• 676
    barış alper, nellson ve mertens hariç herkesin formu çok düşüktü. torreira ve boey bile formsuzdu ki bu sezon ilk defa bunu gördük. zaha ilk defa bu kadar mücadele etti ama rakip ekstra iki kişiyle kendisini kapattı. hücum aksiyonlarında çok etkisiz kaldı çok top ezdi. halil ve tete zaten yoktular. ndombele bir şeyler yapmak istiyor sahada ama fiziği elvermiyor. daha da zorlamamak lazım. kısacası kısır bir maçtı. gelecek için iyi sinyaller vermemeye başladı. acilen ölü toprağının atılması gerekiyor.
  • 679
    1- mertens'in golü nizami, öncesinde faul falan yok.
    2- zaha'nın ceza sahası içinde düşürülmesinde penaltı falan yok.
    3- verilen iki penaltı da net penaltı.
    4- baran demiroğlu'na yapılan ve kavaldan başlayarak bilekte son bulan pozisyon benim için kırmızı kart, sarı değil.

    trio, erman, fırat, abuk sabuk twiter hesapları, rakip taraftar, ekşi sözlük, hatta bazı bizim taraftarlar falan umurumda değil.

    maçın özeti budur ve kendi taraftarlarıma da ricamdır; diğer futbol fukaralarına benzemeyiniz...
  • 680
    ciddi manada çok net pozisyonları kaçırdığımız bilmem kaçıncı maç. şu girdiğimiz pozisyonların dörtte birini atsak durum çok farklı olurdu.

    mertens kaçırıyor, tete kaçırıyor, zaha kaçırıyor, kaçan pozisyonlar kaçması zor olanlar elbet bunların gol olacağı maçlarda olacaktır. inşallah o zaman bol gollü ve rahat maçlar izleriz.

    mertens kardeş senin yaptıkların içinde önünde eğiliyorum, helal olsun.
  • 682
    son 2 yıl içerisinde kaçırdığım 3. maç... ofsayt entrylerimden birine aday bir yazı olacak sanrım.

    90 dakikayı maç sonunda ilk fırsatta izledim. hakem hatalarını, yanlış kararları verilmeyen gol vs bunları bir kenara bırakarak yazmak istiyorum.

    takımın içinde mi bir şey var bilemem ama kendimizi kandırmayalım, biz böyle oynamaya devam edersek sezon sonu en fazla ikincilik gelir. kendimizi kandırmanın anlamı yok bu noktada. geçen sene de haksızlık yapılıyordu verilmeyen goller, penaltılarımız oluyordu ama biz o topu bir şekilde kalenin içine sokuyorduk.

    2 gol iptal edildiyse 3 tane daha atıyorduk ama atıyorduk. bu sezonki maçlarda kaç tane maçta rahat rahat maç izledik. sürekli stres, sinir. topun bizde olması bir şey ifade etmez 90 dakika sonrasında. skor tabelasında eğer yenilgi ya da beraberlik görüyorsan 3 puan alamıyorsun.

    rakibin bu kadar kollandığı dönemde biz ne oynuyoruz diye sormalıyız bence kendimize. kötü değil ama iyi de top oynamıyoruz. resmen günü geçirelim yeter düşüncesindeyiz. bu düşünce ile oynadığımız her maç patlamaya hazır bomba... bir gün şanssız bir gol yeriz ve maç sonu üzülürüz. zaten gol atma sorunumuz var, o şanssız yediğimiz gol de bitirir bizi..

    transfer konusu yok bile haberlerde. ya gerçekten çok gizli yürütülüyor(ki buna pek inanmıyorum, atmosfer böyle iken en azından yalandan da olsa bir haber dönerdi. hangi maçtı hatırlamıyorum ilk 11 maç saatinden çok önce açıklanmıştı..) ya da gerçekten parasal konuda bir sıkıntımız var ve çözmek için uğraşıyoruz.

    uzun lafın kısası, eğer bu sene şampiyon olmak istiyorsak bu oyunla biraz zor. hakem hatalarının arkasına sığınmaya gerek yok, bu ilk defa olan bir şey değil. geçmişte hakemle birlikte yendik diyebiliyorduk, şimdi hakem hatalarının arkasına sığınıyoruz.

    edit: birkaç bir şey daha eklemek istedim.
    herkes derbileri düşünüyor kazanırız gibi ama matematiksel olarak derbileri kazanıp anadolu takımlarına yenilirsen yine de şampiyon olamıyorsun. derbileri kaybedelim ya da önemsiz demeye çalışmadım yanlış anlaşılmasın. derbiler tabii ki önemli fakat, beşiktaş ve fener gerisi çok önemli değil. trabzon zaten resmi olarak bir derbi bile değil. ama sen bunları yenip anadolu takımlarına puan kaybedersen zaten şampiyon olamazsın. sezon sonu 1. olan şampiyon oluyor en çok derbi kazanan değil. önümüzde 18 maç kaldı. dün okan hoca'da söyledi önümüzde 18 maç var ve bunların tamamını kazanırsak zaten şampiyon oluyoruz. ama kazanabilirsek.

    iç saha da taraftar itici gücümüz sorun yok ama 18 maçın 18 i de içeride değil maalesef. bir şekilde çözüm bulunmalı.
  • 683
    15 ocak 2024 galatasaray kayserispor maçı özellikle hücum oyuncularımızın çok kötü oynadığı ama bir o kadarda hakem (bkz: atilla karaoğlan) ın rezalet kararlarının bizi çıldırttığı, zor da olsa 3 puanı aldığımız gergin geçen bir maçtı.

    15 ocak 2024 galatasaray kayserispor maçı golleri, kritik pozisyonları ve tribün tepkilerini izlemek isterseniz: (bkz: #3821171)

    edit: yazım yanlışları düzelttildi, (bkz: transferlazım) a uyarısı için teşekkürler
  • 684
    evet maçın üzerinden 2 gün geçti. zor kazandık evet. tertemiz golümüz verilmedi, pardon iptal edildi. bir şekilde 1-1 oldu ve...

    belki de ömrü billah bize çalınmayacak bir penaltı pozisyonunda var devreye girdi. iş öyle bir hal aldı ki hakkımız olan penaltıyı rica minnet almışız havası esti. ayrıca bu sezon ilk defa var penaltımızı izletti ve onattı. bunun sivas maçındaki puan kaybı ve basın toplantısının ardından olması ise düşündürücü.

    bu denklemde biz çıkıp ilk hafta bu toplantıyı yapmalıydık o zaman. adalet için illa sesimizin çıkması mı gerekiyor? ilk anda akla gelen beşiktaş ve fenerbahçe maçlarındaki icardi pozisyonunda, 3 puan kaybettiğimiz hatay deplasmanında, hele hele en son 2 puana mal olan sivas deplasmanında neredeydiniz? hadi demirbay'ın pozisyonu penaltı aldık kabul ettik. sviaslı nerdeyse 1 metre mesafeden abanıyor topun tehlike bölgesi ile alakası yok, şansa bala demirbay'ın koluna çarpıyor düt penaltı. peki kardeşim adama sormazlar mı mertens'in ayağındaki gol olabilecek pozsiyonda aydın efeleri gibi kollarını açarak ayağındaki topu eliyle kesen a.parmağın hareketi nasıl penaltı olmaz? 2 puan kadıköy, 3 puan hatay, 2 puan sivas etti mi sana 7 puan. ekle kardeşim 5 puan önündeydik febenin. febe demişken karagümrük maçındaki skandal bambaşka bir seviyede idi. en az 2 yahut 3 puan bırakacaklardı o penaltı verilse ve fark bir anda 8 puan lehimize dönecekti.

    tüm bunların ışığında her ne kadar penaltı olsa da, diğer pozisyonlara nazaran daha naif bir pozisyonda doğru karara hükmederken diğerlerinde bu derece doğramak akıl alır gibi değil. galatasaray öylesine bir kulüp ki, 100 yıllık ezeli rekabeti olanları rakı masasında kadeh tokuşturur kıvama getiriyor. geçen sene denediler başaramadılar, bu sene işi baştan sıkı tutuyorlar ama koparamıyorlar.

    her şeye rağmen...

    kayseri maçında takımımızı hiç beğenmedim. galibiyete mutlu olmadım sevinemedim. ben her galatasaray maçını keşke biraz daha oynansa da takımımı daha çok izleyebilsem mottosu ile izlerim ama bu maç işkence gibiydi ve bir an önce bitmesini istedim. kötü oynadığımızı çok gördüm 2 sezondur ama bu denli mücadeleden uzak, stres dolu ve 1-2 kişi dışında gailesiz bir takım ilk defa gördüm. bu kayseri ki 3 haftada helva gibi olmuş, oyuncu kaybetmiş, transfer yasağı yemiş bir takım. nasıl ki geçen sezon fenere dışarda 5 attık 3 ü geçerli oldu, bu maçta da gerekirse 5 atacaksın 3 ü sayılsın. ilk kez yine de 3 puan iyidir aldık geçtik diyemedim. kötü oyunun ötesinde bir sıkıntı sezdim ve hiç hoşuma gitmedi. dış etkenlerle savaşmak bizim için yeni ve ya şaşırılacak bir durum değil. umarım bu hissettiklerim sadece kayseri maçında yaşanmış 1 maçlık kaza olarak hafızamda yer alır. diğer türlüsünü düşünmek dahi istemiyorum, karşı da artık tüm tuşlara basmış, en yüksek vip seviyesini satın almış cm leri bağlamaya kadar ilerlemiş bir güruh var. yine ve yeniden bu güruhun pisliğini akıtıp güzelliklere bulaşmasını engelleyecek yegane ışık yine biziz her zaman olduğu gibi.

    bu şekilde ilerlememiz çok zor. ilk fırsatta takımımız bu maçı unutturacak bir piyes sunmalı bizlere. sunmalı ki bunu bir yol kazası olarak görüp geleceğe umutla bakmaya devam edebilelim. hayırlı mağlubiyete hiç bir şartta inanmam ama bu mağlubiyet tadında çok hayırlı bir galibiyet oldu. bunun kıymetini iyi bilmemiz gerekiyor. hangi takıma mensup olduğumuzu ve neyi temsil ettiğimizi bir an önce yönetimden, futbolcusundan taraftara hepimizin bir kez daha anlaması adına taze bir başlangıç yapıp ilk mücadelemizde silkinmiş olmalıyız.
App Store'dan indirin Google Play'den alın