• 1568
    harry kewell ve giovani dos santos'u kesin olarak kaybetti diyebiliriz sanırım; bu futbolcuların kulüpte kalmak için yanıp tutuştuklarını, fakat yönetimin onları inadına yolladığını söyleyen yazarlara söyleyecek lafım yok. neyse ne, yaşandı bitti saygısızca...

    iddialara göre, vincenzo grella transferi bitti ve miroslav stoch transferi için de sadece bonservis pazarlığı kaldı. stoch'un twente'yi ve şampiyonlar ligi'nde oynayan diğer olası taliplerini teperek galatasaray'a gelmesi beni çok şaşırtır; frank rijkaard'ın varlığı bile bu durumu açıklamaya yetmez. belki de çocuk, kariyerini şekillendirecek futbola dair önemli şeyleri öğrenmek için kendini rijkaard'a emanet etmek istiyor; ama menajeri ben olsam, sırf bunun için bir sezon şampiyonlar ligi'nden uzak kalmasını tavsiye etmezdim. ayrıca stoch transferini 2.5 milyon sterlin'e bitirmek üzere olduğumuz haberlerine inanmıyorum; çüş lan, çocuk daha geçen sezon hollanda ligi'ni dağıttı...

    grella'ya ise burun kıvırmaya hakkımız olmadığını defalarca söyledim ama, stoch'u alacak paramız varsa burun da kıvırırım, arıza da çıkarırım. öncelikle, "diarra, keita tipi topla oynayamayan, iri yarı ön libero isteyenler beğenmez tabi; hıh!" savunması geçerli değil. vincent grella, kariyerinin hiçbir döneminde sözlüğün o çok sevdiği "topu oyuna sokan ön libero" olmadı. fizik mücadele ile topu kazanır, rakibin atağını keser ve topla oynayabilen takım arkadaşlarına basit paslar atardı. ben de tam bu tipte bir ön libero istiyoruym fakat grella bunları yapabilirken 32 yaşında değildi ve topu kazanmak için kullanabileceği bir fiziği vardı. basın çok kesin dille konuştuğuna göre, sanırım taraflar çoktan anlaştı ama ben hala bu grella hikayesinin, madjid bougherra transferiyle ilgili çalışmalar sürerken medyaya atılmış bir yem olmasını umuyorum.

    ben olsam;

    stoch ve grella transferlerinden vazgeçerek, elimde kalan parayı birinci sınıf bir ön libero için kullanırdım ve tercihim madjid bougherra olurdu. bougherra hem stoperde, hem de ön liberoda oynayabiliyor; ortalamanın üstünde bir fiziği ve bir defans oyuncusu için olağanüstü bir top tekniği var. bu sezon ön liberoda kullanırız, seneye musa çağıran formayı kaparsa lucas neill'in yanına monte ederiz. bakarsın neill seneye emekli olmaya karar verir, neill'in yerini gözümüz kapalı bougherra'ya emanet edebiliriz. böyle bir futbolcuyu transfer edebilmek için, görüşmeler esnasında medyaya bir yem atmak şart; adının birlikte anıldığı kulüplerden bazıları juventus, liverpool, fenerbahçe...

    bu durumda orta saha sağlama alınacak fakat sol kanat ne olacak? bence bu sezon için sol kanat ikinci sınıf bir oyuncuyla idare edebilir. tek ihtiyacımız olan şampiyonlar ligi'ne katılmak; bunu başarabilirsek seneye sol kanat için de birinci sınıf ve ileride iyi fiyata satılabilecek bir futbolcu alacak paramız olacak nasıl olsa. 2010-2011 sezonu için ligi idare edebilecek, belki otuz yaşlarında olduğu için bonservis bedeli düşük olan*, belki kulübünün gözden çıkardığı ve sözleşmesi sona erdiği için bedelsiz alabileceğimiz bir futbolcuya sol kanadı emanet edebiliriz. ya da hepimizin çok istediği miroslav stoch'u, sene sonunda bonservisi ile alabilmek için opsiyonuyla kiralayabiliriz; nasıl fikir?

    aslında bana kalırsa, yukarıda anlattığım gibi yapmaktan başka çaremiz olduğunu da sanmıyorum. 2009-2010 sezonunu birlikte izledik değil mi? orta saha dirençsiz olunca, ileri uç elamanlarının üst düzey performans göstermesi sonucu değiştirmiyor ve bir anlam ifade etmiyor. giovani'nin, keita'nın muazzam oynadığı maçlarda bir puanla yetinmemizin sebebi dirençsiz orta sahamızdı; ligdeki takımların çoğu kontratak oynuyor ve bizim kontratak kesmeyi bilen bir tane bile oyuncumuz yok. iyi bir hücum hattına sahip olmak ve savunmayı ileride kurmak, kontratak oynayan bir rakibin gol bulmasına engel olmuyor. üst düzey bir hücum hattı, topu "ileriye taşımaya" yarar, "ileride tutmaya" değil. topu ileride tutmak için üst düzey defansif orta saha oyuncusu gerekir.

    görüldüğü gibi, sağlam bir ön libero bulmazsak, sol kanada kimi getirirsek getirelim yeterli randımanı alamayacağız. vince grella ligde 25 civarı maç çıkarabilirse, bu söylediklerimin bir anlamı kalmaz. grella'nın blackburn'de nasıl oynadığını bilmiyorum, bilmem de gerekmiyor zaten. tobias linderoth, galatasaray'da oynadığı üç-beş maçta futbolun kitabını yazmıştı; ama bize bir faydası olmadı değil mi? parma'dan bildiğim kadarıyla grella fizik olarak üst düzey ve defansif açıdan zaafı bulunmayan bir oyuncuydu ama blackburn'de sık sakatlanmış olması eski fiziğinde olmadığı anlamına geliyor. bildiğiniz gibi türkiye'de futbol, ingiltere'de olduğundan çok daha sert ve fiziğe dayalı; umutsuzum...

    takımımızın ön libero mevkisi hakkında konuşmamız gereken bir başka mevzu da musa çağıran; çocuğun internette benim de dahil olduğum geniş bir fan kitlesi var şimdiden. ilk röportajını izledim ve haklı olarak kendine güvendiğini gördüm. formayı alabileceğini söylüyor fakat ben henüz rijkaard'ın sisteminde bu kadar kilit bir rolde olan ön libero mevkisini on yedi-on sekiz yaşında bir çocuğa emanet etme fikrine hazır değilim henüz. en geç iki sezon sonra takımın değişmezi olacağına hiç şüphem yok fakat bu sezon için emin değilim. ayrıca :#355662

    ön liberoya yerli takviye yapmak için, musa çağıran, üç seçenekten biriydi. diğerleri ise murat ceylan ve ceyhun gülselam. bu üçünün dışında, gökhan inler'i saymazsak, elle tutulur bir potansiyele sahip ve işe yarar başka türk ön liberonun var olduğuna inanmıyorum; özellikle türkiye'de...

    murat ceylan'ı

    fenerbahçe alır ve emre belozoğlu'nun yanına monte ederse; baroni'yi gönül rahatlığıyla gönderir ve yabancı kontenjanı açar.

    beşiktaş alır ve ernst'in yanına monte ederse; murat'dan daha iyi olmayan fink'i gönül rahatlığıyla gönderir ve yabancı kontenjanı açar.

    galatasaray alır ve musa çağıran ile dönüşümlü olarak tek ön libero oynatırsa; madjid bougherra için gerekli yabancı kontenjanını sağlar, bougherra - neill ikilisinin önünde de murat'ı oynatarak süper lig'de "god mode: on" takılır.

    buradaki vurgu; memlekette doğru dürüst ön libero yetişmemesinden dolayı, ülkedeki büyük takımların yabancılara yönelmesi. transferi halinde büyük takımlara yapabileceği katkı, görüldüğü gibi oldukça üst düzey murat'ın. ama beşiktaş'lı olması ve daha da önemlisi gaziantepspor'da oynuyor olması sebebiyle, sanırım öncelik beşiktaş'ın; bize yar olmaz...

    ceyhun gülselam'ın üç büyükler'den birine transferi halinde de aynı şartlar geçerli; fakat hem ön liberoda, hem de alternatiflerimizin azaldığı stoperde oynayabilmesi açısından, ceyhun gülselam en çok galatasaray'ın işine yarar. trabzonspor'un bırakmak istememesini anlıyorum, bir-iki takviye ile ligde ilk ikiye oynayabilecek bir kadroları var ve ben de olsam en az bir sezon daha tutardım. bu transfer de yatar...

    stoper konusunda da iki satır karalamak gerek. bu sezonu* atlatabilecek durumdayız ama seneye stopere de takviye gerekecek. görünüşe göre elde sadece lucas neill, halan balta ve ali turan kaldı.

    gökhan zan, florya tesislerine yüz metreden fazla yaklaştırılmaması gereken, saha içinde de, rotasyonda da varlığı-yokluğu bir olan futbolculardan.

    servet çetin, kötü bir stoper olduğuna inanmadığım ama artık galatasaray'da elde edebileceği her şeyi kazanmış bir futbolcu; bu durum konsantrasyonunu kötü etkiliyor ve vasat bir stoper gibi oynuyor. artık ucundan kıyısından bir avrupa görmesinin vakti geldi, ama bir ay önce satışından beş milyon euro kadar bir para beklendiği söyleniyordu; bir ay oldu, hala teklif yok. fırsatımız varken marsilya'ya satmalı ve o parayla lucas neill'i almalıydık...

    emre güngör, benim gördüğüm en acıklı stoper manzaralarından biri. tipik türk stoperi gibi fiziğe yüklenip birebirde etkili olmayı yeterli bulmamış, markaja yüklenmiş ve azmedip yer tutmayı öğrenmiş bir çocuk. uzun sakatlıklar yaşamasına rağmen hasan şaş ya da sergen yalçın göbeği salmamış olması da kendine iyi baktığını gösteriyor. ama gel gör ki, sakatlık korkusuyla topa girmeye çekinir hale gelmiş ve bundan kaynaklanan konsantrasyon eksikliği sebebiyle amatör futbolcular gibi hatalar yapar olmuş. gidişine üzülürüm ama galatasaray için büyük bir kayıp olacağından değil; türk futbolunda efsane olmaya bu kadar yaklaşmışken, böyle ucuz kaybettiği için...

    emre güngör'ün kaybını telafi edebilecek transferimiz ise ali turan oldu. bu adama özel dikkat isterim. ilk devre sonunda liderliğe yükselen kayserispor, malum olaylar sebebiyle ali turan'ı kadrosundan çıkarmasının ardından, son üç yılın en kötü sonucunu almış ve sezonu sekizinci olarak tamamlamıştır. hem birebirde rahatlıkla top çalmasını sağlayabilen bir fiziği, hem de fizikle top çalmanın zor olduğu rakiplere karşı oynaması halinde, topu daha rakibe gelmeden karşılayabilmesini sağlayan bir markaj özelliği vardır.

    lucas neill, galatasaray'da görmekten çok mutlu olduğum bir futbolcu. yaşına rağmen fiziğinden bir şey kaybetmemiş, iki-üç sezon oynayabilecek durumda ama bunu istiyor mu, bilmiyoruz... jübileden önce sağlam bir voli vurmak için galatasaray'a gelmiş olması da muhtemel; 2010-2011 sezonu sonunda "benden bu kadar" derse hiç şaşırmam. tabi ki sene sonuna doğru bu konu kendisiyle konuşulacaktır ve neill'in kontratını uzatması, tamamen galatasaray'ın kendisine ne vaat ettiği ile alakalıdır. eğer inşa edilen takım, 2011-2012'de şampiyonlar ligi'nde çeyrek final görebilecek bir seviyeye gelirse; neill kontratını seve seve bir-iki sene uzatır. ama bunun olup olmayacağını bilmiyoruz; yani en geç iki sene sonra, lucas neill'in yerine birini arıyor olacağız ve neill'i bile ne kadar zor bulduğumuz ortada. madjid bougherra için dua ediyorum...

    -----

    tahminlerimiz, tavsiyelerimiz ve dileklerimiz bir yana, 2010-2011'de oluşacak olan kadrosu, muhtemelen şudur:

    ______?????______
    sabri_neill__ali_hakan
    ____vince grella____
    ___elano___arda___
    keita_________stoch
    ____milan baros____

    grella'nın en az yirmi beş lig maçı çıkarabilmesi ve kalan maçlarda da musa çağıran'ın iyi oynayarak grella'nın yerini doldurabilmesi halinde, bu kadro şampiyonluğa oynar aslında. fakat grella, dilemesek de beklediğimiz gibi takımdan ayrı düz koşu manyağı olur ve musa çağıran'ın da henüz on sekiz yaşında kaldıramayacağı bir yükün altına sokularak hem kötü bir sezon geçirmesine, hem de kariyerinin geri kalanının yara almasına sebep olursa; en en en iyi ihtimalle ikinci olarak tamamlarız 2010-2011 sezonunu...

    bu kadroda miroslav stoch'un yedeği de musa çağıran ya da emre çolak oluyor. stoch'un oyundan alınması gerektiğinde arda turan sol kanada geçiyor ve orta sahanın göbeğinde arda'nın yerine musa ya da emre oynuyor; sağlam...

    edit: birkaç yazım hatasını daha uyarı gelmeden düzeltme; yazım ve imla denetim timi uyuyor mu?!*
  • 34915
    18 ocak 2024 galatasaray ümraniyespor maçı'na ideal kadrosundan 10 eksikle çıkmış olmasına rağmen rotasyon yapmadığı söylenen takım. hadi kerem aktürkoğlu'nu da sayarsak 9 eksik diyelim.

    her mevki için kontratlı futbolcularımızdan yapacağımız ideal 11 muhtemelen şöyle olur:

    muslera
    boey-sanchez-abdülkerim-angelino
    torreira-kaan
    ziyech-mertens-zaha
    icardi

    abdülkerim dışında hiçbiri yok. sahada olan kadro da bunların yedeği zaten. bunları oynatmasak neyle çıkacağız u-19'la mı? bazen gerçekten anlamıyorum.
  • 29333
    bilinçli top yapma hastalığı olan takım. bunun için çok iyi altyapı eğitimi almış, top tekniği yüksek isimler lazım. biz ise daha orta sahayı geçemeden veriyoruz topu. bu oyunu oynayacak oyuncular çok pahalı. biz kanat oyunlarını, geçiş oyunlarını, baskılı hücum ve golden area' da fazla oyuncu barındıran dikey hücumları tercih etmeliyiz. elimizde oynamaya çalıştığımız oyuna uygun bir tek marcao var.
  • 36611
    önce son birkaç haftalık sürecini, sonrasında ise bu sürecin taktiksel etkilerini değerlendirmek istediğim takımımız.

    önce alınan ağır beşiktaş mağlubiyeti, sonrasında şampiyonlar liginden kötü oyunla eleniş zaten köklü bir değişikliğe ihtiyaç olduğunu gösterdi aslında. tam bu noktada* önerilen osimhen ismi ya reddedilecekti ya da orta sahayı üçleyecek şekilde kanatsız çift forvetli bir sisteme geçilmesi gerektiğine karar verilecekti. çünkü elimizdeki kanat ve forvet profiliyle 4-4-2 gibi bir sistemin young boys gibi zayıf bir takım karşısında bile çalışmayacağını çok acı bir şekilde herkes anladı. bu noktadan itibaren kadroda kanat bek oynayamayacak hemen hemen tüm kanatlarla yollar ayrılmaya çalışıldı ve son gün dahi adı geçen tek kanat aslında bir kanat bekti*. ayrıca hermoso gibi direkt 11 oynayabilecek pahalı bir stoper hamlesi de yapılmaya çalışıldı. bunları yazıyorum ki hala takımı 4-2-3-1 dizip kanatları gönderdiniz nasıl transfer yapmazsınız gibi söylemlerin ne kadar anlamsız olduğunu taktik bazlı değil süreçten anlayalım. yönetim güveni o kadar kaybetti ki sanılıyor ki kanat transferi için uğraşıldı ama yapılamadı. yönetimin başaramadığı çok şey var ama böyle bir transfer için uğraşılmadı bile. yani 3-5-2'ye dönüş fikri bence osimhen önerisinin kabul edildiği an alınmıştı.

    gelelim bu kararın taktiksel boyutuna, bence elimizdeki stoperlerin hepsi teker teker 3'lü oynamaya çok uygun stoperler. nelsson ortada süpürücü rolünü 2'liye göre daha iyi oynayabilir, abdülkerim ve davinson 3lü sağ ve sol stoperler olarak çok daha rahat oyun kurabilir. keza kaan ayhan da bu düzende oynamış ve gayet iyi performans göstermiş bir oyuncu. ayrıca elimizde bence avrupada çok az takımda olan bir forvet rotasyonu var, bunlardan birini yedek bırakmak ya da kanatlara atmayı düşünmek bile abes. kanat bek olarak tempolu, yorulmadan git-gel yapabilecek 3 tane oyuncumuz var ve bunlardan 2'si * her iki kanatta da oynayabiliyor. en sorunlu bölgemiz olan orta sahada ise 2li orta saha düzeninde torreira'nın yanında çok fayda sağlayamayacak kerem demirbay ve sara, 3lü orta sahaya döneceğimiz bu sistemde iki 8 numarayı çok daha verimli oynayabilecek oyuncular. yani plansızlık ve kötü oyunla çıkan bu sistem aslında ilk 11'imiz için gayet uygun. buradaki asıl sorun ise rotasyonda. avrupaya yetiştiremediğimiz orta saha, kanat bek ve stoper transferleri rotasyonu dar kılıyor. burada ise fikrim, bu takım hangi formasyon ve kadro ile oynarsa oynasın bu sene avrupada ikinci yarıyı görmesi hemen hemen kesin.*. bu durumda gerekli rotasyon hamlelerini bu transfer dönemi içinde hallederek ligde gayet iyi bir kadroya sahip olup, ikinci yarı için avrupaya hazır olabiliriz.

    özetlemek gerekirse, böyle bir değişimin riskli ve zor olduğunun farkında olmakla beraber, potansiyelinin de bir o kadar fazla olduğunu ve bizi son 2 seneden bile yukarı bir noktaya taşıyabileceğini düşünüyorum.
  • 22866
    ligin ilk 7 haftasında maalesef iyi sinyaller vermeyen takımdır.

    şampiyonlar ligi maçlarında ekstra motivasyonla en azından mücadele eden oyuncular (orada da etkili hücum varyasyonları göremedik) lig maçlarında ise kelimenin tam anlamıyla dökülmekteler.

    kurulan kadro isim ve değer bazında baktığımızda değerli bir kadro ama performansa bakınca durum bunun tam tersi.
    orta saha oyuncuları maalesef sorumluluk almaktan kaçıyorlar. bunların başlarında da geçen sezonun en iyileri olarak nitelediğimiz belhanda ve feghouli ile ballı sözleşmeye imza atan babel geliyor.
    seri ve lemina da maç temposu ve istikrarı sürdüremiyorlar. bir maç var bir maç yok. falcao da keza öyle göründü.

    geçtiğimiz haftalarda defans oyuncularını çokça suçladık lakin esas sorunumuz orta sahada. (bkz: #2776189) belirttiğim üzere orta saha oyuncularımız ikili mücadele dahi kazanamıyor. çünkü mücadele etmiyorlar. topla dripling yapıp orta sahayı geçemiyorlar, topsuz oyunlarda yoklar. en büyük özelliği toplu topsuz koşularla diğerlerine alan açma olan belhanda sahada yok. sağ kanadı dinamo gibi işleyen feghouli kayıp. mariano ve nagatomo hücuma çıkmadığı gibi defansta da yok nasıl oluyorsa?

    orta saha oyuncuları ne top çalabiliyor, ne ikili mücadele kazanabiliyor, ne de oyun kurabiliyor. geçiş oyunu diye bir şey kalmamış, takım 6 maçtır gol atmayı bırakın pozisyon bulamıyor. ileride dünya yıldızı falcao ve andone gibi iyi bir santrfor var ama bu oyunculara iki pas dahi gelmiyor.
  • 22013
    kadro değeri düşük görünmekle birlikte net bir kriter değildir kalitesini göstermek için. örneğin sen sahaya doğru yayılsan, sistemin otursa marcao ve luyindama değerini ikiye katlar. zaten takımlar böyle değer kazanırlar. söyle düşünelim bize avrupa şampiyonluğu getiren o efsane 2000 kadrosu kaç paraya kuruldu, şampiyon olduğunda oyunculara güncel piyasa şartlarına göre değer biçilse toplam değer ne çıkardı? o takımda sadece hakan şükür 30, emre 50 milyon euro ederdi günümüz piyasasında.
  • 29669
    23 ocak 2022 galatasaray trabzonspor maçında da goruldugu uzere;
    -aslinda cok buyuk potansiyel barindiran ancak 70. dakikadan itibaren kondisyon yetersizligi sebebiyle beynin verdigi komutu ayaklara ulastiramayan oyunculara sahip,
    - paralarini alamadiklari fisilti gazetelerinde yazan,
    - psikolojik olarak dehset puan kayiplari sonrasinda cokus yasayan,
    -2021-2022 sezonunda siralama itibariyle sampiyon olmaktan cok kume dusmeye yakin duran,
    -2010-2011 sezonundaki fecaat galatasaray'dan bilr daha berbat durumda olan,

    anli şanli tarihi olan buyuk takimimiz.

    ne yapsak, ne etsek bilemedim. her kafadan bir ses cikiyor. bugun dogru dedigimiz yarin yanlislaniyor. td degisimi, yonetim degisimi su bu deniyor nereye kadar?

    gercekten ben sözün bittigi yerdeyim. kim suclu kim hatali artik bilmiyorum. ama bu takim duzluge cikana kadar kendi ruh halimi de hesaba katarak daha fazla zarar gormemek ve takima daha fazla zarar vermemek adina susacagim.

    basindakiler ciftlige dondurmus koskoca kulubu, kendi halinde bir zat olan ben ne yapabilirim? elestirdik olmadi, saydik sovduk olmadi, hatalari yazdik olmadi, yapici tavsiyelerde bulunduk olmadi. transfer sezonu acildi madem eksiklerimiz oldugu soyleniyor daha ne bekleniyor? hic!

    su takimi o sogukta destekleyen avazi ciktigi kadar bagiran taraftarlara yazik be! onlardan utanmasi gereken en basta yonetim, istifa edecek! baska yol yok!
  • 26819
    yıllardır oynadığı kötü futbola sonu gelmez bir deneme yanılma rutini içinde kaybolmuş bir şekilde transferle çare bulmaya çalışan teknik direktör ve ekibinin yönettiği, bütün numarası iç sahada seyircinin yarattığı baskı ile maç kaybetmemek olan takım(-dı). seyirci aradan çıkınca bütün boyası döküldü.
    (bkz: süper lig 2020-2021 sezonu)
  • 30423
    ne hocası, ne oyuncusu, ne de planı belli takımdır. haziran’ın ortası da geçti. ankaranın emriyle tff başkanlığından cayan adamı başımıza “ya fatih terim’i getirirse”, “ya parası var ama”, “ya erden timur’la beraber iki müteahhit gayrımenkullerimizi iyi değerlendirirler” diye diye getirdiler. eşek bile aynı çukura iki kez düşmezken ülkenin en büyük kitleye sahip topluluğu (akp’nin 20 milyon civarı seçmeni kaldığı düşünülürse) aynı çukura iki kez düşmüştür. ülkenin en önemli 10-15 koltuğundan birinde dursun özbek oturuyor. o koltuktan ne gibi bir icraat bekleniyor anlam veremiyorum. ha şimdi gelip derseniz ki “diğer 14 koltukta oturan adamlar daha mı vasıflı?” haklısınız. boşuna türkiye’dir galatasaray denmiyor.*
  • 277
    orta saha ile defans yapan takımımız. başımıza ne geldi ise servet ve emre sakatlanıp, diğer emre ceza gördüğünde, bir de üstüne meira satıldığında geldi. o zamana kadar ciddi bir problem yoktu takımda. orta sahayı her geçen kalecimizle karşı karşıya kaldı, üstelik bu olay çok iyi top oynadığımız maçlarda da başımıza geldi (beşiktaş, sivasspor maçları gibi). hele bir de olmayan defansımız ile skor üzerine yatmaya çalışmamız bize başta uefa'yı sonrasında ligi ve cl'ye gitme hakkını kaybettirdi. kabak ise malesef birilerinin başına patladı, patlayacak. iyi kötü bir sezonu tamamladılar, seneye aynı şeylerin başımıza gelmemesi temennimiz. yılın özeti ise:

    (bkz: seviyoruz seni ulan, arda arda turan)
    (bkz: galatasaraylı kewell)
    (bkz: şampiyonluk için sevmedik, 14 sene bile bekledik)
  • 28802
    takımda ciddi manada uzun top atabilen, oyunun yönünü değiştirebilen futbolcu eksikliği göze çarpıyor. özellikle 31 ekim 2021 galatasaray gaziantep fk maçının ilk yarısı itibariyle oyun hep bir alana sıkışıyor, karşı tarafta bomboş futbolcumuz varken hiçbir futbolcumuz müsait pozisyonda olmasına rağmen uzun pasla oyunu açmıyor ya da açamıyor. duran top çalışmalarımız ayrı bir fiyaskoyken bir de üstüne bu durum eklenince kapanan takımları açabilmek iyice imkansız bir hal alıyor.
  • 22418
    yeni transferlerlerden sonra oluşan kadroyla beraber sistemde de değişiklikler olabileceğini düşünüyorum. özellikle çift forvet oynamayı seven falcao'nun yanına çok uygun bir forvet oyuncusu olan andone'nin alınması ve merkez orta saha bölgesine lemina'nın katılması kafamda şöyle bir diziliş canlandırıyor https://galatasaray11.com/eleven/54422 . çift forvet olması dolayısıyla ofansif bir diziliş gibi gözükebilir ancak top rakibe geçtiğinde feghouli'nin sola kanada kaymasıyla 4-4-2'ye geçilip ( https://galatasaray11.com/eleven/54423 ) sahaya iyi yayılıp andone lemina gibi tempolu oyunculardan faydalanarak press gücü yüksek bir galatasaray yaratılabilir diye düşünüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın