Türkiye Kupası Final Maçı
15:45 Şanlıurfa Gap Arena
3 - 1
  • 158
    bilgisayarda max payne vb tarzı oyunlar oynayan bir adamın bir bölümde takılmasının, o bölümü geçememesinin tekrar yaşandığı olaydır. fenerbahçe de ziraat türkiye kupası oyununda finalde hep takılır. yazık kaydedemezler de, oyunu sonraki açışta tekrar baştan başlarlar. eğer hakem türkiye kupası finalinde son düdüğü çalacakken fenerbahçe öndeyse mavi ekran hatasıyla karşılaşacağız demektir.
  • 159
    ahırkapı hıdrellez şenlikleri esnasında tutulan dileklerin gerçekleşebileceğini görmemize neden olmuş maç. bugün bi grup götürdük o tarafa. ben inanmam böyle şeylere ama gacının biri bi dilek tut bağla be abi diye çaputu uzatınca ölesine tutup bağladım. kafamı skym. keşke lig içinde tutsaydım. biraz sonra grubu almak için çıkıcam. bu seferde lig için çaput bağlamazsam şerefsizim.
  • 160
    galatasaray son on senede sadece bir kez türkiye kupasında finale çıkmış ve o finalde de fbyi beşleyerek kupayı 14.kez almıştır.fb ise son 10 yılda 5 kez finale çıkmasına rağmen hepsinde çuvallamıştır.ayrıca bu periyodda 2 kez yarı finalde elenmiştir.bir galatasaraylı olmanın dışında fener bu sene 3 pas yapmadan iki kupayı müzesine götürseydi futbol katliamı olurdu kesinlikle.bu trabzon feneri kadıköyde de zorlar ama son hafta fener trabzon deplasmanına gitseydi 2.denizli faciası yaşanacaktı kanımca.buna yanmamak elde değil.ayrıca ömer üründül yorumlarıyla rıdvan dilmen ise maçtan sonraki surat ifadesiyle ne kadar tarafsız olduklarını ortaya koymuşlardır.fener bu halle ankaragücünü de puan kaybeder ama futbol dışı faktörlerle maçı kazanacaktır.kısacası bu maç kötü geçen sezonun sonunda biz galatasaraylılar için çok hoş bir teselli ikramiyesi olmuştur.
  • 164
    http://jaimelesport.blogspot.com/...8-yllk-istikrar.html

    --- alıntı ---

    28 yıllık istikrar

    çok uzun zaman sonra dışarıda maç izledim, güzel ortam vardı arkadaşlarla. gittiğimiz kafede de fenerbahçe taraftarları çoğunluktaydı doğal olarak ama yine de azımsanmayacak trabzonspor taraftarı vardı. bir de galatasaray ve beşiktaş taraftarları tabii, trabzon'un destekçisi olarak. ilk golde bayağı bir sevindiler ama, sanki unutmuşlardı türkiye kupası maçı olduğunu, ne bileyim, belki de bana öyle geldi.

    bu sene alacak gibi geliyordu fenerbahçe kupayı. istekli, mücadeleci oynuyorlardı. bayağı uzun süredir de gol yemiyorlar, trabzonspor'un gol sıkıntısı var gibi bir çok sebep, ibreyi fenerbahçe'ye çevirdi maçtan önce. ama trabzonspor'un bu maça var gücüyle asılacağı da bilinen bir şeydi. lige havlu atmış, kupaya hasret bir takım ne yapıp edip kazanacaktı bu maçı, zorundaydı. ayrıca söz konusu türkiye kupası olunca, ibre bu sefer de trabzonspor lehine yöneldi.

    trabzonspor için maç boyunca tek kale top oynadı dersek abartmış olmayız. gerçekten de çok iyi top oynadılar. fenerbahçe, son haftalardaki performansını gösteremedi ama bunda kuşkusuz trabzon'un etkili, istekli oyununun payı var. ilk yarının tek hakimi trabzon'du. özellikle umut'un ilk dakikalarda kaçırdığı pozisyon. ama telafi etti bence. gol de kaçırsa, istekliydi umut ve golünü de attı zaten. ikinci yarıda alex ile öne geçtikten sonra klasik fenerbahçe anlayışını yine uyguladı daum. bu taktikle başarı falan gelmez, gelse de gelip geçen, biraz da şansın yardımıyla gelir başarı. golümü atar, üstüne yatarım. yok böyle bir anlayış. golü attıktan sonra hücumda hiç kimse yoktu fenerbahçe'de, guiza bile selçuk'un yanındaydı bir ara. kimse bana 'total futbol' oynuyor bu takım demesin, 'sivasspor' futbolu oynuyorlar çünkü. ama her zaman işlemez bu kural ne yazık ki. belki bir maç hakem hatasıyla yırtarsın, bir maç şansınla ama eninde sonunda patlar. 720dk gol yemeyen fenerbahçe bu maçta da patladı, gerçi belliydi patlayacağı. colman'ın direkten topu da golün habercisiydi ve sahneye umut çıktı, skora denge geldi. ardından, önce engin baytar, sonra da colman, defansı ters köşeye yatırıp topu ağlara gönderdi. kesinlikle hakkettiği bir galibiyet aldı trabzonspor, tebrikler. yalnız unutmadan, kadıköy'deki maçta işleri gerçekten de zor. gerçi trabzonspor'un o maçı o kadar da önemseyeceğini sanmıyorum.

    türkiye'deki tek adam akıllı hakem bence cüney çakır. her zaman tartışabilirim bu konuyu. korkmadan kart gösterebiliyor, gördüğünü çalıyor. belki yanlış çalıyor bazen ama, en azından tribünlere falan oynamıyor. bu maçta da iyi performans gösterdi, beğendim doğrusu. bir kaç ufak hata, bir de 2 tane el pozisyonları var. onları da görse harika maç çıkartmış olacaktı ama böyle hakem performansı görmek bile insana yetiyor, bir alkış da cüneyt hocaya.

    bu maçla, özellikle istanbul'da hatırı sayılır trabzonspor taraftarı olduğunu gördüm. her yer bordo maviydi resmen bakırköy'de. konvoylar, sokağa dökülen taraftarlar. güzel görüntüler vardı, ayrıca olay çıkmaması da ayrı bir güzeldi. bu arada maçtan önce, eğer fenerbahçe bu sene de alamazsa kupayı, her sene olduğu gibi: "önemli olan şampiyonluk, bu maç o kadar da önemli değil." açıklamasını beklediğimi söylemiştim. gecikmediler.

    --- alıntı ---
  • 169
    benim için maçın hikayesi ;

    okulum kadıköy civarında olduğu için çok çubuklu gördüm sabah. hepsi aralarında şu muhabbeti yapıyordu "yok lan 27 senelik hasret bitiyor aziz başkan vurur yoksa hepsini" derse girdim ve saat 1 de çıktım öğleden sonraki derse girmedim ve yemek yedikten sonra arkadaşlarla maçı izlemeye başladık. trabzon 2 tane net pozisyondan yararlanamadı ve sonra fener balı aklıma geldi ve 100lerce fenerlinin sevincini görmemek için eve doğru yola çıktım bir taraftan arabayı sürerken bir taraftanda heyecanla maçı dinliyordum. derken fenerbahçenin golü geldi ve radyoyu kapattım. kafam bozuk bir şekilde sahile indim en yakın arkadaşımı aradım ve 70lık rakıyla beni sahilde beklemesini söyledim. tek tesellim arkadaşımın hazırladığı mükemmel salata ve mezelerdi. rakıyı koyup efkarlı bir şekilde içmeye başladım. tam kafam çakırkeyif oldu ve o sırada dün gürcistana giden peder aradı.

    -alo
    +oğlum napıyorsun maçı izliyormusun ?
    -yok baba ya kapattım televizyonu sahile indim arkadaşla içiyoruz
    +he bende şimdi trabzona geldim
    -baba sen gürcistanda değilmiydin ?
    +oğlum sıkıldım memleket havasını özledim atladım arabaya geldim

    o sırada gol oldu ve korkunç bir gürültü koptu. trabzon beraberliği yakalamış ve deli gibi bastırıyordu. rakıdan bir yudum daha aldım ve telefonu kapattım. arkadaşla biraz daha muhabbet ettik ve yan restaurant dan millet gol diye bağırdı. o sırada "tüh ulan fener attı anasını satiym dedim içimden" tekrar babam aradı.

    +oğlum 2 yi attı trabzon kupa geliyor kupa.
    -baba erken konuşmayalım bu adamlar son dakikada bağlarlar işi.
    +yok oğlum bak maç bitsin seni arıycam.

    arada 10 dakika geçti geçmedi babam yine aradı. tam millete trabzon 2-1 koydu diyordum ki...

    +oğlum 3 oldu 3 ben tura çıkıyorum hadi kapat telefonu.

    bu andan itibaren ne yaptığımı bilmiyorum. kafam ayılmadan başka bir arkadaşı daha aradım ve direk taksime gittik. taksimde millet kolbastı oynuyordu. üstünde galatasaray formalısı trabzon formalısı kol kola girmiş horon, halay, kolbastı kısacası karadeniz yöresine özel ne varsa. şahsımın bir karadeniz insanı olması ve finalde fenerbahçe gibi tüm türkiyenin nefret ettiği bir takımı eze eze süpürmesi beni gerçek anlamda çok mutlu etti.

    fenerbahçenin kupayı 28 senedir alamamasının bir nedeni vardır.
    (bkz: türkiye kupası türklerindir)
  • 170
    çok keyifli bir maç olmuştur.
    herşeyden önce, gündüz saatlerinde olması ve her daim aynı çizgide olan trt spikerleri sayesinde, beni alıp çocukluk yıllarıma, 7-3'lük galatasaray-adanaspor maçını izlermiş gibi bir hissiyata bürümüş ve nostalji yaşatmıştır.

    onu haricinde, finalde galatasaray olmadığı için önemsiz olacağı yerde, fenerbahçe'nin 27 yıldır, 6 final oynayarak alamadığı bir kupa olduğu için yok yere içten içe insanda bir heyecan yaratmaktadır.

    çok sevilen arkadaşların, arayıp "her zamanki gibi" bir king partisine davet etmesi gibi bir histir. keyif alınan bir olayın/organizasyonun devam etmesi gibidir.

    sadece bir futbol maçı olarak baktığımızda da , trabzonspor'un hiçbir ağlaklığa fırsat vermeyecek kadar ezen ve göze hoş gelen futbolunu izledik. bu trabzonspor bugüne kadar neredeydi diye düşündük. futbol anlamında fenerbahçeliler hariç taraflı, tarafsız herkesin keyif aldığı bir maç oldu.

    fenerbahçeliler, bizim bu tavrımıza nahoş yakıştırmalar yapabilirler. ancak benzer bir durumda kendilerinin de aynı şeyi yapacaklarının farkındalar ise sorun yok.

    zaten 7 maçtır galip gelen bir takımın, 1 kupa + 2 lig maçını daha kazanıp toplam 10 maçlık bir seriyle çifte kupa alması imkansıza yakındır. bu yüzden 7 maçlık serinin patlayacağı belliydi. umarım bu maçtaki grafikleri 2 maç daha devam eder.
  • 171
    komik gelecek ama ben hala böyle düşünüyorum. kadıköy'de fenerbahçe'yi yendiğimiz yıl, fenerbahçe türkiye kupasına uzanacaktır.

    #242931:

    --- alıntı ---
    başlık: 10 yıllık kadıköy sendromu ve 30 yıla yakındır alınamayan türkiye kupası

    enterasandır bu durum. yani türkiye'de galatasaray ve fenerbahçe gibi dev iki kulübün rekabeti dünyaya pazarlanamıyor değil, bizzat pazarlanmıyor. bunun üzerinden marka değeri oluşturulmak istenilmiyor. acaba neden? neden böyle bir şey yapılıyor? sanırım ingilizlerin in house dedikleri olay, yani kurum içi bireysellik olsun isteniyor. iki birey var, galatasaray ve fenerbahçe. bu ikisi sürekli birbirine tokuşturuluyor. kafa kafaya, kalem kaleme. bu markayı sadece türkiye sınırları içerisinde pof poflayarak değerlendiriyorlar. bu iki camia üzerinden gelecek adına olumlu veya olumsuz adımlar atılıyor. nasıl mesela? şöyle ki; takımların geleceği, ligin kaderi, elde edilecek rantlar, kazançlar... vesairesi de uzar gider bunun. ortada dönen ya da dönecek ayak oyunları ve şimdiden kurgulanmış ve birkaç yıl sonrasında gerçekleşecek planlar da bu vesairenin içinde yerlerini almış durumdalar. elbette yapılır bunlar. neden yapılmasın ki? çünkü ortada gayet büyük bir pasta, akabinde iki büyük dilim var. bir dilimini ben yerim, diğer dilimini de sen. yarı yarıya ortak! anlaştık mı? ama aramızda kalacak. bu, geçmişten günümüze böyle oldu. bundan sonra da böyle olacak tamam mı ortak? bu marka ile biz oynayacağız. oynayanları da bizler yöneteceğiz. dünya kimin umurunda? bırakın dünyanın daha önemli markaları var. el clasico var, süper clasico var. londra derbisi var. manchester derbisi var. glasgow ile rangers var... anladın mı ortak? dünya bunları takip ededursun. sen çaktırma. biz bu galatasaray fenerbahçe rekabetini asla ama asla dışarıya pazarlamayacağız! eğer ki böyle bir durum olursa işte o zaman yanarız. işte o zaman dünyanın gözü üzerimizde olur. ve işte o zaman bu kadar rahat iş çeviremeyiz ortak. acı ama gerçek...

    bizim markamız bize yeter. bugün olay çıkar biz kazanırız. yarın olay çıkar yine biz kazanırız. ha ama diyorsan ki saha içinde kim kazandı? onun da bir hal çaresine bakarız. oranın da bir kazananı olacak yeri ve zamanına göre. ama pek umurumuzda değil bu. asıl kazanan sen ve ben olacak ortak! sen kafanı yorma böyle ufak işlere. zaten şablonumuz belli. her şeyin yeri ve zamanı var. nereden nasıl vurgun yapacağımızı biliyoruz. galatasaray 10 sene oldu kazanamıyor kadıköy'de. fenerbahçe desen 30. senesine yaklaştı türkiye kupası hasretinde. hsssşşt! aman renk vermeyesin ortak. biz bu şekilde kalkınıyoruz ancak. aman ha! ilerleyen zamanlarda daha farklı projeler ile yeni yollar deneyeceğiz. bakarsın pastanın dilimi artar. renk katarız pastaya. bir adet siyah beyaz, sütkü kakaoulu çikolata atıveririz renklerin içine. adı da olsun beşiktaş. eminim ki bunu da yapacağız ortak! ama yapana kadar şimdilik bu böyle devam etsin. galatasaray 11. seneye de mağlubiyet ile girer, fenerbahçe de 30 senesini kupasız tamamlar. biz de yine buradan kazanırız. sinir, stres, kavga, dövüş çıkartırız meydanlarda. medyaya da atarız 3-5 adanmış hayat. bol keseden artık...

    bu rekabeti dünyaya açmayacağız ortak! a-ç-m-a-y-a-c-a-ğ-ı-z ! anlayabildin mi şimdi beni daha iyi?
    bunu dünya futboluna pazarlarsak galatasaray 12. senesinde kadıköy'de fenerbahçe'yi yener, fenerbahçe ise aynı sene türkiye kupasını kazanır.
    şimdi ne dersin ortak? ne yapalım? bildiğimiz yoldan devam edelim mi? yoksa artık yeter mi? bunaldın mı pastadan, markadan, dünya futbolundan ve daha birçoğundan. haklısın ne diyeyim. zaten senin gibiler sayesinde ekmeğimi bu şekilde çıkartıyorum. yok mu hiç kurnaz birkaç adam? onlar belki bu işe bir dur der. ben de bir süre tatile çıkarım ortak...
    --- alıntı ---
  • 173
    tam kalamış fb tesislerinin önünden dolmuşla geçerken trabzon'un 2. golünün atıldığı maç. totemimden dolayı fener maçlarını seyretmemeye, duymamaya çalışırım. dolmuşta ne yazık ki maç dinlenmekteydi bu yüzden ben mp3 çalarımı sonuna kadar açmış müzik dinlerken oradaki restoranlardan birinden goooool sesleri yükseldi. duymamak imkansızdı tabi. tamam maç bitti fener maçı aldı diye düşünürken trabzon'un durumu 2-1 yaptığını anladım. kalamıştaki o bir restoran dolusu insana, heralde trabzonlu ya da bizdendi o grup, bravo demek istiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın