarabildik...
  • 177
    takımın bazı ihtiyaçları o kadar elzem ki sırf bunlar görülüp bir an önce eksikler giderilsin diye kalbimin bir yanı adeta yenilmemizi isteyecek duruma geldi. tabi bunda rakibin şikecilerden biri değil de bursaspor olmasının da etkisi vardı.

    benim gibi fanatik birisi bile bu hale gelebildiyse takımla ilgili karar alma pozisyonundakiler neler yapıyor çok merak ediyorum. bu kadro ve oyun anlayışı ile şampiyonlar liginde geçen sezondan pek farkımız olmaz, olsa olsa yediğimiz gol sayısı artar. defans hattına ve orta sahaya takviye bu takıma şu an hava gibi, su gibi ihtiyaçtır. forvet de ihtiyaç ama diğer iki bölgenin yanında idare edilebilir seviyede bir ihtiyaç.

    umuyorum ki bu maçtaki galibiyet ve kupa yetkililerin gerçekleri görmesini engellemez. türkiye ligi bir şekilde halledilir ama bizim asıl hedefimiz olması gereken şampiyonlar ligi bu kadro ve zihniyetle maalesef bizler için kemalettin tuğcu romanı gibi gözyaşı dolu olacaktır. inşallah transfer sezonu bitmeden gerekli önlemler alınır.
  • 178
    galatasaray'ın eksiklerini açık açık gösteren maç. bu maçı izleyen bilirkişiler takımdaki sorunları görmüşlerdir artık demek istiyorum, diliyorum. nedir o problemler kısaca söylemek gerekirse:

    1-sağ taraftaki eksikliğimiz: bakambu pivot oynadığı anlarda yokoldu adeta, top alamadı. ama ne zaman sarrrbi'nin tarafına geçti, oradan parçalamaya başladı bizi emre'yle. maçın başında gerçekten delindi orası.

    2- hava topu eksikliği: gerek hucümda gerek savunmada hava topu yok mevcut takımın. her ortaları tehlikeli oldu ve açtığımız ortalar etkisiz oldu. ne ofansta, ne defansta hava topu konusunda ciddi zaaflarımız var, çok ceza yeriz bundan dolayı.

    3-ortasahamızın tarla olması: bursa gibi bir takım bile rahatlıkla top yaptı, hiç baskı yemedi.

    4-ileride top tutamamız: bunu tamamen buraya havale ediyorum: (bkz:4-2-3-0 )

    zaten sırf bunlar bile eksiklerini gösteriyor takımın. sağ beke hava hakimiyeti yüksek bir oyuncu takviyesi, stopere hava topu becerisi olan, uzun boylu oyuncu ihtiyacı, ortasahada melo'nun takımda tutulması ve imkan oluşursa bir tane daha kesici ve tempolu oyuncu ve son olarak ilerde kalas olarakta olsa durabilecek hava topu hakimiyeti olan, duvar olabilen, top saklayabilen forvet, kısaca (bkz:pivot santrafor )

    dilerim tüm eksikler giderilir ancak bu dileklerim gerçekleşir mi? hiç sanmıyorum. dursun gibi görev tanımının ne olduğunu bilmeyen bir başkan ile ve hamza gibi dargörüşlü bir adam başımızda olduğu sürece bu maç gibi daha çok maç izleriz.
  • 179
    oynanan oyunu hiç beğenmediğim gibi sahada bir takım da göremedim. maç boyunca organize olamadık, belli bir oyun planı ortaya koyamadık. sneijder'in takım hücumunda rolü ne, podolski'nin ne bir türlü çözemedim. herkes bireysel takıldı. birlo'nun bireysel olarak araya atmaya çalıştığı topların bizim oyun planımızın temeli olduğunu söylemeyi istemiyorum. koca galatasaray böyle oynamaz.

    ne savunma ileri çıkabildi, ne hücumcular geriye gelebildi ne de takım olarak alanı daraltabildik. defansif açıdan berbat durumdaydık. selçuk-bilal ikilisi oynar ama takım olarak iyi savunma yapmalı ve alanı daraltmalıyız. bu şekilde oynayabilirler. mesafe açıldıkça bu iki futbolcu bu maçta olduğu gibi çok kolay ekarte edilebilirler.

    defansa bir komutan alınmalı diye sürekli söylememin sebebi biraz da bu. chedjou ile olmaz bu defans. takımı ileri çıkarması gerekirken habire geriye yaslanıp durdu. hakan zaten geride oynamak isteyen birisi. chedjou'nun defansı ileri çıkaramamasının sonucunda orta saha kolay geçildi ve biz hücuma çıkamadık.

    maç boyu burak'ı ve ondan sonra santraforda oynayan oyuncuları doğru dürüst ceza sahasında topla buluşturamadık. bir sneijder'in sol volesi ve bir de burak'ın ayak koymasıyla oluşan pozisyonlarımız var. onun haricinde organize olarak atağımız yok.

    bu oyunu geliştirmezsek duman ederler bizi.
  • 180
    daha maçın başında sabr'nin kanadı delik deşik oldu. muslera'nın gayreti ile şoktan kurtulduk. sabri'nin daha sonra ceza yayına çıkardığı iki top var ki birini serdar aziz değerlendiremedi diğerini de bir başkası ama şu anda hatırlayamıyorum.

    cl maçı olsaydı daha 4. dakikada çözülmüş, moralman çökmüş bir takıma dönüşecektik. üstelik ceza alanımıza gelen tüm yüksek toplara bakambu ve şamil vurdu. çünkü chedjou dışında defans hattımızda hava topu hakimiyeti sıfır. hakan balta ağır ve yükselme sorunu olduğundan yetersiz kalıyor. sabri'nin boyu kısa etkisiz kalıyor. telles biraz hareketli olduğundan idare ediyor a kadar.

    ama teknik heyet sorunun kaynağını bulmuş. melo'nun olmayışı. e günaydın. biz üç aydır höykürüyoruz melo diye. melo'nun ceza alanından kafa ile çıkardığı topların bir videosu yapılsa da teknik heyet izlese.

    sağ bek'e alınacak futbolcunun (hala bekliyorum) boyu uzun olmalı ki ceza alanında hava hakimiyetine de katkı sağlasın.
  • 181
    --- vikipediden alııntı ---

    pirus zaferi, yıkıcı büyüklükte kayıplar pahasına kazanılan bir zafer. kazanan tarafın başka bir zafer kazanamayacak kadar fazla yıprandığı imasını taşır.

    mö 280 ve mö 279 yıllarında grek kolonisi tarentum kralı pirus roma'ya saldırır ve ne pahasına olursa olsun savaşı kazanmak için her şeyini feda eder. sonunda pirus, savaşı kazanır; ancak 50 filin desteklediği ordusunun tamamını kaybeder. savaşı kazanmıştır, ama yanında koskoca ordudan arta kalan üç-beş sefilden fazlası kalmamıştır. pirus’un bu zaferin ardından “tanrım, bir daha böyle bir zafer verme” dediği söylenir. pirus zaferi aslında yenilmeye mahkûm galibiyetleri anlatmak için kullanılır. bu olaya atfen, benzer şekilde kazanılan savaşlara pirus zaferi denir.

    --- vikipediden alıntı ---

    bu maçtaki kazanılan zafer pirus zaferidir. inşallah hamza hoca'nın 3. kupayı da kazanması bizi biraz daha yanıltmaz. gerçekler artık mızrak gibi, çuvala sığmıyor. inşallah bu kupaları nasıl kazandığımızın farkındadır teknik ekip. kazandık ama zafer kazanmadık maalesef.
  • 182
    son zamanlarda olduğu gibi yine öne geçip ikinci yarı geri çekildiğimiz ve kontra atak kovaladığımız maçlardan biri oldu. bana göre bu takımın hem hücum hem de kontra atak futbolunu geliştirmesi açısından mantıklı bir strateji. bu oyunu geliştirmemiz özellikle şampiyonlar ligi'nde çok işe yarar. ancak bu oyunu oynamak için gidermemiz gereken eksiklerimiz var.

    1. savunmaya çekildiğimizde daha iyi alan daraltmalıyız. bunun için takımın akıllı ve etkili bir pres anlayışı geliştirmeye ihtiyacı var.

    2. savunmada kafa topu alan lider bir stopere ihtiyacımız var. geri çekildiğimizde kanattan gelen ortalardan çok pozisyon veriyoruz.

    3. sol bekte alex telles baya diri bir görüntü sergiledi. hem birebirde adam geçirmedi hem de kafa topu vermedi. ancak buna savunmanın sağında da ihtiyacımız var. sabri kontra atak futboluna dönüldüğünde kontrolsüzce ileri çıkıp sonra da geri dönemeyebilen bir oyuncu. aynı zamanda kafa toplarında zayıf ve iyi dribbling yapan oyuncular karşısında zorlanıyor.

    3. kesinlikle ama kesinlikle daha diri ve çabuk bir orta saha oyuncusuna ihtiyacımız var. sadece selçuk, hamit ve bilal'le olmaz bu iş. çok ağırlar.

    4. takımın dribbling yükünü yasin tek başına çekiyor ve ikinci yarıda yorgunluğun da etkisiyle efektifliği düşüyor. özellikle maçı koparabilmemiz için sonradan oyuna girip boş alanda yardıracak, kaos oyununda sürekli içeri kat edip rakip savunmayı zorlayacak(bu golü bir türlü bulamadığımız maçlar için gerekli), enerjisi yüksek, genç bir kanat forvet lazım. benim aklıma joel campbell geliyor. piyasası yüksek değil. en kötü satın alma opsiyonlu kiralanabilir.

    tabii biz bu ihtiyaçları karşılamaya çalışırken kendimizi akhisar belediyespor gibi görüp uğur demirok, niasse falan kovalamamalıyız. daha büyük düşünmemiz gerekli.
  • 184
    muslera'nın yine direkt etki ettiği maçlardan biri olmuştur. maçın başında o iki muhteşem kurtarış olmasaydı maçın seyri büyük ihtimalle tamamen değişecekti.

    ayrıca şunu da unutmamak lazım bursaspor çok kan kaybetti ve yönetimin sözlerini tutmadığı için bursaspor içinde kaos mevcut. fernandao, belluschi, şener, volkan gibi en önemli oyuncuları gitmiş ve doğru düzgün takviye yapamamış, takım içi sıkıntıları mevcut olan takıma karşı bile ciddi derecede zorlandık.
  • 188
    maç öncesi ömür boyu sürecek asla tükenmeyecek diye devam eden tezahürat dakikalarca söylendi. tadı hala damağımda, hiç bir zaman bu kadar zevk vermedi bu beste. o gün orada olanlar hatırlayacaktır. bir de aklımda kalan ozan tufan'a gösterilen ilgi ve kendisinin tribüne verdiği olumlu karşılık. maçtan bir kaç gün sonra suyun öte yanı transferini bitirdi ve başka bir hikaye yazıldı, orası ayrı. sezonu kupayla açması güzeldi de sonrasına serbest düşüş mü demeli ne demeli bilmiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın