• 129
    yaser yıldız'ın gidiş biletini imzaladığı maçtır. tıpkı mehmet batdal gibi, o da tam 3 sene sonra yine bir trabzonspor maçında şansını değerlendiremeyerek galatasaray'daki yedek forvet kariyerini bitirmiştir.

    sebepleri aynı değil tabi, yaser kırmızı kart'tan, mehmet ise uzatmalarda kaçırdığı 100%'lük gol pozisyonundan gitmişti.

    ayrıca gayet jeneriklik goller yediğimiz maç olmuştur. colman her zamanki gibi bizi yine boş geçmemiştir.

    (bkz: tarihte bugün)
  • 131
    bu maç öncesinde yıllardır tribünlerimizde bağırılan" yılmaz başkan, uçak kaldır uçur bizi" bestesi bu maç ile birlikte gerçeğe dönüşmüştür. maçtaki önceki hafta içi kendi çabamızla 5-10 kişi istanbul-trabzon uçak bileti temin etmek üzere iken bir anda gelen "herkes uçak biletlerini iptal etsin, uçak kaldırıyoruz hep beraber gidip, girip, döneceğiz" talimatı sonrasında maç gününü beklemeye başlamıştık. atatürk havalimanı iç hatlarında neredeyse galatasaray tribününün o günkü tüm kafa unsurları ile yardımcı birlikleri gayrısız içtima düzenine geçmişti. heyecanla uçağa geçilmiş, kalkıştan sonra malum beste en anlamlı olduğu yerde söylenmiş ve yüzyıllardır ya deplasman otobüslerinde yahut sokak aralarında hengamede dağıtılan deplasman biletleri bu sefer tarihinin en temiz, sakin ve elit ortamında dağıtılmıştı.

    trabzon'a inişte pasaport kontrolü gibi, emniyet güçleri terminal girişinde/çıkşında gbt yapmış, kordon eşliğinde bekletilen otobüslere bindirilip, diğer şehirlerden gelen taraftarlarımızla birlikte stada doğru harekete geçmiştik. yıllar öncesinde istanbul'un 3.takımının bir kaç şekilci tinercisi tarafından maçtan 4 saat sonra gece yarısına doğru basılan, maçla alaksız kahve milletinin insanlarının kovalandığı meşhur kahvenin önünde otobüslerden inip doğru düzgün bilet kontrolü bile olmadan tribüne girdik(sokulduk)

    avni aker stadının yenilenen kale arkası ve bir sene önce orada yaşadığımızı yoğun taş yağmurundan ötürü ikinci yarısında çıkartılmak zorunda kaldığımız maçtan ötürü, emniyet bu sefer daha fazla güvenlik önlemi almış (ya da öyle gözüküyordu) maraton tribünün kenarında, üst köşedeki yerimizde gayet güzel bir doluluk sağlamıştık.

    bir klasik olan, deplasmanda yağmur kaçınılmazdır sözü maçın santra düdüğü ile bir kez daha teyit edilmiş, maçın yine başlarında (sanırım) yeni transferleri alanzio'nun attığı jenerik gole bizde yerinde şahitlik etmiştik. bir ara stad elektriklerinin gitmesi oyunun kısa süre durmasu üzerine baros ile beraberliği yakalayıp sonrasında öne geçmemiz, ikinci yarının ortalarında beraberlik golü yememizle maçı daha sonra tarafımıza çeviremeyip beraberlikle yetinmiştik.

    maç sonrası tahminen 2 saate yakın bekletilmiş, stad etrafı tamamen boşaltılıp son trabzonspor taraftarı da evine gidip uykuya daldığından emin olunduktan sonra otobüslere binip havaalanına doğru yola çıkmıştık. daha önceki yıllardan trabzon'a deplase olmuş ve bu konuda tecrübeden ötürü perdelerin kapatılmasının iyi olacağını zira her an her yerden taş gelebilir cümlemizi bitirmeden taş büyük bir gürültü ile otobüsümüzün bize yakın camlarından birini tuz buz etti. ama neyseki uzun sürmedi ve yaralalan da olmadı. kısa bir yolculuktan sonra alana varmış, bizi bekleyen uçağımıza doğru düzgün kontrolden bile geçmeden binip şehrimize doğru kanatlanmıştık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın