• 401
    sindirebileyim diye dün akşam maç sonrası hiç yazmadım, hatta sözlüğe dahi girmedim sol frame'i kan götürdüğünü bildiğimden dolayı kafam dağılsın da sabaha yazayım diye ama bir türlü olmuyor, şu maçtan değil galibiyet puan dahi alamamızı bir türlü hazmedemiyorum. bence 2017-2018 şampiyonluğunun %60'ını dün gece itibariyle sivas deplasmanında bıraktık ve gelecek maçlar adına tamamen ümitsizim, şimdi nedenleriyle açıklayım:

    cuma itibariyle 3 tane rakibimizin art arda kaybettiği puanlar sornası şöyle bir puan durumu oluştu(bizim maç oynanmadan evvel):
    1)başakşehir 42
    2)galatasaray 41(1 maç eksik)
    3)fenerbahçe 38
    4)beşiktaş 37

    yani dün galip gelseydik 20. haftayı 44 puan ile lider kapatacaktık, fener'e 6 puan beşiktaş'a 7 puan ve başakşehir'e 2 puan fark atacaktık ve asıl önemli olan haftaya başakşehir fenerbahçe maçının olması ve bizim de mutlak favori olacağımız bir iç sahada antalya maçı var yani haftaya başak-fb maç sonucu ne olursa olsun en az 2 rakibimiz kopmuş olacaktı. dünkü sonuçtan çok oyun da felaketti yani bundan sonra karabük deplasmanı dahil her deplasman zor(fener maçı zaten kadıköy'de) ve iç sahada başakşehir de beşiktaş da çok çok zor ikisi de bize karşı favori çünkü dün biz oyunumuzla rakiplere bu mesajı vermiş olduk. galatasaray takımı kendisini birazcık zorlayacak takım bulduğu zaman oyun oynayamıyor. 2014-2015 zamanında dahi kötü bir kadroya rağmen asla bu mesajı vermiyorduk, oyun olarak ne kadar zorlanırsak zorlanalım maçı bir şekilde alacağımızı hissediyordum bu sene öyle hissettiğim tek maç içerideki göztepe maçıydı(bursa deplasmanında galip gelmemiz baya büyük başarıdır benim gözümde).

    bu noktada ben fatih terim'e hiçbir şekilde suç atmıyorum çünkü dün hangi kadroyla çıksaydı yenilgi halinde burada tercihleri eleştirecekti, hayatı boyunca bu tip zorlukların içine hiç girmemiş adamlar tarafından boş tavsiyeler alacaktı. 65 yaşındaki adam en önemli ve en faydalı oyuncusunu devre arası göndermek zorunda kalmış, önemli başka bir oyuncusu sakat, elindeki 4 orta sahanın 3'ünü sahaya sürmek durumunda, donktan monktan fayda almaya çalışıyor ama hışıma uğruyor, neyse burada kesiyorum ağır şeyler yazacağım yoksa... kaldı ki dün donk,yasin,nagatomo gibi oyuncuların değil mariano, gomis ve muslera'nın performansı beni ciddi anlamda rahatsız etti.

    bundan sonra kalan 14 hafta var, hala kim şampiyon olur kim olamaz onu konuşmak için erken ama kendi tahminimce haftaya başakşehir kazanırsa %80 şampiyon olur, hakikaten büyük eşik onlar için. bizim için nasıl sivas maçı bir anda sezonun en önemli maçı haline geldiyse haftaya oynayacakları fener maçı da onlar için sezonun maçı konumuna geldi. geri kalan %20'lik ihtimali de bizimle oynayacakları deplasman maçı belki değiştirebilir o da kadıköy deplasmanı hariç diğer maçlarda puan kaybetmememiz halinde aksi halinde geçmiş olsun.
  • 405
    ultras/movement'in maç onbiri:

    1-hafta içi konya tribünlerinin yapmış olduğu koreografi sonrası, bu hafta da önce cuma gecesi bursa taraftarı beşiktaş maçında şahane bir tribün "şovu" yaptı, bu gece de "yiğidolar" "ey şanlı asker" koreografisini yaptılar karşı tribünde. şimdilik ülkenin durumu ile ilgili koreografiler yapılıyor da umarım önümüzdeki haftalar maçın anlam ve önemine göre "eğlenceli" ve "zekice" çalışmalar da izleriz.

    2-galatasaray'ın şampiyonluktaki rakipleri beşiktaş, fenerbahçe ve başakşehir'in ikişer ikişer puanlar kaybettiği haftada sivasspor'u yenmesi halinde liderliği eline geçirme şansı vardı sarı-kırmızıların ama onlar yenilerek haftanın kaybedeni oldular. sadece üç puan kaybetmediler, aynı zamanda yeni hocayla birlikte "en kötü" futbolu da oynadı sivas 4 eylül stadındaki "siyah-pembe" formalılar. abdurrahim albayrak'ın maç sonu dediği gibi "nazar boncuğu" olsun bu mağlubiyet, inanıyoruz ki hem fatih terim hem de topçular bu mağlubiyetten gerekli dersleri çıkarırlar. özellikle ilk yarıda mağlubiyete "isyan etmeyen" topçular, keşke kulübedeki hasan şaş kadar hırslı olsalardı, belki bu gece galibiyeti yazıyor olacaktık...

    3- konyaspor kupa maçı bittiğinde "galatasaray taraftarı bu maçı eray'la hatırlayacak" demiştik, kalecimizin felaket bir maç çıkardığını yazmıştık. maalesef, bu gece de muslera ilk golde "zincirleme" hatalarıyla galatasaray'ın geriye düşmesinin sebebi oldu. önce nagatomo'nun geri pasında topu kontrol edemeyerek kornere sebep olurken, sivasspor köşe atışında artık "klasik" hale gelmiş bir gol yedi. ortaokul yıllarımızda okul takımında top oynarken, hocamızın kornerlerde bağırışı hala kulaklarımda çınlar :"ön direk, arka direk, ön direk, arka direk" galatasaray savunması ısrarla arka direğe adam koymamakta inat ediyor, hep arka direk tarafından kalesinde gol görüyor... bu gece takımın kısalarından nagatomo arka direği kollamakla görevlendirilse, galatasaray fena da başlamadığı oyunda 1-0 geriye düşmezdi. artık fatih terim mi olur, taffarel mi olur biri muslera'ya uyarıda bulunsun da "ön direk arka direk" uygulamasını yapsınlar artık. unutmadan, bu gece sarı kart görerek cezalı duruma düşen muslera'nın yerine bakalım haftaya kim kaleye geçecek?

    4-konyaspor kupa maçında belhanda kötüydü, vurdumduymazdı ve sivasspor maçında onu ilk onbirde beklemiyorduk. fatih terim bizi yanıltmadı da selçuk'u kulübede oturtarak şaşırttı bizi. "galatasaray tedbir almaz, tedbir aldırtır" diyen hoca donk-tolga ikilisini orta sahaya koyarak "garantici" davrandı, sivas'ın fiziki gücüne karşı "göğüs göğüse çarpışmak" istedi belki de beklenmedik golü kalede görünce beraberlik için "yaratıcı" oyuncu eksikliği baş gösterdi. feghouli "serbest" oyuncu olarak oyun kurmakla görevliydi, istekliydi de cezayirli topçu ama delemediler sivasspor savunmasını...

    5-igor tudor'un denayer tercihlerini çok eleştirmiştim, serdar aziz-maicon ikilisini bozduğuna kızmıştım da fatih terim de maalesef "denayerci" çıktı. ilk devre belki çok bariz hatalar yapmadı belçikalı ama ikinci yarı sivasspor'a "verilen" penaltıda kolayca rakibine geçilerek, aleks taşçıoğlu'na sahneye çıkma fırsatı yarattı. hocaların denayer'de görüp serdar'da bulmadığı her ne ise, ben bilmiyorum da benim gördüğüm savunmada ve hücumda serdar aziz'in takım adına daha faydalı olduğudur. özellikle rakip kalede hava toplarında serdar'ın faydası yadsınamaz. istastistik sever okurlarımdan rica edeyim, galatasaray serdar-maicon ikilisi ile kaç kafa golü yemiş, serdar'sız maçlarda kaç kafa golü yemiş, bulurlar ve yorumlara yazarlarsa sevinirim.

    6-fatih terim, 65. dakikada oyuncu değişikliği yapmak için linnes'i yanına çağırdı. o an skor 2-0 galatasaray aleyhineydi. aklıma igor tudor'un beşiktaş maçında mağlup iken linnes'i oyuna alması ve maç sonu bu değişikliğin sebebi sorulduğunda verdiği "gol atmak için aldım" cevabı geldi. hoca kanatlardan etkisiz geldiğimizi görüp belki de sol beke nagatomo'nun yerine norveçliyi alacaktı ama sonra feghouli-belhanda değişikliğinde karar kıldı. bakalım şimdi fatih terim'e "sallayan" çıkabilecek mi? riekerink ya da tudor'u "şamaroğlanına" çevirenlerin fatih hocaya soru sormaya cesaretleri olacak mı acaba?

    7-belhanda oyuna girdikten sonra oynadığı 25 dakikalık sürede galatasaray'a geldiğinden beri belki de en etkili ve "istekli" oyununu oynadı. böyle oynarsa zaten forma tartışmasız kendisinindir de maalesef gelecek adına hiç ümidim yok. n'olur şaşırt beni belhanda...

    8-n'diaye'nin gidişi sonrası fatih terim'in en büyük sıkıntısı orta sahaya mücadeleci ve "pas yeteneği" yüksek bir oyuncu bulmak olacaktır. hoca, bu gece orta sahayı donk ve tolga ile "güçlendirmek" istedi, selçuk'un fiziki olarak "zayıf" kalacağını düşündü ama maalesef yanıldı. özellikle donk sanki belhanda'nın "vurdumduymazlık" kontenjanından oynar gibiydi, saha içinde dolaştı durdu. ikili mücadele kazanmak bir yana, kendisine verilen topları da "eveledi geveledi" durdu. ayrıca, n'diaye'den alışık olduğumuz hızlı bir şekilde rakip yarı sahaya dikine geçmek ya da boş koşu yapan arkadaşına top yollamak özelliklerinin hiç biri donk'ta yok...

    9-sol beke inter'den kiralanan nagatomo ilk maçı olmasına rağmen fena değildi. sivasspor ceza sahasına pek sık olmamakla birlikte yaptığı bindirmelerde istediği toplara alamadı, daha çok mariano tarafından oynamayı tercih etti galatasaraylılar. haftalar ilerledikçe yuto'nun daha iyi performanslarını izleyeceğiz.

    10-eren'in oyuna girmesiyle 4-4-2'ye döndü galatasaray ve ev sahibi ceza sahasında daha da etkili olmaya başladı. fatih hoca sever iki forvetle çıkmaya maçlara, eren'in de formda olduğu bu haftalarda eren-gomis'li maçlar seyrettirse taraftara fena olmaz...

    11- fatih terim maç sonunda "çuvaldızı" kendisine batırmış, "bazıları" gibi "hakem hakem" diyerek ağlamamış ama galatasaray'ın 1 puanını aleks taşçıoğlu aldı desek yalan mı olur? maçın ilk yarısı boyunca gomis'in ofsayt pozisyonlarında "masturbe" olurcasına bayraklar kaldıran yan hakem, ikinci devre yukarıda fotoğrafı olan pozisyonda fırat aydınus'a penaltı kararı verdirdi. aslında oldukça başarılı bir maç yöneten fırat hoca, kendisinin de hakim olduğu bu ikili mücadelede neden yan hakemine güvendi, orası da ayrı bir soru işareti. zira, bahsi geçen aleks taşçıoğlu, fırat aydınus'u çokça "tartışmalar" içine sokmadı mı? 2010-2011 sezonunun son maçında yine sivas'ta ev sahibinin "buz" gibi golünü geçersiz sayıp ligin şampiyonunu değiştiren kişi olmadı mı? fırat hocanın artık yardımcı hakemini değiştirme zamanı gelmedi mi?

    ---http://ultrasmovement.blogspot.com.tr/...galatasaray.html?m=1
  • 406
    acaba bu maç yenilginin hayırlısı mı oldu bizim için?

    takımın bir kendine gelmesi, bazı oyuncuların silkelenmesi, fatih terim'in ve takımın daha da konsantre olması için iyi olmuş olabilir mi bizim açımızdan...

    böyle bir maçın tüm rakiplerimizin de puan kaybı yaşadığı haftaya denk gelmesi, pragmatist bakınca büyük şans.

    yani bu maç cumadan oynanıp kaybedilse ve rakiplerimiz yine berabere kalsa herkes mutlu olacakken, herkes berabere kalmış ve liderlik şansı varken kaybetmek, puan tablosunda aynı şey olsa da etki olarak çok daha büyüğü oldu.

    bir "ne oluyor" dedik kendi içimizde.

    eğer 2017-2018 sezonu'nda şampiyon olacaksak bence şampiyonluğun dönüm maçı bu maç olacak ve yine sivas deplasmanında gelecek ama bu sefer kaybedip de kazanarak...
  • 411
    geçen hafta cezalı olduğum için bu maç hakkında yazamamıştım. ama bu maça taraftarlarımız çok rahat geçeceğini düşünürken ben bu maçı kaybedeceğimizi biliyordum. nerden biliyorsun derseniz sadece bir histi. işin güzel yanı önümüzdeki hiç bir maç için bu hisse sahip değilim. umarım hislerim doğru çıkar ve beni yanıltmaz. (bkz: 11 şubat 2018 istanbul başakşehir fenerbahçe maçı)ndan sonra herkesin bu maç için keşkesi var ama bu maçın sonucu farklı olsaydı kelebek etkisi misali hayat daha farklı olurdu. bu maç son yol kazamız olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın