23
dursun özbek'e saçma sapan ithamlarda bulunulmasına sebep olan projedir. yok bu adamı zamanında suçladık, ben de suçladım ama sonra pişman oldum, çünkü zaman bana onun haklı olduğunu gösterdi. zaten o dönem 25 yaş heyecanıyla sanki çok para işlerinden anlıyormuş gibi 0'dan zengin olmuş adamı imari konularda suçlamam da ayrı bir saçmalıktı ya neyse. insan olgunlaşınca anlıyor bazı şeyleri. öncelikle şunu belirteyim; ben erden timur'un devam etmesi gerektiğini ve çok gereksiz şeylerle eleştirildiğini düşünen birisiyim. ancak florya konusunda dursun başkan haklı olabilir. nasıl olabilir. şimdi burada 2 tür yaklaşım söz konusu. nedir o 2 yaklaşım. açıklayalım.
birincisi idealist yakladım. kendisi de bir hukukçu olan erden timur'un yaklaşımı bu. bu projenin her şeyini biz yapalım ve daha çok kar edelim. evet her şeyi 4x4 lük yapabildiğimiz bir ortamda daha çok kar edeceğimiz su götürmez bir gerçek. çünkü müteahhitin kar payı da bize kalacak. ancak her şeyi 4x4 lük yapabilme ihtimalimiz bence %1 bile değil malesef...
ikincisi ise mühendislik yaklaşımı. bu da dursun başkanın yaklaşımı. dursun başkan diyor ki evet kendimiz yaparsak daha çok kar edeceğiz. ama ben futbol takımına mı para harcayacağım inşaata mı? bu sırada bankalar birliğine ödeyeceğim faiz ne olacak. inşaat için kredi çekmek zorunda kalırsam onun da faizi olacak. bu inşaat işi çok uzarsa kar marjı düşecek, öngöremediğimiz şeyler olursa harcanan enerjiye değmeyecek bir kar alınabilir. onu da geçtim galatasaray bu yarın ibra edilmeyiz seçilemeyiz vs gelen yönetim burayı ne ölçüde yapabilir. senelerdir şantiyelerde olan biri olarak söylemeliyim ki her yönetim değişimi bizim kar marjımıı düşürecektir. sebebini soran olursa özelden anlatırım bu inşaatlarda işleirn nasıl yürüdüğünü.. dursun başkan diyor ki biz bir de buraya para ve enerji ayırmaya çalışmayalım. uzun vadede şu kadar kazanacağımıza kısa vadede ve az enerji ile bu kadar kazanalım. riske girmemiş oluruz. çünkü burası türkiye... he aradaki fark da süheyl batum'un algı yaptığı gibi 11 e 4 değildir. çok çok 7 ye 4 falandır ki vadeyi hesaba katınca bunun ne derece zarar olduğu tartışılır.
olayın özü aşağı yukarı budur. ben erden timur'u seven, savunan birisiyim. ama bir mühendis olarak burada dursun başkanımızın yaklaşımını daha gerçekçi ve yaşadığımız coğrafyanın kaosuna, koşullarına ve yetiştirdiği insanların etik yapısına göre daha uygun buluyorum. burada zannedildiği gibi bir peşkeş söz konusu değil. sadece yaklaşım farkı mevcut. biri hukukçu, her şeyin kitabına uyacağını, herkesin ahlaklı davranacağını düşünüyor. biri ise mühendis tamamen çevresel faktörleri de hesaba katıp risk hesabı yapıyor. kazanan galatasaray olsun.
birincisi idealist yakladım. kendisi de bir hukukçu olan erden timur'un yaklaşımı bu. bu projenin her şeyini biz yapalım ve daha çok kar edelim. evet her şeyi 4x4 lük yapabildiğimiz bir ortamda daha çok kar edeceğimiz su götürmez bir gerçek. çünkü müteahhitin kar payı da bize kalacak. ancak her şeyi 4x4 lük yapabilme ihtimalimiz bence %1 bile değil malesef...
ikincisi ise mühendislik yaklaşımı. bu da dursun başkanın yaklaşımı. dursun başkan diyor ki evet kendimiz yaparsak daha çok kar edeceğiz. ama ben futbol takımına mı para harcayacağım inşaata mı? bu sırada bankalar birliğine ödeyeceğim faiz ne olacak. inşaat için kredi çekmek zorunda kalırsam onun da faizi olacak. bu inşaat işi çok uzarsa kar marjı düşecek, öngöremediğimiz şeyler olursa harcanan enerjiye değmeyecek bir kar alınabilir. onu da geçtim galatasaray bu yarın ibra edilmeyiz seçilemeyiz vs gelen yönetim burayı ne ölçüde yapabilir. senelerdir şantiyelerde olan biri olarak söylemeliyim ki her yönetim değişimi bizim kar marjımıı düşürecektir. sebebini soran olursa özelden anlatırım bu inşaatlarda işleirn nasıl yürüdüğünü.. dursun başkan diyor ki biz bir de buraya para ve enerji ayırmaya çalışmayalım. uzun vadede şu kadar kazanacağımıza kısa vadede ve az enerji ile bu kadar kazanalım. riske girmemiş oluruz. çünkü burası türkiye... he aradaki fark da süheyl batum'un algı yaptığı gibi 11 e 4 değildir. çok çok 7 ye 4 falandır ki vadeyi hesaba katınca bunun ne derece zarar olduğu tartışılır.
olayın özü aşağı yukarı budur. ben erden timur'u seven, savunan birisiyim. ama bir mühendis olarak burada dursun başkanımızın yaklaşımını daha gerçekçi ve yaşadığımız coğrafyanın kaosuna, koşullarına ve yetiştirdiği insanların etik yapısına göre daha uygun buluyorum. burada zannedildiği gibi bir peşkeş söz konusu değil. sadece yaklaşım farkı mevcut. biri hukukçu, her şeyin kitabına uyacağını, herkesin ahlaklı davranacağını düşünüyor. biri ise mühendis tamamen çevresel faktörleri de hesaba katıp risk hesabı yapıyor. kazanan galatasaray olsun.